30. Rum Suresi / 56.ayet

Dünyadayken hakikatin bilgisi ve iman ile donanmış olanlar:
– Şu bir gerçek ki siz, dünyada yeniden diriliş gününe kadar Allah’ın yasası
uyarınca bir süre yaşadınız, işte bu gün de yeniden diriliş günüdür, fakat siz bu hakikati hep bilmezden geldiniz, derler.

Bknz: (7/52)»(7/53)(35/37)(46/20)

Mustafa Çavdar Meali

Rum 56 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Kendilerine bilgi ve inanç verilenlerse derler ki: Andolsun ki siz, Allah'ın takdiri ne kadarsa, ta tekrar dirileceğiniz günedek yatıp eğlendiniz, gerçekten de budur tekrar dirileceğiniz gün ve fakat siz bilmiyorsunuz.

(Rum 56)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler ise, (kâfirlere) : "Andolsun, siz Allah'ın Kitabında (yazılı süre boyunca) diriliş gününe kadar yaşayıp (ömür geçirdiniz) ; işte bu (daha önce inkâr ettiğiniz ve önem vermediğiniz) dirilme günüdür (ki ona yetiştiniz) . Ancak siz (bu gerçekleri) bilmeyen (ve ahirete hazırlık görmeyen) kimseler (olup çıktınız) ."

(Rum 56)

Abdullah Parlıyan Meali:

Kendilerine vahye dayalı bilgi ve iman verilenler dediler ki: “Andolsun ki siz, Allah'ın kitabında yazılı olduğu gibi, yeniden dirilip kalkacağınız güne kadar, kabirlerinizde kaldınız. İşte yeniden dirilip kalkış günü bu gündür. Ama siz bunu, bir türlü bilip anlayamadınız.”

(Rum 56)

Adem Uğur Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz.

(Rum 56)

Ahmet Hulusi Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar ise dedi ki: "Andolsun ki, Allah'ın Kitabında ("OKU"nası Kitap veya Kitab-ı Mubiyn olarak tanımlanan yaşam boyutunda) ba's sürecine (yeni bir yapıyla yaşamınıza devam edeceğiniz sürece) kadar kaldınız... İşte bu ba's (yeni bir yapı ile yaşamınıza devam edeceğiniz) süreçtir... Fakat siz (hakikati) anlamıyordunuz!"

(Rum 56)

Ahmet Tekin Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilen, konuyu bilen peygamberler, mü'minler ve melekler: “Andolsun ki siz, Allah'ın Levh-i Mahfuz'da tuttuğu kayıtta belirtildiği gibi, yeniden diriltilme gününe kadar Allah'ın vahyettiğini, kitabını, dinini benimsemede geciktiniz. İşte bugün yeniden diriltilme günüdür. Fakat siz bunları anlamamayı alışkanlık haline getirdiniz.” derler.

(Rum 56)

Ahmet Varol Meali

Kendilerine ilim ve iman verilenler ise şöyle derler: "Andolsun ki Allah'ın kitabında (yazılı) olana göre siz yeniden diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden diriliş günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz."

(Rum 56)

Ali Bulaç Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler ise, dediler ki: "Andolsun, siz Allah'ın Kitabında (yazılı süre boyunca) diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz."

(Rum 56)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler (peygamberler, melekler ve müminler, o kıyamet gününde kâfirlere şöyle) diyeceklerdir: “- Doğrusu, Allah'ın kitabınca (ilim ve kazası üzere, yahud Kur'an'daki beyanına göre) ba's (kıyamet) gününe kadar durdunuz. İşte bu ba's günüdür; fakat siz bunu (dünyada tasdik etmiyordunuz.) bilmiyordunuz.”

(Rum 56)

Ali Rıza Sefa Meali:

Kendilerine bilgi ve inanç verilenler ise şöyle diyecekler: "Gerçek şu ki, Allah'ın Kitabı'ndaki Diriliş Günü'ne dek kaldınız. İşte bu, Diriliş Günü'dür! Fakat bilemediniz!"

(Rum 56)

Ali Ünal Meali:

Buna karşılık, kendilerine ilim ve iman bahşedilmiş olanlar ise, “Allah, Kitabı’nda ne kadar kalmanızı takdir buyurmuşsa, dirilme gününe değin o kadar kaldınız. İşte bugün de dirilme günüdür, fakat siz bu hususta hiçbir zaman gerçek bilgi sahibi olmak istemediniz ve olamadınız.” derler.

(Rum 56)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler: “Siz, Allah’ın takdirinde diriliş gününe kadar kaldınız. İşte diriliş günü budur! Fakat siz, bunu bilmiyordunuz.

(Rum 56)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: "Andolsun ki, siz Allah'ın yazısında yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün dirilme günüdür. Fakat siz onu bilmiyordunuz."

(Rum 56)

Bekir Sadak Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler; «And olsun ki, siz Allah'in yazisinda mevcut yeniden dirilme gunune kadar kaldiniz. Iste bu yeniden dirilme gunudur, fakat sizler anlamiyordunuz» derler.

(Rum 56)

Besim Atalay Meali:

Hem bilgi, hem de inan verilmiş bulunanlar, diyecekler ki: «Allahın kitabında yazdığınca, kıyamet gününe dek beklediniz siz; işte bugün kıyamet, sizse onu bilmezdiniz!»

(Rum 56)

Celal Yıldırım Meali:

Kendilerine ilim ve imân verilenler ise şöyle derler: «And olsun ki siz Allah'ın Kitab'ında (yazıldığı gibi) yeniden dirilip kalkacağınız güne kadar (orada) kaldınız. İşte yeniden dirilip kalkma günü bugündür. Ama siz (bunu bir türlü) bilip anlayamadınız.»

(Rum 56)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Kendilerine ilim ve iman nasip olanlar ise onlara şöyle diyecekler: “Andolsun, siz, Allah'ın kitabına (ilim ve kazasına/takdirine) göre, yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden dirilme günüdür. Fakat siz bil(mek ve inanmak iste)miyordunuz.”

(Rum 56)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler; "And olsun ki, siz Allah'ın yazısında mevcut yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden dirilme günüdür, fakat sizler anlamıyordunuz" derler.

(Rum 56)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar ise onlara şöyle diyeceklerdir: "Andolsun, siz, Allah'ın yazısına göre, yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz."

(Rum 56)

Diyanet Vakfı Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz.

(Rum 56)

Edip Yüksel Meali:

Kendilerine bilgi ve inanç verilenler, 'Siz ALLAH'ın yasasına göre, diriliş gününe kadar kaldınız. Bu, diriliş günüdür; fakat siz bilemediniz,' diyeceklerdir.

(Rum 56)

Elmalılı Orjinal Meali:

Kendilerine ılm-ü iyman verilenler de demektedir ki alimallah, Allahın kitabınca ba's gününe kadar durdunuz. İşte bu, ba's günü velakin siz bilmezler güruhu idiniz

(Rum 56)

Elmalılı Yeni Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler de derler ki: "Andolsun ki, Allah'ın kitabınca dirilme gününe kadar kaldınız, işte bu dirilme günüdür; fakat siz bilmezler grubuydunuz!"

(Rum 56)

Erhan Aktaş Meali:

Kendilerine bilgi ve iman verilenler: "Ant olsun ki, siz Allah'ın yasasındaki diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu ölümden sonra dirilme günüdür. Ne var ki siz bu gerçeği algılayamadınız.

(Rum 56)

Gültekin Onan Meali:

Kendilerine ilim ve inanç verilenler ise dediler ki: "Andolsun, siz Tanrı'nın Kitabında [yazılı süre boyunca] diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz."

(Rum 56)

Hakkı Yılmaz Meali:

Kendilerine bilgi ve iman verilen kimseler de diyecekler ki: “Andolsun ki Allah'ın yazısında, dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, ölümden sonra dirilme günüdür. Fakat siz bunu bilmiyordunuz.”

(Rum 56)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Kendilerine ilim ve iman verilenler diyecekler ki: “Andolsun ki sizler, Allah’ın belirlediği yazılı süre boyunca (yani,) diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu, diriliş günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz.”

(Rum 56)

Harun Yıldırım Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz.

(Rum 56)

Hasan Basri Çantay:

Kendilerine ilim ve iman verilenler (şöyle) demiş (ler) dir (diyeceklerdir); "Andolsun ki Allahın kitabında (ilm-i sabıkında yazdığı) o tekrar diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu, ha's günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz".

(Rum 56)

Hayrat Neşriyat Meali:

Kendilerine ilim ve îmân verilen kimseler ise: “Yemîn olsun ki (siz), Allah'ın Kitâbı'nda (va'd edilen), yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz” der.

(Rum 56)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Kendilerine bilgi ve inanç verilmiş olanlar "Doğrusu: siz, yeniden dirilişe kadar, Allah'ın kitabında [yazısında] kalmıştınız. Artık bu, yeniden diriliş günüdür; fakat siz bilmemekteydiniz." dediler.

(Rum 56)

Hüseyin Atay Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler "Andolsun ki, siz Allah'ın kitabında yazılan dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, dirilme günüdür, ancak sizler anlamıyordunuz" derler.

(Rum 56)

İbni Kesir Meali:

Kendilerine bilgi ve iman verilenler: Andolsun ki; Allah'ın kitabında yazılan o yeniden diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu; yeniden diriliş günüdür. Ama siz, bilmiyordunuz, derler.

(Rum 56)

İlyas Yorulmaz Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler “Dirilme gününe kadar, Allah'ın kitabında ne kadar kaldığınız yazılıdır. İşte dirilme günü bugün. Fakat siz bunu bilmiyordunuz.

(Rum 56)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve ilim ve îmân verilenler: "Andolsun ki Allah’ın Kitabı’ndaki beas (yeniden diriliş) gününe kadar (mezarda) kaldınız." dediler. İşte bu beas (yeniden diriliş) günüdür. Lâkin siz bilmiyordunuz.

(Rum 56)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ancak kendilerine Kitap'la inanç verilenler onlara diyeceklerdir: «Siz Allah'ın Kitap'ına uygun olarak dirilme gününe kadar kaldınız, işte dirilme günü bu gündür. Ancak siz bunu hiç bilmediniz.

(Rum 56)

Kadri Çelik Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler ise derler ki: “Şüphesiz siz Allah'ın kitabında (yazılı takdiri esasınca) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; ama siz daha önceden bilmiyordunuz.”

(Rum 56)

Mahmut Kısa Meali:

Buna karşılık, kendilerine Allah tarafından doğru bilgi ve makbul iman bahşedilmiş olanlar, “Hayır, Allah’ın kitabında haber verildiği üzere, —ki bu ilâhî bir yazgıdır— siz tâ Diriliş Gününe kadar mezarlarınızda kaldınız!” diyecekler, “İşte, Rabbimiz tarafından vaadedilen Diriliş Günü budur fakat siz bunu bir türlü anlamayayanaşmıyordunuz!”

(Rum 56)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Müminler; kendilerine iman ve ilim verilen kimseler dediler ki: "Andolsun, siz ne kadar, Rab olan Allah'ın kitaptaki takdiri kadar yaşadınız. Ama bilemedinizİşte şimdi dirilmedir."

(Rum 56)

Mehmet Türk Meali:

Kendilerine ilim ve îman verilenler1 ise (onlara): “Yemin olsun ki siz, Allah’ın kitabında2 yazılan, o yeniden diriliş gününe kadar (dünyada) kaldınız. İşte bu da yeniden diriliş günüdür. Ama siz, bunu (bir türlü) bilmiyordunuz.” derler.*

(Rum 56)

Muhammed Celal Şems Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler diyecekler ki: “Şüphesiz sizler, Allah’ın Kitabı’na göre (belirlenmiş olan) tekrar kalkınma gününe kadar kaldınız. Tekrar kalkınma günü, işte budur. Ancak siz bilmezsiniz.”

(Rum 56)

Muhammed Esed Meali:

Fakat (hayattayken) kendilerini bilgi ve inanç ile donattıklarımız: "Siz, gerçekte, Allah'ın vahyettiğin(i doğru kabul etme)de geciktiniz (ve) Kıyamet Günü'ne kadar (beklediniz): işte bugün Kıyamet Günü'dür: ama siz bunu anlamamakta direndiniz!" diyeceklerdir.

(Rum 56)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Kendilerine kutlu bilgi ve inanç verilmiş olanlar ise derler ki; "Siz Allah'ın kitabında yazılı olan diriliş gününe kadar dünyada kaldınız. İşte bugün diriliş günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz."

(Rum 56)

Mustafa Çavdar Meali:

Dünyadayken hakikatin bilgisi ve iman ile donanmış olanlar: – Şu bir gerçek ki siz, dünyada yeniden diriliş gününe kadar Allah’ın yasası uyarınca bir süre yaşadınız, işte bu gün de yeniden diriliş günüdür, fakat siz bu hakikati hep bilmezden geldiniz, derler.

Bknz: (7/52)»(7/53) - (35/37) - (46/20)

(Rum 56)

Mustafa Çevik Meali:

55-57 Kıyamet kopup da, arkasından Hesap Günü için insanlar bir araya toplandıklarında, müşrik ve kâfir olarak dünya hayatlarını tamamlamış olanlar, dünyada ancak bir saat kadar yaşamış oldukları konusunda yeminler ederek, daha fazla kalmış olsalardı doğruya ulaşabileceklerine dair bahaneler üretecekler. Onlar gerçekleri inkâr ve çarpıtma konusunda hep böylesi yalanların arkasına sığındılar. Dünya hayatlarını Allah’ın davetine iman edip, gereklerini yerine getirerek yaşamış olanlar ise müşrik ve kâfirlere şöyle seslenecekler “Allah’ın yasası gereği, davet edildiğiniz nizam ile ahlakı kabul ya da reddederek yaşamanıza yetecek kadar size de süre verilmişti. Fakat siz bu diriliş ve Hesap Günü’nü umursamayıp inanmadınız.” İşte O Gün asılsız mazeretlerinin kendilerine hiçbir yararı olmayacak. Dünyaya dönüp yaratılış sebeplerine uygun yaşama istekleri de kabul edilmeyecek.

(Rum 56)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(Hayattayken) bilgi ve imanla donatılanlarsa: "Doğrusu siz, Allah'ın kitabı hususunda diriliş gününe kadar yerinizde sayıp direttiniz; işte artık diriliş günü de gelip çattı, fakat siz bunu bilmezden gelmiştiniz!" diyecekler.

(Rum 56)

Osman Okur Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler ise şöyle derler: “Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında yazılan o yeniden dirilme gününe kadar orada kaldınız. İşte yeniden dirilip kalkma günü bugündür. Fakat siz bilmiyordunuz (anlamıyordunuz). ”

(Rum 56)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Kendilerine ilim ve imân verilmiş olanlar da dediler ki: «Andolsun Allah'ın kitabında (yazılmış olan) ba's gününe kadar durdunuz. İşte bu, ba's günüdür velâkin siz bilmez kimseler oldunuz.»

(Rum 56)

Ömer Öngüt Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler ise şöyle derler: “Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında yazılan o yeniden dirilme gününe kadar orada kaldınız. İşte yeniden dirilip kalkma günü bugündür. Fakat siz bilmiyordunuz. ”

(Rum 56)

Ömer Sevinçgül Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler, “Allah’ın kitabındaki dirilme gününe kadar kaldınız. İşte, dirilme günü budur! Fakat siz aldırmıyordunuz” derler.

(Rum 56)

Sadık Türkmen Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilen kimseler (Rasûller); (kıyamet koptuğu gün, suçlulara) dediler ki: “Ant olsun, Allah’ın kitabında belirtildiği gibi, siz diriliş gününe kadar kaldınız; işte bu(gün) diriliş günüdür. Fakat siz inanmadınız/bugünü düşünmek bile istemediniz.”

(Rum 56)

Seyyid Kutub Meali:

Kendilerine bilgi ve iman verilenler dediler ki; «Andolsun siz, Allah'ın yazgısınca tayin edilen yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz.»

(Rum 56)

Suat Yıldırım Meali:

Kendilerine ilim ve iman nasib edilenler ise derler ki:"Siz Allah'ın kitabınca ba's (dirilme) gününe kadar durdunuz. İşte bugün dirilme günüdür, fakat siz bunu bilmiyordunuz."

(Rum 56)

Süleyman Ateş Meali:

Kendilerine bilgi ve iman verilenler dediler ki: "Andolsun siz, Allah'ın yazgısınca ta yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu da dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz.

(Rum 56)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Kendilerine bilgi ve güven verilenler derler ki; "Allah'ın Kitabına göre siz, diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu, dirilme günüdür; ama siz bunu bilmez bir haldeydiniz.

(Rum 56)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Oysa kendilerini ilim ve iman ile donattıklarımız: "Allah'ın takdirine göre yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, inanmak istemediğiniz yeniden dirilme günü" derler.

(Rum 56)

Şaban Piriş Meali:

Kendilerine bilgi ve iman verilmiş olanlar: -Siz, Allah'ın kitabında yazılı olan diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu diriliş günüdür. Fakat siz, bilmiyordunuz, derler.

(Rum 56)

Talat Koçyiğit Meali:

56-57 Kendilerine ilim ve îman verilmiş olanlar da "Allah'ın Kitabına göre siz, yeniden dirilme gününe kadar kaldınız, işte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz, hiç anlamıyordunuz" derler. İşte o gün, küfürleriyle zulmedenlerin mazeretleri hiç fayda etmez. Artık onlardan, Allah'ın rızasını kazanmaları da istenmez.

(Rum 56)

Tefhimul Kuran Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilenler ise, dediler ki: «Andolsun, siz Allah'ın Kitabında (yazılı süre boyunca) diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu da dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz.»

(Rum 56)

Ümit Şimşek Meali:

Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar ise derler ki: Siz Allah'ın kitabında yazılı olan diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bugün diriliş günüdür; lâkin siz bilmiyordunuz.

(Rum 56)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İlim ve iman verilenler ise şöyle dediler: "Yemin olsun, siz, Allah'ın Kitabı gereğince yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz daha önceden bilmiyordunuz."

(Rum 56)