50. Kaf Suresi / 18.ayet

Ondan bir söz çıkmaya görsün yanında onu kaydeden bir gözcü mutlaka hazırdır.

Bknz: (43/80)

Mustafa Çavdar Meali

Kaf 18 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Hiçbir söz söylemez ki yanında, onu zapteden, gözetip kollayan biri bulunmasın.

(Kaf 18)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(İnsanın ağzından veya kaleminden) Hiçbir söz çıkmasın (ve yazmasın) ki, yanında gözetleyen ve söylediklerini zapta geçiren (bir melek mutlaka) hazır bulunmasın.

(Kaf 18)

Abdullah Parlıyan Meali:

İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen, dediklerini zapteden bir melek hazır bulunmasın.

(Kaf 18)

Adem Uğur Meali:

İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.

(Kaf 18)

Ahmet Hulusi Meali:

(İnsanın) her düşüncesini gözleyen (kaydeden) bir gözcüsü vardır!

(Kaf 18)

Ahmet Tekin Meali:

İnsanın ağzından çıkan her söz ve işlediği ameller, kesinlikle, yanında kendisine gözcülük eden ve hazır bulunan zabıt kâtibi melek tarafından, zapta geçirilir.*

(Kaf 18)

Ahmet Varol Meali

O hiçbir söz söylemez ki yanında bir gözetleyici hazır bulunmasın.

(Kaf 18)

Ali Bulaç Meali:

O, söz olarak (herhangi bir şey) söylemeyiversin, mutlaka yanında hazır bir gözetleyici vardır.

(Kaf 18)

Ali Fikri Yavuz Meali:

O, her ne söz atarsa muhakkak yanında hazır bir gözcü vardır.

(Kaf 18)

Ali Rıza Sefa Meali:

Söylemiş olduğu bir söz yoktur ki, onun yanında bir gözetleyici hazır bulunmamış olsun.

(Kaf 18)

Ali Ünal Meali:

Tek bir söz bile sarfetmiş olmasın ki, yanında onu gözetleyen ve o sözü kaydetmeye hazır bir gözcü bulunmamış olsun.

(Kaf 18)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Hiçbir söz söylemez ki, onun yanında bir hazır ve nazır olmasın.

(Kaf 18)

Bayraktar Bayraklı Meali:

İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen, yazmaya hazır bir melek bulunmasın.

(Kaf 18)

Bekir Sadak Meali:

(17-18) Saginda ve solunda, onunla beraber oturan iki alici melek, yaninda hazir birer gozcu olarak soyledigi her sozu zaptederler.

(Kaf 18)

Besim Atalay Meali:

Bir tek söz söylemez ki, onun yanında gözetliyen, hazır olan bulunmasın

(Kaf 18)

Celal Yıldırım Meali:

Ağzından ne gibi bir söz çıkarsa mutlaka yanında onu görüp gözeten bir gözcü vardır.

(Kaf 18)

Cemal Külünkoğlu Meali:

İnsan hiçbir söz söylemez ki yanında (yaptıklarını) gözetleyen, dediklerini kaydeden bir melek hazır bulunmasın.

(Kaf 18)

Diyanet İşleri Eski Meali:

17,18. Sağında ve solunda, onunla beraber oturan iki alıcı melek, yanında hazır birer gözcü olarak söylediği her sözü zaptederler.

(Kaf 18)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında (yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın.

(Kaf 18)

Diyanet Vakfı Meali:

İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.

(Kaf 18)

Edip Yüksel Meali:

Yanında gözetleyen tanıklar olmaksızın ağzından bir söz çıkmaz.

(Kaf 18)

Elmalılı Orjinal Meali:

Her ne söz atarsa mutlak yanında hazır bir gözcü vardır

(Kaf 18)

Elmalılı Yeni Meali:

Her ne söz söylerse, mutlaka yanında hazır bir gözcü vardır.

(Kaf 18)

Erhan Aktaş Meali:

Söylediği her söz, yanındaki hazır gözleyicilerce gözlenmektedir.

(Kaf 18)

Gültekin Onan Meali:

O, söz olarak (herhangi bir şey) söylemeyiversin, mutlaka yanında hazır bir gözetleyici vardır.

(Kaf 18)

Hakkı Yılmaz Meali:

17-18 Onun sağından ve solundan (her yanından) yerleşik iki tesbitçi onun her işini tesbit edip dururken, insan hiçbir söz söylemez ki yanında hazır gözetleyen bulunmasın.

(Kaf 18)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Bir söz telaffuz ettiği an, yanında hazır bulunan bir gözetleyici vardır.

(Kaf 18)

Harun Yıldırım Meali:

O bir söz söylemeye dursun, mutlaka onun yanında görüp gözetlemeye hazır biri vardır.

(Kaf 18)

Hasan Basri Çantay:

O, bir söz atmaya dursun, mutlak yanında haazır bir gözcü vardır.

(Kaf 18)

Hayrat Neşriyat Meali:

(İnsan) hiçbir söz söylemez ki, mutlaka yanında hazır bir gözetleyici (melek)bulunmasın!

(Kaf 18)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Herhangi bir sözden [ağzından] ne [laf] çıkarsa, ancak kendisinin tarafında hazır bulunan [kayıt eden] bir gözetleyici vardır.

(Kaf 18)

Hüseyin Atay Meali:

Söylediği her sözü gözleyen biri bulunur.

(Kaf 18)

İbni Kesir Meali:

O, bir söz atmaya dursun; mutlaka yanında hazır bir gözcü vardır.

(Kaf 18)

İlyas Yorulmaz Meali:

(Kişi) Söz olarak ne söylese kesinlikle onun yanında hazır bir gözcü vardır.

(Kaf 18)

İskender Ali Mihr Meali:

Bir söz söylenmez ki, onun yanında hazır gözetleyiciler (tarafından tespit edilmiş) olmasın.

(Kaf 18)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

O, bir söz söyliyecek olsun da kesenkes yanında bir gözcü bulunmasın olmaz.

(Kaf 18)

Kadri Çelik Meali:

O, söz olarak (herhangi bir şey) söylemeyiversin, mutlaka yanında hazır bir gözetleyici vardır.

(Kaf 18)

Mahmut Kısa Meali:

Ağzından bir tek kelime çıkmaz ki, yanında kendisini gözetleyen ve söylediklerini kaydeden bir tanık hazır bulunmasın!

(Kaf 18)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Kat'i olarak her ne söz çıkarsa kendinden, hemen yanında yazmaya hazırdır.

(Kaf 18)

Mehmet Türk Meali:

İnsanın yanında ağzından çıkan her şeyi (yazan) hazır bir gözetleyici, vardır.1*

(Kaf 18)

Muhammed Celal Şems Meali:

(İnsan) bir söz söylediğinde, yanında bir gözetici (ya da) koruyucu mutlaka bulunur.

(Kaf 18)

Muhammed Esed Meali:

insanın söylediği her şeyde yanıbaşında mutlaka bir gözetleyici bulunur.

(Kaf 18)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Ağzından ne söz çıkacak olsa, yanında onu gözetleyen ve yazan bir yazıcı vardır.

(Kaf 18)

Mustafa Çavdar Meali:

Ondan bir söz çıkmaya görsün yanında onu kaydeden bir gözcü mutlaka hazırdır.

Bknz: (43/80)

(Kaf 18)

Mustafa Çevik Meali:

17-18 Ayrıca insanın sağında ve solunda iki melek vardır. Onlar, kişinin söylediklerini ve yaptıklarını kayıt altına alırlar.

(Kaf 18)

Mustafa İslamoğlu Meali:

insandan herhangi bir söz çıkmaya görsün; illa ki, kendi içinde bile onu gözetleyip kaydeden Biri vardır.

(Kaf 18)

Osman Okur Meali:

(İnsan hiçbir) söz söylemez ki yanında (yaptıklarını) gözetleyen, dediklerini kaydeden (bir melek) hazır bulunmasın.

(Kaf 18)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Bir lakırdı telaffuz etmez ki, illâ yanında hazırlanmış bir gözetici (melek) vardır.

(Kaf 18)

Ömer Öngüt Meali:

O bir söz atmaya dursun, mutlaka yanında onu gözetleyen, söylediği her sözü zapteden (bir melek) hazır bulunur.

(Kaf 18)

Ömer Sevinçgül Meali:

Söz namına ne söylese, yanında mutlaka bir gözcü vardır.

(Kaf 18)

Sadık Türkmen Meali:

Her ne söz söylerse, mutlaka onun yanında hazır bir gözcü vardır.

(Kaf 18)

Seyyid Kutub Meali:

İnsan hiçbir söz söylemez ki yanında gözetliyen, dediklerini zapteden bir melek hazır bulunmasın.

(Kaf 18)

Suat Yıldırım Meali:

(17-18) Zaten onun sağında ve solunda yerleşmiş iki kayıtçı vardır. Ağzından çıkan bir tek söz olmaz ki yanında, bu iş için hazırlanmış gözcü olmasın, onun söylediğini ve yaptığını kaydetmiş olmasın.

(Kaf 18)

Süleyman Ateş Meali:

(İnsan,) Hiçbir söz söylemez ki yanında kendisini gözetleyen, dediklerini zapteden (bir melek) hazır bulunmasın.

(Kaf 18)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Ağzından çıkan her sözü kaydeden bir gözcü yanında bekler[1].

1) kiramen katibin Tekvir 81/10

(Kaf 18)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(17-18) Sağında ve solunda birer melek onu izlemekte ve söylediği her sözü kaydetmektedir.

(Kaf 18)

Şaban Piriş Meali:

Hiçbir şey söylemez ki onu gözleyen, tesbit eden biri bulunmasın.

(Kaf 18)

Talat Koçyiğit Meali:

17-18 Çünkü onun sağında ve solunda oturan iki alıcı melek, söylediği hiçbir söz olmasın ki yanında onu gözetleyip yazmasın.

(Kaf 18)

Tefhimul Kuran Meali:

O, söz olarak (herhangi bir şey) söylemeyiversin, mutlaka yanında hazır bir gözetleyici vardır.

(Kaf 18)

Ümit Şimşek Meali:

Ağzından ne söz çıkacak olsa, yanında onu gözetleyen ve kaydeden biri vardır.

(Kaf 18)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bir söz sarfetmeye dursun, yanındaki gözcü hemen zaptediverir.

(Kaf 18)