De ki: “Gelin, size Rabbinizin neyi haram/dokunulmaz kıldığını bildireyim: Allah’a hiçbir şeyi eş ve ortak koşmayın, (1) anaya babaya iyi davranın, (2) fakirlik korkusundan dolayı çocuklarınızı öldürmeyin. Zira sizin de onların da rızıklarını veren biziz!(3) Utanç verici her hayâsızlığın açığından ve gizlisinden uzak durun.(4) Allah’ın dokunulmaz kıldığı cana haksız yere kıymayın.(5) İşte, bütün bunları Allah, size emrediyor. Umulur ki aklınızı kullanırsınız." (6)
Bir de yetimin malına, rüşt çağına ulaşıncaya kadar, onun lehine olacak tarzın dışında kötü amaçlarla yaklaşmayın (1). Ölçmede ve tartmada doğru ve adil olun (2). Zira biz, hiç kimseye altından kalkamayacağı sorumluluğu yüklemeyiz (3). Konuştuğunuz zaman, akraba bile olsa adaletli olun.(4) Ve Allah’la olan ahit/sözleşmenize sadık olun (5). İşte Allah, bunu size öğüt veriyor. Umulur ki düşünüp öğüt alırsınız (6).
Benim gösterdiğim dosdoğru yol işte budur. Öyleyse bu yolu izleyin, sakın sizi bu yoldan ayıracak farklı yollara sapmayın. İşte bütün bunları Allah size tavsiye ediyor, umulur ki korunup sakınırsınız.
Sonra da iyi davrananlara nimetimizi tamamlamak ve (dini açıdan gerekli olan) her şeyi ayrıntılı olarak açıklamak, bir rehber ve rahmet olarak Musa’ya o kitabı verdik ki Rableriyle buluşacaklarına tam inansınlar.
İşte bu da bizim indirdiğimiz bereket kaynağı bir kitaptır. Öyleyse bu Kuran’a uyun ve sorumluluğunuzu yerine getirin ki rahmete nail olasınız.
Kalkıp da “O kitap, bizden önceki iki topluma indirildi. Biz, onlardaki öğretilerden habersizdik” dersiniz diye.
Yahut “Eğer bize de kitap indirilseydi, onlardan daha doğru yolda olurduk” dersiniz diye. İşte size Rabbinizden hakikatin apaçık belgesi, kılavuz ve rahmet olarak Kuran geldi. Bu durumda Allah’ın ayetlerine karşı yalana sarılandan ve ondan yüz çevirenden daha zalim biri olabilir mi? Ayetlerimizden yüz çevirenleri, ona karşı bu büyük suçlarından dolayı çok kötü bir azap ile cezalandıracağız.
Şimdi onlar, kendilerine illa ki meleklerin gelmesini ya da bizzat Rabbinin gelmesini veya Rabbinin bazı azap ölüm işaretlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin azap işaretinin geldiği o gün, daha önceden iman etmemiş ya da imanıyla bir iyilik ortaya koymamış kimsenin imanı kendine fayda sağlamayacaktır. De ki: “Bekleyin bakalım, zaten biz de beklemekteyiz!”
Dinlerini parça parça edip, gruplara ayrılanlar ile senin hiçbir ilişkin olamaz. Onların işi Allah’a kalmıştır. İleride Allah, onlara yapıp ettiklerini bildirecektir.
Kim ilahi huzura bir iyilik ile gelirse, ona onun on katı vardır; kim de bir kötülük ile gelirse, ona da yalnızca yaptığının karşılığı vardır ve onlar asla haksızlığa uğramayacaklardır.
De ki: “Hiç kuşku yok ki Rabbim beni, dosdoğru yola, her türlü şirkten arınmış İbrahim’in inanç sistemi olan sağlam dine yöneltti. Zira İbrahim, asla ortak koşan müşriklerden olmadı.”
De ki: “Benim bütün bedensel ve mali ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi/sahibi Allah içindir.”
Zira O’nun hiçbir ortağı ve benzeri yoktur. İşte ben, sadece bu tevhit ile emrolundum ve ben Müslümanların öncüsüyüm.
De ki: “Allah, her şeyin Rabbi iken, ben O’ndan başka bir Rabb mı/kural koyucu mu arayayım? (1) Herkesin işlediği günahlar yalnızca kendini bağlar (2). Zira hiçbir sorumlu, bir başkasının sorumluluğunu yüklenemez (3). Sonra hepinizin dönüşü Rabbinize olacak, O da tartışıp anlaşamadığınız tüm gerçekleri size haber verecektir.”(4)
O’dur, sizi bu toprakların varisleri ve idarecileri yapan. Size verdiği nimet ve imkânları da sizi sınamak için birbirinize derecelerle üstün yapan O’dur. Şüphesiz ki senin Rabbin hemen cezalandırmayandır hem de O çok bağışlayan ve merhamet edendir.