80. Abese Suresi / 4.ayet

Yahut senden öğüt alacak ve bundan yararlanacak.

Bknz: (10/57)(50/45)

Mustafa Çavdar Meali

Abese 4 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Yahut da öğüt alacaktır da ondan faydalanacaktır.

(Abese 4)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Yahut öğüt alacaktı da, bu öğüt kendisine fayda verecekti.

(Abese 4)

Abdullah Parlıyan Meali:

Yahutta kendisine hakikat hatırlatılacak ve bu hatırlatma kendisine fayda verecekti.

(Abese 4)

Adem Uğur Meali:

Yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.

(Abese 4)

Ahmet Hulusi Meali:

Yahut hatırlatılanı düşünecek de böylece o zikra (hatırlatma) kendisine fayda verecek!

(Abese 4)

Ahmet Tekin Meali:

Yahut öğüt alacak da, o öğüt ona fayda verecek.

(Abese 4)

Ahmet Varol Meali

Yahut öğüt alacak ve öğüt ona yarar sağlayacaktır?

(Abese 4)

Ali Bulaç Meali:

Veya öğüt alacak; böylelikle bu öğüt kendisine yarar sağlayacak.

(Abese 4)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Yahud öğüd alacaktı da, o öğüt kendisine fayda verecekti.

(Abese 4)

Ali Rıza Sefa Meali:

Veya öğüt alacak? Böylece, bu öğreti, ona yarar sağlayacak?

(Abese 4)

Ali Ünal Meali:

Veya (Allah’ın Mesajı üzerinde) düşünüp, yapılan tebliğ O’na daha bir fayda verecek?

(Abese 4)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Yahut mesajı idrak edecek de mesaj ona fayda verecekti.

(Abese 4)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Kendisine ama geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun.

(Abese 4)

Bekir Sadak Meali:

Yahut ogut alacakti da bu ogut kendisine fayda verecekti.

(Abese 4)

Besim Atalay Meali:

Ya da öğüt alarak, ondan faydalanacak

(Abese 4)

Celal Yıldırım Meali:

(3-4) Ne bilirsin, belki o temizlenecek veya öğüt alacaktı da o öğüt ona fayda verecekti ?

(Abese 4)

Cemal Külünkoğlu Meali:

3,4. (Resulüm!) Onun halini sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden öğrenecekleriyle cehalet kirinden) temizlenecekti yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecekti.

(Abese 4)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Yahut öğüt alacaktı da bu öğüt kendisine fayda verecekti.

(Abese 4)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek.

(Abese 4)

Diyanet Vakfı Meali:

1, 2, 3, 4. (Peygamber), âmânın kendisine gelmesinden ötürü yüzünü ekşitti ve çevirdi. (Resûlüm! onun halini) sana kim bildirdi! Belki o temizlenecek, yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.

(Abese 4)

Edip Yüksel Meali:

Yahut ta öğüt alacak ve ona mesajın yararı dokunacaktı.

(Abese 4)

Elmalılı Orjinal Meali:

Veya öğüt belliyecek de o öğüt kendine faide verecek

(Abese 4)

Elmalılı Yeni Meali:

Veya öğüt alacak da öğüt kendisine fayda verecek.

(Abese 4)

Erhan Aktaş Meali:

Veya öğüt alır ve böylece öğüt ona yararlı olur.

(Abese 4)

Gültekin Onan Meali:

Veya öğüt alacak; böylelikle bu öğüt kendisine yarar sağlayacak.

(Abese 4)

Hakkı Yılmaz Meali:

3-4 Ne bilirsin, belki o da arınıp temizlenecek, belki öğütlenir ve de öğüt kendisine yararlı olur.

(Abese 4)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Ya da (dinlediği ayetlerden) öğüt alacak ve bu öğüt kendisine fayda sağlayacaktı.

(Abese 4)

Harun Yıldırım Meali:

Yahut öğüt alacaktı da bu öğüt ona fayda verecekti.

(Abese 4)

Hasan Basri Çantay:

Yahud öğüd olacakdı da (senin) bu öğüd (ün) kendisine faide verecekdi.

(Abese 4)

Hayrat Neşriyat Meali:

3,4. (Habîbim, yâ Muhammed!) Hâlbuki sana ne bildiriyor ki, belki o (günahlardan)temizlenecekti veya nasîhat alacak da bu nasîhat kendisine fayda verecekti!

(Abese 4)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(3-4) Sana ne öngörüde bulundurdu? belki o (Günahlardan) arınacaktı? Ya da hatırlayacak da hatırlama ona fayda verecekti?

(Abese 4)

Hüseyin Atay Meali:

Yahut öğüt alacak da, bu öğüt kendisine yarayacak.

(Abese 4)

İbni Kesir Meali:

Yahut öğüt alacaktı da bu, kendisine fayda verecekti.

(Abese 4)

İlyas Yorulmaz Meali:

Verdiğin öğüdü düşünecek ve öğüt ona fayda verecekti.

(Abese 4)

İskender Ali Mihr Meali:

Veya öğüt alır, böylece bu öğüt ona fayda verir.

(Abese 4)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

ya da öğüt alacak, öğütten yararlanacaktı?

(Abese 4)

Kadri Çelik Meali:

Ya da hatırlayıp kendine gelecek ve böylece bu hatırlama kendisine yarar sağlayacak?

(Abese 4)

Mahmut Kısa Meali:

Ya da senin vereceğin öğüdü can kulağıyla dinleyecek de, bu öğüt ona fayda verecek?

(Abese 4)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(3-4) Belki o arınacaktı, sözlerden kendine öğüt alacaktı.

(Abese 4)

Mehmet Türk Meali:

Yahut öğüt alacak da o öğüt kendisine fayda verecek.

(Abese 4)

Muhammed Celal Şems Meali:

Yahut o, nasihat alır ve bu nasihat (da) kendisine fayda verir.

(Abese 4)

Muhammed Esed Meali:

yahut (hakikat) hatırlatılacak ve bu hatırlatma kendisine fayda verecekti.

(Abese 4)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Veya öğüt alacak da öğüt ona yarar sağlayacaktır.

(Abese 4)

Mustafa Çavdar Meali:

Yahut senden öğüt alacak ve bundan yararlanacak.

Bknz: (10/57) - (50/45)

(Abese 4)

Mustafa Çevik Meali:

1-10 Ey Peygamber! Müşriklerin önderlerine Allah’ın davetini tebliğ etmekteyken, gözleri görmeyen âmânın gelip, sana soru sormasından “Şimdi sırası mıydı?” dercesine rahatsız olup suratını astın. Oysa o kimse büyük bir heyecanla öğrenmek ve arınmak için gönlünü açarak gelmişti. Öte yandan ilgini yoğunlaştırdığın müşrikler ise, kendilerini her bakımdan yeterli gördükleri için davetini inatla inkâr ediyorlardı. Sen onların arınmak istemeyişlerinden sorumlu değilsin, o yüzden öğüt almak isteyenden uzak durup da ona suratını ekşitme.

(Abese 4)

Mustafa İslamoğlu Meali:

veya alacağı öğütün kendisine yarar sağlayacağını?

(Abese 4)

Osman Okur Meali:

(1-4) Amâ'nın kendisine gelmesinden ötürü yüzünü ekşitti ve çevirdi. (Resûlüm! onun halini) sana kim bildirdi! Belki o temizlenecek, yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.

(Abese 4)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Yahut öğüt dinleyecek de kendisine o öğüt fâide verecektir.

(Abese 4)

Ömer Öngüt Meali:

Yahut öğüt alacaktı da, bu öğüt kendisine fayda verecekti.

(Abese 4)

Ömer Sevinçgül Meali:

Ya da öğüt alacak da o öğüt ona fayda sağlayacak.

(Abese 4)

Sadık Türkmen Meali:

Ya da öğüt dinleyecek, bu da ona fayda verecek!..

(Abese 4)

Seyyid Kutub Meali:

Yahut öğüt alacak da bu öğüt, kendisine fayda verecek.

(Abese 4)

Suat Yıldırım Meali:

(3-4) Ne bilirsin, belki de alacağı öğütle arınacaktı. Yahut nasihati dinleyip ondan yararlanacaktı?

(Abese 4)

Süleyman Ateş Meali:

Yahut öğüt dinleyecek de öğüt, kendisine yarayacak.

(Abese 4)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Veya bilgi edinecek[1], o bilgi ona yarayacaktı?

1)Bilgi diye çevrilen kelime "zikir"dir. Zikir, sürekli akılda tutulan kullanıma hazır bilgidir. (Müfredat s.237)

(Abese 4)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(3-4) Ne bilirsin, belki o arınacak veya verilen öğüt ona fayda verecekti.

(Abese 4)

Şaban Piriş Meali:

Veya öğüt alacak da öğüt ona fayda verecektir.

(Abese 4)

Talat Koçyiğit Meali:

3-4 Nereden bileceksin belki o temizlenecekti, yahut öğüt alacaktı da bu öğüt ona fayda sağlayacaktı.

(Abese 4)

Tefhimul Kuran Meali:

Ya da öğüt alacak; böylelikle bu öğüt kendisine yarar sağlayacak.

(Abese 4)

Ümit Şimşek Meali:

Yahut öğüt alacak, öğütten faydalanacaktı.

(Abese 4)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Belki de düşünüp taşınacak da öğüt kendisine yarayacak.

(Abese 4)