28. Kasas Suresi / 64.ayet

Ve kendilerine, “Çağırın ortak koştuklarınızı!” denir. Onları çağıracaklar fakat onların çağrısına cevap veremeyecekler ve azapla yüz yüze gelecekler, keşke dünyadayken doğru yolu tutmuş olsalardı.

Bknz: (2/165)»(2/167)

Mustafa Çavdar Meali

Kasas 64 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve çağırın şirk koştuğunuz şeyleri denir, onlar da çağırırlar, fakat icabet etmezler onlara ve azabı görürler; ne olurdu doğru yolu bulsalardı.

(Kasas 64)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Tağutların ve sahte ma’budların ardına sığınanlara) Denilir ki: 'Ortaklarınızı (Allah’a şirk koşup peşlerine takıldıklarınızı) çağırın.' Böylelikle çağırırlar, ama kendilerine cevap vermezler ve (dehşetli) azabı görünce (acı bir pişmanlık içinde kıvranıverirler. Halbuki ;) şayet hidayet bulmuş olsalardı ne olurdu. (Ama bunlar nasipsizlerdir.)

(Kasas 64)

Abdullah Parlıyan Meali:

Sonra onlara: “Çağırın bakalım, tanrısal nitelikler yakıştırarak, Allah'a ortak koştuğunuz varlıkları, ya da güçleri.” Ve onlar da bu sözü geçen varlık ve güçleri yardıma çağıracaklar, fakat onlar cevap veremezler ve sonunda, göre göre sadece azabı görecekler karşılarında. Böyle umutsuz ve çaresiz duruma düşeceklerine, vaktiyle doğru yolu tutsalardı ya.

(Kasas 64)

Adem Uğur Meali:

(Allah'a koştuğunuz) ortaklarınızı çağırın! denir, onlar da çağırırlar; fakat kendilerine cevap vermezler ve (karşılarında) azabı görürler. Ne olurdu (dünyada iken) doğru yola girselerdi!

(Kasas 64)

Ahmet Hulusi Meali:

Denildi ki: "Ortaklarınızı çağırın!" Bunun üzerine onları çağırdılar... (Fakat çağırılanlar) kendilerine cevap vermediler ve azabı gördüler! Onlar doğru yolu bulsalardı!

(Kasas 64)

Ahmet Tekin Meali:

Onlara: “İlâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah'a ortak saydığınız varlıkları çağırın” denilir. Onlar da çağırırlar. Fakat, kendilerine cevap vermezler ve karşılarında azâbı görürler. Ne olurdu, dünyada iken doğru yolu tercih etselerdi!

(Kasas 64)

Ahmet Varol Meali

"Ortaklarınızı çağırın" denir. Çağırırlar ama kendilerine cevap vermezler ve azabı görürler. Ne olurdu doğru yolu kabul etselerdi!

(Kasas 64)

Ali Bulaç Meali:

Denir ki: "Ortaklarınızı çağırın." Böylelikle çağırırlar, ama kendilerine cevap vermezler ve azabı görürler. Hidayet bulmuş olsalardı ne olurdu.

(Kasas 64)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Müşriklere şöyle denecek: “- (azabdan kurtulmanız için) yalvarın bakalım ortaklarınıza (putlarınıza).” Onlar da yalvaracaklar, fakat kendilerine karşılık vermiyecekler, (hiç bir yardımda bulunamıyacaklardır. Öncüler ve düşükler hepsi) azabı göreceklerdir. Önceden onlar hakkı kabul edib hidayete ereydiler ya!...

(Kasas 64)

Ali Rıza Sefa Meali:

Ve şöyle denilir: "Ortaklarınızı çağırın!" Bunun üzerine, onları çağırırlar. Ama çağrılarına karşılık alamazlar ve cezayı görürler. Keşke doğru yola erişebilselerdi!

(Kasas 64)

Ali Ünal Meali:

Bu defa, (onları Allah’a ortaklar olarak tanıyanlara), “Haydi yalvarın Allah’a ortak koştuğunuz o varlıklara!” denir. Yalvarırlar, fakat diğerleri onlara hiçbir cevap veremez ve (cevap olarak) karşılarında ancak azabı bulurlar. Ne olurdu, vaktinde gerçeği görüp doğru yolda gitselerdi!

(Kasas 64)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ve: “Allah’a eş koştuklarınızı çağırın!” denilir. Onlar, o eş koştuklarını çağırırlar. Fakat o putlar, kendilerine cevap vermezler. İşte o zaman azabı görürler… Keşke daha önce doğru yola gelmiş olsalardı!

(Kasas 64)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Allah'a koştuğunuz ortaklarınızı çağırınız" denir. Onlar da çağırırlar ama, taptıkları kendilerine cevap vermezler. Cehennem azabını görünce, "Dünyadayken doğru yolda olsalardı!" diye hayıflanırlar.

(Kasas 64)

Bekir Sadak Meali:

«Kostugunuz ortaklarinizi cagirin» denir; onlar da cagirirlar ama, kendilerine cevap veremezler; cehennem azabini gorunce dogru yolda olmadiklarina yanarlar.

(Kasas 64)

Besim Atalay Meali:

Denilir ki: «Eş koşmuş olduğunuz şeyleri çağırınız»; hemen çağıracaklar, onlara cevap gelmez, azabı gördüklerinde: «Ne olaydı, doğru yolu tutsalardı!» denecek

(Kasas 64)

Celal Yıldırım Meali:

Onlara, «ortak koşup durduğunuz şeyleri (o sahte tanrıları) çağırın !» denilir. Çağırırlar ama onlara cevap vermezler, derken azabı görürler; keşke doğru yolu bulmuş olsalardı !.

(Kasas 64)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Onlara:) “(Allah'a koştuğunuz) ortaklarınızı çağırın!” denir, onlar da çağırırlar; fakat kendilerine cevap vermezler ve (karşılarında) azabı görürler. Keşke onlar (dünyada iken) doğru yola girselerdi!

(Kasas 64)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"Koştuğunuz ortaklarınızı çağırın" denir; onlar da çağırırlar ama, kendilerine cevap veremezler; cehennem azabını görünce doğru yolda olmadıklarına yanarlar.

(Kasas 64)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlara, "Haydi ortaklarınızı çağırın!" denir. Onlar da çağırırlar fakat ortakları onlara cevap veremez. Azabı görürler. Keşke onlar (dünyada iken) doğru yola gelselerdi.

(Kasas 64)

Diyanet Vakfı Meali:

«(Allah'a koştuğunuz) ortaklarınızı çağırın!» denir, onlar da çağırırlar; fakat kendilerine cevap vermezler ve (karşılarında) azabı görürler. Ne olurdu (dünyada iken) doğru yola girselerdi!  *

(Kasas 64)

Edip Yüksel Meali:

Onlara, 'Haydi ortaklarınızı (yardıma) çağırın.' Bunun üzerine onları çağırırlar, ancak kendilerine karşılık vermezler. Azabı görürler ve doğru yolda bulunmadıklarına yanarlar.

(Kasas 64)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bir de haydin yalvarın bakalım şeriklerinize denilmiştir, binaenaleyh yalvarmışlardır fakat kendilerine icabet etmemişler ve azabı görmüşlerdir, vaktiyle hakkı görselerdi ya

(Kasas 64)

Elmalılı Yeni Meali:

Bir de onlara: "Haydi, yalvarın o ortak koştuklarınıza!" denir. Yalvaracaklar, fakat onlar, kendilerine cevap vermeyecekler ve azabı göreceklerdir. Vaktiyle doğru yolu görselerdi ya!

(Kasas 64)

Erhan Aktaş Meali:

Ve onlara: "Ortaklarınızı çağırın." denildi. Onlar da çağırdılar. Ancak cevap alamadılar ve azapla karşı karşıya kaldılar. Keşke zamanında doğru yolu seçselerdi.

(Kasas 64)

Gültekin Onan Meali:

Denir ki: "Ortaklarınızı çağırın." Böylelikle çağırırlar, ama kendilerine cevap vermezler ve azabı görürler. Hidayet bulmuş olsalardı ne olurdu?

(Kasas 64)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve “Ortaklarınızı çağırın!” denir, onlar da çağırırlar. Sonra da onlar kendilerine cevap vermezler ve azabı görürler. –Ne olurdu onlar, kılavuzlanan doğru yolu kabullenmiş olsalardı!–

(Kasas 64)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Denilir ki: “Çağırın ortaklarınızı.” Çağırırlar, fakat kendilerine cevap veremezler. Azabı da görürler. Hidayet bulmuş olsalardı (ne kaybederlerdi)?

(Kasas 64)

Harun Yıldırım Meali:

"(Allah'a koştuğunuz) ortaklarınızı çağırın!" denir, onlar da çağırırlar; fakat kendilerine cevap vermezler ve (karşılarında) azabı görürler. Ne olurdu (dünyada iken) doğru yola girselerdi!

(Kasas 64)

Hasan Basri Çantay:

(O gün onlara): "Çağırın ortaklarınızı" denilmişdir (denilecekdir) de onları çağırmışlardır. Fakat bunlar kendilerine icabet etmemişlerdir ve (onların uğradıkları) azabı görmüşlerdir. Nolurdu (o müşrikler) hidayeti kabul etmiş olsalardı.

(Kasas 64)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve (o gün müşriklere:) “(Allah'a koştuğunuz) ortaklarınızı çağırın!” denilir de onları çağırırlar; fakat kendilerine cevab vermezler ve (karşılarında) azâbı görürler. Ne olurdu, onlar gerçekten hidâyete ermiş olsalardı?

(Kasas 64)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Ortaklarınza dua edin!" denildi, onlar dua etti. Ardından kendilerine hiç cevap verilmedi ve azabı gördüler. Onlar yol bulmuş olsalardı...

(Kasas 64)

Hüseyin Atay Meali:

"Koştuğunuz ortaklarınızı çağırın" denir, onlar da çağırırlar ama; kendilerine cevap vermezler ve azabı gördüklerinde, keşke doğru yolda olsalardı.

(Kasas 64)

İbni Kesir Meali:

Denir ki: Koştuğunuz ortaklarınızı çağırın. Onlar çağırırlar, ama kendilerine cevap veremezler. Cehennem azabını görünce de doğru yolda olmadıklarına yanarlar.

(Kasas 64)

İlyas Yorulmaz Meali:

Müşriklere “Ortaklarınızı çağırın” denilir. Allah'a ortak koşanlar ortaklarını çağırdıklarında, çağrılanlar çağıranlara cevap veremezler. Azabı gördüklerinde ise “Keşke doğru yolda olsa idik” derler.

(Kasas 64)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve onlara: "Ortaklarınızı çağırın!" dendi. Bunun üzerine onlar çağırdılar. Fakat onlara icabet etmediler ve azabı gördüler. Keşke onlar, hidayete ermiş olsalardı.

(Kasas 64)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

«Eş koştuklarınızı çağırın» denilecek. Onlar da çağıracaklar. Ancak onların çağrısına gelen olmıyacaktır. Azaba uğrıyacaklardır. Doğru yolu tutmuş olsalardı, ne olurdu?

(Kasas 64)

Kadri Çelik Meali:

“Ortaklarınızı çağırın” denir. Böylelikle onları çağırırlar, ama kendilerine cevap vermezler ve azabı görürler. Hidayet bulmuş olsalardı ne olurdu!

(Kasas 64)

Mahmut Kısa Meali:

Sonra onlara, “Allah’a ortak olduğunu iddia ettiğiniz şu sözde ilâhlarınızı çağırın da, sizi kurtarsınlar bakalım!” denecek; onlar da çağıracaklar, fakat hiçbirisi onların bu çağrısına cevap veremeyecek ve işte o anda, o korkunç azâbı karşılarında görecekler! Yazık; keşke doğru yolu izlemiş olsalardı!

(Kasas 64)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Sonunda denilir: Ortaklarınızı çağırın." Onlar çağırırlar, ama kendilerine cevap vermezler Kesin azabı görmüşlerdir diğerleri. Ne olurdu önceden doğru yolu tutmuş olsalardı onlar!

(Kasas 64)

Mehmet Türk Meali:

(O gün) onlara: “(Allah’ın) ortağı olduğunu iddiâ ettiklerinize yalvarın (da sizi kurtarsınlar bakalım!)” denilecek. Onlar da yalvaracaklar fakat (o putlar) kendilerine cevap vermeyecekler ve (karşılarında sadece) azabı görecekler. Keşke onlar (vaktiyle) hak yolu bulsalardı!

(Kasas 64)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlara, “Ortaklarınızı çağırın,” denilecek. Bunun üzerine onları çağıracaklar, ama onlar kendilerine cevap vermeyecekler. Keza onlar, azabı görecekler. Keşke hidayeti bulsalardı!

(Kasas 64)

Muhammed Esed Meali:

Sonra onlara: "Çağırın, bakalım" denecek, "tanrısal nitelikler yakıştırarak (Allah'a) ortak koştuğunuz (varlıkları ya da güçleri)!" Ve onlar da bu sözü geçen (varlıkları ya da güçleri) yardıma çağıracaklar, ama berikiler kendilerine herhangi bir karşılık vermeyecekler; ve sonunda, göre göre sadece azabı görecekler karşılarında; (oysa, bu umutsuz, çaresiz duruma düşeceklerine) vaktiyle doğru yolu tutsalardı ya!

(Kasas 64)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onlara şöyle denilir; "Çağırın ortak koştuklarınızı!" Onlar da çağırırlar. Fakat ötekiler bunlara yanıt veremezler. Çünkü azabı görmüşlerdir. Keşke önceden yola gelmiş olsalardı.

(Kasas 64)

Mustafa Çavdar Meali:

Ve kendilerine, “Çağırın ortak koştuklarınızı!” denir. Onları çağıracaklar fakat onların çağrısına cevap veremeyecekler ve azapla yüz yüze gelecekler, keşke dünyadayken doğru yolu tutmuş olsalardı.

Bknz: (2/165)»(2/167)

(Kasas 64)

Mustafa Çevik Meali:

63-67 O Gün haklarında azap hükmü gerçekleşmiş olanların önderleri diyecekler ki; “Rabbimiz, bizler uyarılıp davet edilmemize rağmen öğüt almayıp, nankörlük ederek azgınlaştığımız gibi doğru yoldan sapmaya yatkın kimselerin de Senin davetinden uzaklaşmalarına sebep olduk, şimdi onlarla ilişiğimiz kesilmiş olarak Sana sığınıyoruz.” Sonra da onların hepsine birden denilecek ki, “Haydi çağırın bakalım Allah’tan başka ilah edinip de peşinden gittiklerinizi.” Onlar da dünya hayatlarında ilah edinmiş olduklarını yardıma çağıracaklar fakat çağırdıklarından hiç cevap alamayacaklar. Bunun üzerine hak ettikleri azap ile karşılaşacaklar. Vaktiyle âhirete iman edip Allah’a karşı sorumluluklarını yerine getirip de bu azapla karşılaşmasalar olmaz mıydı? O gün onlara, dünya hayatlarında kendilerine elçilerle gönderilen mesajlara karşı tutumları sorulacak. İşte o an ileri sürecekleri hiçbir mazeret bulamayacaklar. Zaten artık o mesajlara uyma fırsatları da çoktan kaçmış olacaktır. Ancak onların içlerinden dünya hayatlarında iken şirk ve küfürlerinden tevbe ederek, Allah’ın davetine dönmüş ve böylece salih ameller işlemiş olanlar kurtuluşa erebilirler.

(Kasas 64)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Sonunda onlara: "Çağırın ortak (koştuk)larınızı!" denilecek ve onları yardıma çağıracaklar, fakat kendilerine asla karşılık verilmeyecek ama azabı görüverecekler. Ne olurdu sanki, daha önceden doğru yolu bulmuş olsalardı!

(Kasas 64)

Osman Okur Meali:

(Onlara:) “(Allah'a koştuğunuz) ortaklarınızı çağırın!” denir, onlar da çağırırlar; fakat kendilerine cevap vermezler ve (karşılarında) azabı görürler. Keşke onlar (dünyada iken) doğru yola girselerdi!

(Kasas 64)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve denilmiş (olacak)dır ki, «Ortaklarınızı çağırınız». Artık onları çağırmış olacaklardır. Fakat kendilerine icabet etmiş olmayacaklardır ve azabı görmüş olacaklardır. Eğer onlar hidâyete ermiş olsalar idi (böyle muazzep olmazlardı).

(Kasas 64)

Ömer Öngüt Meali:

Onlara: “Ortak koştuğunuz ortaklarınızı çağırın!” denir. Onlar da çağırırlar, fakat kendilerine cevap veremezler. Azabı karşılarında görürler. Ne olurdu, hidayeti kabul etmiş olsalardı!

(Kasas 64)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Haydi yalvarsanıza yapay tanrılarınıza!” denilir. Yalvarırlar, ama ‘düzmece tanrıları’ onlara karşılık veremezler. Kurtuluş yok, sonunda azabı görecekler!

(Kasas 64)

Sadık Türkmen Meali:

Ve onlara denildi ki: “Bana koştuğunuz o ortaklarınızı çağırın.” Hemen onları çağırdılar. Fakat kendilerine cevap veremezler ve azabı görürler. Onlar doğru yolu izleselerdi ne olurdu?!

(Kasas 64)

Seyyid Kutub Meali:

Koştuğunuz ortaklarınızı çağırın denir; onlar da çağırırlar. Ancak kendilerine cevap veremezler; cehennem azabını görünce doğru yolda olmadıklarına yanarlar.

(Kasas 64)

Suat Yıldırım Meali:

Bu defa onları putlaştıranlara hitaben: "Haydin, şeriklerinize yalvarın da onlardan yardım isteyin!" denir. Yalvarırlar ama onlar bunlara cevap veremezler. Fakat cevap olarak, karşılarına çıkan azabı görürler. Ne olurdu yani, dünyada iken bu gerçeği anlayıp hakkı kabul etselerdi!..

(Kasas 64)

Süleyman Ateş Meali:

(Allah tarafından) onlara: "(Bana), koştuğunuz ortakları çağırın!" denir. Onları çağırırlar. Fakat (çağırılanlar), bunların çağrısına cevap vermezler ve (bunlar), karşılarında azabı görürler (sanki çağırdıkları şey, azabın kendisi olmuştur). Ne olurdu (sanki dünyada) yola gelselerdi!

(Kasas 64)

Süleymaniye Vakfı Meali:

(Aldatılanlara) "Eş koştuklarınızı çağırın" denecek; onlar da çağıracaklar ama çağrılarına cevap alamayacaklar. Artık azap önlerindedir. Keşke doğru yola girmiş olsalardı.

(Kasas 64)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onlara: "Ortak koştuğunuz varlıkları çağırın bakalım" denecek. Onları çağıracaklar, ama ortak koştukları varlıklar, onların çağrısına karşılık veremeyecekler. Azabı gördüklerinde, doğru yolu izlemediklerine pişman olacaklar.

(Kasas 64)

Şaban Piriş Meali:

-Ortaklarınızı çağırın, denir. Onları çağırırlar. Fakat onlara cevap veremezler. Çünkü azabı görmüşlerdir, keşke doğru yola girmiş olsalardı.

(Kasas 64)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlara "koştuğunuz ortaklarınızı çağırın" denir. Onlar da çağırırlar; fakat kendilerine cevap vermezler; cehennem azabını görürler; doğru yolda olmadıklarına yanarlar.

(Kasas 64)

Tefhimul Kuran Meali:

Denir ki: «Ortaklarınızı çağırın.» Böylelikle onları çağırırlar, ama kendilerine cevap vermezler ve azabı görürler. Hidayet bulmuş olsalardı ne olurdu.

(Kasas 64)

Ümit Şimşek Meali:

“Çağırın ortaklarınızı” denir. Çağırırlar; fakat onlar cevap vermez. Artık azabı da görmüşlerdir. Ne olurdu, vaktiyle doğru yolu tutmuş olsalardı!

(Kasas 64)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Şöyle denilir: "Çağırın ortak koştuklarınızı!" Onlar da çağırırlar. Fakat ötekiler bunlara cevap veremezler; azabı görmüşlerdir. Önceden yola gelselerdi ne olurdu!

(Kasas 64)