44. Duhan Suresi / 58.ayet

Düşünüp ibret alsınlar diye bu Kuran’ı senin dilin ile kolaylaştırdık.

Bknz: (19/97)(41/44)

Mustafa Çavdar Meali

Duhan 58 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Gerçekten de öğüt alsınlar diye Kur'an'ı senin dilinle indirdik, okuyuşunu da kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ey Resulüm!) Biz O (Kur’an’ı) Senin dilinle (indirdik ve açıklattık) ve (anlaşılmasını) kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar (böylece gerçeği ve görevlerini öğrensinler).

(Duhan 58)

Abdullah Parlıyan Meali:

Böylece ey peygamber! Biz bu kitabı senin kendi dilinde, kolay anlaşılır kıldık ki, insanlar düşünüp ondan ders alabilsinler.

(Duhan 58)

Adem Uğur Meali:

Biz onu (Kur'an'ı), öğüt alalar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık.

(Duhan 58)

Ahmet Hulusi Meali:

Biz Onu lisanın olarak kolaylaştırdık, umulur ki üzerinde düşünürler diye.

(Duhan 58)

Ahmet Tekin Meali:

Biz Kur'ân'ı senin dilinle indirip kolaylaştırdık. Umulur ki, onlar düşünüp öğüt alırlar.

(Duhan 58)

Ahmet Varol Meali

Belki düşünüp öğüt alırlar diye onu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

Ali Bulaç Meali:

Belki onlar öğüt alıp düşünürler diye, Biz onu (Kur'an'ı), senin dilinle kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Biz Kur'an'ı senin dilinle indirib onu (okuyuşunu) kolaylaştırdık; olur ki anlar ve öğüd alırlar.

(Duhan 58)

Ali Rıza Sefa Meali:

İşte, Onu, senin dilinle kolaylaştırdık; belki öğüt alırlar diye.

(Duhan 58)

Ali Ünal Meali:

İşte (bu kazanç ve başarıya ulaşmak içindir ki), üzerinde düşünüp hayatlarını ona göre tanzim etsinler diye Kur’ân’ı senin dilinde indirerek anlaşılmasını kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İşte Biz bu Kur’anı, ancak senin lisanınla kolaylaştırdık ki, idrak edip öğüt alsınlar.

(Duhan 58)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Böylece biz Kur'an'ı senin kendi dilinde kolay anlaşılır kıldık ki, düşünüp öğüt alsınlar.

(Duhan 58)

Bekir Sadak Meali:

(58-59) Biz, ogut alirlar diye, Kuran'i senin dilinde indirerek kolayca anlasilmasini sagladik. Sen bekle, onlar da beklemektedirler. *

(Duhan 58)

Besim Atalay Meali:

«Öğüt alsınlar diye, Kur'anı senin dilince kolaylattık!»

(Duhan 58)

Celal Yıldırım Meali:

Biz O'nu (Kur'ân'ı) iyi düşünüp anlasınlar diye senin dilinle kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Ey Muhammed!) Biz o (Kur'an')ı senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar.

(Duhan 58)

Diyanet İşleri Eski Meali:

58,59. Biz, öğüt alırlar diye, Kuran'ı senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık. Sen bekle, onlar da beklemektedirler.*

(Duhan 58)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(Ey Muhammed!) Biz Onu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar.

(Duhan 58)

Diyanet Vakfı Meali:

Biz onu (Kur'an'ı), öğüt alalar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık.

(Duhan 58)

Edip Yüksel Meali:

Öğüt alsınlar diye senin dilinle onu kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

Elmalılı Orjinal Meali:

Biz onu sade senin dilinle müyesser kıldık gerek ki iyi düşünsünler

(Duhan 58)

Elmalılı Yeni Meali:

Biz onu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık, gerek ki iyi düşünsünler.

(Duhan 58)

Erhan Aktaş Meali:

İşte Biz, onu senin dilinle kolaylaştırdık. Umulur ki onlar öğüt alırlar.

(Duhan 58)

Gültekin Onan Meali:

Belki onlar öğüt alıp düşünürler diye, biz onu (Kuran'ı), senin dilinle kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

Hakkı Yılmaz Meali:

İşte, Biz Kur’ân'ı onlar öğüt alsınlar diye senin dilinle kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Öğüt almaları için o (Kur’ân’ı) senin dilinde kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

Harun Yıldırım Meali:

Belki onlar öğüt alıpdüşünürler diye, biz onu senin dilinle kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

Hasan Basri Çantay:

Biz onu, (iyi anlayıb) ibret alsınlar diye, ancak senin dilinle (indirerek) kolaylaşdırdık.

(Duhan 58)

Hayrat Neşriyat Meali:

Artık onu (o Kur'ân'ı) sâdece senin dilinle (indirerek insanlara) kolaylaştırdık; tâ ki ibret alsınlar.

(Duhan 58)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Onu, sadece senin dilinle kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt almaları beklenir.

(Duhan 58)

Hüseyin Atay Meali:

58-59 Ancak biz, anmaya çalışsınlar diye onu senin dilinde kolaylaştırdık. Sen bekle, doğrusu, onlar da beklemektedirler.

(Duhan 58)

İbni Kesir Meali:

Biz; onu, öğüt alsınlar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık.

(Duhan 58)

İlyas Yorulmaz Meali:

Biz Kur'an'ı senin dilinde, insanlar anlayıp düşünsünler diye kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

İskender Ali Mihr Meali:

İşte böylece O’nu (Kur’ân-ı Kerim’i), senin lisanın ile kolaylaştırdık. Umulur ki onlar tezekkür ederler.

(Duhan 58)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Biz o Kur'an'ı senin dilinle bildirerek anlaşılmasını kolaylaştırmış olduk, öğütlensinler diye.

(Duhan 58)

Kadri Çelik Meali:

Belki onlar hatırlayıp kendilerine gelirler diye biz onu (Kur'an'ı), senin dilinle kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

Mahmut Kısa Meali:

Ey Muhammed! Bu tebliğin ulaştığı hiç kimse, ilâhî çağrıdan habersiz olduğunu öne süremez. Çünkü Biz bu Kur’an’ı, senin dilinde kolayca anlaşılır bir hâle getirdik ki, önce onun ilk muhatabı olan Araplar, sonra da kıyâmete kadar gelecek tüm insanlar onu düşünüp öğüt alabilsinler.

(Duhan 58)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Açıkçası belki öğüt alıp düşünürler diye, Biz onu (Kur'an'ı) senin diline kolaylaştırdık

(Duhan 58)

Mehmet Türk Meali:

(Ey Muhammed!) Biz bu (Kur’an’ı) belki düşünüp (inanırlar) diye, senin dilinle (indirerek) kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

Muhammed Celal Şems Meali:

Şüphesiz Biz, bu (Kur’an’ı) nasihat almaları için senin dilinle kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

Muhammed Esed Meali:

Böylece (ey Peygamber!) Biz bu (ilahi kelamı) senin kendi dilinde kolay anlaşılır kıldık ki, insanlar düşünüp ondan ders alabilsinler.

(Duhan 58)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Biz bu Kuranı, insanlar iyi anlayıp düşünsünler diye, senin dilinle indirerek anlaşılmasını kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

Mustafa Çavdar Meali:

Düşünüp ibret alsınlar diye bu Kuran’ı senin dilin ile kolaylaştırdık.

Bknz: (19/97) - (41/44)

(Duhan 58)

Mustafa Çevik Meali:

58-59 Ey Peygamber! Biz bu Kur’an’ı konuşup anlaştığınız, yazıştığınız dilde kolayca anlaşılsın, üzerinde düşünülsün diye indirdik. Sen Kur’an ile davetine devam et ve sabırla işin sonunu bekle. Herkes sonunda hak ettiği ile karşılaşacak.

(Duhan 58)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İşte böylece Biz, bu (vahyi) senin dilinle kolaylaştırdık ki düşünüp de ders alabilsinler.

(Duhan 58)

Osman Okur Meali:

(58-59) Biz, öğüt alırlar diye, Kuran'ı senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık. Sen bekle, onlarda beklemektedirler.

(Duhan 58)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Şüphe yok ki, onu (Kur'an-ı Mübîn'i) senin lisanınla kolaylaştırdık. Umulur ki onlar tefekkür ederler.

(Duhan 58)

Ömer Öngüt Meali:

Resulüm! Biz onu (Kur'an'ı) senin dilin ile kolaylaştırdık ki, düşünüp ibret alsınlar.

(Duhan 58)

Ömer Sevinçgül Meali:

Biz onu senin dilinle kolaylaştırdık. İnsanlar belki düşünür de ibret alırlar!

(Duhan 58)

Sadık Türkmen Meali:

BÖYLECE Biz onu (Kur’an’ı), senin lisanın ile kolay anlaşılır kıldık/hale getirdik ki; insanlar düşünüp öğüt alsınlar.

(Duhan 58)

Seyyid Kutub Meali:

Biz o Kur'an'ı senin dilinde indirerek kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar.

(Duhan 58)

Suat Yıldırım Meali:

Biz Kur'an'ı, insanlar iyi anlayıp ibret alsınlar diye, senin dilinle indirerek anlaşılmasını kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

Süleyman Ateş Meali:

Biz o (Kur'a)n'ı senin diline kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar.

(Duhan 58)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bunu senin dilinle kolay anlaşılır hale getirdik ki akıllarını başlarına alsınlar.

(Duhan 58)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Bu Kur'an'ı senin dilinde indirdik ki kolayca anlayıp öğüt alsınlar.

(Duhan 58)

Şaban Piriş Meali:

Öğüt alsınlar diye onu senin dilin ile kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

Talat Koçyiğit Meali:

58-59 (Ey Muhammed!) Belki öğüt alırlar diye Kur'ânı senin dilinde indirerek onu kolaylaştırdık. Şimdi sen bekle; onlarda beklemektedirler.

(Duhan 58)

Tefhimul Kuran Meali:

Belki onlar öğüt alıp düşünürler diye, biz onu (Kur'an'ı), senin dilinle kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

Ümit Şimşek Meali:

İyice düşünüp öğüt alsınlar diye, Biz bu Kur'ân'ı senin dilinde indirdik ve kolaylaştırdık.

(Duhan 58)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Biz o Kur'an'ı senin dilinle/senin diline kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alabilsinler.

(Duhan 58)