68. Kalem Suresi / 43.ayet

O gün onların gözlerini korku bürüyecek ve her taraflarını zillet kaplayacak Oysa onlar, dünyada iken secdeye davet edilmişlerdi de secde etmeye yanaşmamışlardı.

Bknz: (6/26)»(6/28)(42/45)

Mustafa Çavdar Meali

Kalem 43 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Gözleri yere dikilir, üstlerine aşağılık çöker ve gerçekten de sağ esenken de secdeye davet edilmişlerdir de secde etmemişlerdi.

(Kalem 43)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Gözleri korkudan ve dehşetten düşüp şaşkınlaşmış, kendilerini de zillet sarıp-kuşatmıştır. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye (ve Kur’an’a itaat ve teslimiyete) davet edilirlerdi (de tenezzül edip buna yanaşmazlardı).

(Kalem 43)

Abdullah Parlıyan Meali:

Evet secdeye çağrılacaklar gözleri düşük kendilerini bir zillet sarmış olarak. Halbuki onlar bu secdeye dünyada herşeyden salim ve sapasağlam iken çağrılıyorlardı da secde etmiyorlardı.

(Kalem 43)

Adem Uğur Meali:

Gözleri horluktan aşağı düşmüş bir halde kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı (fakat yine secde etmiyorlardı).

(Kalem 43)

Ahmet Hulusi Meali:

Gözleri dehşetten önlerine eğik, zillet halinde! Oysa onlar akılları başlarında dünyada iken secdeye davet olunuyorlardı.

(Kalem 43)

Ahmet Tekin Meali:

Onlar, dünyada, rahatları, huzurları yerinde iken, secdelere, imana, İslâm'a, namaza davet edildikleri, teşvik edildikleri halde, davete icabet etmedikleri için, o gün, hakkaniyete riayet duyguları gereği, gözleri korku ve saygıyla dolu, işarete bile mecalleri olmayacak durumda, düşkün bir halde, kendilerini bir zillet sararken secdeye güçleri yetmeyecek.

(Kalem 43)

Ahmet Varol Meali

Gözleri düşkün bir halde. Kendilerini de zillet bürür. Oysa onlar sağlamken secdeye çağrılıyorlardı.

(Kalem 43)

Ali Bulaç Meali:

Gözleri 'korkudan ve dehşetten düşük', kendilerini de zillet sarıp kuşatmış. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.

(Kalem 43)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Gözleri düşkün bir halde, kendilerini bir zillet saracaktır. Halbuki, vaktiyle (dünyada) başları selâmette iken, bu secdeye davet olunuyorlardı; (da onu kabul etmiyorlardı).

(Kalem 43)

Ali Rıza Sefa Meali:

Bakışları düşmüş, onları bir aşağılanma kaplamıştır. Oysa sapasağlamken secdeye çağırılıyorlardı.

(Kalem 43)

Ali Ünal Meali:

Korku dolu gözleri yerde, kendilerini zillet kaplamıştır. Dünyada sağlıkları yerinde iken secdeye çağrılır, (ama bu çağrıyı reddederlerdi).

(Kalem 43)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Gözleri zelil olarak, yüzlerini bir alçaklık bürüyecektir. Hâlbuki onlar sapasağlam iken secdeye (ibadete) çağrılmışlardı.

(Kalem 43)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Gözleri horluktan aşağı düşmüş bir halde, kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı.

(Kalem 43)

Bekir Sadak Meali:

(42-43) O gun isin dehsetinden baldirlar acilir; gozleri donmu3gj olarak yuzlerini zillet burur; Secdeye cagirilirlar ama buna gucleri yetmez. Oysa, kendileri sapasaglam olduklari zaman secdeye cagirilmislardi.

(Kalem 43)

Besim Atalay Meali:

42,43. O gün işler güçleşir; secdeye çağrılırlar, gözleri dönmüş, horluğa uğramış olduklarından, secde edemezler de, bunlar, sağlam iken de secdeye çağrıldılar

(Kalem 43)

Celal Yıldırım Meali:

Gözleri korkudan kararmış halde kendilerini zillet sarıvermiştir. Oysa (daha önce Dünya'da) kendileri sağlam ve sıhhatli iken secdeye çağrılırlardı.

(Kalem 43)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Gözleri düşmüş bir durumda, onları aşağılanma kaplar. Oysa onlar (dünyada) sağlam iken secdeye çağrılmışlardı.

(Kalem 43)

Diyanet İşleri Eski Meali:

42,43. O gün işin dehşetinden baldırlar açılır; gözleri dönmüş olarak yüzlerini zillet bürür; secdeye çağırılırlar ama buna güçleri yetmez. Oysa, kendileri sapasağlam oldukları zaman secdeye çağırılmışlardı.

(Kalem 43)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(42-43) Baldırların açılacağı (işlerin zorlaşacağı) ve kafirlerin secdeye çağrılıp da gözleri düşmüş ve kendilerini zillet kaplamış bir halde buna güç yetiremeyecekleri günü (Kıyamet gününü) düşün. Halbuki onlar sağlıklarında secde etmeye çağrılıyorlar (ve buna yanaşmıyorlar)dı.

(Kalem 43)

Diyanet Vakfı Meali:

Gözleri horluktan aşağı düşmüş bir halde kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı (fakat yine secde etmiyorlardı).

(Kalem 43)

Edip Yüksel Meali:

Gözleri düşmüş bir durumda, onları aşağılanma kaplar. Oysa onlar sağlam iken secdeye çağrılmışlardı

(Kalem 43)

Elmalılı Orjinal Meali:

Gözleri düşmüş, kendilerini bir zillet sarmış bulunur, halbuki o secdeye onlar sağ salim iken da'vet olunuyorlardı.

(Kalem 43)

Elmalılı Yeni Meali:

Gözleri düşmüş, kendilerini bir zillet sarmış bulunur. Oysa onlar, o secdeye sağ salim iken davet ediliyorlardı.

(Kalem 43)

Erhan Aktaş Meali:

O gün, gözlerini umutsuzca endişe bürüyecek, yüzlerini aşağılanmışlık duygusu kaplayacaktır. Oysaki onlar, fırsat varken secdeye davet olunmuşlardı.

(Kalem 43)

Gültekin Onan Meali:

Gözleri 'korkudan ve dehşetten düşük', kendilerini de zillet sarıp kuşatmış. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.

(Kalem 43)

Hakkı Yılmaz Meali:

Gözleri yere eğilmiş, kendilerini bir horluk, düşkünlük sarmış bulunur. Oysa onlar, sağ-salim iken de boyun eğip teslim olmaya davet ediliyorlardı.

(Kalem 43)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Gözleri (korkudan) baygın (bir hâldedir). Onları zillet bürür. (Oysa) onlar sıhhatli iken secdeye çağrılırlardı.

(Kalem 43)

Harun Yıldırım Meali:

Gözleri önlerine eğilmiş, kendilerini bir zillet kaplamış olarak. Oysa onlar sapasağlam iken secdeye davet edilmişlerdi.

(Kalem 43)

Hasan Basri Çantay:

(Evet, secdeye da'vet edilecekler) gözleri düşük, kendilerini bir zillet sarmış olarak. Halbuki onlar bu secdeye (dünyada) herşeyden salim ve sapasağlam iken da'vet ediliyorlardı.

(Kalem 43)

Hayrat Neşriyat Meali:

(O gün kâfirlerin, pişmanlıktan) gözleri öne düşmüş bir hâlde, kendilerini bir zillet kaplar. Hâlbuki onlar (dünyada) sıhhatli kimseler iken, (okunan ezanlarla) doğrusu secdeye çağrılıyorlardı (fakat namaz kılmıyorlardı).

(Kalem 43)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(41-43) Yoksa, kendilerine ait ortaklar mı var? Eğer dürüst idilerse, bir bacaktan açılacağı [işlerin kızışacağı¹] ve onların secdeye davet edilecekleri gün² ortaklarını getirsinler. [Davet edilirler] ardından, bakışları boynu bükük/çaresiz bir haldeyken, utanç kendilerini kuşatır bir haldeyken [secdeye] güç yetiremezler. Hâlbuki onlar sağlıklı haldeyken, secdeye davet edilmişlerdi.

(Kalem 43)

Hüseyin Atay Meali:

Gözleri yere dikilmiş olarak yüzlerini alçaklık bürür. Oysa, kendileri sağlıklı iken secdeye çağrılmışlardı.

(Kalem 43)

İbni Kesir Meali:

Gözleri dönmüş olarak, yğzlerini zillet bürür. Halbuki kendileri sapa* sağlam oldukları vakit secdeye çağırılmışlardı.

(Kalem 43)

İlyas Yorulmaz Meali:

Gözleri korku içerisinde, onları zillet bürümüş bir halde. Halbuki, daha önce dünyada sapasağlam iken secde etmeye çağrılmışlardı (da güçleri yeterken yapmamışlardı).

(Kalem 43)

İskender Ali Mihr Meali:

Gözleri korkudan ürpermiş halde, onları bir zillet kaplar. Onlar, salimken (sağlıklı ve selâmette iken) secde etmeye davet olunmuşlardı.

(Kalem 43)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

önlerine bakacaklar, alçalacaklardır. Oysaki onlar bu secdeye sapasağlam iken çağrılmışlardı.

(Kalem 43)

Kadri Çelik Meali:

Gözleri yerde, kendilerini de bir zillet sarıp kuşatır. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.

(Kalem 43)

Mahmut Kısa Meali:

Utanç ve pişmanlıktan gözleri önlerine düşecek ve onları tepeden tırnağa bir zillet bürüyecektir. Oysa onlar, dünyada sağlık ve esenlik içindeyken de Allah’a secdeye çağrılmış, fakat inatla karşı koymuşlardı.

(Kalem 43)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Azaları sağlam iken kendileri Allah'a secdeye davet edilir. Lakin bunu yapmazlardı, Gözleri yere sarkmış, benlikleri zillettedir.

(Kalem 43)

Mehmet Türk Meali:

(İşte o an) onların bakışları yere saplanır ve kendilerini de bir alçaklık sarar. Hâlbuki onlar, sapasağlam iken de (Allah’a) secdeye davet edilmişlerdi.1*

(Kalem 43)

Muhammed Celal Şems Meali:

Bakışları (utançtan) yere inmiş olacak. Onları rezillik saracak. Şüphesiz onlar, sapasağlamken secde (etmeye) çağrılırlardı.

(Kalem 43)

Muhammed Esed Meali:

(işte o Gün) gözleri zilletin ağırlığıyla ürkekleşip durgunlaşacaktır; çünkü hayatta iken (Allah'ın huzurunda) secde etmeye çağrılmaları (boşa gitmişti).

(Kalem 43)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Gözleri korkudan aşağı düşmüş halde onları bir aşağılanma sarıverecektir. Oysa daha önce dünyada sağlıklı iken secde etmeye çağrılmışlardı.

(Kalem 43)

Mustafa Çavdar Meali:

O gün onların gözlerini korku bürüyecek ve her taraflarını zillet kaplayacak Oysa onlar, dünyada iken secdeye davet edilmişlerdi de secde etmeye yanaşmamışlardı.

Bknz: (6/26)»(6/28) - (42/45)

(Kalem 43)

Mustafa Çevik Meali:

36-43 Ey insanlar! Size ne oluyor da Allah’ın size emanet ettiklerinin gerçek sahibiymişsiniz gibi, fütursuzca hükümler koyup kullanmaya kalkıyorsunuz? Yoksa bu konuda Bizden alınmış bir sözünüz yahut elinizde Allah’ın yarattıklarından her istediğinize sahip olacağınızı bildiren bir kitap mı var? Ya da Allah’ın mülkünün ortakları var da onlar mı sizi böyle yetkilendirdi? Hesap Günü böyle davranmış olmanızın cezası ile karşılaşıp, secdeye kapanmanızın faydası olmayacak, güçsüz, perişan ve zillet içinde kalacaksınız. Hâlbuki dünya hayatınızda bu günle karşılaşacağınız sizlere bildirilmişti.

(Kalem 43)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Bakışları gerçeğin dehşetinden yere düşmüş, kendilerini bir zillet kuşatmıştır; zira onlar, becerebilecekleri bir haldeyken secdeye çağrılmışlardı (da reddetmişlerdi).

(Kalem 43)

Osman Okur Meali:

Gözleri düşmüş bir durumda, onları aşağılanma kaplar. Oysa onlar (dünyada) sağlam iken secdeye çağrılmışlardı.

(Kalem 43)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Gözleri kararmış, kendilerini zillet kaplamış (bulunurlar). Halbuki onlar sapasağlam iken bu secdelere dâvet olunuyorlardı.

(Kalem 43)

Ömer Öngüt Meali:

Gözleri dönmüş olarak yüzlerini zillet bürür. Halbuki onlar sapasağlam iken de secde etmeye dâvet ediliyorlardı.

(Kalem 43)

Ömer Sevinçgül Meali:

Korkuyla yere bakarlar. Onları bir düşkünlük hâli kaplamıştır. Esen oldukları sırada kendilerinden secde etmeleri isteniyordu. Etselerdi ya!

(Kalem 43)

Sadık Türkmen Meali:

Gözleri perişandır/düşük bir halde, onları bir zillet kaplamıştır. Halbuki onlar, (dünyada) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.

(Kalem 43)

Seyyid Kutub Meali:

Gözleri dönmüş olarak yüzlerini zillet kaplar. Onlar sağlam iken de secdeye davet edildiler fakat secde etmezlerdi.

(Kalem 43)

Suat Yıldırım Meali:

Gözleri yerde, kendilerini zillet kaplamıştır. Halbuki dünyada bedenleri sağlam, azaları salim iken de secdeye davet edilirler, ama bunu yapmazlardı.

(Kalem 43)

Süleyman Ateş Meali:

Gözleri düşük olarak yüzlerini bir zillet kaplar. Onlar sağlam iken de secdeye da'vet edilirler (fakat secde etmezler)di.

(Kalem 43)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Saygıyla önlerine bakacaklar, alçaklık her yanlarını saracak. Onlar bu hale gelmeden önce de secdeye çağrılmışlardı.

(Kalem 43)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

O Gün gözlerini korku, yüzlerini de zillet bürür. Çünkü yeryüzündeyken de Allah'a boyun eğmeye çağrılmışlardı, ama boyun eğmemişlerdi.

(Kalem 43)

Şaban Piriş Meali:

Gözleri yere yıkılmış, yüzlerini zillet bürümüş/perişan olmuşlardır. Oysa onlar, selamette iken secdeye çağrılmışlardı.

(Kalem 43)

Talat Koçyiğit Meali:

42-43 Bacakların açıldığı ve gözleri düşmüş, üzerlerini de bir zillet kaplamış olarak secdeye davet olundukları gün, buna güçleri yetmeyecektir. Oysa dünyada iken sapasağlam oldukları halde secdeye davet olunup duruyorlardı.

(Kalem 43)

Tefhimul Kuran Meali:

Gözleri 'korkudan ve dehşetten düşük,' kendilerine de zillet sarıp kuşatmış. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.

(Kalem 43)

Ümit Şimşek Meali:

Gözleri baygın düşmüş, kendilerini zillet kaplamıştır. Halbuki sapasağlam iken de onlar secdeye çağrılmışlardı

(Kalem 43)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Gözleri yere eğilmiş, benliklerini zillet kaplamıştır. Onlar, sapasağlam oldukları zaman da secde etmeye çağrılıyorlardı.

(Kalem 43)