23. Muminun Suresi / 46.ayet

Firavun ve ileri gelenlerine. Fakat onlar büyüklendiler, zaten onlar, insanlara tepeden bakan bir toplum idiler.

Bknz: (29/39)(40/23)»(40/24)

Mustafa Çavdar Meali

Müminun 46 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Firavun'a ve kavminin ileri gelenlerine, ululanmak istediler ve kibirli bir topluluktu onlar.

(Müminun 46)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Firavun'a ve ileri gelen çevresine (emirlerimi tebliğ etsinler diye) ; fakat onlar (yücelik gururuyla) büyüklendiler. (Hakk’tan ve İslam’dan yüz çevirdiler. Zaten) Onlar, 'büyüklenen-zorba' bir topluluk idi.

(Müminun 46)

Abdullah Parlıyan Meali:

Firavun ve onun seçkinler çevresine gönderdik. Fakat bunlar büyüklük tasladılar. Zaten oldum olası, kendilerini büyük gören bir toplumdu bunlar.

(Müminun 46)

Adem Uğur Meali:

Firavun'a ve ileri gelenlerine de (gönderdik). Onlar ise kibire kapıldılar ve ululuk taslayan bir kavim oldular.

(Müminun 46)

Ahmet Hulusi Meali:

Firavun'a ve onun ileri gelenlerine... Sadece kibirlilik tasladılar ve baş eğmeyen bir topluluk oldular.

(Müminun 46)

Ahmet Tekin Meali:

Firavun'a, devlet büyüklerine ve kodamanlarına gönderdik. Onlar gurura kapılmışlar, zorbalık etmişlerdi. Diktatörlük taslayan zorba bir kavim idiler.

(Müminun 46)

Ahmet Varol Meali

Firavun'a ve ileri gelenlerine. Ancak onlar büyüklendiler. Onlar üstünlük taslayan bir topluluktu.

(Müminun 46)

Ali Bulaç Meali:

Firavun'a ve ileri gelen çevresine; fakat onlar büyüklendiler. Onlar, 'büyüklenen, zorba' bir topluluktu.

(Müminun 46)

Ali Fikri Yavuz Meali:

45,46. Sonra Mûsa ile kardeşi Harûn'u, mucizelerimizle ve açık bir hüccetle, Firavun'a ve onun ileri gelenlerine gönderdik de bunlar, (iman etmeyi) kibirlerine yediremediler. Onlar büyüklenen bir kavimdiler.

(Müminun 46)

Ali Rıza Sefa Meali:

Firavun ve ileri gelenlerine. Fakat büyüklük tasladılar. Çünkü onlar, kendilerini büyük gören bir toplumdu.

(Müminun 46)

Ali Ünal Meali:

Firavun’a ve ileri gelen yetkililerine; fakat onlar büyüklendiler, hakkı kabûl etmeyi kibirlerine yediremediler ve zaten kendilerini pek üstün gören bir zümre olduklarını ortaya koydular.

(Müminun 46)

Bahaeddin Sağlam Meali:

45, 46. Sonra Musa ve Harun’u ayetlerimizle ve apaçık bir delil ile Firavun ve meclisine peygamber olarak gönderdik. Onlar, (mesajımıza karşı) büyüklük tasladılar. Onlar (dünyaca) çok üstün bir toplum idiler.

(Müminun 46)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Sonra Musa ve kardeşi Harun'u, Firavun ve ileri gelenlerine ayetlerimizle ve kesin delillerimizle gönderdik. Kibirlendiler ve zaten büyüklük taslayan bir topluluktular.

(Müminun 46)

Bekir Sadak Meali:

(45-46) Sonra Musa ve kardesi Harun'u, Firavun ve erkanina mucizelerimiz ve apacik delille gonderdik. Buyukluk tasladilar. Zaten magrur bir topluluktular.

(Müminun 46)

Besim Atalay Meali:

Firavunla elebaşıları da, büyüklük tasladılar, onlar yükselmişlerdi

(Müminun 46)

Celal Yıldırım Meali:

(45-46) Sonra da Musâ ile kardeşi Harun'u, Fir'avn'a ve onun yandaşlarına mu'cizelerle ve çok açık belge ve delillerle gönderdik. Onlar ise büyüklük tasladılar. Zaten dik başlı, kendilerini çok yükseklerde gören bir milletti.

(Müminun 46)

Cemal Külünkoğlu Meali:

45,46. Sonra Musa ve (kardeşi) Harun'u ayetlerimizle ve apaçık bir delille Firavun ile kodamanlarına gönderdik. Fakat onlar iman etmeyi kibirlerine yediremediler. Zaten onlar büyüklük taslayan bir zümre idi.

(Müminun 46)

Diyanet İşleri Eski Meali:

45,46. Sonra Musa ve kardeşi Harun'u, Firavun ve erkanına mucizelerimiz ve apaçık delille gönderdik. Büyüklük tasladılar. Zaten mağrur bir topluluktular.

(Müminun 46)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(45-46) Sonra Musa ve kardeşi Harun'u mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun ve ileri gelenlerine peygamber olarak gönderdik de (onlar) büyüklük tasladılar ve kendilerini büyük görüp böbürlenen bir topluluk oldular.

(Müminun 46)

Diyanet Vakfı Meali:

45, 46. Sonra âyetlerimizle ve apaçık bir fermanla Musa ve kardeşi Harun'u Firavun'a ve ileri gelenlerine gönderdik. Onlar ise kibire kapıldılar ve ululuk taslayan bir kavim oldular.

(Müminun 46)

Edip Yüksel Meali:

Firavun ve ileri gelen takımına... Ancak onlar büyüklendiler. Onlar küstah bir topluluk olmuştu.

(Müminun 46)

Elmalılı Orjinal Meali:

Fir'avna ve cem'ıyyetine de bunlar kibirlerine yediremediler ve dik başlı bir kavm idiler

(Müminun 46)

Elmalılı Yeni Meali:

Firavun'a ve ileri gelenlerine. Fakat bunlar, kibirlerine yediremediler ve zaten dik başlı bir topluluk idiler.

(Müminun 46)

Erhan Aktaş Meali:

Firavun ve melelerine[1]. Ancak onlar kibirlendiler. Büyüklük taslayan bir toplum oldular.

1)Toplumun ileri gelenleri. Güç ve imtiyaz sahibi seçkinleri.

(Müminun 46)

Gültekin Onan Meali:

Firavun'a ve ileri gelen çevresine; fakat onlar büyüklendiler. Onlar, 'büyüklenen, zorba' bir topluluktu.

(Müminun 46)

Hakkı Yılmaz Meali:

(45,46) Sonra da Mûsâ ve kardeşi Hârûn'u âyetlerimizle/ alâmetlerimizle/ göstergelerimizle ve apaçık bir güç ile Firavun'a ve ileri gelenlerine gönderdik/elçi yaptık. Bunun üzerine kendilerinin büyüklüğüne inandılar ve ululuk taslayan bir toplum oldular.

(Müminun 46)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Firavun’a ve ileri gelen yakınlarına. Büyüklendiler. Onlar, kendilerini üstün gören (insanlara tepeden bakan bir) kavimdiler.

(Müminun 46)

Harun Yıldırım Meali:

Firavun'a ve ileri gelenlerine de. Onlar ise kibire kapıldılar ve ululuk taslayan bir kavim oldular.

(Müminun 46)

Hasan Basri Çantay:

(45-46) Daha sonra Musayi ve biraderi Harunu bunca mucizelerimizle ve apaçık hüccetimizle Fir'avne ve onun ileri gelenlerine gönderdik de (iman etmeyi bir türlü) kibirlerine yediremediler. Onlar mütekebbir ve müstebid adamlardı.

(Müminun 46)

Hayrat Neşriyat Meali:

45,46. Sonra Mûsâ'yı ve kardeşi Hârûn'u, âyetlerimizle ve apaçık bir delil ile Fir'avun'a ve onun ileri gelenlerine gönderdik, fakat (onlar) kibirlendiler; zâten büyüklük taslayan bir kavim idiler.

(Müminun 46)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(45-46) Sonra, Musa'yı ve kardeşi Harun'u Ayetlerimiz[işaretlerimiz] ve apaçık bir yetki-delil ile, Firavun'a ve seçkinlerine gönderdik, onlar [Firavun ve adamları] büyüklük tasladılar ve ululanan bir millet oldular.

(Müminun 46)

Hüseyin Atay Meali:

45-46 Sonra Musa ve kardeşi Harunu, Firavun ve ileri gelenlerine belgelerimiz ve apaçık bir yetkiyle gönderdik. Büyüklük tasladılar, zaten büyüklenen bir ulustular.

(Müminun 46)

İbni Kesir Meali:

Firavun'a ve erkanına. Bunun üzerine büyüklük tasladılar. Zaten mağrur bir topluluktular.

(Müminun 46)

İskender Ali Mihr Meali:

(Hz. Musa’yı ve Hz. Harun’u), firavun ve onun ileri gelenlerine (gönderdik). Fakat onlar, kibirlendiler (büyüklendiler). Ve âlîn (mağrur, zorba) bir kavim oldular.

(Müminun 46)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Firavun'a, onun ileri gelenlerine. Onlar büyüklük tasladılar. Onlar kendini beğenmiş, dik başlı kimseler idiler.

(Müminun 46)

Kadri Çelik Meali:

Firavun'a ve ileri gelen çevresine (gönderdik); fakat onlar büyüklendiler. Onlar zaten ululuk taslayan bir topluluktu.

(Müminun 46)

Mahmut Kısa Meali:

Firavun ve kurmaylarına gönderdik. Fakat onlar, Allah’a kulluk etmeyi kendilerine yediremeyerek Mûsâ’ya karşı büyüklük tasladılar; zaten onlar, oldum olası küstahça kibirlenen zorba bir toplum idiler.

(Müminun 46)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ululandılar, Firavun ve ileri gelenleri. Zaten mağrur kavimdi. (Geldiklerinde onlar)

(Müminun 46)

Mehmet Türk Meali:

45,46. Daha sonra Mûsa ve kardeşi Hârûn’u da firavuna ve onun ileri gelenlerine mûcizelerimizle ve apaçık bir delil olan (Tevrâtla) gönderdik. Fakat onlar büyüklük tasladılar. Zâten onlar kendilerini beğenmiş kimselerdi.

(Müminun 46)

Muhammed Celal Şems Meali:

(45-46) (Bundan) sonra Musa ile kardeşi Harun’u, mucizelerimiz ve apaçık üstünlükle Firavun ve onun ileri gelenlerine gönderdik. Ancak onlar kibirlendiler. Onlar, (zaten) başkaldıran bir kavimdi.

(Müminun 46)

Muhammed Esed Meali:

Firavun ve onun seçkinler çevresine gönderdik; fakat bunlar büyüklük tasladılar; zaten (oldum olası) kendilerini büyük gören bir toplumdu bunlar.

(Müminun 46)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Firavun ve adamlarına gittiler. Fakat onlar inanmayı kibirlerine yediremediler. Zaten onlar büyüklük taslayan bir topluluk idi.

(Müminun 46)

Mustafa Çavdar Meali:

Firavun ve ileri gelenlerine. Fakat onlar büyüklendiler, zaten onlar, insanlara tepeden bakan bir toplum idiler.

Bknz: (29/39) - (40/23)»(40/24)

(Müminun 46)

Mustafa Çevik Meali:

45-50 Musa ve Harun’u da apaçık mesajlarımız olan âyetlerimiz ve peygamberlik delilleri ile Firavun ve kavminin ileri gelenlerine gönderdik. Fakat onlar kibirlenip, davete uymayı reddettiler, ayrıca Musa ve Harun’u yalancılıkla suçlayıp, şöyle dediler: “Soydaşları bizim kölelerimiz olan, bizim gibi iki ölümlü insanın dediklerine mi inanıp, bunca yıldır devam eden inancımızı, nizam ve ahlakımızı değiştireceğiz? Bu olacak iş değil.” Bu nankörlük ve böbürlenmeleri sebebi ile helak edilenler arasında onlar da yerlerini aldılar. Hâlbuki Biz, doğru yola girsinler diye onlara kitap da göndermiştik. Meryem oğlu İsa’yı ve annesini de Allah’ın ilmi ve kudretinin, birer belgesi kıldık, her ikisini de yüksek bir makama yerleştirip cenneti kazanmanın yol göstericisi rehberler yaptık.

(Müminun 46)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Firavun ve onun önde gelen çevresine gönderdik; çünkü onlar büyüklük taslamıştılar; zaten öteden beri hep tepeden bakan bir güruhtular.

(Müminun 46)

Osman Okur Meali:

Firavun’a ve ileri gelen adamlarına! (gönderdik) Onlar büyüklük tasladılar. Zaten böbürlenen bir topluluk idiler.

(Müminun 46)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Fir'avun'a ve onun kavmine. Onlar ise ululandılar ve kendilerini yüksek görür bir kavim oldular.

(Müminun 46)

Ömer Öngüt Meali:

Firavun'a ve ileri gelenlerine. Bunun üzerine büyüklük tasladılar ve kibirli bir kavim oldular.

(Müminun 46)

Ömer Sevinçgül Meali:

Firavuna ve onun seçkinlerine gönderdik. Onlar büyüklük tasladılar. Zaten eskiden beri kendilerini yüksekte gören kimselerdi.

(Müminun 46)

Sadık Türkmen Meali:

Firavun’a ve ileri gelen adamlarına! Onlar büyüklük tasladılar. Zaten böbürlenen bir topluluk idiler!

(Müminun 46)

Seyyid Kutub Meali:

Firavun ile onun önde gelen adamlarına. Fakat onlar büyüklük kompleksine kapılarak iman etmeye yanaşmadılar. Zaten onlar kendilerini beğenmiş kimselerdi.

(Müminun 46)

Suat Yıldırım Meali:

(45-46) Sonra da Musa ile kardeşi Harun'u ayetlerimizle ve apaçık delille Firavun ile ileri gelen yardımcılarına gönderdik. Onlar da hakkı kabulden kibirlendiler. Zaten onlar kendilerini çok büyük gören bir zümre idi.

(Müminun 46)

Süleyman Ateş Meali:

Fir'avn'e ve ileri gelen adamlarına. Onlar büyüklük tasladılar ve böbürlenen bir topluluk oldular.

(Müminun 46)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Firavun'a ve onun ileri gelenlerine gönderdik. Hemen kendilerini büyük göstermeye çalıştılar. Onlar kibirli bir topluluktu.

(Müminun 46)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(45-46) Sonra Musa'yı ve kardeşi Harun'u, âyetlerimizle ve apaçık bir yetkiyle Firavun'a ve ileri gelenlerine gönderdik. Ama büyüklük tasladılar. Zâten kendilerini büyük görüyorlardı.

(Müminun 46)

Şaban Piriş Meali:

Firavun'a ve çevresine. Ama onlar, büyüklendiler, zaten mağrur bir kavim idiler.

(Müminun 46)

Talat Koçyiğit Meali:

Onları, Firavun ve adamlarına göndermiştik. Fakat onlar da büyüklendiler. Zaten kibirli bir kavim idiler.

(Müminun 46)

Tefhimul Kuran Meali:

Firavun'a ve ileri gelen çevresine; fakat onlar büyüklendiler. Onlar, 'büyüklenen, zorba' bir topluluktu.

(Müminun 46)

Ümit Şimşek Meali:

Firavun ile adamlarına gittiler; fakat onlar iman etmeyi kibirlerine yediremediler. Zaten onlar büyüklük taslayan bir zümre idi.

(Müminun 46)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Firavun'a ve kodamanlarına. Ancak kibre saptılar, çünkü kendilerini büyük gören bir topluluktu onlar.

(Müminun 46)