17. İsra Suresi / 92.ayet

“Yahut iddia ettiğin gibi gökyüzünü parça parça edip başımıza yıkmalısın, ya da Allah’ı ve melekleri karşımıza getirip dikmelisin.”

Bknz: (26/4)(34/9)

Mustafa Çavdar Meali

İsra 92 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Yahut umduğun gibi göğü, parçaparça üstümüze düşürmedikçe, yahut Allah'la melekleri karşımıza getirmedikçe.

(İsra 92)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

“Veya öne sürdüğün gibi, gökyüzünü üstümüze parça parça düşürmeli, ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza (şahit olarak) getirip (bizimle konuşturmalısın) .”

(İsra 92)

Abdullah Parlıyan Meali:

Yahut da, tehdit edip durduğun gibi, göğü parça parça üzerimize düşürmedikçe, yahut Allah'ı ve melekleri, bizimle yüzyüze getirmedikçe.

(İsra 92)

Adem Uğur Meali:

Yahut, iddia ettiğin gibi, üzerimize gökten parçalar yağdırmalısın veya Allah'ı ve melekleri gözümüzün önüne getirmelisin.

(İsra 92)

Ahmet Hulusi Meali:

"Yahut tehdit ettiğin gibi semayı parça parça üzerimize düşürmelisin veya Allah'ı ve melekleri karşımıza kefil olarak getirmelisin. " (Allah ismiyle işaret edileni anlamayıp, O'nu gökte bir tanrı olarak düşündükleri için bunu söylüyorlar. )

(İsra 92)

Ahmet Tekin Meali:

“Veya sana iman etmemiz için göğü kütleler halinde üzerimize indirmelisin. Yahut da, senin hak peygamber olduğuna şâhitlik etmek üzere, Allah'ı çıplak gözle görecek şekilde karşımıza çıkarmalısın, melekleri de grup grup önümüze getirmelisin.” dediler.

(İsra 92)

Ahmet Varol Meali

Yahut ileri sürdüğün gibi göğü üzerimize parça parça düşürmeli veya Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin.

(İsra 92)

Ali Bulaç Meali:

"Veya öne sürdüğün gibi, gökyüzünü üstümüze parça parça düşürmeli ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza (şahid olarak) getirmelisin."

(İsra 92)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Yahud söyleyip zannettiğin gibi, semayı parça parça azab olarak üzerimize düşüresin, yahud Allah'ı ve melekleri söylediğine şâhid getiresin.

(İsra 92)

Ali Rıza Sefa Meali:

Veya "Öne sürdüğün gibi, üzerimize parçalar biçiminde gökyüzünü düşürmelisin!" veya "Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin!"

(İsra 92)

Ali Ünal Meali:

“Yahut bir zaman gelip de olacağını iddia ettiğin şekilde gökyüzünü bölüm bölüm üzerimize düşürmedikçe veya peygamberliğine şahit olarak Allah’ı ve melekleri getirip karşımıza dikmedikçe;

(İsra 92)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Veya iddia ettiğin gibi göğü başımıza parça parça düşürmedikçe veya Allah ve melekleri gözümüzün önüne getirmedikçe,

(İsra 92)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Yahut, iddia ettiğin gibi üzerimize gökten parçalar yağdırmalısın veya Allah'ı ve melekleri gözümüzün önüne getirmelisin."

(İsra 92)

Bekir Sadak Meali:

«Yahut da iddia ettigin gibi, gogu tepemize parca parca dusurmeli, ya da Allah'i ve melekleri karsimiza getirmelisin.»

(İsra 92)

Besim Atalay Meali:

Yahut dediğin gibi, gökler parçalanarak üstümüze düşmedikçe, hem Allahı, hem de melekleri, karşımıza dikmedikçe

(İsra 92)

Celal Yıldırım Meali:

Veya iddia ettiğin gibi göğü parça parça üzerimize düşüresin ya da Allah'ı ve meleklerini karşımıza (kanıt ve açık belge) olarak getiresin;

(İsra 92)

Cemal Külünkoğlu Meali:

“Veya iddia ettiğin gibi göğü parçalara ayırıp başımıza düşürmelisin ya da Allah'ı ve melekleri kefil (olarak karşımıza) çıkarmalısın.”

(İsra 92)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"Yahut da iddia ettiğin gibi, göğü tepemize parça parça düşürmeli, ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin."

(İsra 92)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(90-93) Dediler ki: "Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça; yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça; yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe; yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe; yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz." De ki: "Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resul olarak gönderilen bir beşerim."

(İsra 92)

Diyanet Vakfı Meali:

«Yahut, iddia ettiğin gibi, üzerimize gökten parçalar yağdırmalısın veya Allah'ı ve melekleri gözümüzün önüne getirmelisin.»  *

(İsra 92)

Edip Yüksel Meali:

'Veya ileri sürdüğün gibi gökten üzerimize parçalar düşürmeli, yahut ALLAH'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin.'

(İsra 92)

Elmalılı Orjinal Meali:

Yahud zu'mettiğin gibi üzerimize Semayı kıt'a kıt'a düşüresin, yahud Allahı ve Melekleri kefil getiresin

(İsra 92)

Elmalılı Yeni Meali:

yahut iddia ettiğin gibi göğü üzerimize parça parça düşüresin veya Allah'ı ve melekleri kefil getiresin,

(İsra 92)

Erhan Aktaş Meali:

Veya iddia ettiğin gibi, göğü paramparça edip üzerimize yıkmalısın. Veya Allah'ı ve melekleri karşımıza çıkarmalısın.

(İsra 92)

Gültekin Onan Meali:

"Veya öne sürdüğün gibi, gökyüzünü üstümüze parça parça düşürmeli ya da Tanrı'yı ve melekleri karşımıza (şahid olarak) getirmelisin."

(İsra 92)

Hakkı Yılmaz Meali:

(90-93) Ve “Bizim için yerden bir pınar fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız. Yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı. Onların aralarında şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın. Yahut iddia ettiğin gibi göğü parçalar hâlinde üzerimize düşürmelisin yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin. Yahut senin altın süslemeli bir evin olmalı yahut göğe yükselmelisin. Ancak, senin yükselişine, öğrenip öğreteceğimiz bir kitabı bize indirmene kadar asla inanmayız” dediler. Sen de ki: “Rabbim noksanlıklardan arınıktır. Ben, beşer bir elçiden başka bir şey miyim ki!”

(İsra 92)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Yahut iddia ettiğin gibi gökyüzünü üstümüze parça parça düşürecek veya Allah’ı ve melekleri (gözle görecek şekilde) karşımıza getireceksin.”

(İsra 92)

Harun Yıldırım Meali:

"Yahut, iddia ettiğin gibi, üzerimize gökten parçalar yağdırmalısın veya Allah'ı ve melekleri gözümüzün önüne getirmelisin."

(İsra 92)

Hasan Basri Çantay:

"Yahud iddia etdiğin gibi gök yüzünü üstümüze parça parça düşüresin veya Allahı ve melekleri kefil getiresin".

(İsra 92)

Hayrat Neşriyat Meali:

“Yâhut iddiâ ettiğin gibi, göğü üzerimize parça parça düşürmelisin; veya Allah'ı ve melekleri (açıkça buna) kefîl olarak getirmelisin!”

(İsra 92)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(90-93) "Sen, bize yerden bir [su] kaynağı fışkırtıncaya veya bir hurma ağacından ve bir üzümden oluşan, senin de aralarında fışkırttıkça fışkırtacağın ırmaklar olan sana ait bir cennet [bahçe] oluncaya veya iddia ettiğin gibi göğü yumuşak parçalar olarak üzerimize düşürünceye veya Allah'ı ve melekleri karşılıklı halde getirinceye veya takılardan/altından sana ait bir ev oluncaya veya sen göğe kalkıncaya kadar asla sana inanmayacağız! Sen, Kendisini okuyacağımız bir kitabı bize parça parça indirinceye kadar da göğe kalktığına asla inanmayacağız!" dediler. RAB'bim münezzehtir! Ben elçi bir beşerden başkası değildim ki?" de.

(İsra 92)

Hüseyin Atay Meali:

Yahut da sandığın gibi, göğü tepemize parça parça düşürmedikçe, ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe,

(İsra 92)

İbni Kesir Meali:

Yahut iddia ettiğin gibi göğü üzerimize parça parça düşüresin veya Allah ı ve melekleri karşımıza getiresin.

(İsra 92)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Yahut bize söylediğin gibi, göğü parça parça üzerimize indirmedikçe, veyahut ta Allah'ı ve melekleri karşımıza getirip dikmedikçe.”

(İsra 92)

İskender Ali Mihr Meali:

Veya iddia ettiğin gibi semayı parça parça üzerimize düşürürsün. Veya Allah’ı ve melekleri açıkça (karşımıza) getirirsin.

(İsra 92)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

ya bizim yanımızda kuruntusunu ettiğin gibi gökyüzünü üstümüze parça parça düşüresin, ya Allah ile melekleri karşımıza getiresin,

(İsra 92)

Kadri Çelik Meali:

“Veya sandığın gibi, gökyüzünü üstümüze parça parça düşürmeli ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza (şahit olarak) getirmelisin.”

(İsra 92)

Mahmut Kısa Meali:

“Ya da iddia ettiğin gibi, bizi helâk etmek üzere göğü parça parça üzerimize düşürmedikçe, yâhut Allah’ı ve melekleri senin Peygamberliğine şâhitlik etmeleri için, açıkça görebileceğimiz şekilde karşımıza getirmedikçe;”

(İsra 92)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(Retlerine devamla) "Yada tehdit edip durduğun, göğü üstümüze parça parça düşür. Allah'ı ve meleklerini bizim karşımıza, söylediğine şahit olarak getirmelisin" dediler.

(İsra 92)

Mehmet Türk Meali:

“Veya iddiâ ettiğin gibi, göğü tepemize parça parça düşürmeli ya da Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmelisin.”

(İsra 92)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Yahut iddia ettiğin gibi gök parçalarını başımıza düşür. Ya (da) Allah ile melekleri karşımıza getir.”

(İsra 92)

Muhammed Esed Meali:

yahut, tehdit edip durduğun gibi, göğü parça parça üzerimize düşürmedikçe; yahut Allah'ı ve melekleri bizimle yüzyüze getirmedikçe;

(İsra 92)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Yahut iddia ettiğin gibi göğü, parçalar halinde üzerimize düşürmelisin, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin."

(İsra 92)

Mustafa Çavdar Meali:

“Yahut iddia ettiğin gibi gökyüzünü parça parça edip başımıza yıkmalısın, ya da Allah’ı ve melekleri karşımıza getirip dikmelisin.”

Bknz: (26/4) - (34/9)

(İsra 92)

Mustafa Çevik Meali:

89-93 Biz bu Kur’an’da insanlar için tek doğru olan hayat nizamı ile ahlakı tüm açıklığı, ayrıntıları ve misalleri ile tekrar tekrar anlattık, buna rağmen insanların çoğunun bundan yüz çevirmesi nankörlük ve küstahlıktan başka bir şey değildir. Bu nankör inkârcılar bir de kalkmış sana, “Söylediklerine inanmamız için bize yerden pınarlar fışkırtmalısın, hurma ağaçları ve asmalardan oluşan mucize bir bahçen olmalı, o bahçe içinden ırmaklar akıtmalısın ya da Kıyamet Günü’nden önce olacağını iddia ettiğin gibi, göğü paramparça başımıza indirmelisin ve Allah ile melekleri de karşımıza çıkarmalısın. Ayrıca senin altından bir köşkün de olmalı, göğe yükselmeli, oradan bize bir de kitap getirmelisin, biz de onu okuyup senin dediklerini orada da görmeliyiz. Bu saydıklarımızı görmedikçe senin Peygamber olduğuna asla inanmayız ve davetini de kabul etmeyiz.” diyorlar. Sen de onlara de ki: “Bu söylediklerinizi yapma gücüne sahip olan sadece Rabbimdir, ben ise sizlere O’nun âyetlerini tebliğ etmekle görevlendirilmiş ve gücü sizler gibi sınırlı olan bir insanım.”

(İsra 92)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ya da sürekli iddia ettiğin gibi göğü başımızda paralamalı ve nihayet Allah'ı ve melekleri getirip karşımıza dikmelisin.

(İsra 92)

Osman Okur Meali:

"Veya öne sürdüğün gibi, gökyüzünü üstümüze parça parça düşürmeli ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza (şahid olarak) getirmelisin."

(İsra 92)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«Veya göğü zû'm ettiğin gibi üzerimize parça parça düşüresin veya Allah'ı ve melekleri âşikâre olarak karşımıza getiresin.»

(İsra 92)

Ömer Öngüt Meali:

“Yahut iddiâ ettiğin gibi, göğü üzerimize büyük parçalar halinde düşürmelisin, veyahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin. ”

(İsra 92)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Ya da, sözünü ettiğin azabı gerçekleştirerek göğü parçalar hâlinde üzerimize düşürmelisin. Ya da, Allah’ı ve melekleri bizimle yüz yüze getirmelisin.

(İsra 92)

Sadık Türkmen Meali:

Veya iddia ettiğin gibi, üzerimize gökyüzünden parçalar düşürmelisin. Ya da Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmelisin!

(İsra 92)

Seyyid Kutub Meali:

Ya da iddia ettiğin gibi göğü parça parça başımıza indirmeli, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin.

(İsra 92)

Suat Yıldırım Meali:

Yahut iddia ettiğin gibi gökyüzünü parçalayıp üzerimize kısım kısım düşüresin, ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza getiresin de onlar senin söylediklerine şahitlik etsinler.

(İsra 92)

Süleyman Ateş Meali:

"Yahut zannettiğin gibi üzerimize gökten parçalar düşürmelisin, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin (onlar senin doğru söylediğine şahidlik etmelidirler)!"

(İsra 92)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Ya da sandığın gibi gökyüzünü üstümüze parça parça düşürürsün. Allah'ı ve melekleri karşımıza getirsen de olur.

(İsra 92)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

"Ya da savunduğun gibi, göğü parça parça üzerimize düşürmeli yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin."

(İsra 92)

Şaban Piriş Meali:

Yahut iddia ettiğin gibi göğü üzerimize parça parça düşürmeli ya da karşımıza Allah'ı ve melekleri getirmelisin.

(İsra 92)

Talat Koçyiğit Meali:

"Yahut iddia ettiğin gibi, göğü üstümüze parça parça düşürmedikçe, veya Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe;

(İsra 92)

Tefhimul Kuran Meali:

«Veya öne sürdüğün gibi, gökyüzünü üstümüze parça parça düşürmeli ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza (şahid olarak) getirmelisin,»

(İsra 92)

Ümit Şimşek Meali:

“Yahut, iddia ettiğin gibi, üzerimize gökten bir parça düşür. Veya Allah ile melekleri karşımıza getir.

(İsra 92)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Yahut iddia ettiğin gibi göğü, parçalar halinde üzerimize düşürmelisin, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza dikmelisin."

(İsra 92)