33. Ahzab Suresi / 20.ayet

Bu ikiyüzlüler, düşman birliklerinin çekip gitmediklerini sanıyorlar. Şayet düşman birlikleri tekrar saldıracak olsa çöldeki bedevilerin arasına katılıp haberlerinizi çok uzaktan almayı temenni ederlerdi Zaten aranızda olsalar bile doğru dürüst savaşmazlar.

Bknz: (59/14)

Mustafa Çavdar Meali

Ahzab 20 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sanırlar ki düşman bölükleri gitmedi ve ö bölükler, bir daha gelseler isterler ki çöllerde, bedevilerin aralarında bulunsunlar da size ait haberleri soruştursunlar ve zaten sizin içinizde de olsalar pek az savaşacaktır onlar.

(Ahzab 20)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onlar (münafıklar, korkaklıklarından dolayı düşman) birliklerinin hâlâ gitmediklerini sanıyorlardı. Eğer (düşman) birlikler (dönüp geri) gelecek olsalar, (bunlar) çölde bedevi-Araplar arasında bulunup sizin (felaket ve hezimet) haberlerinizi (onlardan) sormayı cidden arzu ediyorlardı. Fakat içinizde olsalardı (bile), ancak pek az (ve gönülsüz) savaşırlardı. (Hemen kaçıp kaytarırlardı.)

(Ahzab 20)

Abdullah Parlıyan Meali:

Sanırlar ki, düşman bölükleri henüz gitmedi. O bölükler bir daha gelseler, bu münafıklar çölde, bedeviler arasında kalıp, sizin hakkınızda uzaktan haber almayı tercih ederlerdi. Aranızda bulunsalar bile, pek az savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Adem Uğur Meali:

Bunlar, düşman birliklerinin bozulup gitmedikleri evhamı içindedirler. Müttefikler ordusu yine gelecek olsa, isterler ki, çölde göçebe Araplar içinde bulunsunlar da, sizin haberlerinizi (uzaktan) sorsunlar. Zaten içinizde bulunsalardı dahi pek savaşacak değillerdi.

(Ahzab 20)

Ahmet Hulusi Meali:

Ahzab'ın (savaşmak için gelen destek gruplarının) gitmediğini sanıyorlar... Eğer Ahzab (yeniden) gelse, bunlar arzu ederler ki, kendileri bedeviler içinde çölde kalıp, haberlerinizi almakla yetinsinler! Zaten aranızda olsalardı, pek az savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Ahmet Tekin Meali:

Münâfıklar düşman birliklerinin bozulup gitmedikleri evhamı içindedirler. Müttefik ordularının, geri gelmesi halinde, çölde göçebe Araplar içinde bulunsalar da, sizin başınıza gelen felâketlerin haberlerini uzaktan sorsunlar, isterler. Zaten içinizde bulunsalardı, bir kaç gösteri yapmanın dışında savaşacak değillerdi.

(Ahzab 20)

Ahmet Varol Meali

(Düşman) birliklerin(in) gitmediklerini sanıyorlardı. Birlikler yeniden gelseler çölde bedevilerle birlikte bulunarak sizin haberlerinizi sormayı isterlerdi. İçinizde olsalardı da ancak çok az çarpışırlardı.

(Ahzab 20)

Ali Bulaç Meali:

Onlar (münafıklar, düşman) birliklerinin gitmediklerini sanıyorlardı. Eğer (askeri) birlikler gelecek olsa, çölde bedevi araplar arasında olup sizin haberlerinizi (oradan) sormayı cidden arzu ediyorlardı. Fakat içinizde olsalardı ancak pek az savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Münafıklar sanıyorlar ki, (Hendek savaşında Allah'ın perişan ettiği) düşman birlikleri (Medine etrafından) gitmediler. Eğer o düşman birlikleri ikinci bir defa daha (savaş için) gelecek olsa, münâfıklar, (korkularından Medine dışında) çöllerdeki Bedevîler arasında bulunub da (Medine tarafından gelip geçenlerden karşılaştığınız hadiselere ait) haberlerinizden sormayı arzularlar. İçinizde kalacak olsalar da ancak (gösteriş için) pek az savaşırlar.

(Ahzab 20)

Ali Rıza Sefa Meali:

Ayrımcıların gitmediğini sanıyorlardı. Ayrımcılar gelecek olurlarsa, Araplar arasında kalarak, sizden haber almayı istiyorlardı. Aranızda olsalar bile, çok azı dışında zaten savaşmazlardı.[354]

354)Sureye ismini veren ve "Ayrımcılar" olarak yazdığımız "Ahzab" terimi, Medine önlerine gelen birleşik orduyu tanımlamak için bildirilmiştir. Bu terim, Kur'an çevirilerinde, "Hizipler" veya "Mezhepler" veya "Gruplar" veya "Birlikler" veya "Müttefikler" biçiminde çevrilmiştir.

(Ahzab 20)

Ali Ünal Meali:

(Öylesine korku içindeydiler ki,) birleşik düşman kuvvetlerinin halâ çekip gitmediklerini sanıyorlardı. Eğer o kuvvetler bir daha gelecek olsa, gönülden isterler ki, çöldeki bedevîler arasında bulunsunlar ve savaştaki durumunuzla ilgili haberleri uzaktan sorup öğrensinler. Gerçi aranızda bulunacak bile olsalar, bu takdirde de savaşa pek az iştirak ederler.

(Ahzab 20)

Bahaeddin Sağlam Meali:

(Korkularından Medine’ye saldıran) orduların hala gitmediklerini sanıyorlar. O ordular (bir daha) gelirlerse, (gelen gidenden) durumunuzu soracak bir halde, çölde bedevi Araplar içinde olmayı isterler. Eğer içinizde kalmış olsalardı dahi, çok az dövüşeceklerdi.

(Ahzab 20)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Münafıklar, düşman birliklerinin gitmediklerini sanıyorlar. O düşman birlikleri yeniden gelecek olsa, onlara koşarak, çölde bedevilerle birlikte yaşayıp sizin haberlerinizi sormayı temenni ederler. Onlar savaşta sizinle birlikte olsalardı da düşmanla çok az savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Bekir Sadak Meali:

Bunlar, dusman birliklerinin gitmediklerini saniyorlardi. Bu birlikler tekrar gelmis olsalardi, kendileri collerde bedevilerin yaninda bulunup, sadece sizin haberlerinizi sormayi dilerlerdi. Aranizda olsalar ancak pek az savasirlardi. *

(Ahzab 20)

Besim Atalay Meali:

Düşman bölüklerin, gitmemiş sanıyorlar, yine bölükler gelirse, yolculardan halinizi sormakçin, göçebeler arasına, çöle gitmeyi sevmekteler, aranızda olsalar da, ancak pek az çarpışırlardı

(Ahzab 20)

Celal Yıldırım Meali:

Münafıklar, müttefik düşman birliklerinin gitmediğini sanıyorlardı. Müttefik düşman birlikleri bir daha gelecek olsa, onlar çölde Bedeviler arasında bulunup da sizin haberlerinizi sormayı çok arzu ederlerdi, içinizde bulunsalar pek azı savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Bunlar, (korkularından dolayı düşman) birliklerin (Medine'den) gitmediklerini sanıyorlardı. Düşman birlikleri (bir daha) gelecek olsa, isterler ki, (çölde) bedevilerin arasında bulunsunlar da size dair haberleri (gidip gelenlerden) sorsunlar. İçinizde bulunsalardı bile pek az savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Bunlar, düşman birliklerinin gitmediklerini sanıyorlardı. Bu birlikler tekrar gelmiş olsalardı, kendileri çöllerde bedevilerin yanında bulunup, sadece sizin haberlerinizi sormayı dilerlerdi. Aranızda olsalar ancak pek az savaşırlardı.*

(Ahzab 20)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Düşman birliklerinin gitmediğini sanıyorlar. Düşman birlikleri (bir daha) gelecek olsa, isterler ki, (çölde) bedevilerin arasında bulunsunlar da size dair haberleri (gidip gelenlerden) sorsunlar. İçinizde bulunsalardı da pek az savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Diyanet Vakfı Meali:

Bunlar, düşman birliklerinin bozulup gitmedikleri evhamı içindedirler. Müttefikler ordusu yine gelecek olsa, isterler ki, çölde göçebe Araplar içinde bulunsunlar da, sizin haberlerinizi (uzaktan) sorsunlar. Zaten içinizde bulunsalardı dahi pek savaşacak değillerdi.

(Ahzab 20)

Edip Yüksel Meali:

Partilerin gitmediğini sanıyorlar. Partiler tekrar gelse kendilerinin çöldeki bedevi Araplar arasında olmayı ve sizin haberlerinizi uzaktan sormayı dilerlerdi. Aranızda olsalardı dahi pek az savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ahzabı sanıyorlar ki gitmediler, eğer o Ahzab bir daha gelecek olsa arzu ederler ki badiyeye bedevi urabanın içine çıksalar, sizin havadislerinizden sorsalar, içinizde kalacak olsalar da harb etmezler, meğer ki pek az

(Ahzab 20)

Elmalılı Yeni Meali:

Müttefik düşman birliklerinin gitmediğini sanıyorlar. Eğer o birlikler bir daha gelecek olsa, çölde bedevi Araplar içinde yer alıp, sizin haberlerinizden sormayı arzu ederler, içinizde kalacak olsalar da sadece pek az harp ederler.

(Ahzab 20)

Erhan Aktaş Meali:

Onlar, düşman birliklerinin gitmediğini sanıyorlardı. Eğer birlikler gelseler[1], bedevi Araplar arasına karışıp, ne halde bulunduğunuzu sormak isterler[2]. Eğer sizin aranızda olsalardı, pek azı hariç, savaşmazlardı.

1)Düşman birlikleri tekrar saldıracak olsalar.
2)Yenilgi haberlerinizi beklerler.

(Ahzab 20)

Gültekin Onan Meali:

Onlar (münafıklar, düşman) birliklerinin gitmediklerini sanıyorlardı. Eğer (askeri) birlikler gelecek olsa, çölde bedevi araplar arasında olup sizin haberlerinizi (oradan) sormayı cidden arzu ediyorlardı. Fakat içinizde olsalardı ancak pek az savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Hakkı Yılmaz Meali:

Onlar, birleşik düşman birliklerini gitmedi sanıyorlardı. Eğer düşman birlikleri gelecek olursa, çölde bedevi Araplar içinde yer alıp sizin haberlerinizden sormayı isterler. Ve eğer onlar içinizde olsalardı ancak pek az savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onlar, orduların (Medine’den) ayrılmadığını sanıyorlardı. Şayet ordular (tekrardan Medine’ye) gelecek olsa çölde, bedevilerin içinde sizin haberlerinizi soran (yabancılar) gibi olmak isterlerdi. Şayet aranızda olsalar çok az savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Harun Yıldırım Meali:

Bunlar, düşman birliklerinin bozulup gitmedikleri evhamı içindedirler. Müttefikler ordusu yine gelecek olsa, isterler ki, çölde göçebe Araplar içinde bulunsunlar da, sizin haberlerinizi (uzaktan) sorsunlar. Zaten içinizde bulunsalardı dahi pek savaşacak değillerdi.

(Ahzab 20)

Hasan Basri Çantay:

Bunlar (düşman) kıt'alar (ı Mekkeden) gitmediler sanıyorlardı. Eğer o kıt'alar (bir daha) gelirse çöllerde, bedeviler içinde bulunub size aaid haberleri sormalarını isteyecekler, şayed içinizde bulunurlarsa (çok değil), ancak pek az döğüşeceklerdir.

(Ahzab 20)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Onlar korkaklıklarından dolayı düşman) toplulukların (Medîne'den) gitmediklerini sanıyorlar. Ve eğer o ahzâb (o topluluklar, tekrar) gelecek olsalar, arzû ederler ki, doğrusu kendileri keşke çölde yaşayan kimseler olarak bedevî Arablar içinde bulunsalar da sizin haberlerinizi (Medîne tarafından gelenlere) sorsalar! Zâten içinizde (kalacak) olsalardı, ancak pek az savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Taraftarların hiç gitmediklerini sandılar. Eğer, taraftarlar gelseydi, sizin haberlerinizi sorarak arapların içinde çölde kalanlar olmayı arzu ederlerdi. İçinizde (aranızda) olsalardı, ancak pek az savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Hüseyin Atay Meali:

Bunlar düşman birliklerinin gitmediklerini sanıyorlardı. Bu birlikler tekrar gelmiş olsalar, kendilerinin çöllerde bedevilerin yanında bulunup, sadece sizin haberlerinizi sormayı isterlerdi. Aranızda olsalar dahi pek az savaşırlardı.

(Ahzab 20)

İbni Kesir Meali:

Onlar, birliklerin gitmediğini sanıyorlardı. Birlikler gelmiş olsalardı, kendilerinin çöllerde bedevilerle bulunup sizin haberlerinizi oradan soruşturmayı isterlerdi. Aranızda bulunsalardı bu defa da çok az savaşırlardı.

(Ahzab 20)

İlyas Yorulmaz Meali:

(İki yüzlüler) Savaş için ittifak yapanların gitmediklerini zannediyorlardı. İttifak edenler (savaş meydanına) geldiklerinde, (o iki yüzlüler) savaştan uzak çölde, bedevilerin arasında olmayı ve sizinle ilgili haberleri oralardan almayı isterlerdi. Zaten onlar savaşırken sizin içinizde olsalardı, pek azı hariç, sizinle birlikte savaşmazlardı (kaçarlardı).

(Ahzab 20)

İskender Ali Mihr Meali:

Onlar (münafıklar), birliklerin (düşman birliklerinin) gitmediğini sanıyorlar. Eğer birlikler gelseler, Arapların arasında olup (arasına karışıp), sizin haberlerinizi sormak isterlerdi. Ve şâyet sizin aranızda olsalardı, pek azı hariç, savaşmazlardı.

(Ahzab 20)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onlar düşman bölüklerini henüz savaşmamış sanırlar, Eğer onlar bir daha gelecek olurlarsa çöllerde, çöl arapları arasında bulunmak isterler ki böylece sizden bilgi edinebilsinler. Aranızda da bulunurlarsa ancak pek az vuruşacaklardır.

(Ahzab 20)

Kadri Çelik Meali:

Onlar (korkudan hala düşman) birliklerin gitmediklerini sanıyorlardı. Eğer (düşman) birlikler gelecek olsa, çölde bedevi Araplar arasında olup sizin haberlerinizi (oradan) sormayı arzularlar. Zaten içinizde olsalar, ancak pek azı savaşırlar.

(Ahzab 20)

Mahmut Kısa Meali:

Savaştan kaçıp evlerine saklanan bu münâfıklar, Medîne’yi kuşatan düşman birliklerinin savaşı bırakıp çekildiğinin farkında bile değillerdi. Eğer düşman orduları geri dönecek olsaydı, bu ikiyüzlü korkaklar Medîne’yi savunmak yerine, çölde, göçebe kabîleler arasında bulunup da, gelip geçenlere sizin durumunuz hakkında soru soruyor olmayı tercih ederlerdi. Bu yüzden, sizinle birlikte savaşa geleceklerini hiç beklemeyin. Zaten size katılmış olsalardı bile, doğru dürüst savaşmazlardı.

(Ahzab 20)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Halbuki onlar, düşman kuvvetlerinin gitmediklerini sanıyorlardı, birlikler gelecek olsa eğer, Zora girmektense çölde bedeviler arasında kalıp uzaktan sizin haberlerinizin takibini isterler. Aranızda bulunsalardı onlar, zaten sizinle birlikte oldukça az savaşacaklardı o zamanlar.

(Ahzab 20)

Mehmet Türk Meali:

O (münâfıklar) düşman birliklerinin gitmediklerini zannediyorlardı.1 Eğer düşman birlikleri geri gelecek olursa o (münâfıklar) çölde bedevîler arasına kaçıp, sizden gelecek haberleri uzaktan sormayı, yok eğer içinizde kalacak olurlarsa da savaşmayı pek az istiyorlardı. *

(Ahzab 20)

Muhammed Celal Şems Meali:

Bunlar, (kâfirlerin) ordularının (henüz) gitmediklerini zannederler. Oysa onların orduları tekrar (geri) gelecek olsalar, onlar (kırsal bölgelerde yaşayan) bedeviler arasında bulunarak durumlarınızı öğrenmeyi arzu ederler. Eğer aranızda bulunsalardı, sizinle (birlikte kâfirlere karşı) asla savaşmazlardı.

(Ahzab 20)

Muhammed Esed Meali:

Onlar Müttefiklerin (gerçekten) çekilmediklerini zannediyorlardı; ve Müttefikler geri dönecek olsalar, bunlar, (bu iki yüzlüler,) çölde bedeviler arasında kalıp sizin hakkınızda (ey müminler, uzaktan) haber almayı tercih ederlerdi; aranızda bulunsalar bile, (sizin yanınızda) savaşır görünmekten başka bir şey yapmazlardı.

(Ahzab 20)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Bunlar, düşman birliklerinin gitmediklerini sanıyorlar. Eğer, birlikler yeniden gelecek olsa, çöldeki göçebe Arapların arasına kaçıp, sizinle ilgili haberleri onlardan sormak isterler. Zaten sizin içinizde olsalar bile, çok azı dışında, savaşacak değillerdi.

(Ahzab 20)

Mustafa Çavdar Meali:

Bu ikiyüzlüler, düşman birliklerinin çekip gitmediklerini sanıyorlar. Şayet düşman birlikleri tekrar saldıracak olsa çöldeki bedevilerin arasına katılıp haberlerinizi çok uzaktan almayı temenni ederlerdi Zaten aranızda olsalar bile doğru dürüst savaşmazlar.

Bknz: (59/14)

(Ahzab 20)

Mustafa Çevik Meali:

Münafıklar, müşriklerin savaşmayı bırakıp geri çekildiklerine inanmıyor, toparlanıp tekrar saldırıya geçeceklerini zannediyorlardı. Şayet onların zannettikleri gibi olsaydı, bu defa da savaş bölgesini terk edip bedeviler arasına karışacak ve uzaktan haber almaya çalışacak, aranızda kalanlar ise savaşıyor gibi görünmekten başka bir şey yapmayacaklardı.

(Ahzab 20)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Onlar, müttefiklerin (gerçekte) ayrılmadığını sanıyorlar; ama eğer müttefikler dönüp gelecek olsalar, bu kez de onlar çölde bedeviler arasına karışıp haberlerinizi (uzaktan) almayı tercih edecek kadar (sıvışmayı) isterler; hoş, eğer aranızda bulunmuş olsalardı da, göstermelik bir iki hareket dışında asla savaşmayacaklardı.

(Ahzab 20)

Osman Okur Meali:

Münafıklar sanıyorlar ki, (Hendek savaşında Allah’ın perişan ettiği) düşman birlikleri (Medine etrafından) gitmediler. Eğer o düşman birlikleri ikinci bir defa daha (savaş için) gelecek olsa, münâfıklar, (korkularından Medine dışında) çöllerdeki Bedevîler arasında bulunup da (Medine tarafından gelip geçenlerden karşılaştığınız hadiselere ait) haberlerinizden sormayı arzularlar. İçinizde kalacak olsalarda ancak (gösteriş için) pek az savaşırlar.

(Ahzab 20)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Sanırlar ki, (düşman) orduları gitmemiştir. Ve eğer ordular gelecek olsa arzu ederlerdi ki çölde bedeviler içinde bulunup size ait haberleri soruversinler. Ve eğer sizin aranızda bulunacak olsalar, pek azdan başka mukatelede bulunmazlar.

(Ahzab 20)

Ömer Öngüt Meali:

Onlar Ahzab'ın (düşman birliklerinin) gitmediklerini sanıyorlardı. Düşman birlikleri tekrar gelmiş olsalardı, isterler ki çöllerde bedevilerin yanında bulunsunlar da sizin haberlerinizi sorsunlar. Zaten aranızda bulunsalardı, pek az savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bunlar, düşman ordularının gitmediklerini sanıyorlardı. Bu ordular tekrar gelmiş olsalardı, kendileri çöllerde bedevilerin yanında bulunup, sadece uzaktan uzağa sizinle ilgili haberleri sormayı dilerlerdi. Aranızda olsalar, pek az savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Sadık Türkmen Meali:

Düşman birliklerinin gitmediğini sanıyorlar. Düşman birlikleri (bir daha) gelecek olsa, isterler ki; (çölde) bedevilerin arasında bulunsunlar da, size dair haberleri (gidip gelenlerden) sorsunlar. İçinizde bulunsalardı da pek az savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Seyyid Kutub Meali:

Bunlar, düşman birliklerinin (Medine'den) gitmediklerini sanıyorlardı. Bu birlikler tekrar gelmiş olsalardı, kendilerini çölde bedevilerin yanında bulunup, sadece sizin haberlerini sormayı dilerlerdi. İçinizde olsalardı, pek azı savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Suat Yıldırım Meali:

Münafıklar birleşik kuvvetlerin çekilip gitmediklerini sanıyorlardı.Şayet birleşik kuvvetler tekrar gelecek olsa, çok isterler ki çöldeki göçebeler içinde bulunsunlar da sizin savaşınız hakkındaki haberleri uzaktan sorsunlar. Esasen, yanınızda bulunsalardı dahi, onlardan pek azı savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Süleyman Ateş Meali:

(Korkaklıklarından ötürü düşman) Orduların(ın Medine'den) gitmediklerini sanıyorlardı. Eğer o ordular (ikinci kez) gelseler, bunlar çölde bedevi Araplar arasında bulunmayı, sizin haberlerinizi (başınıza gelecek olayları) oradan sorup öğrenmeyi arzu ederlerdi. İçinizde bulunsalardı dahi pek az dövüşürlerdi.

(Ahzab 20)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Düşman birliklerinin henüz çekilmediklerini sanıyorlar. Bu birlikler dönüp gelecek olsa bunlar (bu münafıklar) çöllerde bedevilerin arasında olup, uzaktan haberlerinizi sormayı tercih ederler. Zaten aranızda olsalar pek azı dışında hiç biri savaşa girmez.

(Ahzab 20)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onlar, müttefik düşman askerlerinin gitmediğini sanıyorlardı. Müttefikler tekrar saldırmış olsalar, bunlar, çöldeki göçebelerin yanında olmak ve başınıza gelenleri oradan öğrenmek isterlerdi. Aranızda olsalar bile, savaşmak istemezlerdi.

(Ahzab 20)

Şaban Piriş Meali:

Bunlar, düşman birliklerinin gitmediklerini sanıyorlar, Eğer, birlikler yeniden gelse, bedevi arapların arasına kaçıp, sizinle ilgili haberleri onlardan sormak isterler. Zaten sizin içinizde olsalar bile çok azı dışında savaşmazlardı.

(Ahzab 20)

Talat Koçyiğit Meali:

Bunlar korkuları yüzünden müşrik orduların gitmediklerini zannediyorlardı. Eğer bu ordular tekrar gelselerdi, kendilerinin Medine'den uzak bedevi araplar arasında olmalarını ve sizinle ilgili haberleri sormalarını dilerlerdi. Zaten içinizde bulunsalar bile çok az dövüşürlerdi.

(Ahzab 20)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlar (münafıklar, düşman) birliklerinin gitmediklerini sanıyorlardı. Eğer (askeri) birlikler gelecek olsa, çölde bedevi araplar arasında olup sizin haberlerinizi (oradan) sormayı cidden arzu ediyorlardı. Fakat içinizde olsalardı ancak pek az savaşırlardı.

(Ahzab 20)

Ümit Şimşek Meali:

Onlar, düşman topluluklarının hiç gitmeyeceklerini sanıyorlardı. Düşman topluluklarının tekrar gelmeleri halinde onlar çölde, bedevîler arasında bulunup da sizin haberlerinizi uzaktan uzağa almak isterler. Gerçi sizin aranızda bulunsalar da pek azı dışında savaşan olmaz.

(Ahzab 20)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Düşman hiziplerin gitmediğini sanıyorlar. Düşman hizipler gelecek olsalar, bunlar isterler ki, bedevi araplar içinde bulunsunlar da sizinle ilgili haberleri sorsunlar. Şayet içinizde bulunsalardı, pek azı müstesna, savaşmayacaklardı.

(Ahzab 20)