12. Yusuf Suresi / 2.ayet

Biz bu Kuran’ı, aklınızı kullanasınız diye Arapça anlaşılır bir dille indirdik.

Bknz: (19/97)(21/10)(41/44)

Mustafa Çavdar Meali

Yusuf 2 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Onu, akıl edesiniz diye Arapça olarak Kur'an'da da indirdik.

(Yusuf 2)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Kesinlikle Biz Onu, akıl erdirip anlayasınız diye, (vahye ve tebliğe muhatap olan kavmin anadili olan) Arapça bir Kur’an olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Abdullah Parlıyan Meali:

Biz onu Arapça bir Kur'ân olarak indirdik ki, aklınızı kullanıp anlayasınız diye.

(Yusuf 2)

Adem Uğur Meali:

Anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Ahmet Hulusi Meali:

Kesinlikle biz (El Esma ül Hüsna'nın işaret ettiği insanın hakikatindeki mertebeden - İlim mertebesinden bilincine) Arapça Kur'an (OKUnası, kavranılası metin) olarak inzal ettik Onu, aklınızla değerlendiresiniz diye.

(Yusuf 2)

Ahmet Tekin Meali:

Biz bu kitabı, Kur'ân'ı, bütün ilâhî kitaplardaki dinî-ilmî esasları içeren, açık, edebî, Arapça, okunan bir metin halinde indirdik. Umulur ki, aklınızı kullanıp anlar, faydalanırsınız.

(Yusuf 2)

Ahmet Varol Meali

Biz, akıl erdiresiniz diye, onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Ali Bulaç Meali:

Gerçekten biz, akıl erdirirsiniz diye, onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Biz, bu kitabı anlayasınız diye, Arapça bir Kur'ân olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Ali Rıza Sefa Meali:

Aslında, Onu, çok kolay anlaşılacak Kur'an olarak indirdik; belki aklınızı kullanırsınız diye.

(Yusuf 2)

Ali Ünal Meali:

Biz o Kitabı Arapça bir Kur’ân olarak indiriyoruz ki, düşünüp akledesiniz.

(Yusuf 2)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Biz, O kitabı Arapça bir Kur’an olarak indirdik ki, onu idrak edesiniz.

(Yusuf 2)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Aklınızı kullanasınız diye biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Bekir Sadak Meali:

Biz onu, anlayasiniz diye, arapca bir Kuran olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Besim Atalay Meali:

Biz onu, Arapça Kur'an olarak indirmişizdir, ola ki anlarsınız

(Yusuf 2)

Celal Yıldırım Meali:

Akıl yoluyla rahat anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur'ân olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Aklınızı kullanarak (manasının derinliğini iyice) anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Biz onu, anlayasınız diye, Arapça bir Kuran olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Diyanet Vakfı Meali:

Anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Edip Yüksel Meali:

Onu Arapça bir Kuran olarak indirdik ki anlayasınız.

(Yusuf 2)

Elmalılı Orjinal Meali:

Biz onu bir Kur'an olmak üzere Arabi olarak indirdik, gerek ki akıl irdiresiniz

(Yusuf 2)

Elmalılı Yeni Meali:

Biz onu akıl erdirebilesiniz diye, bir Kur'an olmak üzere Arapça olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Erhan Aktaş Meali:

Akledip anlamanız için onu Arapça bir kuran[1] olarak gönderdik.

1)Beyan. Okunan.

(Yusuf 2)

Gültekin Onan Meali:

Gerçekten biz onu Arapça bir Kuran olarak indirdik ki akledesiniz.

(Yusuf 2)

Hakkı Yılmaz Meali:

Şüphesiz ki, Biz onu akledersiniz diye Arapça bir Kur’ân olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Şüphesiz ki biz, akledip (anlayasınız) diye, onu Arapça bir Kur’ân olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Harun Yıldırım Meali:

Gerçekten biz, akıl erdirirsiniz diye, onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Hasan Basri Çantay:

Hakıykat biz onu, (manasına) akıl erdiresiniz diye, Arabca bir Kur'an olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Hayrat Neşriyat Meali:

Şübhesiz ki biz onu, anlayasınız diye, Arabca bir Kur'ân olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Gerçekten biz, onu açık-anlaşılır¹bir kur'an olarak indirdik. Akıl etmeniz beklenir.

(Yusuf 2)

Hüseyin Atay Meali:

Düşünürsünüz diye, onu Arapça Kur an olarak indirdik.

(Yusuf 2)

İbni Kesir Meali:

Doğrusu biz; onu akıl erdiresiniz diye arapça bir Kur'an olarak indirdik.

(Yusuf 2)

İlyas Yorulmaz Meali:

Biz onu, siz anlayasınız diye Arap lisanı ile okunan bir kitap olarak indirdik.

(Yusuf 2)

İskender Ali Mihr Meali:

Muhakkak ki Biz, O'nu Arapça Kur’ân olarak indirdik. Böylece siz akıl edersiniz.

(Yusuf 2)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

İşte Biz onu arap diliyle okunacak kitap olarak bildirdik, anlıyabilesiniz diye.

(Yusuf 2)

Kadri Çelik Meali:

Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Mahmut Kısa Meali:

Gerçekten Biz onu, düşünüp anlayabilesiniz diye Arapça bir metin olarak gönderdik. Kur’an’ın ilk muhatabı olan siz Araplar, eğer başka bir dili konuşuyor olsaydınız, o zaman ayetlerimizi o dilde gönderecektik.

(Yusuf 2)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Üzerinde düşünüp akıl edersiniz diye Biz Kur'an'ı Arapça indirmişizdir.

(Yusuf 2)

Mehmet Türk Meali:

Gerçekten Biz onu anlayasınız diye Arapça1 bir Kur’an olarak indirdik.*

(Yusuf 2)

Muhammed Celal Şems Meali:

Akıl edesiniz diye, Biz onu Arapça Kur’an olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Muhammed Esed Meali:

Biz onu Arapça bir metin olarak indirdik ki, aklınızı kullanarak belki onu kavrayıp özümlersiniz.

(Yusuf 2)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur an olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Mustafa Çavdar Meali:

Biz bu Kuran’ı, aklınızı kullanasınız diye Arapça anlaşılır bir dille indirdik.

Bknz: (19/97) - (21/10) - (41/44)

(Yusuf 2)

Mustafa Çevik Meali:

1-3 Elif. Lâm. Râ. Bu kitabı anlaşılsın, üzerinde düşünülsün diye, kullandığınız dilin harflerinden oluşan sözlerle, apaçık Arapça bir hitap olarak indirmekte, öğüt alınmak üzere geçmiş kavimlerin de kıssalarını bildirmekteyiz. Ey Peygamber! Biz sana bunları vahyetmeden önce sen bunlardan habersizdin.

(Yusuf 2)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Biz onu Arapça bir hitab olarak indirdik: belki bu sayede, kafanızı kullanırsınız.

(Yusuf 2)

Osman Okur Meali:

Biz onu iyice akletsinler/anlasınlar diye. Arapça bir kitap olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Şüphe yok ki, Biz onu bir Arapça Kur'an olarak indirdik. Umulur ki, siz güzelce anlarsınız.

(Yusuf 2)

Ömer Öngüt Meali:

Anlayabilesiniz diye biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Ömer Sevinçgül Meali:

Biz onu, kavrayıp akıl erdiresiniz diye, arapça bir okuma metni olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Sadık Türkmen Meali:

Biz onu Arapça (anladığınız dilde) bir Kur’an olarak indirdik. Ki aklınızı kullanarak onu kavrayıp özümlemeniz için.

(Yusuf 2)

Seyyid Kutub Meali:

Biz o kitabı Arapça bir Kur'an olarak indirdik ki anlayabilesiniz.

(Yusuf 2)

Suat Yıldırım Meali:

Düşünüp manasını anlamanız için Biz, onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Süleyman Ateş Meali:

Biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik ki anlayasınız.

(Yusuf 2)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Belki aklınızı kullanırsınız diye, biz bunu Arapça kümeler[1] şeklinde indirdik.

1) قُرْآنً toplama anlamınadır. Bu kitabın anlamı Arap diliyle toparlanacak, kümeleştirilecek şekildedir.Detaylar için Bkz. Al-i İmran 3/7 ve dipnotu    

(Yusuf 2)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onu,apaçık bir mesaj olarak indirdik ki anlayabilesiniz.

(Yusuf 2)

Şaban Piriş Meali:

Biz, onu anlayasınız diye Arapça Kur'an olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Talat Koçyiğit Meali:

Biz onu iyice anlayasınız diye arapça bir Kur'ân olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Tefhimul Kuran Meali:

Gerçekten biz, Arapça bir Kur'an olarak indirdik, Ona akıl erdirirsiniz diye.

(Yusuf 2)

Ümit Şimşek Meali:

Akıl edesiniz diye, Biz onu Arapça bir Kur'ân olarak indirdik.

(Yusuf 2)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Biz onu sana, aklınızı çalıştırasınız diye, Arapça bir Kur'an olarak indirdik.

(Yusuf 2)