7. Araf Suresi / 48.ayet

Araf’taki o kişiler simalarından kim olduklarını tanıdıkları kişilere seslenirler:
– Bakın o birikimleriniz/mal, mülk ve kibirlenmeniz size hiçbir fayda sağlamadı.

Bknz: (6/116)(34/35)(72/24)(92/11)

Mustafa Çavdar Meali

Araf 48 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

A'raf erleri, yüzlerinden tanıdıkları kişilere nida edip derler ki: Ne malınızın çok oluşu, ne sayınızın fazla bulunuşu, ne de kulluk etmeye tenezzül etmeyip ululanmanız bir fayda vermedi size.*

(Araf 48)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Burcun üstündeki insanlar (A’raf ehli), kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (zalim ve kâfirlerden ileri gelen birtakım) adamlara seslenerek derler ki: "Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız (istikbarınız ve iktidarınız bugün) size bir yarar sağlamadı." (İşte bugün tutuklanıp cehenneme atılmış durumdasınız!)

(Araf 48)

Abdullah Parlıyan Meali:

Yine A'raftakiler yüzlerindeki işaretlerinden tanıdıkları kimselere şöyle seslenecekler: “Ne sağladı size, mal mülk biriktirmeniz ve büyüklük taslamanız.”

(Araf 48)

Adem Uğur Meali:

(Yine) A'râf ehli simalarından tanıdıkları birtakım adamlara seslenerek derler ki: "Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı.

(Araf 48)

Ahmet Hulusi Meali:

A'raf ehli, simalarından kendilerini tanıdıkları (bazı cehennem ehli) ricale seslenerek şöyle dediler: "Ne zenginliğinizin, ne de büyüklenmenizin size hiçbir faydası olmadı!"

(Araf 48)

Ahmet Tekin Meali:

Sur'un burçlarındakiler, Â'râf görevlileri, cehennem ehlinden kimliklerini, aldıkları cezaları simalarından okuyarak tanıdıkları güç ve iktidar sahibi şahıslara: “Ne topluluğunuz, gücünüz, ne kibiriniz, gururunuz, ne serkeşliğiniz, zorbalığınız size bir fayda sağladı, sizi Allah'ın azâbından kurtaramadı" derler.

(Araf 48)

Ahmet Varol Meali

A'raf'ta bulunanlar simalarından tanıdıkları birtakım adamlara şöyle seslenirler: "Çokluğunuz (veya biriktirdikleriniz) ve büyüklenmeleriniz size bir yarar sağlamadı.

(Araf 48)

Ali Bulaç Meali:

Burcun üstündeki adamlar, kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (ileri gelen birtakım) adamlara seslenerek derler ki: "Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız (istikbarınız) size bir yarar sağlamadı."

(Araf 48)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Yine A'raf ehli, (kâfirlerin elebaşlarından kara) simalarıyla tanıdıkları bir takım adamlara nida edip diyecekler ki: “- Gördünüz mü? topladığınız mallarla yârânınız, kibirle azametiniz, size hiç fayda vermedi.”

(Araf 48)

Ali Rıza Sefa Meali:

Orta yerin yoldaşları, yüzünden tanıdıkları adamlara seslenerek, şöyle derler: "Çokluğunuz ve büyüklük taslamanız, size yarar sağlamadı!"

(Araf 48)

Ali Ünal Meali:

Yüksek kulelerin üzerindeki o topluluk, (dünyada iken küfrün önde gelenleri olan ve) simalarından tanıdıkları bazı kimselere de seslenir ve “Gördünüz ya! (Bugün size) ne topladığınız mallarınız, ne onca taraftarlarınız, ne de büyüklük taslamalarınız ve çalımlarınız fayda verdi!” derler.

(Araf 48)

Bahaeddin Sağlam Meali:

48, 49. O A’raf ehli, yüzlerinden tanıdıkları bazı erlere seslenirler. Derler ki: “Sizin derleme ve toplamanız ve kibirlenerek Allah’ın ayetlerinden uzak durmanız, size hiçbir fayda vermedi. Allah’ın rahmet etmeyeceğine yemin ettiğiniz kimseler bunlar (bu Cennete girecek olanlar) değil miydi?” (Ve o Cennete girecek olanlara) “Cennete girin. Sizin için, ne (gelecek) korkusu ne de (geçmişin) üzüntüsü vardır.” (derler.)

(Araf 48)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Yine A'raf ehli, simalarından tanıdıkları birtakım adamlara seslenerek derler ki: "Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size bir yarar sağladı."

(Araf 48)

Bekir Sadak Meali:

(48-49) Burclarda olanlar, simalarindan tanidiklari adamlara «Toplulugunuz, topladiginiz mal ve buyukluk taslamalariniz size fayda vermedi Allah'in rahmetine erdirmeyecegine yemin ettikleriniz bunlar miydi? Oysa Allah onlara soyle der: «Cennete girin, size korku yoktur, sizler mahzun da olmayacaksiniz.»

(Araf 48)

Besim Atalay Meali:

Araf'ta olanlar, yüzlerinden tanımış oldukları kimselere: «Topladıklarınızla büyüklük taslamanız size fayda vermedi» diye çağrırlar

(Araf 48)

Celal Yıldırım Meali:

A'ra f'dakiler simalarından tanıdıkları adamlara seslenerek, «Ne topluluğunuz ve topladığınız, ne de büyüklenip gururlandığınız şeyler sizi müstağni kılmıştır; size bir yarar da sağlamamıştır» (derler).

(Araf 48)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Yine) A'raf ehli, simalarından kendilerini tanıdıkları birtakım (inkârcı) kimselere seslenerek derler ki: “Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı.”

(Araf 48)

Diyanet İşleri Eski Meali:

48,49. Burçlarda olanlar, simalarından tanıdıkları adamlara; Topluluğunuz, topladığınız mal ve büyüklük taslamalarınız size fayda vermedi. Allah'ın rahmetine erdirmeyeceğine yemin ettikleriniz bunlar mıydı? Oysa Allah onlara şöyle der: "Cennete girin, size korku yoktur, sizler mahzun da olmayacaksınız."

(Araf 48)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

A'raftakiler, simalarından tanıdıkları birtakım adamlara da seslenir ve şöyle derler: "Ne çokluğunuz, ne de taslamakta olduğunuz kibir size bir yarar sağladı!"

(Araf 48)

Diyanet Vakfı Meali:

(Yine) A'râf ehli simalarından tanıdıkları birtakım adamlara seslenerek derler ki: «Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı.

(Araf 48)

Edip Yüksel Meali:

Orta yerde bulunanlar, görünüşlerinden tanıdıkları kimselere seslenirler: 'Sizin cemaatiniz ve büyüklük taslamış olmanız size hiç bir yarar sağlamadı.'

(Araf 48)

Elmalılı Orjinal Meali:

O ashabı A'raf simalariyle tanıdıkları bir takım ricale de nida edib: gördünüz mü cem'iyyetinizin ve yaptığınız kibr-ü azametin size hiç faidesi olmadı

(Araf 48)

Elmalılı Yeni Meali:

O A'raf sakinleri, simalarından tanıdıkları bir takım kimselere şöyle seslenirler: "Gördünüz mü, cemiyetinizin ve kibirli davranmanızın size hiçbir yararı olmadı!

(Araf 48)

Erhan Aktaş Meali:

A'raf ehli, yüzlerinden tanıdıkları kimselere de: "Çokluğunuz da, tasladığınız büyüklük de size bir yarar sağlamadı." dediler.

(Araf 48)

Gültekin Onan Meali:

Orta yerdeki (A'raf'daki) adamlar, kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (ileri gelen bir takım) adamlara seslenerek derler ki: "Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız (istikbarınız) size bir yarar sağlamadı."

(Araf 48)

Hakkı Yılmaz Meali:

48-49 Kur’ân bölümleri bilgisine sahip kimseler, alâmetlerinden tanıdıkları kimselere seslenip, “Topluluğunuz ve büyüklendiğiniz şeyler size yarar sağlamadı, Allah'ın, rahmetine –ki bu rahmet, Allah'ın “Girin cennete, size kaygı yoktur, üzülmeyeceksiniz de” diye verdiği sözdür– erdirmeyeceğine yemin ettikleriniz, şunlar mı?” derler.

(Araf 48)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

A’raf’takiler yüzlerinden tanıdıkları bazı adamlara: “Ne topladığınız (güç ve servetiniz) ne de büyüklenmeniz (Allah’ın azabına karşı) size fayda sağladı.” diye seslenecekler.

(Araf 48)

Harun Yıldırım Meali:

A’raf halkı simalarından tanıdıkları adamlara derler ki: “Topladıklarınızın ve kibirlenmenizin size bir faydası olmadı.”

(Araf 48)

Hasan Basri Çantay:

(Yine) a'raaf yaranı (kafirlerden) simalarıyla tanıdıkları (elebaşı) birtakım adamlara şöyle nida ederek derler: "Ne çokluğunuz (yahut topladığınız mallar), ne de (hakka karşı) yeltenmekde devam etdiğiniz o kibr (-ü azamet) size hiç bir faide vermedi".

(Araf 48)

Hayrat Neşriyat Meali:

A'râf ehli, kendilerini sîmâlarından tanıdıkları (Cehennem ehli) birtakım adamlara da seslenerek derler ki: “(Mal ve tarafdar) toplamanız ve büyüklük taslamakta olmanız(bugün) size bir fayda vermedi!”

(Araf 48)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(48-49) Araf'ın [yükseklerin] dostları, simaları [işaretleri] ile tanımakta oldukları bir takım kişilere seslendiler. "Ekibiniz ve büyüklük taslamakta olmanız yeterli gelmedi. 'Allah kendilerini herhangi bir Rahmete eriştirmez' [diye] ant içtiğiniz bunlar mıydı?" dediler. [Allah] "Girin cennete! siz üzülmeyecek bir haldeyken size herhangi bir korku yoktur." [dedi].¹

(Araf 48)

Hüseyin Atay Meali:

Yüksekliklerde olanlar, yüzlerinden tanıdıkları adamlara seslenerek "Topluluğunuz ve büyüklük taslamalarınız size hiçbir yarar sağlamadı" derler.

(Araf 48)

İbni Kesir Meali:

A'raf ashabı; simalarıyla tanıdıkları adamlara seslenirler: Topluluğunuz, topladığınız mal ve büyüklük taslamalarınız size fayda vermedi, derler.

(Araf 48)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bekleme bölgesinde (cennete girecek) olanlar, yüzlerinin asıklığından ve sıkıntılı oldukları için yüzleri simsiyah kesilmiş olanlara “(dünyada iken) topladığınız mallar ve orada büyüklenmeleriniz size hiçbir fayda sağlamadı” diye seslenirler.

(Araf 48)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve onları yüzlerinden tanıyan A’raf ehli adamlar, onlara seslendiler, şöyle dediler: “Sizin topladıklarınız ve kibirlenmiş olduğunuz şeyler, size fayda vermedi.”

(Araf 48)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Araf kişileri yüzlerinden tanıdıkları kimselere ünlerler: «Gördünüz mü, ne o biriktirdikleriniz, ne de o büyüklenmeniz sizleri kurtaramadı.»

(Araf 48)

Kadri Çelik Meali:

A'raf ehli, simalarından tanıdıkları (zalim) kimselere, “Topladığınız şeyler ve büyüklük taslamalarınız size fayda vermedi” diye seslenirler.*

(Araf 48)

Mahmut Kısa Meali:

Sûrun yüksek burçlarında her yanı seyreden bu Ârâf halkı, simalarından tanıdıkları bazı cehennemlik kişilere şöyle seslenecekler: “Gördünüz ya, ne o güvendiğiniz malınız, servetiniz, ordularınız ve topladıklarınız, topluluğunuz kurtarabildi sizi, ne toplantılarınız ve ne de o anlamsız gurur ve kibriniz!” Sonra inkârcılara, dünyadayken alay edip aşağıladıkları zayıf müminleri göstererek soracaklar:

(Araf 48)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Rastlayıp tanıdıkları yüzlere seslenir Arafta bulunan adamlar: Açıkça size ne fayda sağladı servetin çokluğu ve kibriniz? derler

(Araf 48)

Mehmet Türk Meali:

A’raf’takiler, simalarından (cehennemlik olduklarını) tanıdıkları kimselere: “(dünyada) topladıklarınız ve büyüklük taslamanız, (bugün) size hiç bir yarar sağlamadı.” diye seslenecekler.

(Araf 48)

Muhammed Celal Şems Meali:

Yüksek yerlerdekiler, simalarından tanıyacakları adamlara, “Ne topluluğunuzun (çokluğu,) ne (de) büyüklük taslamanız, bir işinize yaramadı,” diye seslenecekler.

(Araf 48)

Muhammed Esed Meali:

Ve (hayattayken) bu ayırt etme yetisine sahip olanlar, görünüşlerinden (günahkar olduklarını) çıkardıkları kimselere: "Ne sağladı size" diye seslenecekler, "maldan, (mülkten) biriktirmeniz; geçmişinizle o boş kurumlanmanız?

(Araf 48)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Bu tepelerdekiler, yüzlerinden tanıdıkları bazı azılı inkarcılara da şöyle seslenirler. "Ne kalabalığınız ve ne de şımarmanıza yol açan güçleriniz size yarar sağlamadı."

(Araf 48)

Mustafa Çavdar Meali:

Araf’taki o kişiler simalarından kim olduklarını tanıdıkları kişilere seslenirler: – Bakın o birikimleriniz/mal, mülk ve kibirlenmeniz size hiçbir fayda sağlamadı.

Bknz: (6/116) - (34/35) - (72/24) - (92/11)

(Araf 48)

Mustafa Çevik Meali:

46-48 Cennette olanlarla cehennemdekiler arasında bir ara bölge (engel) olacak. Ve orada arafta kalmış fakat cennete girmek için can atan kimseler olacak. Bunlar her iki tarafa layık olanları yüzlerinden tanırlar ve cennete girecek olanlara “Selam olsun, ne mutlu sizlere.”; cehennemin önüne getirilmiş olanlara da bakıp, “Rabbimiz! Bizi bu zalimlerden uzak tut.” diyecekler ve onlara da “Mal biriktirip övünmenizin, makamınızla böbürlenmenizin size ne faydası oldu?” diye soracaklar.

(Araf 48)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ve (sözkonusu) ayırdetme yeteneğine sahip olanlar, belirtilerinden kim olduklarını çıkardıkları kimselere seslenecekler: "Sahi, ne sağladı size taraftarlarınız / mal-mülkünüz ve böbürlendiğiniz o nesneler?"

(Araf 48)

Osman Okur Meali:

(Yine) A'râf ehli simalarından tanıdıkları birtakım adamlara seslenerek derler ki: "Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı".

(Araf 48)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve ashâb-ı A'râf simalarıyla tanıdıkları birtakım kişilere de nidâ ederek derler ki: «Size ne cemiyetiniz ve ne de yaptığınız tekebbür bir faide vermiş olmadı.»

(Araf 48)

Ömer Öngüt Meali:

A'raf ehli simâlarından tanıdıkları adamlara seslenerek derler ki: “Ne taraftarlarınızın çokluğu, ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir fayda sağlamadı. ”

(Araf 48)

Ömer Sevinçgül Meali:

Araftakiler ‘arada bulunup iyiyi kötüden ayırt etme yetisine sahip olanlar’ yüzlerinden tanıdıkları bazı kimselere, “Gördünüz ya, ne biriktirdiklerinizin, ne de büyüklenmenizin size bir faydası olmadı!” diye seslenirler.

(Araf 48)

Sadık Türkmen Meali:

ARAF EHLİ kendilerini simalarından tanıdıkları, birtakım adamlara seslendiler ve dediler ki: “Çokluğunuz ve büyüklük taslamanız size bir fayda vermedi.

(Araf 48)

Seyyid Kutub Meali:

Bu tepelerdekiler, simalarından tanıdıkları bazı azılı kâfirlere de şöyle seslenirler. «Ne kalabalığınız ve ne de şımarmanıza yolaçan güçleriniz size yarar sağlamadı.»

(Araf 48)

Suat Yıldırım Meali:

(48-49) A'raf ashabı, simalarından tanıdıkları bir kısım kimselere seslenip: "Gördünüz ya, ne topladığınız mallarınızın, ne onca taraftarlarınızın, ne de büyüklük taslamalarınızın ve o çalımlarınızın size hiç bir faydası olmadı!" O cennetlikleri göstererek "Sahi, şunlar "Allah, bunları asla lütfuna nail etmez." diye yeminler edip hor gördüğünüz kimseler değil miydi? İşte onların ne yüce mevkide olduklarını şimdi anladınız değil mi? derler ve sonra o cennetliklere dönerek: "Buyurun girin cennete, derler, size korku ve endişe olmadığı gibi, siz asla üzüntü de görmeyeceksiniz."

(Araf 48)

Süleyman Ateş Meali:

A'raf halkı, yüzlerindeki işaretleriyle tanıdıkları birtakım adamlara da ünleyerek dediler ki: "Ne topluluğunuz, ne de büyüklük taslamanız, size hiçbir yarar sağlamadı."

(Araf 48)

Süleymaniye Vakfı Meali:

A'raf ahalisi, yüzlerinden tanıdıkları bir takım adamlara[1] da şöyle seslenirler: "Gördünüz mü? Sizlere ne taraftarlarınızın bir yararı oldu ne de büyüklenmenizin.

1)Bunlar yüzlerinden tanındıklarına göre kendi toplumlarının ve çağdaşlarının meşhur kimseleri olmalıdır. Örneğin Firavun bunlardandır. 

(Araf 48)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(48-49) Burçlardakiler görünüşlerinden günahkar olduklarını anladıkları kimselere: "Size ne malınız, ne de büyüklük taslamanız fayda verdi. Allah'ın, rahmetine eriştirmeyeceğine yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı?" derler. Onlara: "Girin cennete; artık ne korkacak, ne de üzüleceksiniz" denir.

(Araf 48)

Şaban Piriş Meali:

A'raftakiler simalarından tanıdıkları bazı adamlara seslenirler: -Topladıklarınız ve büyüklük taslıyor olmanız size fayda vermedi.

(Araf 48)

Talat Koçyiğit Meali:

A'râf ehli, yine simalarından tanıdıkları bir takım adamlara da şöyle seslenirler: "Sizin ne zenginliğiniz, ne de (bu zenginlikle) büyüklük taslamış olmanız, (burada) size hiçbir fayda sağlamadı."

(Araf 48)

Tefhimul Kuran Meali:

Burcun üstündeki adamlar, kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (ileri gelen birtakım) adamlara seslenerek derler ki: «Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamalarınız (istikbârınız) size bir yarar sağlamadı.»

(Araf 48)

Ümit Şimşek Meali:

A'râf ehli, yüzlerinden tanıdıkları bir kısım adamlara seslenirler ve derler ki: “Ne çokluğunuz, ne de büyüklük taslayıp durmanız size bir yarar sağlamamış!

(Araf 48)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

A'raf halkı, yüzlerinden tanıdıkları bazı erkeklere seslenip şöyle derler: "Bir araya gelmeniz de büyüklük taslamanız da size hiçbir yarar sağlamadı."

(Araf 48)