2. Bakara Suresi / 16.ayet

İşte bunlar, doğru yol yerine sapıklığı satın aldılar ama bu ticaretleri asla kâr etmedi ve onlar doğru yolu bulanlardan da olamadılar.

Bknz: (2/175)(43/36)»(43/37)

Mustafa Çavdar Meali

Bakara 16 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Onlardır doğru yolu satıp azgınlığı alanlar. Alışverişlerinden faydalanmadıkları gibi bir kazanç yolu da tutmamışlardır.

(Bakara 16)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

İşte onlar (münafıklar) hidayet karşılığı dalâleti satın alıp (sapıtmış kimselerdir), fakat bu (akılsız ve ahlâksız) ticaretlerinden bir yarar sağlayamamış; artık hidayeti de bulamamış (kesimlerdir).

(Bakara 16)

Abdullah Parlıyan Meali:

Onlar hidayete karşılık sapıklığı değişmişler, ama bu değişimleri onlara kâr getirmemiş ve onlar doğru yolu da bulamamışlardır.

(Bakara 16)

Adem Uğur Meali:

İşte onlar, hidayete karşılık dalâleti satın alanlardır. Ancak onların bu ticareti kazançlı olmamış ve kendileri de doğru yola girememişlerdir.

(Bakara 16)

Ahmet Hulusi Meali:

İşte onlar hakikatlerini oluşturan gerçeğe (bilhüda) karşılık, dalaleti (kendi hakikatini fark edememe) satın almışlardır! Oysa bu ticaret onlara kar getirmedi; gerçeğe de erdirmez!

(Bakara 16)

Ahmet Tekin Meali:

Onlar doğru yolun, Allah'ın kitap ve peygamberle gösterdiği yolun yerine, dalâleti başlarına belâ olarak satın alanlar, başlarına buyruk yaşamayı, bozuk düzeni, helâki tercih edenlerdir. Onların ticaretleri kazançlı olmamıştır. Doğru yola gelmeye istekli de değiller.

(Bakara 16)

Ahmet Varol Meali

Bu kimseler hidayete karşılık sapıklığı satın almışlardır. Ancak yaptıkları alışveriş bir kazanç sağlamamış, kendileri de doğru yolu bulamamışlardır.

(Bakara 16)

Ali Bulaç Meali:

İşte bunlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almışlardır; fakat bu alışverişleri bir yarar sağlamamış; hidayeti de bulmamışlardır.

(Bakara 16)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bunlar, o kimselerdir ki, hidayete karşılık dalâleti (sapıklığı, cehennemi) satın almışlardır. Onların ticareti kâr etmemiş ve doğru yolu da bulamamışlardır.

(Bakara 16)

Ali Rıza Sefa Meali:

İşte onlar, doğru yol karşılığında, sapkınlığı satın almışlardır. Fakat bu alışverişleri bir yarar sağlamamış; doğru yolu da bulamamışlardır.

(Bakara 16)

Ali Ünal Meali:

Onlar, hidayete bedel sapkınlığı satın almış kimselerdir ki, ticaretlerinden bir fayda görmedikleri gibi, (içinde yüzdükleri sapkınlıktan) kurtulmaya yol bulmaları da mümkün değildir.

(Bakara 16)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İşte bunlar, hidayete karşılık sapıklığı satın aldılar. Ticaretleri bir kar etmedi. Çıkış yolu da bulamadılar.

(Bakara 16)

Bayraktar Bayraklı Meali:

İşte onlar, doğru yola karşılık sapıklığı satın alanlardır. Onların bu ticareti kazançlı olmayacakve doğru yolu da bulamayacaklardır.

(Bakara 16)

Bekir Sadak Meali:

Onlar, dogruluk yerine sapikligi aldilar da alisverisleri kar getirmedi; dogru yolu bulamamislardi.

(Bakara 16)

Besim Atalay Meali:

İşte bunlar, doğru yola karşılık azgınlığı aldılar, tecimleri kazanmadı, yanlış yola daldılar

(Bakara 16)

Celal Yıldırım Meali:

İşte onlar öyle kimselerdir ki, doğru yola karşılık sapıklığı satın almışlardır. Bu alış verişleri kendilerine kâr sağlamamıştır; doğru yolu da bulmuş değillerdir.

(Bakara 16)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almış olan kimselerdir ama ne bu ticaretleri onlara fayda sağlamış, ne de başka bir şekilde doğru yolu bulmuşlardır. *

(Bakara 16)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Onlar, doğruluk yerine sapıklığı aldılar da alışverişleri kar getirmedi; doğru yolu bulamamışlardı.

(Bakara 16)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

İşte onlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almış kimselerdir. Bu yüzden alışverişleri onlara kar getirmemiş ve (sonuçta) doğru yolu bulamamışlardır.

(Bakara 16)

Diyanet Vakfı Meali:

İşte onlar, hidayete karşılık dalâleti satın alanlardır. Ancak onların bu ticareti kazançlı olmamış ve kendileri de doğru yola girememişlerdir.*

(Bakara 16)

Edip Yüksel Meali:

Onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın aldı. Ticaretleri ne kar bırakır, ne de onları gerçeğe ulaştırır.

(Bakara 16)

Elmalılı Orjinal Meali:

bunlar işte öyle kimselerdir ki hidayet bedeline dalaleti satın almışlardır da ticaretleri kar etmemiştir yolunu tutmuş da değillerdir.

(Bakara 16)

Elmalılı Yeni Meali:

İşte bunlar öyle kimselerdir ki hidayet karşılığında sapıklığı satın almışlardır da ticaretleri kar etmemiştir. Kar yolunu tutmuş da değillerdir.

(Bakara 16)

Erhan Aktaş Meali:

Onlar, hidayete[1] karşılık sapkınlığı satın almışlardır. Bu ticaretlerinde bir kazanç yoktur. Ve doğru yolu bulamamışlardır.

1)Doğru yola iletilmeye.

(Bakara 16)

Gültekin Onan Meali:

İşte bunlar hidayet karşılığında sapıklığı (dalaleti) satın almışlardır. Fakat bu ticaretleri bir yarar (kar) sağlamamış / getirmemiş, hidayeti de bulamamışlardır.

(Bakara 16)

Hakkı Yılmaz Meali:

İşte onlar, doğru yol karşılığında sapıklığı satın alan kimselerdir de onların ticaretleri kâr etmedi ve onlar kılavuzlandıkları doğru yolu bulan kimseler olmadılar.

(Bakara 16)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

İşte onlar hidayeti sapkınlıkla değişmişlerdir. (Bu değişim neticesinde) ticaretleri kâr etmemiş, doğru yolu da bulamamışlardır.

(Bakara 16)

Harun Yıldırım Meali:

İşte onlar, hidâyete karşı sapıklığı satın almış kimselerdir. Alışverişleri kâr getirmemiş ve doğru yolu da bulanlardan olmamışlardır.

(Bakara 16)

Hasan Basri Çantay:

Onlar o kimselerdir ki doğru yolu bırakıp sapkınlığı (eğri yolu) satın almışlardır. Demek, alış verişleri onlara kazanç sağlamamış, onlar doğru yolu da bulmamışlardır.

(Bakara 16)

Hayrat Neşriyat Meali:

İşte onlar, hidâyete karşılık dalâleti satın alanlardır. Fakat ticâretleri (onlara) kâr getirmemiştir. (Onlar, o zarardan kurtulmak için) doğru yolu bulmuş kimseler de değillerdir.

(Bakara 16)

Hubeyb Öndeş Meali: /

İşte onlar, hidayete [doğru yol rehberine] karşılık, kayboluşu [yanlış yolu] satın almış olanlardır. Böylece, kendi ticaretleri kar etmedi ve yol bulanlar değillerdi.

(Bakara 16)

Hüseyin Atay Meali:

İşte, onlar doğruluk yerine sapkınlığı satın aldılar, ne var ki, alışverişleri kâr getirmedi, çünkü doğru yolda değillerdi.

(Bakara 16)

İbni Kesir Meali:

Onlar; hidayet karşılığı sapıklığı satın almış kimselerdir. Ticaretleri kendilerine kar sağlamamıştır. Ve onlar hidayete ermişlerden değildirler.

(Bakara 16)

İlyas Yorulmaz Meali:

İşte böyleleri doğru yola karşılık, sapıklığı satın almışlar, fakat bu alış veriş onlara kazanç sağlamamış, bu nedenle doğru yolu bulamamışlardır.

(Bakara 16)

İskender Ali Mihr Meali:

İşte onlar, o kimselerdir ki, hidayet ile dalâleti satın aldılar. Fakat onların ticareti, onlara hiç kâr sağlamadı ve hidayete ermiş değillerdi.

(Bakara 16)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onlar o kimselerdir ki, doğruluğu iğriliğe değişmişlerdir. Onun için bu alışverişlerinde hiçbir kazanç elde edememişlerdir. Onlar doğru yolu tutamamışlardır.

(Bakara 16)

Kadri Çelik Meali:

Onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın alan kimselerdir. Bu yüzden yaptıkları ticaretten kazanç elde edememişler ve hidayete ermişlerden de olamamışlardır.

(Bakara 16)

Mahmut Kısa Meali:

İşte bunlar, dosdoğru cennete ulaştıran doğru yolu terk ederek, cehenneme giden yolu, sapıklığı tercih eden kimselerdir. Fakat bu değiş tokuştan dünyevî bir kazanç elde edemedikleri gibi, hidâyete ermekten de mahrum kalmışlardır. Kur’an ışığından yüz çeviren bu münâfıkların durumunu, bakın şu misal ne güzel anlatıyor:

(Bakara 16)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Bunlar doğru yol olarak, hidayet yerine sapıtmayı satın almışlardır. Alışverişten fayda sağlayamamışlar ve hidayeti de bulamamışlardır.

(Bakara 16)

Mehmet Türk Meali:

Hidâyete karşılık sapkınlığı satın alanlar, işte bunlardır. Ve bu alışverişleri kendilerine bir kazanç sağlamadığı gibi on-lar asla doğru yolu da bulamayacaklardır.

(Bakara 16)

Muhammed Celal Şems Meali:

Doğruluk yerine sapıklığı benimseyenler, ancak bunlardır. Bunun sonucu alışverişleri onlara (bir) kâr getirmedi ve onlar hidayet bulanlar (da) olamadılar.

(Bakara 16)

Muhammed Esed Meali:

(Çünkü) onlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almışlar, ama ne (bu) ticaretleri onlara fayda sağlamış, ne de (başka bir şekilde) hidayet bulmuşlardır.

(Bakara 16)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

İşte bunlar öyle kimselerdir ki, doğruluğa karşılık sapkınlığı satın almışlardır da ticaretleri onlara hiçbir kazanç sağlamamıştır. Ve onlar doğru yolu da bulamamışlardır.

(Bakara 16)

Mustafa Çavdar Meali:

İşte bunlar, doğru yol yerine sapıklığı satın aldılar ama bu ticaretleri asla kâr etmedi ve onlar doğru yolu bulanlardan da olamadılar.

Bknz: (2/175) - (43/36)»(43/37)

(Bakara 16)

Mustafa Çevik Meali:

8-16 Öyle kimseler de vardır ki, gerçekten inanmadıkları halde Allah’a, Rab ve ilah olarak inanıp Âhiret Günü’ne de iman ettiklerini söylerler. Böylece hem Allah’ı hem de mü’minleri aldattıklarını zannederler. Oysa onlar sadece kendilerini aldatırlar fakat bunun farkında değiller. Onların ikiyüzlülükleri sebebi ile kalplerine fitne ve nifak hastalığı yerleşmiştir. Yürekten inanıp teslim olmadıkları için Allah da onların o hastalıklarını artırmıştır. Cehennem azabı onları beklemektedir. Böyle kimselere “Yeryüzünde yozlaşmaya, çürümeye, bozgunculuğa sebep olacak işler yapmayın”, denildiğinde, “Biz bozguncu, yozlaştırıcı değil yapıcı, iyileştirici, ıslah edici kimseleriz.” derler. Hâlbuki onlar kesinlikle fesat çıkarmanın, insanları Allah’ın daveti olan hayat nizamını yaşamaktan uzaklaştırmanın peşindeler fakat yaptıklarının da doğru olduğuna inanırlar. Onlara: “Gelin siz de yürekten iman eden mü’minler gibi dosdoğru kimselerden olun, ikiyüzlü tavırlarınızdan vazgeçin.” denildiğinde ise; “Ne yani, biz de şu beyinsizlerin inandığı gibi mi inanalım?” derler. Fakat gerçek şu ki asıl ahmak ve beyinsiz olan kendileridir ama bunun farkında değiller. Bunlar dünyevi çıkarlarının söz konusu olduğu yerlerde, mü’minlerle karşı karşıya geldiklerinde, “Biz de sizin gibi inanıyoruz.” demekten de geri durmazlar. Fakat işleri bitip de kendileri gibi olan şeytanın dostlarıyla bir araya gelince de, “Aslında bizim sizden olduğumuzu biliyorsunuz, biz onlarla alay etmek, işimizi gördürmek için bir araya geliyoruz.” derler. Allah şimdilik onların ikiyüzlü tavırları ve azgınlıkları için de bir süre daha bataklıklarında debelenmelerine izin vermekte. Günü gelince de hak ettikleri azap ile cezalandıracaktır. İşte bunlar Allah’ın daveti olan hidayete karşı, delaleti satın alanlardır ve bu ticaretin onlara hiçbir kârı olmamıştır. Zira bunlar fıtratlarına tek uygun olan hayat nizamının değerini kavramaya yanaşmadılar.

(Bakara 16)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar, bu yüzden ticaretleri onlara kâr sağlamadı; zira onlar doğru yolda giden kimseler değiller.

(Bakara 16)

Osman Okur Meali:

İşte onlar öyle kimselerdir ki, doğru yola karşılık sapıklığı satın almışlardır. Bu alış verişleri kendilerine kâr sağlamamıştır; doğru yolu da bulmuş değillerdir.

(Bakara 16)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Onlar (o münafıklar) o kimselerdir ki, hidâyet mukabilinde dalâleti satın almışlardır. Onların bu ticaretleri bir kazanç temin etmemiştir. Ve onlar hidâyete ermiş kimseler değildir.

(Bakara 16)

Ömer Öngüt Meali:

İşte onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın almışlardır. Bu alış-verişleri kendilerine kâr sağlamamıştır, doğru yolu da bulamamışlardır.

(Bakara 16)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onlar, hidayete karşılık dalaleti satın aldılar, ama alışverişleri kendilerine kâr getirmedi. Doğru yola erişemediler!

(Bakara 16)

Sadık Türkmen Meali:

İşte bunlar o kimseler ki; hidayete (doğru hayat tarzına) karşılık, sapıklığı (yanlış hayat tarzını) seçtiler/satın aldılar. Bu yüzden alışverişleri onlara bir kâr sağlamadı. Ve hidayete/doğru yola da gitmediler.

(Bakara 16)

Seyyid Kutub Meali:

Onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın alan kimselerdir. Bu yüzden yaptıkları ticaretten kazanç elde edememişler ve de hidayete erememişlerdir.

(Bakara 16)

Suat Yıldırım Meali:

İşte onlar hidayeti verip, dalalet satın aldılar. Ama bu, karlı bir ticaret olmadı. Çünkü kar yolunu tutmadılar.

(Bakara 16)

Süleyman Ateş Meali:

İşte onlar o kimselerdir ki, hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar da ticaretleri kar etmedi, doğru yolu da bulamadılar.

(Bakara 16)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlar, doğruyu(hidayeti) verip yanlışı(dalaleti) alanlardır. Doğru yolda olmadan,[1] yaptıkları ticaret kazanç getirmez.

1)Hidayet; doğru yola girme, rehberlik etme ve o yola kabul etme anlamlarına gelir. Dalalet ise kasıtlı veya kasıtsız yoldan çıkma, hedeften sapma, kaybolma, bir şeyi kaybetme vs. anlamlarına gelir.

(Bakara 16)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Çünkü onlar doğru yolu değil, sapıklığı satın almışlar; bu nedenle alışverişleri kâr getirmemiş, doğru yolu da bulamamışlardır.

(Bakara 16)

Şaban Piriş Meali:

Onlar, hidayet yerine sapıklığı satın aldılar da alışverişleri kar getirmedi ve doğru yolu bulanlar olmadılar.

(Bakara 16)

Talat Koçyiğit Meali:

(İşte), hidayete karşılık sapıklığı satın alanlar bunlardır; fakat ticaretleri (onlara) kazanç sağlamamış, (kendileri de) doğru yolu bulamamışlardır.

(Bakara 16)

Tefhimul Kuran Meali:

İşte bunlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almışlardır; fakat bu alışverişleri bir yarar sağlamamış; hidayeti de bulmamışlardır.

(Bakara 16)

Ümit Şimşek Meali:

İşte onlar, hidayeti sapıklıkla değiştirmiş kimselerdir. Fakat ne bu ticaretlerinden bir kazanç sağlamışlar, ne de amaçlarına ulaşabilmişlerdir.

(Bakara 16)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İşte bunlar, doğruluk ve aydınlığı verip karanlık ve sapıklığı satın aldılar da ticaretleri hiç bir kazanç sağlamadı. Bir yol yordama girebilmiş de değillerdir.

(Bakara 16)