7. Araf Suresi / 17.ayet

Sonra onlara, önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından yaklaşacağım. Sen de onların çoğunu şükreder bulamayacaksın, dedi.

Bknz: (34/20)»(34/21)

Mustafa Çavdar Meali

Araf 17 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sonra andolsun ki önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından çıkıp çatacağım onlara ve göreceksin ki çoğu şükür bile etmeyecek sana.

(Araf 17)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Sonra; ön taraflarından, arkalarından, sağlarından ve sollarından muhakkak (kullarına) sokulup saptıracağım. Ki onların çoğunu (dinin ve nimetlerin sayesinde eriştikleri lezzet ve faziletlere) şükredici bulmayacaksın. (Çünkü onlara nankörlük ve hıyanet yaptıracağım!?)

(Araf 17)

Abdullah Parlıyan Meali:

Sonra andolsun, o kullarının önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım onlara; ve sen onlardan çoğunu, şükreden kimselerden bulamayacaksın.”

(Araf 17)

Adem Uğur Meali:

Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın! dedi.

(Araf 17)

Ahmet Hulusi Meali:

"Sonra andolsun ki, onlara önlerinden (hırslarını tahrik ederek - benliklerini yücelterek hakikati inkara sürükleyerek), arkalarından (gizli şirke yönelterek - saptırıcı fikirlerle), sağlarından (senden alıkoyacak hayırları ilham ederek) ve sollarından (kötülükleri güzel - süslü göstererek) geleceğim... Onların çoğunluğunu, verdiklerini değerlendiren olarak bulamayacaksın!"

(Araf 17)

Ahmet Tekin Meali:

“Sonra, elbette onlara, açıkça ve sinsice, önlerinden, sağlarından, sollarından, arkalarından, kuvvetli ve zayıf taraflarından, iyilikleri ve ahlâkî davranışları arasından bunların savunuculuğunu ve sözcülüğünü yaparak sokulacağım. Sen onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın." dedi.*

(Araf 17)

Ahmet Varol Meali

Sonra onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Böylece sen onların çoğunu şükredenlerden bulmayacaksın."

(Araf 17)

Ali Bulaç Meali:

"Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın."

(Araf 17)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Sonra onlara, önlerinden ve arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Sen de çoğunu şükrediciler bulmıyacaksın.” dedi.

(Araf 17)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Sonra, önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından kesinlikle onlara sokulacağım. Onların çoğunu, şükredenler arasında bulmayacaksın!"

(Araf 17)

Ali Ünal Meali:

“Oturup, kâh önlerinden, kâh arkalarından, kâh sağlarından, kâh sollarından kendilerine yaklaşacağım. Onların çoğunu şükredenler olarak bulmayacaksın!”

(Araf 17)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Sonra önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından onlara sokulacağım. Ve onların çoğunu şükredici olarak bulamayacaksın.”

(Araf 17)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Sonra onlara elbette önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulamayacaksın" dedi.

(Araf 17)

Bekir Sadak Meali:

(16-17) «Beni azdırdığın için, and olsun ki, Senin doğru yolun üzerinde onlara karsı duracağım; sonra önlerinden, ardlarından, sağ ve sollarından onlara sokulacağım; çoğunu Sana şükreder bulamayacaksın» dedi.

(Araf 17)

Besim Atalay Meali:

Ondan sonra önlerinden, artlarından, sağlarından, sollarından gelirim, pek çoğunu şükredici bulmazsın onların !

(Araf 17)

Celal Yıldırım Meali:

(16-17) (İblîs): «Beni azgınlığa itmene karşılık, and olsun ki, onları saptırmak için senin dosdoğru yolun üzerinde oturacağım, sonra da onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından (yaklaşıp) geleceğim ve Sen, onların çoğunu şükreder bulamıyacaksın» dedi.

(Araf 17)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Sonra andolsun ki: “Onların önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından gelip sokulacağım. Ve sen, onların çoğunu şükreder bulmayacaksın” dedi.

(Araf 17)

Diyanet İşleri Eski Meali:

16,17. "Beni azdırdığın için, and olsun ki, Senin doğru yolun üzerinde onlara karşı duracağım; sonra önlerinden, ardlarından, sağ ve sollarından onlara sokulacağım; çoğunu Sana şükreder bulamayacaksın" dedi.

(Araf 17)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

"Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın."

(Araf 17)

Diyanet Vakfı Meali:

«Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın!» dedi.

(Araf 17)

Edip Yüksel Meali:

'Sonra önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından kendilerine sokulacağım. Böylece çoklarını şükreder bulmayacaksın.'

(Araf 17)

Elmalılı Orjinal Meali:

sonra onlara önlerinden ve arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım, sen de çoğunu şükredici bulmıyacaksın

(Araf 17)

Elmalılı Yeni Meali:

Sonra onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Sen de çoğunu şükredici bulmayacaksın." dedi.

(Araf 17)

Erhan Aktaş Meali:

Sonra, ant olsun ki onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve Sen onların çoğunu şükrediciler olarak bulamayacaksın.

(Araf 17)

Gültekin Onan Meali:

"Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın."

(Araf 17)

Hakkı Yılmaz Meali:

16-17 İblis, “Öyleyse, beni azgınlığa itmene karşılık, andolsun ki ben, onlar için Senin dosdoğru yoluna oturacağım, sonra yine andolsun ki onların önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından onlara sokulacağım ve Sen, çoklarını kendilerine verilen nimetlerin karşılığını ödeyenler bulmayacaksın” dedi.

(Araf 17)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Sonra kesinlikle onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Çoğunu şükredici bulamayacaksın.”

(Araf 17)

Harun Yıldırım Meali:

“Sonra andolsun önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından onlara sokulacağım da sen onların pek çoğunu şükredenlerden bulmayacaksın.”

(Araf 17)

Hasan Basri Çantay:

"Sonra, andolsun, onların önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından kendilerine geleceğim (musallat olacağım). Sen de onların çoğunu şükredici (kimse) ler bulmayacaksın".

(Araf 17)

Hayrat Neşriyat Meali:

“Sonra elbette onlara önlerinden ve arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve (sen) onların çoğunu şükredici kimseler bulmayacaksın!”(1)*

(Araf 17)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(16-17) [iblis] "Beni mahvetmen¹ sebebiyle senin dosdoğru yoluna onlar [insanlar] için mutlaka oturacağım. Sonra önlerinden, arkalarından, sağ taraflarından ve sol taraflarından mutlaka kendilerine geleceğim. Onların çoğunu şükür edici olarak bulamazsın." dedi.

(Araf 17)

Hüseyin Atay Meali:

Sonra, onların önlerinden, ardlarından, sağlarından ve sollarından onlara sokulacağım ve çoğunu şükredenler olarak bulamayacaksın" dedi.

(Araf 17)

İbni Kesir Meali:

Sonra andolsun ki; onların önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından geleceğim. Ve Sen, onların çoğunu şükreder bulmayacaksın.

(Araf 17)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Sonra onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından yaklaşacağım, onların pek azı hariç, çoğunluğunu sana şükredenlerden bulamayacaksın” dedi.

(Araf 17)

İskender Ali Mihr Meali:

Sonra, elbette onlara, önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından geleceğim ve onların çoğunu şükredenlerden bulmayacaksın.

(Araf 17)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Sonra önlerinden, sağlarından, sollarından insanlara sokulacağım. Sen de onların pek çoğunu artık Sana şükreder bulamıyacaksın.»

(Araf 17)

Kadri Çelik Meali:

“Sonra önlerinden, artlarından, sağ ve sollarından onlara sokulacağım ve çoğunu sana şükredenlerden bulamayacaksın” dedi.

(Araf 17)

Mahmut Kısa Meali:

“Sonra da, bazen açıktan açığa önlerinden, kimi zaman sinsice arkalarından; bazen Müslüman kimliğine bürünüp sağlarından, bazen de şehvet ve ihtirâslarını azdırarak sollarından, yanlarına sokulacağım; kısacası, onları aldatmak için her türlü yol ve yöntemi kullanarak dört bir yandan üzerlerine saldıracağım ve böylece, pek çoklarının nankör olduğunu göreceksin! Sonunda, Âdem’in benden üstün olmadığını ve onun önünde secde etmemi bana emretmekle, hikmet ve adâletten yoksun bir iş yaptığını sen de kabul edeceksin.”

(Araf 17)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Farklı farklı şekilde onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından, Açık, gizli sokulacağım. Göreceksin onlardan çoğunu şükredici bulamayacaksın.

(Araf 17)

Mehmet Türk Meali:

“Sonra önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından onlara sokulacağım ve Sen, onların çoğunu şükredenlerden, bulamayacaksın.” dedi.1*

(Araf 17)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Sonra (onları saptırmak için,) önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından geleceğim. Onların çoğunu şükreder bulamayacaksın.”

(Araf 17)

Muhammed Esed Meali:

ve hem açıktan açığa, hem de akılların ermediği yol ve yöntemlerle, sağlarından sollarından sokulacağım onlara: Ve sen onlardan çoğunu nankör kimseler olarak bulacaksın."

(Araf 17)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Sonra önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından onlara sokulacağım da çoğunluğunu şükredici bulamayacaksın."

(Araf 17)

Mustafa Çavdar Meali:

Sonra onlara, önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından yaklaşacağım. Sen de onların çoğunu şükreder bulamayacaksın, dedi.

Bknz: (34/20)»(34/21)

(Araf 17)

Mustafa Çevik Meali:

14-17 Bunun üzerine İblis, “O halde bana insanların yeniden diriltecekleri Kıyamet Günü’ne kadar süre ver.” dedi. Allah da ona, “Sen o güne kadar süre verilenlerden oldun.” dedi. İblis kibri yüzünden Allah’ın emrine itaat etmemekle birlikte dönüp bir de şöyle demeye başladı: “Mademki Sen benim yoldan çıkıp sapmama izin verdin. Ben de yeryüzünde Allah merkezli bir hayat yaşaması için yaratıp, onunla imtihan edeceğin insana tuzaklar kuracağım. Onlara açıktan açığa, gizliden gizliye sokulup altlarından girip, üstlerinden çıkarak, haktan, hukuktan yana gözükerek, zaaflarını kullanıp akıllarını karıştırıp doğru yoldan uzaklaştıracağım. Sen de onların çoğunu nankörler ve emrine başkaldıranlar olarak bulacaksın.”

(Araf 17)

Mustafa İslamoğlu Meali:

sonra da hem doğrudan ve açıktan, hem de dolaylı ve sinsice, hem suret-i haktan görünerek hem de zaafları ve güdüleri kullanarak sokulacağım onlara: Ve Sen onların çoğunu nankörlük eden kimseler olarak bulacaksın."

(Araf 17)

Osman Okur Meali:

«Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın!» dedi.

(Araf 17)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«Sonra muhakkak ki, onların önlerinden, arkalarından, sağ taraflarından ve sol taraflarından geleceğim ve onların ekserisini şükrediciler bulmayacaksın.»

(Araf 17)

Ömer Öngüt Meali:

“Sonra elbette onlara; önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen onların çoklarını şükredenler bulamayacaksın. ” dedi.

(Araf 17)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Onların önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından yaklaşırım. Sen onların çoğunu sana şükreder bulmayacaksın!” dedi.

(Araf 17)

Sadık Türkmen Meali:

Sonra da muhakkak onlara önlerinden ve arkalarından, sağlarından ve sollarından yaklaşacağım. Onların birçoğunu şükredici bulamayacaksın!”

(Araf 17)

Seyyid Kutub Meali:

Sonra önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından onlara sokulacağım da çoğunluğunu şükreder bulamayacaksın.»

(Araf 17)

Suat Yıldırım Meali:

(16-17) "Öyle ise" dedi, "Sen beni azgınlığa mahkum ettiğin için, ben de onları gözetlemek üzere Senin doğru yolunun üzerinde pusu kurup oturacağım." "Sonra onların gah önlerinden, gah arkalarından, gah sağlarından, gah sollarından sokulacağım, vesvese verip pusu kuracağım, Sen de onların ekserisini şükreden kullar bulmayacaksın."

(Araf 17)

Süleyman Ateş Meali:

"Sonra (onların) önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından onlara sokulacağım ve çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın!"

(Araf 17)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sonra önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Göreceksin, onların çoğu sana karşı görevlerini yerine getirmeyecektir."

(Araf 17)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(16-17) İblis: "Madem benim azmamı istedin, ben de, doğru yolunun üzerine pusu kuracağım. Onlara, önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu sana şükreder bulamayacaksın" dedi.

(Araf 17)

Şaban Piriş Meali:

Sonra onlara, önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından yaklaşacağım. Sen de onların çoğunu şükreder bulamayacaksın, dedi.

(Araf 17)

Talat Koçyiğit Meali:

"Sonra onlara, önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından yaklaşacağım. Ve sen onların çoğunu şükrediciler olarak bulmayacaksın."

(Araf 17)

Tefhimul Kuran Meali:

«Sonra da muhakkak onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından kendilerine sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın.»

(Araf 17)

Ümit Şimşek Meali:

“Sonra önlerinden ve arkalarından, sağlarından ve sollarından onların üzerine varacağım. Sen ise onların çoğunu şükredici bulmayacaksın.”

(Araf 17)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Sonra onlara; önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından musallat olacağım. Bir çoklarını şükreder bulamayacaksın."

(Araf 17)