7. Araf Suresi / 184.ayet

Şimdi onlar arkadaşları (Muhammed’de) delilikten bir eser olmadığını hiç düşünmüyorlar mı? O ancak açıkça bir uyarıcıdır.

Bknz: (15/6)(34/46)(51/52)(68/6)

Mustafa Çavdar Meali

Araf 184 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Düşünmezler mi ki kendileriyle konuşanda delilikten eser bile yok; o ancak apaçık korkulu bir haber veren.

(Araf 184)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Sahiplerinde (yani hidayet rehberleri olan Hz. Peygamber’de) delilikten hiçbir eser olmadığını (bilmiyor ve) düşünmüyorlar mı? O, apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir. (Bunları bile bile inkâra ve itiraza kalkışılmaktadır.)

(Araf 184)

Abdullah Parlıyan Meali:

Peki çocukluğundan beri tanıdıkları bu arkadaşlarında, delilikten hiçbir eser olmadığı, hiç mi akıllarına gelmiyor. Oysa O, açıktan açığa uyaran biri.

(Araf 184)

Adem Uğur Meali:

Düşünmediler mi ki, arkadaşlarında (Muhammed'de) delilik yoktur? O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Ahmet Hulusi Meali:

Düşünmediler mi ki, sahiplerinde hiçbir cinnet (akılsızlık) yoktur! O sadece apaçık bir uyarandır.

(Araf 184)

Ahmet Tekin Meali:

Onlar, çocukluğundan beri tanıdıkları hemşehrileri, arkadaşları Muhammed'de bir delilik, cinlere mahkum olmuşluk belirtisi olmadığını hiç düşünemediler mi? O sadece sorumluluk, hesap ve cezanın varlığını açıklayarak âşikâre uyarıcılık görevi yapan birisidir.*

(Araf 184)

Ahmet Varol Meali

Arkadaşlarında [14] herhangi bir delilik eseri bulunmadığı üzerinde düşünmediler mi? O ancak apaçık bir uyarıcıdır.*

(Araf 184)

Ali Bulaç Meali:

Sahiplerinde (ya da arkadaşları olan peygamberde) delilikten hiç bir şey olmadığını düşünmüyorlar mı? O, apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir.

(Araf 184)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onlar düşünmediler mi ki, arkadaşlarında (Hz. Peygamber aleyhisselâmda) cinnetten bir eser yoktur; O ancak Allah'ın azâbını haber veren açık bir korkutucudur?

(Araf 184)

Ali Rıza Sefa Meali:

Arkadaşlarının delirmiş olmadığını düşünmüyorlar mı? O, yalnızca apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Ali Ünal Meali:

Hiç düşünmezler mi ki, (yıllardır birlikte bulundukları) o arkadaşlarında (Rasûlüllah) delilikten en küçük bir eser yoktur. O ancak, belli ki onları âkıbetleri konusunda uyaran bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlar düşünmediler mi? Arkadaşları olan Peygamberde hiçbir delilik yoktur. O apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Kendilerinden biri olan peygamberde delilik olmadığını düşünmediler mi? O, apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Bekir Sadak Meali:

Dusunmuyorlar mi ki, arkadaslari olan peygamerde deliligin eseri yoktur. O ancak acikca uyaran bir kimsedir.

(Araf 184)

Besim Atalay Meali:

Onlar düşünmezler mi? yoldaşları deli değil, ancak o açıkça kocundurandır

(Araf 184)

Celal Yıldırım Meali:

Hiç düşünmediler mi, vatandaşları (Hz. Muhammed'de) cinnet eseri yoktur. O ancak açık-seçik (ilerideki tehlikeli uçurumu haber veren) bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onlar düşünmediler mi ki (kendileriyle iç içe yaşamış olan) arkadaşlarında (Peygamber'de) delilikten eser yoktur. O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Düşünmüyorlar mı ki, arkadaşları olan peygamberde deliliğin eseri yoktur. O ancak açıkça uyaran bir kimsedir.

(Araf 184)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlar düşünmediler mi ki (çok iyi tanıdıkları, kendileriyle iç içe yaşamış olan) arkadaşlarında (Peygamber'de) delilikten eser yoktur. O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Diyanet Vakfı Meali:

Düşünmediler mi ki, arkadaşlarında (Muhammed'de) delilik yoktur? O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Edip Yüksel Meali:

Düşünmezler mi? Arkadaşlarında hiç bir delilik yoktur. O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bunlar bir düşünmedilerde mi ki kendilerine söz söyliyen zatta, Cinnetten bir eser yoktur, o ancak ilerideki tehlükeyi açık bir surette haber veren bir nezirdir

(Araf 184)

Elmalılı Yeni Meali:

Bunlar hiç düşünmediler mi ki, kendilerine söz söyleyen zatta cinnetten bir eser yoktur. O, ancak ilerideki tehlikeyi açık bir şekilde haber veren bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Erhan Aktaş Meali:

Arkadaşlarında, hiçbir delilik olmadığını düşünmüyorlar mı? O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Gültekin Onan Meali:

Arkadaşlarında delilikten hiç bir şey olmadığını düşünmüyorlar mı? (yetefekkeru) O, apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir.

(Araf 184)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve onlar arkadaşlarında hiçbir deliliğin/ cinlenmişliğin bulunmadığını düşünmediler mi? O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Hiç düşünmediler mi? Onların arkadaşlarında (onlara gönderilen Nebi’de) hiçbir delilik yoktur. O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Harun Yıldırım Meali:

Onlar arkadaşlarında hiçbir deliliğin olmadığını düşünmüyorlar mı? O ancak apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Hasan Basri Çantay:

Onlar düşünmediler mi ki kendilerinin saahibinde delilik den hiç bir (eser) yokdur. O, ilerideki tehlikeyi apaçık haber verenden başka (bir zat) değildir.

(Araf 184)

Hayrat Neşriyat Meali:

Düşünmediler mi ki arkadaşlarında (Muhammed'de) hiçbir delilik yoktur. O ancak (Allah'ın azâbı ile) apaçık bir korkutucudur.

(Araf 184)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Hiç kavramaya çalışmadılar mı? Kendilerinin arkadaşında herhangi bir delikten (eser) yoktur. O, apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir.

(Araf 184)

Hüseyin Atay Meali:

Arkadaşlarında bir deliliğin olmadığını düşünmüyorlar mı? O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

İbni Kesir Meali:

Düşünmüyorlar mı ki; arkadaşlarında hiçbir delilik yoktur. O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlar hiç akıllarını çalıştırmıyorlar mı? Arkadaşlarında hiç bir delilik belirtisi yok. O, yalnızca apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve onların sahibinde cinnetten (delilikten) yana bir şey olmadığını tefekkür etmezler mi? O ancak apaçık bir nezirdir.

(Araf 184)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onlar düşünmüyorlar mı ki kendileriyle görüşen kimse deli değildir. O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Kadri Çelik Meali:

Arkadaşlarında (peygamberde) herhangi bir cinnet olmadığını düşünmüyorlar mı? O, ancak apaçık bir korkutup uyarıcıdır.

(Araf 184)

Mahmut Kısa Meali:

Peki, Allah’ın Elçisini akıl hastası olarak göstermeye çalışan Mekke müşrikleri, çocukluğundan beri yakından tanıdıkları arkadaşlarında, delilikten eser görülmediğini hiç düşünmüyorlar mı? Bütün hayatı boyunca, parlak zekâsı ve üstün kişiliğiyle gönlünüzde taht kurmuş olan bir insanı, alışık olmadığınız bir mesaj getirdi diye nasıl delilikle suçlayabilirsiniz? Hayır, tam aksine o, ancak apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Arkadaşlarında delilikten bir emare olmadığını düşünmezler mi onlar? Farklı olmadığı bellidir. O apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir.

(Araf 184)

Mehmet Türk Meali:

Onlar arkadaşlarında herhangi bir delilik olmayıp, onun sadece apaçık bir uyarıcı olduğunu hiç düşünmüyorlar mı?

(Araf 184)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar, efendilerinde ( Yani, Muhammed-i Mustafa (s.a.v.)) delilik olmadığını, hiç düşünmediler mi? O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Muhammed Esed Meali:

Peki (çocukluğundan beri tanıdıkları) (bu) arkadaşlarında cinnetten eser olmadığı hiç mi akıllarına gelmiyor. Oysa, o sadece açıktan açığa uyaran biri.

(Araf 184)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onlar düşünmezler mi ki, arkadaşlarında hiçbir delilik yoktur. O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Mustafa Çavdar Meali:

Şimdi onlar arkadaşları (Muhammed’de) delilikten bir eser olmadığını hiç düşünmüyorlar mı? O ancak açıkça bir uyarıcıdır.

Bknz: (15/6) - (34/46) - (51/52) - (68/6)

(Araf 184)

Mustafa Çevik Meali:

184-185 Onlar kendilerini doğru olanı yaşamaya çağıran arkadaşları Muhammed’in tutarsız, aklından zoru olan biri olmadığını çok iyi biliyorlar. O yalnızca apaçık bir uyarıcıdır. Göklerin, yerin ve arasında olanların yaratıcısının, sahibinin ve nizamlarının kurucusunun Allah olduğunu ve ölümün kendilerine de ulaşacağını düşünmezler mi? Kendilerini bunu düşünmeye davet eden Peygamber’e ve Kur’an’a inanmayıp da hangi söze inanacaklar?

(Araf 184)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İmdi, onlar (yıllar yılı tanıdıkları) hemşehrilerinde delilikten eser olmadığını düşünmezler mi? O yalnızca açıktan açığa uyaran biridir.

(Araf 184)

Osman Okur Meali:

Düşünmediler mi ki, arkadaşlarında (Muhammed'de) delilik yoktur? O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Onlar düşünmediler mi ki, onların sahiplerinde bir cinnet eseri yoktur. O ancak âşikâr bir sûrette bir nezîrden başka değildir.

(Araf 184)

Ömer Öngüt Meali:

Hiç düşünmediler mi ki, arkadaşlarında delilikten hiçbir eser yoktur. O ancak apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Ömer Sevinçgül Meali:

‘Eskiden beri yakından tanıdıkları’ arkadaşlarında delilikten eser yoktur, bunu düşünmediler mi! O, ‘her peygamber gibi’ sadece apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Sadık Türkmen Meali:

Düşünmediler mi? Arkadaşlarında bir mecnunluk olmadığını! O ancak apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Seyyid Kutub Meali:

Düşünmüyorlar mı ki, arkadaşları Muhammed'in deli olması sözkonusu değildir. O sadece açık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Suat Yıldırım Meali:

Bunlar hiç düşünmediler mi ki kendilerine tebliğde bulunan arkadaşları Muhammed'de delilikten hiçbir eser yoktur. O sadece ilerideki tehlikelerden kurtarmak için görevli bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Süleyman Ateş Meali:

Düşünmediler mi ki arkadaşlarında hiçbir delilik yoktur, o apaçık bir uyarıcıdır?

(Araf 184)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Hiç düşünmezler mi ki onları doğruya çağıran arkadaşlarında delilik yoktur. O, doğruları açıklayan bir uyarıcıdır, o kadar.

(Araf 184)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Arkadaşlarının deli olmadığını, apaçık bir uyarıcı olduğunu görmüyorlar mı?

(Araf 184)

Şaban Piriş Meali:

Arkadaşları (Muhammed) deli değildir. O ancak açıkça bir uyarıcıdır. Hiç düşünmüyorlar mı?

(Araf 184)

Talat Koçyiğit Meali:

Arkadaşlarında delilikten hiçbir eser bulunmadığını, onun apaçık bir uyarıcı olduğunu hiç düşünmemişler midir?

(Araf 184)

Tefhimul Kuran Meali:

Sahiplerinde (ya da arkadaşları olan peygamberde) delilikten hiç bir şey olmadığını düşünmüyorlar mı? O, apaçık bir uyarıp korkutucudan başkası değildir.

(Araf 184)

Ümit Şimşek Meali:

Onlar, arkadaşlarında28 hiçbir cinnet eseri bulunmadığını düşünmezler mi? Oysa o apaçık bir uyarıcıdır.

(Araf 184)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Düşünmediler mi ki, o arkadaşlarında cinnetten eser yok. Apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir o.

(Araf 184)