19. Meryem Suresi / 75.ayet

De ki:
– Dalalet bataklığına saplananlara Rahman varsın bu dünyada biraz mühlet versin ne çıkar. Nihayet o saat bu dünyanın bozulmasını ya da uyarıldıkları cehennem azabını gördüklerinde işte o zaman anlayacaklar kimin konum olarak daha kötü, kimin daha zayıf ve güçsüz olduğunu.

Bknz: (2/126)(6/44)(19/73)(28/58)»(28/82)

Mustafa Çavdar Meali

Meryem 75 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

De ki: Kim sapıklıktaysa rahman, onun sapıklığını uzattıkça uzatır da sonunda azap olsun, kıyamet olsun, kendilerine vaat olunan şeyi görür bu çeşit adamlar ve görünce de bilirler kimin yurdu daha hayırlıymış ve kimin kuvveti daha zayıf.

(Meryem 75)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

De ki: “Kim (Hakk’tan ve hayırdan) sapıtıp (küfre ve nankörlüğe kayarsa), Rahman ona, (istediği kadar) uzun bir süre tanısın (ve yularını oldukça uzatsın, ne çıkar… Ama mutlaka sonunda) hatta ki, kendilerine va’ad edilen, ya azabı veya kıyamet anını gördükleri zaman, artık (o gün) kimin yeri ve durumu daha kötüymüş ve (çok güvendiği) askeri gücü (ve taraftar kesimi, aslında) daha zayıfmış, yakında bilecek (ve görüp anlayacak) lardır.”

(Meryem 75)

Abdullah Parlıyan Meali:

De ki, kim sapıklık içindeyse, sınırsız rahmet sahibi olan Rahman, ona mühlet versin ne çıkar. Nihayet vaadedildikleri azabı veya kıyameti gördükleri zaman, kimin yer olarak daha kötü, destek ve dayanak olarak kimin zayıf olduğunu anlayacaklardır.

(Meryem 75)

Adem Uğur Meali:

De ki: Kim sapıklıkta ise, çok merhametli olan Allah ona mühlet versin! Nihayet kendilerine vâdolunan şeyi -ya azabı (müminler karşısında yenilgiyi) veya kıyameti- gördükleri zaman, mevki ve makamı daha kötü ve askeri daha zayıf olanın kim olduğunu öğreneceklerdir.

(Meryem 75)

Ahmet Hulusi Meali:

De ki: "Kim dalalette ise, Rahman ona mühletini uzatsın! Nihayet kendilerine vadolunanı -azabı veya o saati (ölümü veya kıyametin kopuşunu)- görecekleri zaman, kim daha şerrli ve ordusu itibarıyla kim daha zayıf, anlayacaklar!"

(Meryem 75)

Ahmet Tekin Meali:

“Kim hak yoldan uzak, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih ederek başına buyruk bir hayat içindeyse, rahmet sahibi Rahman olan Allah, tehdit edildikleri azâbı, yenilgiyi veya kıyametin kopacağı ânı görecekleri zamana kadar ona mühlet versin. İşte o zaman, kimin mevkiinin daha kötü olduğunu, kimin askerî erkânının, ordusunun daha zayıf olduğunu öğrenecekler.” de.*

(Meryem 75)

Ahmet Varol Meali

De ki: "Sapıklıkta olana Rahman ne kadar mühlet verirse versin; sonuçta kendilerine vaadedileni, ya azabı veya kıyameti gördüklerinde kimin yerinin daha kötü ve askerinin daha zayıf olduğunu bileceklerdir."

(Meryem 75)

Ali Bulaç Meali:

De ki: "Kim sapıklık içindeyse, Rahman (olan Allah), ona süre tanıdıkça tanır; kendilerine va'dedileni -ya azabı veya kıyamet saatini- gördükleri zaman artık kimin yeri (makam, mevki) daha kötü, kimin askeri gücü daha zayıfmış, öğreneceklerdir.

(Meryem 75)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Ey Rasûlüm), onlara de ki: “Kim dalâlette (küfürde) ise, Rahman ona mal ve evlâdca ziyadelik ve azgınlığında mühlet verir. Nihayet vaad olundukları azabı gördükleri vakit - Ya dünyada müslümanlar tarafından öldürülmeyi, yahut kıyamet günü Cehennem'i - artık bilecekler ki, kimin mevkii daha fena ve yardımcıları daha zayıfmış.

(Meryem 75)

Ali Rıza Sefa Meali:

De ki: "Kim sapkınlık içindeyse, onlara sözü verileni veya evrenlerin sonunu görünceye dek, Bağışlayan, onun zamanını uzatarak süre verir!" Artık, kimin yerinin daha kötü ve yardımcılarının daha güçsüz olduğunu yakında öğrenecekler.

(Meryem 75)

Ali Ünal Meali:

(Rasûlüm,) de ki: “Kim sapkınlık içinde boğulup gitmişse, Rahmân öylelerinin dünyalığını arttırıp, kendilerine ömür de verse ne değişir! Nasıl olsa sonunda kendisiyle tehdit edildikleri cezayı veya Kıyamet’i kar şılarında bulacaklar ve işte o zaman kimin makamının daha düşük, meskenlerinin daha kötü, kim asker ve maiyetçe daha zayıfmış anlayacaklardır.”

(Meryem 75)

Bahaeddin Sağlam Meali:

De ki: “Kim sapıklık içinde ise, Rahman olan Allah ona mühlet ve imkân tanısın (tanır.) Nihayet kendilerine vaadedilen şeyleri: Ya azabı veya kıyameti gördüklerinde, işte o zaman kimin yerinin daha kötü ve askerlerinin daha zayıf olduğunu bileceklerdir.

(Meryem 75)

Bayraktar Bayraklı Meali:

De ki: "Kim sapıklık içinde ise, Rahman ona uzun bir süre tanısın. Sonunda onlar uyarıldıkları azabı veya kıyamet saatini görünce, o zaman kimlerin yerinin daha kötü ve taraftarlarının daha zayıf olduğunu öğreneceklerdir."

(Meryem 75)

Bekir Sadak Meali:

De ki: «Sapiklikta olani Rahman ne kadar ertelese bile, sonunda tehdit edildikleri azabi ya da kiyamet gununu gordukleri zaman onlar kimin yerinin daha kotu ve taraftarlarinin daha gucsuz oldugunu bilecektir.»

(Meryem 75)

Besim Atalay Meali:

Diyesin ki: «Sapkınlıkta olanın süresini Allah uzatacaktır, söz verilmiş olan şeyi, ister azap, ister kıyamet onu gördüklerinde, hangi yer daha kötü, orduca kim arıktır bileceklerdir

(Meryem 75)

Celal Yıldırım Meali:

De ki: Kim sapıklıkta bulunursa, Rahman (olan Allah) onun ipini uzattıkça uzatsın (ama) sonunda onlar kendilerine va'dolunan azabı ya da Kıyâmet'i görünce, kimin makamca daha fena, askerce daha zayıf olduğunu bileceklerdir.

(Meryem 75)

Cemal Külünkoğlu Meali:

De ki: “Kim sapıklık içinde ise Rahman (olan Allah) ona istenildiği kadar süre versin (ne çıkar). Nihayet kendilerine vaad olunan azabı, ya da kıyameti gördüklerinde kimin yeri daha kötüymüş, kimin taraftarları daha zayıfmış bilecekler!”

(Meryem 75)

Diyanet İşleri Eski Meali:

De ki: "Sapıklıkta olanı Rahman ne kadar ertelese bile, sonunda tehdit edildikleri azabı ya da kıyamet gününü gördükleri zaman onlar kimin yerinin daha kötü ve taraftarlarının daha güçsüz olduğunu bilecektir."

(Meryem 75)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(Ey Muhammed!) De ki: "Kim sapıklık içinde ise Rahman onlara, istenildiği kadar süre versin! Nihayet kendilerine vaad olunan azabı, ya da kıyameti gördüklerinde kimin yeri daha kötüymüş, kimin taraftarları daha zayıfmış bilecekler.

(Meryem 75)

Diyanet Vakfı Meali:

De ki: Kim sapıklıkta ise, çok merhametli olan Allah ona mühlet versin! Nihayet kendilerine vâdolunan şeyi -ya azabı (müminler karşısında yenilgiyi), veya kıyameti- gördükleri zaman, mevki ve makamı daha kötü ve askeri daha zayıf olanın kim olduğunu öğreneceklerdir.

(Meryem 75)

Edip Yüksel Meali:

De ki, 'Sapıklığa dalanlara Rahman bir süre verir. Cezayı veya dünyanın sonunu görünceye kadar... Kötü yere ve zayıf orduya kimin sahip olduğunu öğrenecekler.'

(Meryem 75)

Elmalılı Orjinal Meali:

De ki: kim dalalette ise rahman onun istediği kadar meddini uzatsın, nihayet va'dolunacak şeyi gördükleri vakıt: ya azab veya saat, o zaman bilecekler ki kimmiş o mevkıı daha fena ve iradesi daha zaıyf?

(Meryem 75)

Elmalılı Yeni Meali:

De ki: "Kim sapıklık içinde ise, çok esirgeyici Allah, ona istediği kadar mühlet versin; nihayet va'dolundukları şeyi, ya azabı yada kıyameti gördükleri zaman kimin mevkisinin daha kötü ve iradesinin daha zayıf olduğunu bilecekler.

(Meryem 75)

Erhan Aktaş Meali:

De ki: "Kim sapkınlıkta ise, Rahman, ona vaat edilen şeyi; azabı veya saati görecekleri zamana kadar, zamanı uzatarak süre tanır. Böylece kimin yerce daha kötü ve taraftarca daha zayıf olduğunu yakında bilecekler.

(Meryem 75)

Gültekin Onan Meali:

De ki: "Kim sapıklık içindeyse, Rahman, ona süre tanıdıkça tanır; kendilerine vaadedileni -ya azabı veya kıyamet saatini- gördükleri zaman artık kimin yeri (makam, mevki) daha kötü, kimin askeri gücü daha zayıfmış, öğreneceklerdir.

(Meryem 75)

Hakkı Yılmaz Meali:

De ki: “Kim sapıklık içinde olursa, Rahmân [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah], ona uzattıkça uzatır/süre tanır. Sonunda kendilerine vaat edileni [azabı veya kıyâmetin kopuşunu] gördükleri vakit, artık onlar kimin makamca-mevkice daha şerli ve askerce [destekçe, kuvvetçe] daha zayıf olduğunu bilecektir.

(Meryem 75)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

De ki: “Kim sapıklık içindeyse, Er-Rahmân ona verdiği mühleti alabildiğince uzatsın... Kendilerine vadedilen azap ya da kıyameti gördüklerinde, kimin konumu daha kötü ve kim askerî bakımdan/yardımcılar bakımından daha zayıfmış yakinen bileceklerdir.”

(Meryem 75)

Harun Yıldırım Meali:

De ki: Kim sapıklıkta ise, çok merhametli olan Allah ona mühlet versin! Nihayet kendilerine vâdolunan şeyi ya azabı veya kıyameti gördükleri zaman, mevki ve makamı daha kötü ve askeri daha zayıf olanın kim olduğunu öğreneceklerdir.

(Meryem 75)

Hasan Basri Çantay:

De ki: "Kim sapıklık içinde ise çok esirgeyici (Allah), onu (n dünyalığını ve ipini) uzatdıkca uzatır. Nihayet va'd olunageldikleri şeyleri — ya azabı, yahud kıyameti — gördükleri zaman artık kimin yeri daha kötü, kimin cemaati (ve yardımcıları) daha zaif imiş, bileceklerdir.

(Meryem 75)

Hayrat Neşriyat Meali:

De ki: “Kim dalâlette ise, o takdirde Rahmân ona ne kadar mühlet verirse versin; nihâyet kendilerine va'd edileni, ya (dünyadaki) azâbı ya da kıyâmeti gördükleri zaman, artık kimin yer cihetiyle daha kötü ve tarafdarca daha zayıf olduğunu yakında bileceklerdir.”

(Meryem 75)

Hubeyb Öndeş Meali: /

"Kim bir kayboluşun içindeyse, rahman ona [süreyi] uzattıkça uzatsın. Sonunda kendilerine vaat edileni, isterse azabı; isterse saati (kıyameti) gördükleri zaman konum bakımından kimin daha kötü (şerli) olduğunu ve ordu bakımından daha zayıf olduğunu yakında bilecekler." de.

(Meryem 75)

Hüseyin Atay Meali:

De ki: "Kim şaşkınlık içinde ise. Rahman, onu erteledikçe ertelemiş olsun. Sonunda kendilerine söz verilen azabı veya Saati gördükleri zaman, kimin yerce daha kötü ve kimin daha güçsüz olduğunu bileceklerdir."

(Meryem 75)

İbni Kesir Meali:

De ki: Rahman; sapıklıkta olanın günlerinin uzunluğunu uzattıkça uzatır. Nihayet tehdit edildikleri azabı veya kıyamet gününü gördükleri zaman; kimin yerinin daha kötü ve taraftarlarının daha güçsüz olduğunu bileceklerdir.

(Meryem 75)

İlyas Yorulmaz Meali:

Deki “Kim sapıklık içinde kalmışsa, Rahman onun sapıklık halini artırarak uzatır. Taki ona, ya azap gelip ölünceye veya kıyamet saati gelip bizzat görünceye kadar onun sapkınlığı uzar. Sonra onlar o gün, kimin daha kötü yerde kalacağını, güç ve kuvvet bakımından kimin daha zayıf olacağını öğrenecekler.”

(Meryem 75)

İskender Ali Mihr Meali:

De ki: “Kim dalâlette ise o zaman onlar ya vaadolundukları azabı veya o saati (kıyâmeti) görene kadar Rahmân, ona zamanı uzatarak mühlet verir.” Böylece kimin mekân bakımından daha şerli ve yardım bakımından daha zayıf olduğunu yakında bilecekler.

(Meryem 75)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

De ki: «Herkim sapkınlık içinde kalacak olursa Esirgeyici de onun gününü uzattıkça uzatır. Sonunda kendilerine söz verilen azabı, ya da kalkışı görünce artık kimin yeri daha kötü, kimin arkası daha yufkaymış göreceklerdir.»

(Meryem 75)

Kadri Çelik Meali:

De ki: “Kim sapıklık içindeyse, Rahman, kendilerine vaat edilen azabı ya da kıyameti görünceye kadar ona mühlet verir. Artık kimin makamı daha kötü, kimin askeri (gücü) daha zayıfmış, yakında bileceklerdir.

(Meryem 75)

Mahmut Kısa Meali:

Ey Müslüman! Ekonomik ve sosyal güç sahibi olmakla şımaran ve bunu doğru yolda olmanın ölçüsü kabul eden, hak ettikleri azâbın şu ana kadar gelmemiş olmasını, doğru yolda olduklarının ispatı sayan bu zâlimlere de ki: “Her kim sapıklığı tercih ederse, Allah sonsuz merhamet sahibi olduğu için, onu öyle hemencecik helâk etmez. Aksine, hatâsını anlayıp tövbe etmesi için ona epey mühlet verir ve nihâyet onlar, kendilerine vaadedilen şeyi —ya azâbı, ya da Son Saati— gördükleri anda, işte o zaman anlarlar; bu iki gruptan hangisiymiş asıl kötü konumda olan; kimmiş gerçekte güçsüz ve âciz olan!” Kâfirlerin bunca baskılarına katlanan, hak ve adâlet uğrunda yılmadan mücâdele eden bahtiyârlara gelince:

(Meryem 75)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Yani kim sapıklık içindeyse, Rahman bir süre tanır ve mühlet verir. Eninde sonunda kendilerine vadedilen dehşet azabı veya kıyameti görür. Makam ve mevkisi kimin daha iyi? Kim kuvvetli, kim zayıftır öğrenirler."

(Meryem 75)

Mehmet Türk Meali:

(Ey Muhammed! Onlara): “Rahman (olan Allah), sapkınlık içerisindekilere ne kadar geniş imkân verirse versin, sonunda onlar vâdedilen azabı ya da kıyameti görünce; mevki ve makamı daha kötü ve askeri daha zayıf olanın kim olduğunu öğrenecekler.” de.

(Meryem 75)

Muhammed Celal Şems Meali:

De ki: “Sapıklığa düşmüş olana, Rahman (olan Allah) belli bir zamana kadar süre tanır. Hatta (böyle insanlar,) kendilerine vadolunan (dünya ile ilgili azabı) veya (Kıyamet) saatini göreceklerinde, konum olarak kimin daha kötü, kuvvet olarak (da) kimin daha zayıf (olduğunu) anlayacaklar.”

(Meryem 75)

Muhammed Esed Meali:

De ki: "Kim ki sapıklık içinde yaşıyorsa, sınırsız rahmet Sahibi onun ömrünü, yaşama imkanını çekip uzatabilir!" (Ve bırak ne söyleyeceklerse söylesinler,) ta ki, önceden uyarıldıkları (bu dünyadaki) azabı, ya da Son Saat(in gelip çatmasını) görünceye kadar: Çünkü o zaman (bu iki insan topluluğundan) varılacak yer olarak hangisinin daha kötü, destek ve dayanak olarak hangisinin daha zayıf olduğunu anlayacaklar.

(Meryem 75)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

De ki; "Kim sapıklık içinde ise, çok bağışlayıcı olan Allah, ona istediği kadar süre versin; sonunda söz verildikleri şeyi, ya azabı ya da dünyanın sonunu gördükleri zaman kimin konumunun daha kötü ve iradesinin daha zayıf olduğunu göreceklerdir."

(Meryem 75)

Mustafa Çavdar Meali:

De ki: – Dalalet bataklığına saplananlara Rahman varsın bu dünyada biraz mühlet versin ne çıkar. Nihayet o saat bu dünyanın bozulmasını ya da uyarıldıkları cehennem azabını gördüklerinde işte o zaman anlayacaklar kimin konum olarak daha kötü, kimin daha zayıf ve güçsüz olduğunu.

Bknz: (2/126) - (6/44) - (19/73) - (28/58)»(28/82)

(Meryem 75)

Mustafa Çevik Meali:

Sen onlara de ki: “Rahman olan Allah’ın sizin için takdir ettiği ömür, uzunda olsa sonunda, uyarılmanıza rağmen kabul etmediğiniz Kıyamet’i de cehennem azabını da mutlaka göreceksiniz ve O Gün kimin, mevkii, makam bakımından daha yüksek ve daha itibarlı olduğunu anlayacaksınız.”

(Meryem 75)

Mustafa İslamoğlu Meali:

De ki: "Sapıklığın içine dalan kim olursa olsun; O rahmet kaynağı onun süresini uzattıkça uzatsın! Taki kendilerinin tehdit edildikleri şeyi -ister (bu dünya) azabı olsun, ister Son Saat olsun- görünceye kadar... İşte o zaman, kimin konumca daha kötü ve ordu bakımından daha zayıf olduğunu öğrenecekler.

(Meryem 75)

Osman Okur Meali:

De ki: "Kim sapıklık içinde ise Rahmân ona süre versin (ne çıkar). Nihâyet vadedildikleri azâbı veya (Duruşma) sâati(ni)- gördükleri zaman, kimin yerce daha kötü ve ordusunun daha zayıf olduğunu bileceklerdir.

(Meryem 75)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

De ki: «Her kim sapıklık içinde ise onun için Rahmân uzattıkça uzatsın (onlara dilediklerini versin) ne ehemmiyeti var! Vaktâ ki, vaadolunduklarını, ya azabı veya Kıyamet gününü görürler, artık mekanca daha şerli ve yardımcılarca daha zayıf kim olduğunu bilmiş olacaklardır.»

(Meryem 75)

Ömer Öngüt Meali:

De ki: “Kim sapıklık içinde ise, Rahman onun günlerini uzattıkça uzatsın! Nihayet kendilerine vaad edilen azabı, ya da kıyamet gününü gördükleri zaman, kimin yerinin daha kötü ve taraftarlarının daha zayıf olduğunu bileceklerdir!”

(Meryem 75)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Rahman, sapkınlıkta olanların süresini ne kadar uzatsa da, sonunda tehdit edildikleri azabı ya da kıyameti gördükleri zaman, kimin konumunun daha kötü, kimin gücünün daha zayıf olduğunu bilecekler!” de.

(Meryem 75)

Sadık Türkmen Meali:

De ki: “Kim sapıklık içinde ise Rahmân ona mühlet verdikçe verir. Nihayet kendilerine söz verileni gördükleri zaman, yer olarak kimin daha kötü ve ordu olarak kimin daha zayıf olduğunu derhal bileceklerdir.

(Meryem 75)

Seyyid Kutub Meali:

Onlara de ki; «rahmeti bol olan Allah sapık yolda olanlara ne kadar geniş maddi imkân verirse versin, sonunda tehdit edildikleri somut azab ile ya da kıyamet günü ile yüzyüze geldiklerinde nasıl olsa kimin sosyal konumunun daha düşük ve kimin askeri gücünün daha zayıf olduğunu öğreneceklerdir.»

(Meryem 75)

Suat Yıldırım Meali:

De ki: Dini inkar edenlere Rahman biraz mühlet versin, bundan ne çıkar? Ama işin sonunda, onlar kendilerine vad olunan azabı veya kıyameti görünce işte o zaman öğrenecekler: kimmiş mevkii daha düşük ve kimmiş asker ve maiyyeti daha zayıf!

(Meryem 75)

Süleyman Ateş Meali:

De ki: "Kim sapıklık içinde ise Rahman ona süre versin (ne çıkar). Nihayet va'dedildiklerini -azabı veya (Duruşma) sa'ati(ni)- gördükleri zaman, kimin yerce daha kötü ve adamca daha zayıf olduğunu bileceklerdir.

(Meryem 75)

Süleymaniye Vakfı Meali:

De ki "Kim sapıklık içindeyse varsın Rahman onun süresini uzatsın. Nasıl olsa tehdit edildikleri azabı, ya da kıyamet saatini görünce kimin yerinin daha kötü, kimin arkasının daha zayıf olduğunu öğreneceklerdir."

(Meryem 75)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

De ki: "Sonsuz rahmet sahibi kendilerine ne kadar ömür verirse versin, doğru yoldan sapanlar ya önceden uyarıldıkları azabı ya da kıyametin kopuşunu gördüklerinde kimin konumunun kötü ve dayanağının zayıf olduğunu anlayacaklardır."

(Meryem 75)

Şaban Piriş Meali:

De ki: -Rahman, sapıklıkta olan kimseye arttırdıkça artırır. Sonunda vaat olundukları azabı veya kıyameti gördükleri zaman kimin yerinin daha kötü, kimin ordusunun daha zayıf olduğunu bileceklerdir.

(Meryem 75)

Talat Koçyiğit Meali:

(Ey Muhammed!) De ki: "Dalalet içinde olan bir kimseye, Rahman, belirli bir süre tanışa bile, kendilerine va'dolunanı ya azâb, ya da kıyamet olarak gördükleri zaman, kimin yerinin daha kötü ve kimin taraftarının daha zayıf olduğunu öğreneceklerdir."

(Meryem 75)

Tefhimul Kuran Meali:

De ki: «Kim sapıklık içindeyse, Rahman (olan Allah), ona süre tanıdıkça tanır; kendilerine va'dedileni -ya azabı veya kıyamet saatini- gördükleri zaman artık kimin yeri (makam, mevki) daha kötü, kimin askeri gücü daha zayıfmış, öğreneceklerdir.

(Meryem 75)

Ümit Şimşek Meali:

De ki: Sapıklıkta olana Rahmân ne kadar mühlet verirse versin; kendilerine vaad olunan şeyi—ister azap olsun, ister kıyamet—gördüklerinde öğrenecekler kimin mevkii daha kötü, kimin ordusu daha zayıfmış!

(Meryem 75)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

De ki: "Her kim sapıklıkta ise Rahman ona iyice süre versin. Nihayet, kendilerine vaat edileni, azabı veya kıyametin kopuşunu gördüklerinde mekanca daha kötü, taraflarca daha zayıf olanın kim olduğunu bilecekler."

(Meryem 75)