2. Bakara Suresi / 146.ayet
- « Bakara 145
- Bakara 146
- Bakara 147 »
Bakara 146 ayeti için diğer mealler.
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
Kendilerine kitap indirdiğimiz kimseler, Peygamberi, oğullarını tanır gibi tanırlar. Tanırlar ama gene de içlerinden bir kısmı bilebile gerçeği gizler.
(Bakara 146)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz, O’nu (Kur'an’ı ve Resulüllah’ı) öz oğullarını tanıdıkları gibi tanıyıp bilirlerdi. (Hz. Peygamberin özelliklerini ve güzelliklerini kitaplarında okurlardı ve gelişini beklerlerdi.) Buna rağmen onlardan bir grup, bile bile gerçeği gizlerlerdi.
(Bakara 146)Abdullah Parlıyan Meali:
Hani şu kendilerine kitap verdiklerimiz varya, O son peygamberi kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Ama buna rağmen, onların bir kısmı gerçeği bile bile örtbas ederler.
(Bakara 146)Adem Uğur Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (o kitaptaki peygamberi), öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onlardan bir gurup bile bile gerçeği gizler.
(Bakara 146)Ahmet Hulusi Meali:
Kendilerine (Kitap) Bilgi verdiklerimizden bir kısmı Onu kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Onlardan bir grup bilerek Hakk'ı gizlerler.
(Bakara 146)Ahmet Tekin Meali:
Kendilerine kutsal kitapları, Tevrat'ı, İncil'i verdiklerimiz onu, Muhammed'i, öz oğullarını bildikleri gibi, kitaplarında zikredilen özellikleri sebebiyle tanırlar. Böyle iken içlerinden bir kısmı bile bile hakikati, onun Hak Peygamber olduğunu gizliyorlar.
(Bakara 146)Ahmet Varol Meali
Kendilerine daha önce Kitab vermiş olduklarımız onu kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Yine de onlardan bir grup bile bile gerçeği gizlerler.
(Bakara 146)Ali Bulaç Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi), çocuklarını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir bölümü, bildikleri halde gerçeği gizlerler.
(Bakara 146)Ali Fikri Yavuz Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz, Hazreti Peygamberi, öz oğullarını tanır gibi tanırlar. Böyle iken içlerinden bir topluluk hak ve hakikatı bile bile gizlerler.
(Bakara 146)Ali Rıza Sefa Meali:
Kitap verdiklerimiz, kendi oğullarını tanıdıkları gibi Onu tanırlar. Aslında, onların arasından bir küme, bilmesine karşın gerçeği gizliyor.
(Bakara 146)Ali Ünal Meali:
Önceden kendilerine Kitap verilmiş olanlar, o Rasûl’ü (kıblesinin neresi olacağı dahil, bütün hususiyetleriyle) öz çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir grup, bu hakikatı bile bile gizlemektedir.
(Bakara 146)Bahaeddin Sağlam Meali:
Kitap verilenler, çocuklarını tanıdıkları gibi onu (Peygamber’i veya Kâbeyi) tanırlar. (Onun hak olduğunu bilirler.) Onlardan bir grup bile bile hakkı gizlerler.
(Bakara 146)Bayraktar Bayraklı Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz, peygamberi, çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onlardan bir grup, bile bile gerçeği gizler.
(Bakara 146)Bekir Sadak Meali:
Kendilerine Kitab verdiklerimiz, onu (peygamberi) ogullarini tanidiklari gibi tanirlar. Onlardan bir takimi, dogrusu bile bile hakki gizlerler.
(Bakara 146)Besim Atalay Meali:
Kendi oğullarını tanıdıkları gibi, kitaplı olanlar, onu dahi tanırlar, onlardan bir bölük, bile bile hakkı gizlemektedir
(Bakara 146)Celal Yıldırım Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz (Yahudiler ile Hıristiyanlar) O'nu (son peygamberi) öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Bununla beraber onlardan bir kısmı bilip durdukları halde hakkı gizlerler.
(Bakara 146)Cemal Külünkoğlu Meali:
Daha önce kendilerine kitap verdiğimiz (Yahudiler ve Hıristiyanlar), o (Muhammed')i kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyle iken, onların bazısı hakikati bilerek örtbas ederler. *
(Bakara 146)Diyanet İşleri Eski Meali:
Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Onlardan bir takımı, doğrusu bile bile hakkı gizlerler.
(Bakara 146)Diyanet İşleri Yeni Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Peygamberi) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyle iken içlerinden birtakımı bile bile gerçeği gizlerler.
(Bakara 146)Diyanet Vakfı Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (o kitaptaki peygamberi), öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onlardan bir gurup bile bile gerçeği gizler.*
(Bakara 146)Edip Yüksel Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz, bu gerçekleri çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar; ama yine de onlardan bir grup bile bile gerçeği gizler.
(Bakara 146)Elmalılı Orjinal Meali:
O kendilerine kitab verdiğimiz ümmetlerin uleması onu -o Peygamberi- oğullarını tanır gibi tanırlar, böyle iken içlerinden bir takımı hakkı bile bile ketmederler
(Bakara 146)Elmalılı Yeni Meali:
Kendilerine kitap verdiğimiz toplumların alimleri, peygamberi, oğullarını tanır gibi tanırlar. Böyle iken içlerinden bir takımı, gerçeği bile bile gizlerler.
(Bakara 146)Erhan Aktaş Meali:
Kendilerine Kitap verdiğimiz kimseler, O'nu öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir zümre, bile bile gerçeği gizlemektedir.
(Bakara 146)Gültekin Onan Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir bölümü bildikleri halde gerçeği gizlerler.
(Bakara 146)Hakkı Yılmaz Meali:
Kendilerine Kitap verdiğimiz şu kimseler, Peygamber'i kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Şüphesiz onlardan bir kesim de bilip durmalarına rağmen, kesinlikle hakkı gizliyorlar.
(Bakara 146)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
Kitap verdiklerimiz, öz evlatlarını tanıdıkları gibi onun (Allah’ın Resûlü olduğunu) biliyorlar. (Buna rağmen) onlardan bir grup bile bile hakkı gizliyor.
(Bakara 146)Harun Yıldırım Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz onu öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onlardan bir grup gerçekten bildikleri halde hakkı gizlerler.
(Bakara 146)Hasan Basri Çantay:
Kendilerine Kitab verdiklerimiz onu (o peygamberi) Öz oğulları gibi tanırlar, öyle iken içlerinden bir güruh, kendileri bilib durdukları halde, yine mutlakaa Hakkı gizlerler.
(Bakara 146)Hayrat Neşriyat Meali:
Kendilerine kitab verdiğimiz kimseler, onu (o peygamberi) kendi oğullarını tanımakta oldukları gibi tanırlar.(1) Buna rağmen şübhesiz onlardan bir fırka, kendileri bile bile gerçekten hakkı gizlerler.*
(Bakara 146)Hubeyb Öndeş Meali: /
Kendilerine kitabı vermiş olduklarımız onu (Peygamberi), kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanıyorlar. Kesinlikle onlardan bir grup, (o) gerçeği bile bile gizliyor.
(Bakara 146)Hüseyin Atay Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Doğrusu, onların bir takımı gerçeği bile bile gizlemektedir.
(Bakara 146)İbni Kesir Meali:
Kendilerine kitab verdiklerimiz, onu oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Öyle iken içlerinden bir güruh bilir oldukları halde, yine de hakkı gizlerler.
(Bakara 146)İlyas Yorulmaz Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz, Onu (Elçiyi) kendi öz çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Onlardan bir gurup, bildikleri halde hakkı gizlerler.
(Bakara 146)İskender Ali Mihr Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz, O’na (Hz. Muhammed (S.A.V)’e) kendi oğullarına arif oldukları (tanıdıkları) gibi ariftirler (tanıyıp bilirler). Ve muhakkak ki onlardan bir fırka, hakkı gerçekten bile bile gizliyor.
(Bakara 146)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
Bizim kendilerine Kitap verdiklerimiz onu kendi çocuklarını tanırcasına tanırlar. Bu böyle iken içlerinden bir takımı doğruyu bile bile gizlerler.
(Bakara 146)Kadri Çelik Meali:
Kendilerine kitab verdiklerimiz, onu (Peygamber'i) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Onlardan bir takımı, doğruyu bile bile gizlerler.
(Bakara 146)Mahmut Kısa Meali:
Kendilerine daha önce Kitap verdiklerimiz, yani Yahudi ve Hıristiyan bilginleri, kıblenin değiştirilmesine yönelik emrin Allah’tan geldiğini ve bu emre muhatap olan Muhammed (s)’in hak Peygamber olduğunu pekâlâ bilir, onu kendi öz evlatlarını tanıdıkları gibi tanırlar fakat yine de içlerinden bir kısmı, kıskançlık ve bencillikleri yüzünden gerçeği bile bile gizlerler. Oysa inkârcılar ne derlerse desinler:
(Bakara 146)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
Açıkçası şu, kendilerine kitap verdiğimiz kimseler peygamberi tanırlar Buna rağmen içlerinden bir kısmı bildikleri halde gerçeği gizlerler.
(Bakara 146)Mehmet Türk Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz, o (Peygamberi) kendi oğullarını bildikleri gibi bilirler.1 Fakat onlardan bir bölümü, bu gerçeği bile bile gizlerler.*
(Bakara 146)Muhammed Celal Şems Meali:
Kendilerine Kitap verdiklerimiz, (bu gerçeği) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Onlardan bir hizip, şüphesiz hakkı bilerek gizler.
(Bakara 146)Muhammed Esed Meali:
Daha önce kendilerine vahiy verdiklerimiz, onu kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar: Ancak bilin ki, onların bazısı hakikati bile bile örtbas eder.
(Bakara 146)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz onu, çocuklarını tanırcasına tanıyorlar. Buna karşın yine de, onların bir bölümü bile bile gerçeği gizlemektedir.
(Bakara 146)Mustafa Çavdar Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz bu gerçeği öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Bununla beraber onlardan bir kısmı hakkı bile bile gizlerler.
(Bakara 146)Mustafa Çevik Meali:
146-147 Ey Peygamber! Kitap Ehli müşrik ve kâfirler, aslında Kâbe’nin İbrahim’in kıblesi, senin peygamber ve Kur’an’ın Allah’ın vahyi olduğunu kendi öz evlatlarını bildikleri gibi bilirler. Fakat çoğu, bu gerçeği örtbas edip yalan sayarlar. Rabbinden sana gelenler gerçeğin ta kendisidir. Sen sakın şüphe edenlerden olma.
(Bakara 146)Mustafa İslamoğlu Meali:
Kendilerine vahiy tevdi edilenler, onu öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onların çoğu, bildikleri halde ısrarla gerçeği gizlerler.
(Bakara 146)Osman Okur Meali:
Daha önce kendilerine vahiy verdiklerimiz, onu (kabeyi), kendi çocuklarını bildikleri gibi bilirler: Ancak bilin ki, onların bazısı hakikati bile bile örtbas eder, gerçeği gizler.
(Bakara 146)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
O kendilerine kitap verdiğimiz kimseler kendi oğullarını bildikleri gibi O'nu da bilirler. Fakat onlardan bir fırka, hiç şüphe yok ki, bilir oldukları halde hakkı ketmederler.
(Bakara 146)Ömer Öngüt Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onlardan bir grup, bile bile gerçeği gizlerler.
(Bakara 146)Ömer Sevinçgül Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz, son peygamberi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Fakat yine de onların bir kısmı, gerçeği bildikleri hâlde gizlerler.
(Bakara 146)Sadık Türkmen Meali:
Şüphesiz kendilerine kitap verdiğimiz toplulukların bilginleri; onu (kıble olarak yeniden kâbe’ye yöneleceklerini), oğullarını tanıdıklarıi gibi bilirler. Böyleyken içlerinden bazısı bile bile hakkı/gerçeği gizlerler.
(Bakara 146)Seyyid Kutub Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz O'nu (Muhammed'i) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Fakat onlardan bir grup, bile bile gerçeği gizler.
(Bakara 146)Suat Yıldırım Meali:
Kendilerine kitap vermiş olduğumuz kimseler, onu (Muhammed'i) tıpkı evlatlarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyle iken, onlardan bir kısmı, bile bile gerçeği gizler.
(Bakara 146)Süleyman Ateş Meali:
Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onu, oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar, ama yine de onlardan bir grup, bile bile gerçeği gizlerler.
(Bakara 146)Süleymaniye Vakfı Meali:
Kendilerine Kitap verdiklerimiz bunu (Kabe'nin tekrar kıble olacağını), kendi oğullarını bildikleri gibi bilirler. Ama onların birtakımı bu gerçeği bile bile gizlerler.
(Bakara 146)Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
Kitap verdiklerimiz, onu kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Fakat onların bir kısmı bile bile hakikati gizliyor.
(Bakara 146)Şaban Piriş Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz (Yahudi ve Hıristiyanlar) onu (Muhammed'i) öz oğulları gibi tanırlar. Bununla beraber onlardan bir kısmı bildikleri halde hakkı gizlerler.
(Bakara 146)Talat Koçyiğit Meali:
Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, Peygamberi, oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar ve onlardan bir grup da, hakkı bile bile gizlerler.
(Bakara 146)Tefhimul Kuran Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi), çocuklarını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir bölümü, bildikleri halde mutlaka gerçeği gizlerler.
(Bakara 146)Ümit Şimşek Meali:
Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu, kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar.(62) Yine de onlardan bir zümre var ki, bile bile gerçeği gizler.*
(Bakara 146)Yaşar Nuri Öztürk Meali
Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Bununla birlikte, içlerinden bir zümre, bilip durdukları halde gerçeği gizliyorlar.
(Bakara 146)