37. Saffat Suresi / 170.ayet

Şimdi ise kendilerine gelen bu vahye Kuran’a inanmadılar. Ama yakında gerçeği öğrenecekler.

Bknz: (35/42)

Mustafa Çavdar Meali

Saffat 170 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Derken kitap geldi de inanmadılar ona, yakında ne olacaklarını bilecekler.

(Saffat 170)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Oysa (kitap gelince) onu tanımayıp inkâra kalkışmışlardı; yakında (her şeyi anlayıp) bileceklerdir.

(Saffat 170)

Abdullah Parlıyan Meali:

Fakat onlara kitap gelince, O'nu inkâr edip, gerçekleri örtbas etmiş oldular. Yakında bu hareketlerinin sonunun nasıl olacağını bileceklerdir.

(Saffat 170)

Adem Uğur Meali:

İşte şimdi onu inkâr ettiler. Ama ileride bileceklerdir!

(Saffat 170)

Ahmet Hulusi Meali:

Şimdiyse hakikat bilgisini inkar ettiler... Yakında anlayacaklar!

(Saffat 170)

Ahmet Tekin Meali:

İşte şimdi onu inkâr ettiler, kâfir oldular. Yakında başlarına gelecekleri öğrenecekler.

(Saffat 170)

Ahmet Varol Meali

Şimdi ise onu inkâr ettiler. Yakında bilecekler.

(Saffat 170)

Ali Bulaç Meali:

Fakat (kitap gelince) onu tanımayıp küfrettiler; yakında bileceklerdir.

(Saffat 170)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Fakat şimdi onu, (Peygamber'i ve Kur'an'ı) inkâr ettiler. Artık ileride (başlarına gelecek azabı) bileceklerdir.

(Saffat 170)

Ali Rıza Sefa Meali:

Yine de Onu inkar ettiler. Madem öyle, yakında öğrenecekler.

(Saffat 170)

Ali Ünal Meali:

Ama şimdi o Kitabı ret ve inkâr ediyorlar. Elbette bilecek onlar!

(Saffat 170)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Fakat bilgi onlara geldiğinde, onu inkâr ettiler. Onlar ilerde neyin ne olduğunu bilecekler.

(Saffat 170)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Buna rağmen Kur'an'ı inkar ettiler. Ama ileride bileceklerdir.

(Saffat 170)

Bekir Sadak Meali:

Boyleyken O'nu inkar ettiler. Ama bileceklerdir.

(Saffat 170)

Besim Atalay Meali:

Ona inanmadılar, yakında bilecekler

(Saffat 170)

Celal Yıldırım Meali:

(Kitap indirilince) onu red ve inkâr ettiler. İleride (bu dönekliğin sonunun nereye varacağını) bileceklerdir.

(Saffat 170)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Fakat (kitap gelince) onu inkâr ettiler. Yakında (sonlarının ne olacağını) bilecekler.

(Saffat 170)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Böyleyken O'nu inkar ettiler. Ama bileceklerdir.

(Saffat 170)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Fakat (kitap gelince) onu inkar ettiler. Yakında (sonlarının ne olacağını) bilecekler.

(Saffat 170)

Diyanet Vakfı Meali:

İşte şimdi onu inkâr ettiler. Ama ileride bileceklerdir!

(Saffat 170)

Edip Yüksel Meali:

Böylece onu inkar ettiler; ileride bilecekler.

(Saffat 170)

Elmalılı Orjinal Meali:

Fakat şimdi ona küfrettiler, artık ileride bilecekler

(Saffat 170)

Elmalılı Yeni Meali:

Fakat şimdi O'nu inkar ettiler, artık ileride bilecekler.

(Saffat 170)

Erhan Aktaş Meali:

Fakat onu[1] yalanladılar. Artık yakında bilecekler.

1)Kendilerine gelen Kitap'ı.

(Saffat 170)

Gültekin Onan Meali:

Fakat (kitap gelince) ona küfrettiler; yakında bileceklerdir.

(Saffat 170)

Hakkı Yılmaz Meali:

Şimdi de o öğütü/ kitabı örtbas ettiler. Artık yakında bileceklerdir.

(Saffat 170)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Onlara Kitap gelince de) inkâr ettiler. Pek yakında bilecekler/anlayacaklar.

(Saffat 170)

Harun Yıldırım Meali:

İşte şimdi onu inkâr ettiler. Ama ileride bileceklerdir!

(Saffat 170)

Hasan Basri Çantay:

Şimdi ise ona (inanmayıb) kafir oldular, ileride (küfürlerinin akıbetini) bileceklerdir ya.

(Saffat 170)

Hayrat Neşriyat Meali:

Buna rağmen (Kur'ân gelince) onu inkâr ettiler. Ama (inkârlarının âkıbetini)ileride bilecekler.

(Saffat 170)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Derken, onu örtüp göz ardı ettiler. O halde, yakında bilecekler.

(Saffat 170)

Hüseyin Atay Meali:

Böyleyken O’nu inkâr ettiler. Ama bileceklerdir.

(Saffat 170)

İbni Kesir Meali:

Sonunda O'na küfrettiler, ama ilerde bileceklerdir.

(Saffat 170)

İlyas Yorulmaz Meali:

Halbuki Kur'an'ı ret edip inkar ettiler, sonra bunun karşılığını öğrenecekler.

(Saffat 170)

İskender Ali Mihr Meali:

Buna rağmen O’nu (Zikri: Kur’ân-ı Kerim’i) inkâr ettiler. Fakat yakında bilecekler.

(Saffat 170)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Bununla birlikte onlar o Kitap'ı tanımadılar. Onlar bir gün gelip göreceklerdir.

(Saffat 170)

Kadri Çelik Meali:

Fakat (kitap gelince) onu tanımayıp inkâr ettiler; yakında (neyi inkâr ettiklerini) bileceklerdir.

(Saffat 170)

Mahmut Kısa Meali:

Hep böyle derler, fakat o dedikleri Kitap kendilerine tebliğ edilince, hemen onu inkâr ederler. Fakat nankörlüğün cezasız kalmayacağını yakında görecekler.

(Saffat 170)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(169-170) Allah'ın halis kulları olurduk." Fakat onu tanıyıp küfrettiler; yakında olacağı bilecekler.

(Saffat 170)

Mehmet Türk Meali:

167,168,169,170. Her ne kadar o (kâfirler, daha önce): “Eğer bizim yanımızda da öncekilerden kalan bir kitap bulunsaydı, bizler de Allah’ın iyi kullarından olurduk.” dedilerse de (kitap gelince) onu hemen inkâr ettiler. Fakat pek yakında (inkârlarının sonucunu) anlayacaklar.

(Saffat 170)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar (Allah’ı) inkâr ettiler, ama (sonlarını yakında) öğrenecekler.

(Saffat 170)

Muhammed Esed Meali:

Ama (işte bu ilahi kelam önlerine konulduğu halde,) onu kabul etmeye yanaşmıyorlar! Ama zamanla (reddettikleri şeyin ne olduğunu) öğreneceklerdir:

(Saffat 170)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Oysa onlar o öğüdü inkar ettiler! Ama yakında gerçeği bilecekler.

(Saffat 170)

Mustafa Çavdar Meali:

Şimdi ise kendilerine gelen bu vahye Kuran’a inanmadılar. Ama yakında gerçeği öğrenecekler.

Bknz: (35/42)

(Saffat 170)

Mustafa Çevik Meali:

167-170 Kur’an gönderilmeden önce müşrikler, şöyle diyorlardı: “Önceki kavimlere gönderildiği gibi, bizlere de ilahi bir kitap gönderilerek Allah’ın mesajları ulaşmış olsaydı ya da atalarımızdan bize böyle bir kitap miras olarak kalmış olsaydı, biz de Allah’ın emirlerine uyan, yasaklarından sakınan, gönülden O’na bağlı, kalbi temiz kullarından olurduk.” Fakat şimdi kendilerini gerçeğe davet eden ilahi kitap gelince de, onu kabule yanaşmayıp reddettiler. Elbette bu tutumlarının yanlış olduğunu hak ettikleri ceza ile karşılaştıklarında anlayacaklar.

(Saffat 170)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Fakat (vahiy gelince de) onu inkar ettiler; ama zamanı gelince (ne fena yaptıklarını) bilecekler.

(Saffat 170)

Osman Okur Meali:

Fakat (kitap gelince) onu inkâr ettiler. Yakında (sonlarının ne olacağını) bilecekler.

(Saffat 170)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Fakat şimdi O'nu inkar ettiler. Artık ileride bileceklerdir.

(Saffat 170)

Ömer Öngüt Meali:

Böyle iken onu inkâr ettiler. Amma ileride bileceklerdir.

(Saffat 170)

Ömer Sevinçgül Meali:

Fakat şimdi onu inkâr ettiler! İleride bilecekler!

(Saffat 170)

Sadık Türkmen Meali:

Fakat, onu inkâr ettiler. Yakında bilecekler!

(Saffat 170)

Seyyid Kutub Meali:

Ancak o uyarıyı inkâr ettiler, yakında inkârlarının sonucunu bileceklerdir.

(Saffat 170)

Suat Yıldırım Meali:

Ama şimdi onu red ve inkar ettiler fakat yakında öğrenirler!

(Saffat 170)

Süleyman Ateş Meali:

Ama o uyarıyı inkar ettiler, yakında (inkar etmelerinin sonunun nasıl olacağını) bileceklerdir.

(Saffat 170)

Süleymaniye Vakfı Meali:

(O bilgi gelince) onu görmezlikten geldiler; ama yakında her şeyi öğrenirler.

(Saffat 170)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Ama bu Kur'an'ı kabul etmeye yanaşmıyorlar. Yakında anlayacaklar.

(Saffat 170)

Şaban Piriş Meali:

Şimdi ise O'nu inkar ettiler. Ama bilecek onlar.

(Saffat 170)

Talat Koçyiğit Meali:

Fakat o kitap gelince de, onu inkar etmişlerdir. Şu var ki, bu inkarlarının akıbetini çok yakında göreceklerdir. Bir süreye kadar onlardan yüz çevir.

(Saffat 170)

Tefhimul Kuran Meali:

Fakat (kitap gelince) onu tanımayıp küfrettiler; yakında bileceklerdir.

(Saffat 170)

Ümit Şimşek Meali:

Oysa onlar o kitabı inkâr ettiler! Yakında görecekler.

(Saffat 170)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Fakat ardından onu inkar ettiler. Yakında bilecekler.

(Saffat 170)