2. Bakara Suresi / 55.ayet

“Ey Musa, Allah’ı apaçık görmedikçe sana inanmayacağız.” demiştiniz de göz göre göre sizi yıldırım çarpmıştı.

Bknz: (4/153)(7/143)

Mustafa Çavdar Meali

Bakara 55 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bir zamanlar ya Musa demiştiniz, Allah'ı apaçık görmedikçe inanmayız sana. Derken bakınıp duruyordunuz, bir yıldırım düşmüş de sizi yakıvermişti.

(Bakara 55)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Ve (haddinizi aşıp) demiştiniz ki: "Ey Musa, biz Allah'ı apaçık görünceye kadar sana inanmayız." Bunun üzerine yıldırım sizi (çarpıp kendinizden) almıştı. Ve siz (öylece baygın ve şaşkın) bakıp durakalmıştınız.

(Bakara 55)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bir de hatırlayın o zamanı ki: “Ey Musa! Biz Allah'ı kendi gözümüzle görmedikçe sana asla inanmayacağız” dediğinizde sizi hemen bir yıldırım yakalamıştı da siz de hiçbir şeye gücü yetmez ölü gibi bakıp kalmıştınız.

(Bakara 55)

Adem Uğur Meali:

Bir zamanlar: Ey Musa! Biz Allah'ı açıkça görmedikçe asla sana inanmayız, demiştiniz de bakıp durur olduğunuz halde hemen sizi yıldırım çarpmıştı.

(Bakara 55)

Ahmet Hulusi Meali:

"Ya Musa, biz Allah'ı dışarıda, açıkta görmedikçe iman etmeyiz" demiştiniz de; bunun üzerine yıldırım (varlığınızı yok eden hakikat bilgisi) çarpmıştı sizi, siz bakıp dururken!

(Bakara 55)

Ahmet Tekin Meali:

Hani siz, seçilmiş yetmiş kişi de: “Ey Mûsâ, biz Allah'ı aşikâre görmedikçe asla sana itimat etmeyeceğiz" demiştiniz. Bunun üzerine sizi yıldırım çarpmıştı. Bunun sebeplerini düşünmeli, tahlil etmelisiniz.

(Bakara 55)

Ahmet Varol Meali

Bir keresinde: "Ey Musa! Biz Allah'ı açıkça görmedikçe sana iman etmeyeceğiz" demiştiniz de siz gözünüz göre göre sizi yıldırım çarpıvermişti.

(Bakara 55)

Ali Bulaç Meali:

Ve demiştiniz ki: "Ey Musa, biz Allah'ı apaçık görünceye kadar sana inanmayız." Bunun üzerine yıldırım sizi (kendinizden) almıştı. Ve siz bakıp duruyordunuz.

(Bakara 55)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Ve bir vakit: “-Ey Mûsâ biz Allah'ı aşikâre görmedikçe (senin sözüne) asla inanmıyacağız.” demiştiniz. Bunun üzerine, sizi o yıldırım yakalayıverdi, bakınıp duruyordunuz.

(Bakara 55)

Ali Rıza Sefa Meali:

Üstelik şöyle demiştiniz: "Ey Musa! Allah'ı açıkça görmedikçe, sana asla inanmayız!" Bunun üzerine, sizi yıldırım çarptı; bakakaldınız.

(Bakara 55)

Ali Ünal Meali:

Buna rağmen (ve bunca yıldır bizzat müşahede ve tecrübe ettiğiniz Rab’bin apaçık âyetlerine, alâmetlerine rağmen) yine bir zaman, “Ey Musa! (Bize getirdiğin hükümlerin doğru ve Allah’tan olup olmadığı konusunda) Allah’ı gözlerimizle açıktan açığa görmedikçe sana asla inanmayacağız!” dediniz. Bunun üzerine sizi yıldırım çarpmış gibi bir sarsıntı, bir şok tutmuştu da, yere yığılmış, öylece bakıp duruyordunuz.

(Bakara 55)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Yine hatırlayın; Musa’ya: “Ey Musa! Biz Allah’ı açıkça görmeden asla inanmayız” dediniz. Bunun üzerine gözünüz önünde yıldırım sizi yakaladı.*

(Bakara 55)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Şu zamanı da hatırlayınız ki, siz "Ey Musa! Allah'ı apaçık görünceye kadar sana asla iman etmeyeceğiz!" demiştiniz de, göre göre sizi yıldırım çarpmıştı.

(Bakara 55)

Bekir Sadak Meali:

«Ya Musa! Allah'i apacik gormedikce sana inanmayacagiz» demistiniz de gozleriniz gore gore sizi yildirim carpmisti.

(Bakara 55)

Besim Atalay Meali:

Hani, sizler: «Ey Musa! Allahı açıkça görmedikçe biz, sana hiç inan etmeyiz» demiş idiniz; baka baka sizi yıldırım çarptı

(Bakara 55)

Celal Yıldırım Meali:

Ve hatırlayın ki (sizden temsilci olarak yetmiş kişi Musa ile Tûr'a çıktığınızda): «Ya Musa! Biz Allah'ı açıkça meydanda görmedikçe sana asla inanmıyacağız...» demiştiniz de yıldırım size çarpmıştı ve siz de bakıp duruyordunuz.

(Bakara 55)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Bir zamanlar: “Ey Musa! Biz Allah'ı açıkça görmedikçe asla sana inanmayız” demiştiniz de sizi yıldırım çarpmıştı. Siz ise bakıp duruyordunuz. *

(Bakara 55)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"Ya Musa! Allah'ı apaçık görmedikçe sana inanmayacağız" demiştiniz de gözleriniz göre göre sizi yıldırım çarpmıştı.

(Bakara 55)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Hani siz, "Ey Musa! Biz Allah'ı açıktan açığa görmedikçe sana asla inanmayız" demiştiniz. Bunun üzerine siz bakıp dururken sizi yıldırım çarpmıştı.

(Bakara 55)

Diyanet Vakfı Meali:

Bir zamanlar: Ey Musa! Biz Allah'ı açıkça görmedikçe asla sana inanmayız, demiştiniz de bakıp durur olduğunuz halde hemen sizi yıldırım çarpmıştı.

(Bakara 55)

Edip Yüksel Meali:

Bir zamanlar, 'Ey Musa, ALLAH'ı fiziksel olarak görmedikçe inanmayız,' demiştiniz. Bakınıp dururken size yıldırım çarpmıştı.

(Bakara 55)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve bir vakit "ya Musa, dediniz: Biz Allahı aşikare görmedikçe senin sözünle asla inanmıyacağız" bunun üzerine sizi o saıka yakalayıverdi bakınıp duruyordunuz

(Bakara 55)

Elmalılı Yeni Meali:

Ve bir vakit: "Ey Musa, biz Allah'ı açıkça görmedikçe, senin sözüne kesinlikle inanmayacağız." dediniz. Bunun üzerine sizi o yıldırım yakalayıverdi; siz de bakakalmıştınız.

(Bakara 55)

Erhan Aktaş Meali:

Hani siz: "Ey Musa! Allah'ı açıkça görmedikçe sana asla inanmayız." demiştiniz de, o an, bakıp dururken, sizi yıldırım gürültüsü yakalamıştı.

(Bakara 55)

Gültekin Onan Meali:

Ve demiştiniz ki: "Ey Musa, biz Tanrı'yı apaçık (cehreten) görmedikçe sana inanmayız". Bunun üzerine yıldırım sizi almıştı / yakalamıştı / çarpmıştı (kümüssaıkatü). Ve siz bakıp duruyordunuz / bakıyordunuz (tenzurun).

(Bakara 55)

Hakkı Yılmaz Meali:

Hani bir zamanlar da siz, “Ey Mûsâ! Biz, Allah'ı açıkça görmedikçe sana asla inanmayacağız” demiştiniz de bunun üzerine siz bakıp dururken sizi yıldırım çarpıvermişti.

(Bakara 55)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Hatırlayın!) Hani demiştiniz ki: “Ey Musa! Apaçık bir şekilde Allah’ı görmeden sana iman etmeyeceğiz.” (Bunun üzerine) öylece bakıp dururken sizi yıldırım çarpmıştı.

(Bakara 55)

Harun Yıldırım Meali:

Hani siz; “Ey Musa! Allah’ı apaçık görünceye kadar sana asla inanmayız!" demiştiniz de sizi hemen bir yıldırım çarpmıştı, ki siz görüyordunuz.

(Bakara 55)

Hasan Basri Çantay:

Bir de hatırlayın o zamanı ki siz (Musa ile birlikde Allaha karşı özür dilemek, onun emirlerini dinlemek üzere çıkdığınız vakit) "Ey Musa, biz Allahı apaşikar görünceye kadar sana kat'iyyen iman etmeyiz" demişdiniz de gözünüz bakıb dururken sizi o yıldırım (sayha) çarpmışdı.

(Bakara 55)

Hayrat Neşriyat Meali:

Bir zaman da: “Ey Mûsâ! (Biz) Allah'ı açıkça görmedikçe aslâ sana îmân etmeyeceğiz!” demiştiniz de, siz (olup bitene hayretle) bakadururken sizi yıldırım yakalayıvermişti.

(Bakara 55)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Bir zamanlar, "Ey Musa! Allah'ı açıkça görünceye kadar senin için asla inanmayacağız!" demiştiniz. Ardından siz bakıp düşünürken Ölüm¹ [yıldırım] sizi yakalamıştı.

(Bakara 55)

Hüseyin Atay Meali:

Hani! "Ey Musa! Allah’ı açıktan açığa görmedikçe, sana inanmayacağız" demiştiniz de, bakakalırken sizi yıldırım çarpmıştı.

(Bakara 55)

İbni Kesir Meali:

Bir de, hani siz: Ey Musa, biz Allah'ı apaşikar görünceye kadar sana inanmayacağız, demiştiniz de, bakıp dururken sizi yıldırım çarpmıştı.

(Bakara 55)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sizde Musa ya “Açıkça Allah'ı görmedikçe sana inanmayacağız” demiştiniz de, gözünüzün önünde size yıldırım çarpmıştı.

(Bakara 55)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve: “Yâ Musa! Biz, Allah’ı açıkça görmedikçe asla sana inanmayız.” demiştiniz. Bunun üzerine sizi yıldırım yakaladı. Ve siz de (bunu) görüyordunuz.

(Bakara 55)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

O gün siz: «Ey Musa! Biz Allah'ı açıktan açığa görmedikçe sana inanmayız» demiştiniz. Bunun üzerine, gördünüz işte, sizi yıldırım çarpmıştı.

(Bakara 55)

Kadri Çelik Meali:

Hani bir zamanlar, “Ey Musa! Allah'ı apaçık görmedikçe sana iman etmeyeceğiz” demiştiniz de bakıp durduğunuz halde sizi yıldırım çarpmıştı.

(Bakara 55)

Mahmut Kısa Meali:

Ey İsrail Oğulları! Yine bir zamanlar siz, birçok mûcizeye bizzat şâhit olduğunuz hâlde, “Ey Mûsâ!” demiştiniz, “Biz apaçık bir şekilde Allah’ı karşımızda görmedikçe, sana asla inanmayacağız!” Bunun üzerine, gözlerinizin önünde çakarak, hepinizi cansız bir hâlde yerlere seren korkunç bir yıldırım sizi yakalayıvermişti.

(Bakara 55)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Rastlayıp Allah'ı apaçık görmedikçe inanmayız, ey Musa" demiştiniz bir zamanlar. Ansızın bir yıldırım düşmüştü de sizi sizden almıştı ve sizi öylece yakalayıvermişti.

(Bakara 55)

Mehmet Türk Meali:

(Ey İsrâil oğulları!) Siz, Mûsa’ya: “Ey Mûsa! Biz Allah’ı açıkça görünceye kadar sana asla inanmayacağız.” deyince, bakıp dururken sizi yıldırım çarpıvermişti.1*

(Bakara 55)

Muhammed Celal Şems Meali:

Hani siz: “Ey Musa, Allah’ı karşımızda apaçık görmedikçe kesinlikle sana inanmayız” demiştiniz. Sonra sizi mahveden bir azap yakalamıştı ve siz (gözlerinizle yaptıklarınızın neticesini) gördünüz.

(Bakara 55)

Muhammed Esed Meali:

Ve (hatırlayın) (hani), "Ey Musa, doğrusu Allah'ı kendi gözümüzle görmedikçe sana asla inanmayacağız!" dediğinizde, (işte o an) siz daha (ne oluyor diye) çevrenize bakıp dururken ceza yıldırımı sizi yakalamıştı.

(Bakara 55)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Ve siz demiştiniz ki; "Ey Musa, biz Tanrıyı apaçık görünceye kadar sana inanmayız." Bunun üzerine bakıp durur haldeyken sizi yıldırım çarpmıştı.

(Bakara 55)

Mustafa Çavdar Meali:

“Ey Musa, Allah’ı apaçık görmedikçe sana inanmayacağız.” demiştiniz de göz göre göre sizi yıldırım çarpmıştı.

Bknz: (4/153) - (7/143)

(Bakara 55)

Mustafa Çevik Meali:

55-57 Ey İsrailoğulları! Bir vakitte, Musa’ya şöyle demiştiniz: “Ey Musa! Biz Allah’ın seni peygamber olarak gönderdiğine, bizzat Allah’ı görüp O’ndan duymadıkça inanmayacağız ve bizi davet ettiğin nizam ile ahlaka da uymayacağız.” Bunu söylerken, büyük bir gürültü duyup etrafınızda ne oluyor diye bakınırken, sizi yıldırım çarpmıştı ve yerlere serilip bayılmıştınız. Sonra da ayıltıp bu yaşadıklarınızı düşünüp doğruya yönelesiniz diye hayata döndürmüştük. Bütün bunlar yetmezmiş gibi çölde kendinize yurt ararken güneşin sıcağından sizi koruması için bulutları üzerinize gölge yapıp, rızık olarak da bıldırcın ve kudret helvası göndererek, “Bu güzel rızıklardan da yiyin.” dedik. Bunca nimete karşılık onlar yine de nankörlük edip kendilerine kötülük ettiler.

(Bakara 55)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Bir zaman da demiştiniz ki: Ey Musa! Allah'ı açıkça görünceye dek sana kesinlikle inanmayacağız. Ve ardından siz bön bön bakarken yıldırım çarpmışa dönmüştünüz.

(Bakara 55)

Osman Okur Meali:

Ve (hatırlayın) (hani), "Ey Musa, doğrusu Allah'ı kendi gözümüzle görmedikçe sana asla inanmayacağız!" dediğinizde, (işte o an) siz daha (ne oluyor diye) çevrenize bakıp dururken ceza yıldırımı sizi yakalamıştı.

(Bakara 55)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve yâd ediniz ki siz: «Ya Mûsa! Sana imân etmeyiz. Allah Teâlâ'yı âşikâr sûrette görmedikçe,» demiştiniz de sizi yıldırım çarpmıştı. Siz ise bakıp duruyordunuz.

(Bakara 55)

Ömer Öngüt Meali:

Siz de: “Ey Musa! Allah'ı apaçık görmedikçe sana inanmayacağız. ” demiştiniz de gözleriniz göre göre yıldırım gelip sizi çarpmıştı.

(Bakara 55)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bir de, “Ey Musa! Biz, Allah’ı açıkça görmedikçe sana inanmayız” demiştiniz. Bu arsızca isteğiniz yüzünden sizi yıldırım yakaladı. Korku dolu gözlerle bakıp duruyordunuz.

(Bakara 55)

Sadık Türkmen Meali:

HANİ siz, demiştiniz ki: “Ey Musa! Allah’ı açıkça görmedikçe sana katiyen inanmayız”. Bunun üzerine hemen sizi yıldırım sesi yakalayıverdi ve sizler (buna) bakıp duruyordunuz.

(Bakara 55)

Seyyid Kutub Meali:

Hani «Ey Musa, biz Allah'ı açıkça görmedikçe sana kesinlikle iman etmeyiz» dediniz de hemen arkasından bakıp dururken sizi yıldırım çarptı

(Bakara 55)

Suat Yıldırım Meali:

Bir zaman da: "Ey Musa! Biz Allah'ı açıkça görmedikçe sana inanmayız!" dediniz. Bunun üzerine derhal sizi yıldırım çarptı, siz de bakakaldınız.

(Bakara 55)

Süleyman Ateş Meali:

Bir zaman da: "Ey Musa, biz Allah'ı açıkça görmedikçe sana inanmayız," demiştiniz de derhal sizi yıldırım gürültüsü yakalamıştı; siz de bunu görüyordunuz.

(Bakara 55)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bir gün: "Bak Musa! Allah'ı apaçık görene kadar sana güvenmeyeceğiz!" demiştiniz. Bunun üzerine, o şiddetli gürültü sizi sarsmıştı da bakakalmıştınız.

(Bakara 55)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

"Ey Mûsâ! Allah'ı gözlerimizle görmedikçe sana inanmayız" demiştiniz de, gözleriniz göre göre sizi yıldıran çarpmıştı.

(Bakara 55)

Şaban Piriş Meali:

-Ey Musa, Allah'ı apaçık görmedikçe sana inanmayacağız, demiştiniz de, gözünüz bakıp dururken sizi yıldırım çarpmıştı.

(Bakara 55)

Talat Koçyiğit Meali:

(Bir gün) siz (şöyle) demiştiniz: "Ey Mûsâ! Allah'ı ayan beyan görmedikçe sana asla inanmayacağız". (Siz bunu söylemiştiniz ki), gözünüz göre göre yıldırım çarpmışa dönmüştünüz.

(Bakara 55)

Tefhimul Kuran Meali:

Ve (şöyle de) demiştiniz: «Ey Musa, biz Allah'ı apaçık görünceye kadar sana inanmayız.» Bunun üzerine siz bakınıp dururken sizi yıldırım çarpmıştı.

(Bakara 55)

Ümit Şimşek Meali:

Hani, bir de “Ey Musa, biz Allah'ı açıkça görmedikçe sana iman etmeyiz” demiştiniz ve gözünüz göre göre sizi yıldırım çarpmıştı.

(Bakara 55)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Siz şunu da söylemiştiniz: "Ey Musa! Biz, Allah'ı apaçık görmedikçe sana asla inanmayacağız." Bunun üzerine sizi yıldırım çarpmıştı, Ve siz bakıp duruyordunuz.

(Bakara 55)