2. Bakara Suresi / 57.ayet

Sizi bulutlarla gölgelendirmiş, Menn ve Selva (kudret helvası ve bıldırcın) indirmiştik. “Size rızık olarak verdiğimiz temiz ve güzel şeylerden yiyin.” Oysa onlar bize zulmetmiyor ancak kendi kendilerine zulmedip yazık ediyorlardı.

Bknz: (43/76)(7/160)(20/80)»(20/81)

Mustafa Çavdar Meali

Bakara 57 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bulutla gölgelendirmiştik sizi. Rızıklandırdığımız tertemiz şeylerden yiyin diye size kudret helvasıyla bıldırcın indirmiştik. Onlar, zulmü bize etmediler, kendilerine ettiler.

(Bakara 57)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ey Beni İsrail, hani) Bulutları üzerinize gölge yapıp (sizleri kavurucu çöl ortamında serinletmiş) ve size (gökten hazır) kudret helvası ve bıldırcın (eti) indirmiş, “Size rızık olarak verdiklerimizin temizinden yiyin” (demiştik) . Ama onlar (isyan ve nankörlüğe yönelmekle) Bize zulmetmediler, lâkin kendi nefislerine zulmetmiş olmaktalardı.

(Bakara 57)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve bulutların sizi gölgeleriyle rahatlatmasını sağladık, ayrıca “Size rızık olarak verdiğimiz güzel şeylerden yararlanın” diyerek kudret helvası ve bıldırcın da gönderdik. Onlar işledikleri bu günahlarla zulmü bize değil kendilerine ettiler.

(Bakara 57)

Adem Uğur Meali:

Ve sizi bulutla gölgeledik, size kudret helvası ve bıldırcın gönderdik ve "Verdiğimiz güzel nimetlerden yeyiniz" (dedik). Hakikatta onlar bize değil sadece kendilerine kötülük ediyorlardı.

(Bakara 57)

Ahmet Hulusi Meali:

Ve sizi (yakıcı Hakikatten perdeleyen ve beşeriyetinizin idamesini sağlayan) bulutla gölgeledik; üzerinize menn (varlığınızı oluşturan Allah Esma'sındaki kudret kuvvesi) ve selva (manevi aleminizi hissetme duygusu) inzal ettik (hakikatinizden şuurunuza)... "Rızık olarak verdiğimiz temiz şeyleri yeyin", dedik. Onlar (hakikat bilgisini değerlendirmeyerek) bize zulmetmediler, kendi nefslerine zulmettiler! (Burada ayetin bir batın yorumuna yer verilmiştir zahir anlamı yanı sıra. A. H. )

(Bakara 57)

Ahmet Tekin Meali:

Çölde geçirdiğiniz hayat sırasında, üstünüze o bulutu gölge yaptık. Size, sebeplerini-şartlarını oluşturarak hazırladığımız kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiklerimizin temizinden, helâlinden, sağlıklısında ve lezizinden yeyiniz, dedik. Onlar emrimize isyan etmekle, nimetlere nankörlük etmekle, bize zulmetmediler. Fakat onlar kendilerine, birbirlerine yazık ediyorlardı, zulmediyorlardı.

(Bakara 57)

Ahmet Varol Meali

Üzerinize bulutları göndererek sizi gölgelendirdik. Size kudret helvası ile bıldırcın indirdik. "Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin." Onlar (nankörlükleriyle) bize zulmetmediler ancak kendi kendilerine zulmettiler.

(Bakara 57)

Ali Bulaç Meali:

Bulutları üzerinize gölge kıldık ve size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiklerimizin temizinden yiyin (dedik). Onlar bize zulmetmediler, ancak kendi nefislerine zulmettiler.

(Bakara 57)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Tîh sahrâsında (güneşin ateşinden korunmak için) üstünüze bulutla gölge yaptık ve size kudret helvası ile bıldırcın gönderdik ve bu helâl rızkımızdan yeyin, dedik. Onlar itâat etmemekle bize zulmetmediler, ancak kendi nefislerine zulmetmişlerdi.

(Bakara 57)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sizi, bulutlarla gölgelendirdik; güç helvası ve bıldırcın indirdik. "Size verdiğimiz temiz yiyeceklerden yiyin!" Onlar, Bize haksızlık etmediler. Tam tersine, kendilerine yazık ettiler.

(Bakara 57)

Ali Ünal Meali:

(Çölde, güneş altında evsizbarksız, hattâ çadırsız yaşamanız mümkün değilken) üzerinizde bulutu gölge yaptık ve (yiyecek hiçbir şeyiniz yokken) lütf u nimet olarak size kudret helvası ve bıldırcın eti indirdik. “Size rızık olarak ne lûtfetmişsek onların pak, hoş ve sağlığa zararsız olanlarından yiyin.” Buna rağmen (yine haddi aşıyor, zahmetsiz ayaklarına gelen bu yiyecekler konusunda bile hükümleri dinlemiyor ve böyle yapmakla da) Bize zulmetmiyor, kendi kendilerine zulmediyorlardı.

(Bakara 57)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ve bulutu size gölgelik yaptık. Üzerinize kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size verdiğimiz rızıktan yiyin dedik. (Fakat onlar şükretmiyorlardı.) Böylece Bize değil, yalnızca kendi nefislerine zulmediyorlardı.

(Bakara 57)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Sizi bulutla gölgeledik, size kudret helvası ve bıldırcın gönderdik de,"Verdiğimiz iyi nimetlerden yiyiniz" dedik. Hakikatte onlar bize değil, sadece kendilerine kötülük ettiler.

(Bakara 57)

Bekir Sadak Meali:

Bulutla sizi golgelendirdik, kudret helvasi ve bildircin indirdik, «Verdigimiz riziklarin iyi ve guzel olanlarindan yiyin» dedik. Onlar bize degil, fakat kendilerine yazik ediyorlardi.

(Bakara 57)

Besim Atalay Meali:

Gölge yaptık bulutları sizlere, gökten size, kudrethelvası, bıldırcın indirmiştik; «O güzel azıklardan sizler yiyiniz» diye; siz bize kıymadınız, kendinize kıydınız

(Bakara 57)

Celal Yıldırım Meali:

Ve (Sina çölünde sizi güneşin yakıcı sıcaklığından korusun diye) üstünüze bulutu gölge yapmış, üzerinize kudret helvası ve bıldırcın indirmiş ve «Size rızık olarak verdiklerimizin iyisinden yeyin,» demiştik. (Fakat onlar bu nimetlerin şükrünü yerine getirmeyip nankörlük etmekle) Bize zulmetmemişlerdi, ama kendilerine zulmetmişlerdi.

(Bakara 57)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Ve (Tih çölünde, Sina'da sizi güneşin yakıcı sıcaklığından korusun diye) üstünüze bulutları gölge yaptık. Size, kudret helvası ile bıldırcın (kuşu) indirdik. “Verdiğimiz rızıkların iyi ve güzel olanlarından yiyin” dedik. (Buna rağmen isyan ettiler ama onlar nankörlük etmekle) bize zulmetmediler, kendi kendilerine zulmettiler.

(Bakara 57)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Bulutla sizi gölgelendirdik, kudret helvası ve bıldırcın indirdik, "Verdiğimiz rızıkların iyi ve güzel olanlarından yiyin" dedik. Onlar Bize değil, fakat kendilerine yazık ediyorlardı.

(Bakara 57)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Bulutu üstünüze gölge yaptık. Size, kudret helvası ile bıldırcın indirdik. "Verdiğimiz rızıkların iyi ve güzel olanlarından yiyin" (dedik). Onlar (verdiğimiz nimetlere nankörlük etmekle) bize zulmetmediler, fakat kendilerine zulmediyorlardı.

(Bakara 57)

Diyanet Vakfı Meali:

Ve sizi bulutla gölgeledik, size kudret helvası ve bıldırcın gönderdik ve «Verdiğimiz güzel nimetlerden yeyiniz» (dedik). Hakikatta onlar bize değil sadece kendilerine kötülük ediyorlardı.

(Bakara 57)

Edip Yüksel Meali:

Sizi bulutlarla gölgelendirmiş ve sizin için menna ve bıldırcın indirmiştik: 'Size verdiğimiz iyi rızıklardan yiyin.' Fakat onlar bize değil, sadece kendilerine zulmediyorlardı.

(Bakara 57)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve üstünüze o bulutu gölgelik çekdik, ve "size kısmet ettiğimiz hoş rızıklardan yeyin" diye üzerinize hem kudret helvası, hem bıldırcın indirdik, zulmü, bize etmediler lakin kendilerine ediyorlardı.

(Bakara 57)

Elmalılı Yeni Meali:

Ve üstünüze o bulutu gölgelik yaptık ve size verdiğimiz güzel rızıklardan yiyin diye üzerinize hem kudret helvası, hem de bıldırcın indirdik. Bize zulmetmediler, belki kendilerine ediyorlardı.

(Bakara 57)

Erhan Aktaş Meali:

Ve bulutları üzerinize gölge yaptık. Size kudret helvası ve bıldırcın bağışladık.[1] "Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin." dedik. Onlar, Bize değil, yalnızca kendilerine zulmediyorlardı.

1)Çevirilerde, "indirdik" şeklinde yer alan "enzelna" sözcüğü, "indirdik" anlamının yanı sıra, "bağışladık" anlamına da gelmektedir. Sözcük burada "indirdik" anlamıyla değil, bağışladık anlamıyla kullanılmıştır.

(Bakara 57)

Gültekin Onan Meali:

Sizi bulutlarla gölgelendirmiş ve sizin için manna ve bıldırcın (selva) indirmiştik: "Sizi rızıklandırdıklarımızın temizlerinden (tayyib) yiyin (külu)" (dedik). Onlar bize zulmetmediler, ancak kendi nefslerine zulmetmişlerdi.

(Bakara 57)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve üstünüze o bulutu gölge yaptık ve üzerinize kudret helvası ve bıldırcın/bal indirdik. –Ve size verdiğimiz rızıkların hoş olanlarından yiyin.– Onlar, Bize karşı haksızlık etmediler, lâkin onlar şirk koşmak sûretiyle kendi benliklerine haksızlık ediyorlardı.

(Bakara 57)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Bulutu üzerinize gölgelik yaptık ve size kudret helvasıyla bıldırcın etini (yiyecek olarak) indirdik. Size rızık olarak verdiğimiz temiz şeylerden yiyiniz. Onlar (haddi aşarak), bize zulmetmiş olmadılar. Lakin onlar kendi kendilerine zulmetmekteydiler.

(Bakara 57)

Harun Yıldırım Meali:

Bulutu da üzerinize gölge yaptık. Size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. “Rızık olarak verdiğimiz güzel şeylerden yiyin!” Onlar bize zulmetmediler; fakat kendi nefislerine zulmetmekteydiler.

(Bakara 57)

Hasan Basri Çantay:

Ve ("Tih" de güneşin sıcaklığından korunmanız için) üstünüze (ince bir) bulutu gölge yapmış, size (orada) kudret helvasiyle yelve kuşunu indirmiş, "Size rızk olarak verdiğimiz şeylerin iyilerinden, güzellerinden (en temiz ve halal olanlarından) yeyin" (onları gizlice saklayıb ve biriktirib de nankörlük ve tama'karlık etmeyin demişdik). Onlar (o nankörlükleriyle) bize zulmetmemişler, fakat kendi kendilerine zulmetmişlerdi.

(Bakara 57)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hem (Tih çölünde) üzerinizi bulutlarla gölgeledik ve size kudret helvası ile bıldırcın indirdik. (Ve:) “Sizi rızıklandırdığımız temiz şeylerden yiyin!” (dedik). Artık (onlar) bize zulmetmediler; fakat (aslında) kendilerine zulmediyorlardı.

(Bakara 57)

Hubeyb Öndeş Meali: /

bulutu üzerinize gölgelettik, üzerinize kudret helvası¹ ve bıldırcın eti indirdik. "size ne pay ettiysek Temiz/hoş olanlarından yiyin" [dedik]². Bize zulüm etmediler, fakat kendi canlarına zulüm ediyorlardı.

(Bakara 57)

Hüseyin Atay Meali:

Bulutu üzerinize gölge yaptık, size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Verdiğimiz rızıkların hoş ve iyi olanlarından yiyin. Ve onlar Bize kıymadılar, ancak kendilerine kıyıyorlardı.

(Bakara 57)

İbni Kesir Meali:

Ve üstünüze bulutları gölge yaptık. Kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin iyilerinden, güzellerinden yeyin. Onlar bize değil ancak kendi nefislerine zulmekteydiler.

(Bakara 57)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bulutları üzerinize gölgeler yapmış, size (bizden bir ikram olarak) helva ve bıldırcın vermiştik. Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin. (Şunu bilsinler ki) Onlar bize zulmetmiyor, kendi kendilerine zulmediyorlar.

(Bakara 57)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve bulutu sizin üstünüze gölgeledik. Size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Sizi rızıklandırdığımız temiz şeylerden yeyin. Ve onlar, bize zulmetmediler, fakat onlar, kendi nefslerine zulmediyorlardı.

(Bakara 57)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Üzerinize bulutun gölgesini düşürdük. Size kudret helvası ile bıldırcın gönderdik. «Size azık olarak verdiklerimizin en güzellerinden yiyin» dedik. Onlar Bize kıymadılar, ancak kendi kendilerine kıydılar.

(Bakara 57)

Kadri Çelik Meali:

Sizi bulutla gölgelendirdik, size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. “Rızık olarak verdiğimiz temiz şeylerden yiyin” dedik. Onlar bize değil, kendilerine zulmedicilerdi.

(Bakara 57)

Mahmut Kısa Meali:

Çöllerin kavurucu sıcağından sizi korumak için bulutları üzerinize gölgelik yapmış ve “Size verdiğimiz güzel nîmetlerden yiyin!” diyerek size kudret helvası ve bıldırcın göndermiştik. Sizi gökten çiğ damlası gibi dökülen, yerden mantar gibi biten tatlı bir gıda ve bıldırcın etleriyle beslemiştik. Ama bunca nîmetlere karşılık nankörlük ettiler. Ancak onlar, böyle yapmakla bize değil, yalnızca kendilerine kötülük ediyorlardı. Şöyle ki:

(Bakara 57)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Açıkça sizin üzerinizi bulutla gölgelendirdik. Ayrıca sizlere verdik, nice rızık. Kudret helvası ve bıldırcın indirmiştik. Verdiklerimizin temizinden yiyin dedik. Aşikar olan şey şudur ki onlar bize zulmetmediler, kendi nefislerine zulmettiler.

(Bakara 57)

Mehmet Türk Meali:

Sonra sizin üzerinize bulutla gölge yaptık ve bir de size rızık olarak verdiklerimizin, temizlerinden yiyin diye (katımızdan) tatlı ve etli yiyecekler1 indirdik.2 Ama onlar, zulmü Bize yapmadılar, (bunun tersini yaparak) esasen kendilerine zulmediyorlardı.*

(Bakara 57)

Muhammed Celal Şems Meali:

Bulutları (da) üzerinize gölge yaptık. Size “Mann” ve “Selva” (Mantar ve bıldırcın) ihsan ettik. Size rızık olarak verdiğimiz temiz şeylerden yiyin, dedik. Onlar Bize zulmetmediler, ancak kendilerine zulmediyorlardı.

(Bakara 57)

Muhammed Esed Meali:

Ve bulutların sizi gölgeleri ile ferahlatmasını sağladık, ayrıca "Size rızık olarak verdiğimiz güzel şeylerden yararlanın" (diyerek) kudret helvası ve bıldırcın gönderdik. O soydaşlarınız (işledikleri günahlarla) bize hiçbir zarar vermediler, fakat (sadece) kendilerine zulmettiler.

(Bakara 57)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Ve bulutu üstünüze gölgelik yapmış, size kudret helvası ve bıldırcın indirmiştik. "Yaşamlık olarak size verdiklerimizin en temiz olanlarından yiyin," demiştik. Elbette ki, onlar bize değil kendilerine yazık etmişlerdi.

(Bakara 57)

Mustafa Çavdar Meali:

Sizi bulutlarla gölgelendirmiş, Menn ve Selva (kudret helvası ve bıldırcın) indirmiştik. “Size rızık olarak verdiğimiz temiz ve güzel şeylerden yiyin.” Oysa onlar bize zulmetmiyor ancak kendi kendilerine zulmedip yazık ediyorlardı.

Bknz: (43/76) - (7/160) - (20/80)»(20/81)

(Bakara 57)

Mustafa Çevik Meali:

55-57 Ey İsrailoğulları! Bir vakitte, Musa’ya şöyle demiştiniz: “Ey Musa! Biz Allah’ın seni peygamber olarak gönderdiğine, bizzat Allah’ı görüp O’ndan duymadıkça inanmayacağız ve bizi davet ettiğin nizam ile ahlaka da uymayacağız.” Bunu söylerken, büyük bir gürültü duyup etrafınızda ne oluyor diye bakınırken, sizi yıldırım çarpmıştı ve yerlere serilip bayılmıştınız. Sonra da ayıltıp bu yaşadıklarınızı düşünüp doğruya yönelesiniz diye hayata döndürmüştük. Bütün bunlar yetmezmiş gibi çölde kendinize yurt ararken güneşin sıcağından sizi koruması için bulutları üzerinize gölge yapıp, rızık olarak da bıldırcın ve kudret helvası göndererek, “Bu güzel rızıklardan da yiyin.” dedik. Bunca nimete karşılık onlar yine de nankörlük edip kendilerine kötülük ettiler.

(Bakara 57)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Üzerinizdeki bulutla sizi gölgeledik, size menn ve selva ikram ettik: Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin (diyerek)... Bize kötülük etmediler, fakat kötülük ettikleri yalnızca kendileriydi.

(Bakara 57)

Osman Okur Meali:

Ve sizi bulutla gölgeledik, size kudret helvası ve bıldırcın gönderdik ve «Verdiğimiz güzel nimetlerden yeyiniz» (dedik). Hakikatta onlar bize değil sadece kendilerine zulüm /kötülük ediyorlardı.

(Bakara 57)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve üzerinize bulutları gölgelik kıldık. Ve üzerinize kudret helvası ile (Selva denilen) Yelve kuşunu indirdik. «Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin pâk helâl (olanlarını) yiyiniz!» dedik. Bize zulmetmiş olmadılar, ancak kendi nefislerine zulmeder oldular.

(Bakara 57)

Ömer Öngüt Meali:

Üstünüze bulutları gölge yaptık. Kudret helvası ve bıldırcın indirdik. “Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin iyi ve güzel olanlarından yiyin. ” dedik. Onlar bize değil, kendilerine zulmediyorlardı.

(Bakara 57)

Ömer Sevinçgül Meali:

Üstünüze bulutları gölgelik yaptık. Rızk olarak verdiklerimizin temizlerinden yiyin diye size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Onlar zulmü bize etmediler, aslında kendilerine yazık ediyorlardı.

(Bakara 57)

Sadık Türkmen Meali:

Ve üzerinize buluttan bir gölge yaptık; üzerinize kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Güzel ve temiz olandan yiyin, size rızık olarak verdiğimiz şeyden!.. Bize zulmetmediler/kötülük yapmadılar, fakat onlar, (sadece) kendi kendilerine kötülük/zulüm yapıyorlardı.

(Bakara 57)

Seyyid Kutub Meali:

Üstünüze buluttan gölgelik çektik, size kudret helvası ile bıldırcın kuşu indirerek, «Bağışladığımız helâl yiyeceklerden istediğinizi yiyin» dedik. Ama onlar bize değil, kendilerine zulmediyorlardı.

(Bakara 57)

Suat Yıldırım Meali:

Üzerinize bulutları gölge yaptık. Size kısmet ettiğimiz helal hoş rızıklardan yiyesiniz diye kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Fakat nankörlük etmekle onlar Biz'e değil, kendilerine yazık ediyorlardı.

(Bakara 57)

Süleyman Ateş Meali:

bulutu üstünüze gölgelik çektik, size kudret helvası ve bıldırcın indirdik: "Size verdiğimiz güzel rızıklardan yeyin," (dedik). Ama onlar bize değil, kendi kendilerine zulmediyorlardı.

(Bakara 57)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bir de bulutları üzerinize gölgelik yapmış, kudret helvası ve bıldırcın indirmiş, "Verdiğimiz rızıkların temiz ve lezzetli olanlarından yiyin." demiştik. Onlar bize yanlış yapmadılar; yanlışı kendilerine yapıyorlardı.

(Bakara 57)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Size bulutlarla gölge yaptık, kudret helvası ve bıldırcın indirdik. "Verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin" dedik. Onlar Bize değil, kendilerine zulmediyorlardı.

(Bakara 57)

Şaban Piriş Meali:

Bulutlarla sizi gölgelendirdik, kudret helvası ve bıldırcın gönderdik. Size rızık olarak verdiğimiz güzel şeylerden yiyin, dedik. Onlar bize değil ancak kendilerine zulmediyorlardı.

(Bakara 57)

Talat Koçyiğit Meali:

Bulutu üzerinize gölge yapmış, size kudret helvası ve bıldırcın indirip, "rızık olarak verdiğimiz güzel şeylerden yeyin." (demiştik). Onlar bize zulmetmemişlerdir; fakat kendi kendilerine zulmediyorlardı.

(Bakara 57)

Tefhimul Kuran Meali:

Bulutları üzerinize gölgelendirdik ve size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiklerimizin iyisinden yiyin (dedik) . Onlar bize zulmetmediler, ancak kendi nefislerine zulmettiler.

(Bakara 57)

Ümit Şimşek Meali:

Bir de sizi bulutlarla gölgeledik; size kudret helvası ile bıldırcın indirdik: size verdiğimiz güzel ve temiz rızıklardan yiyin diye. Aslında onlar Bize zulmetmiş olmadılar; kendi kendilerine kötülük edip duruyorlardı.

(Bakara 57)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ve bulutu üstünüze gölgelik yaptık ve size kudret helvasıyla bıldırcın indirdik: "rızk olarak size verdiklerimizin, en temizlerinden yiyin." dedik. Onlar zulmü bize yapmadılar, onlar kendi benliklerine zulmetmekteydiler.

(Bakara 57)