2. Bakara Suresi / 56.ayet

Belki şükredersiniz diye ölümünüzden sonra sizi tekrar diriltmiştik.

Bknz: (4/153)(14/7)

Mustafa Çavdar Meali

Bakara 56 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sonra da gene şükredesiniz diye ölümünüzden sonra sizi dirilttik.

(Bakara 56)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Sonra olur ki şükredersiniz diye, sizi (bir nevi) ölümünüzden sonra tekrar diriltip (hayata çıkardık).

(Bakara 56)

Abdullah Parlıyan Meali:

Sizi bu ölümünüzden sonra belki şükredenlerden olursunuz diye tekrar dirilttik.

(Bakara 56)

Adem Uğur Meali:

Sonra ölümünüzün ardından sizi dirilttik ki şükredesiniz.

(Bakara 56)

Ahmet Hulusi Meali:

Sonra, ölümü (yokluğunuzu - gerçekte yegane var olanın Vahid-ül Kahhar olduğu gerçeğini) tatmanızın akabinde, yeni bir anlayışla hayata başlatmıştık sizi, belki bunu değerlendirirsiniz diye.

(Bakara 56)

Ahmet Tekin Meali:

Bu ölümünüzden sonra biz sizi tekrar dirilttik. Şükrünüze vesile olur diye böyle yaptık.

(Bakara 56)

Ahmet Varol Meali

Sonra belki şükredersiniz diye sizi ölümünüzden sonra tekrar diriltmiştik.

(Bakara 56)

Ali Bulaç Meali:

Sonra şükredesiniz diye, sizi ölümünüzden sonra dirilttik.

(Bakara 56)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Sonra, şükredesiniz diye, vefatınızdan (bir gün) sonra (kudretimizi anlıyasınız diye) sizi diriltmiştik.

(Bakara 56)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sonra, ölümünüzün ardından, size yeniden yaşam verdik; belki şükredersiniz diye.

(Bakara 56)

Ali Ünal Meali:

Bu ölümden hiç farksız haliniz ve kalbî, manevî ölümünüzün ardından (Allah) sizi ikinci bir defa hayata mazhar kıldı ki, artık şükredesiniz (iman, ibadet ve hayat adına O’nun bütün hükümlerini tutup hayatınıza hayat kılasınız).

(Bakara 56)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Sonra ölümün ardından sizi dirilttik. (Yine dindar bir millet yaptık) ki şükredesiniz.

(Bakara 56)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Şükredersiniz diye, sizi ölümünüzün ardından dirilttik.

(Bakara 56)

Bekir Sadak Meali:

Olumunuzden sonra, sukredesiniz diye sizi tekrar diriltmistik.

(Bakara 56)

Besim Atalay Meali:

Biz sizi, ölümünüzden sonra, yine dirilttik, ola ki şükredersiz

(Bakara 56)

Celal Yıldırım Meali:

(Bir bakıma) ölümünüzden sonra da şükredesiniz diye sizi (o baygın halden uyandırıp) kaldırmıştık.

(Bakara 56)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Ölü bir toplum haline geldikten sonra, şükredesiniz diye sizi tekrar diriltmiştik.*

(Bakara 56)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Ölümünüzden sonra, şükredesiniz diye sizi tekrar diriltmiştik.

(Bakara 56)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Sonra, şükredesiniz diye ölümünüzün ardından sizi tekrar dirilttik.

(Bakara 56)

Diyanet Vakfı Meali:

Sonra ölümünüzün ardından sizi dirilttik ki şükredesiniz.*

(Bakara 56)

Edip Yüksel Meali:

Sonra, belki şükredersiniz diye ölümünüzün ardından sizi diriltmiştik.

(Bakara 56)

Elmalılı Orjinal Meali:

sonra sizi şükredesiniz diye ba's badelmevte mazhar ettik

(Bakara 56)

Elmalılı Yeni Meali:

Sonra şükredesiniz diye sizi ölümünüzden sonra yine dirilttik.

(Bakara 56)

Erhan Aktaş Meali:

Sonra, şükredesiniz diye ölümünüzün[1] ardından sizi dirilttik[2].

1)"Mevt" sözcüğü, mecazen, sakinlik, bitmişlik, tükenmişlik, hareketsizlik, çözülmüşlük gibi anlamlara gelmektedir. Ayette de bu mecaz anlamıyla kullanılmıştır. Örneğin ateş söndüğünde, alevi ve dumanı kalmadığında, "ateş öldü" diye tabir edilmektedir.
2)Canlılık verdik.

(Bakara 56)

Gültekin Onan Meali:

Sonra, belki şükredersiniz diye ölümünüzün (mevtiküm) ardından sizi diriltmiştik (beasnaküm).

(Bakara 56)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sonra Biz, kendinize verilen nimetlerin karşılığını ödersiniz diye sizi ölümünüzün ardından dirilttik/zilletten kurtarıp onurlu duruma getirdik.

(Bakara 56)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Sonra, şükredesiniz diye, ölümünüzün/baygınlığınızın ardından sizi (bir daha) dirilttik.

(Bakara 56)

Harun Yıldırım Meali:

Sonra ölümünüzün ardından belki şükredersiniz diye sizi dirilttik.

(Bakara 56)

Hasan Basri Çantay:

Sonra ölümünüzün arkasından sizi yine diriltmişdik. Gerekdi ki şükredesiniz.

(Bakara 56)

Hayrat Neşriyat Meali:

Sonra şükredesiniz diye, ölümünüzün ardından sizi dirilttik.

(Bakara 56)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Sonra, ölümünüzün ardından sizi uyandırdık¹. teşekkür etmeniz beklenir.

(Bakara 56)

Hüseyin Atay Meali:

Ve kendinizden geçtikten sonra, şükredersiniz diye sizi canlandırdık.

(Bakara 56)

İbni Kesir Meali:

Sonra sizi, ölümünüzün arkasından şükredersiniz diye diriltmiştik.

(Bakara 56)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bu yok oluşunuzdan sonra tekrar sizi dirilttik ki, belki şükredersiniz.

(Bakara 56)

İskender Ali Mihr Meali:

Sonra umulur ki böylece siz şükredersiniz diye ölümünüzden sonra sizi tekrar dirilttik.

(Bakara 56)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Sonra ölümünüzün ardından sizi yeniden dirilttik, şükredesiniz diye.

(Bakara 56)

Kadri Çelik Meali:

Ölümünüzden sonra, şükredesiniz diye sizi tekrar diriltmiştik.

(Bakara 56)

Mahmut Kısa Meali:

Sonra da şükredesiniz diye, sizi ölümünüzün ardındanmûcizevî bir şekilde yeniden diriltmiştik. Bu mûcize, aynı zamanda, ahlâkî değerler ve toplumsal dinamikler bakımından ölen bir toplumun, ancak ilâhî vahyin yol göstericiliği sayesinde yeniden hayata kavuşabileceğini gösteren çarpıcı bir örnek olmuştu. Nitekim:

(Bakara 56)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Bundan sonra yine şükredersiniz diye, sizi ölümünüzden sonra tekrar dirilttik

(Bakara 56)

Mehmet Türk Meali:

Sonra belki şükredersiniz diye sizi (adeta) ölümünüzden sonra dirilttik.1*

(Bakara 56)

Muhammed Celal Şems Meali:

Mahvolduktan sonra (yine de) şükredesiniz diye, sizleri tekrar yücelttik.

(Bakara 56)

Muhammed Esed Meali:

Ama ölü (bir toplum) haline geldikten sonra belki şükredenlerden olursunuz diye sizi tekrar dirilttik.

(Bakara 56)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sonra, belki şükredersiniz diye, ölümünüzün ardından sizi yeniden diriltmiştik.

(Bakara 56)

Mustafa Çavdar Meali:

Belki şükredersiniz diye ölümünüzden sonra sizi tekrar diriltmiştik.

Bknz: (4/153) - (14/7)

(Bakara 56)

Mustafa Çevik Meali:

55-57 Ey İsrailoğulları! Bir vakitte, Musa’ya şöyle demiştiniz: “Ey Musa! Biz Allah’ın seni peygamber olarak gönderdiğine, bizzat Allah’ı görüp O’ndan duymadıkça inanmayacağız ve bizi davet ettiğin nizam ile ahlaka da uymayacağız.” Bunu söylerken, büyük bir gürültü duyup etrafınızda ne oluyor diye bakınırken, sizi yıldırım çarpmıştı ve yerlere serilip bayılmıştınız. Sonra da ayıltıp bu yaşadıklarınızı düşünüp doğruya yönelesiniz diye hayata döndürmüştük. Bütün bunlar yetmezmiş gibi çölde kendinize yurt ararken güneşin sıcağından sizi koruması için bulutları üzerinize gölge yapıp, rızık olarak da bıldırcın ve kudret helvası göndererek, “Bu güzel rızıklardan da yiyin.” dedik. Bunca nimete karşılık onlar yine de nankörlük edip kendilerine kötülük ettiler.

(Bakara 56)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Daha sonra, belki teşekkür edersiniz diye ölümünüzün ardından sizi bir daha diriltmiştik.

(Bakara 56)

Osman Okur Meali:

Ama ölü (bir toplum) haline geldikten sonra belki şükredenlerden olursunuz diye sizi tekrar dirilttik.

(Bakara 56)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Sonra sizi ölümünüzü müteakip diriltmiştik, tâ ki şükredesiniz.

(Bakara 56)

Ömer Öngüt Meali:

Bu ölü halinizden sonra, belki şükredersiniz diye sizi tekrar diriltmiştik.

(Bakara 56)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sonra, belki şükredersiniz diye ölümünüzün ardından sizi diriltip kaldırdık.

(Bakara 56)

Sadık Türkmen Meali:

Sonra sizi Biz dirilttik, sizler öldükten sonra. Umulur ki sizler şükredersiniz.

(Bakara 56)

Seyyid Kutub Meali:

Sonra şükredesiniz diye sizi öldükten sonra yeniden dirilttik.

(Bakara 56)

Suat Yıldırım Meali:

Siz bir müddet ölü vaziyette kaldıktan sonra, şükredesiniz diye sizi dirilttik.

(Bakara 56)

Süleyman Ateş Meali:

Sonra belki şükredersiniz diye sizi ölümünüzün ardından tekrar diriltmiştik.

(Bakara 56)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bayılmanızın[1] ardından yine de sizi kaldırmıştık ki görevinizi yerine getiresiniz.

1)Âyetteki mevt, gücün tükenmesi anlamındadır (Mekayis)."Her yanını ölüm sarar ama o ölmüş olmaz". (İbrahim 14/17) ayetindeki gibi bunların da her yanını ölüm sarmış ama ölmemişlerdir. Çünkü ölen tekrar dünyaya dönemez. (Müminun 23/99-100 ve Münafikun 63/10-11) Bir mucizeden de söz edilmediğine göre en uygun anlam bayılmadır. 

(Bakara 56)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Şükredesiniz diye ölümünüzden sonra sizi yeniden diriltmiştik.

(Bakara 56)

Şaban Piriş Meali:

Ölümünüzden sonra belki şükredersiniz diye sizi tekrar diriltmiştik.

(Bakara 56)

Talat Koçyiğit Meali:

(Bununla beraber) belki şükredersiniz diye bu ölü halinizden sizi tekrar diriltmiştik.

(Bakara 56)

Tefhimul Kuran Meali:

Sonra (yine de) belki şükredersiniz diye, sizi ölümünüzden sonra dirilttik.

(Bakara 56)

Ümit Şimşek Meali:

Sonra da, ölümünüzün ardından, şükredin diye sizi tekrar diriltmiştik.

(Bakara 56)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sonra, ölümünüzün ardından sizi dirilttik ki, şükredebilesiniz.

(Bakara 56)