40. Mümin Suresi / 77.ayet

O halde sen sabret, zira Allah’ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. Biz onlara vaat ettiğimiz azabın başlarına geldiğini sana göstersek veya göstermeden önce seni vefat ettirsek ne fark eder. Nasıl olsa onlar bizim huzurumuza getirilip mutlaka hesap verecekler.

Bknz: (30/60)(46/35)

Mustafa Çavdar Meali

Mümin 77 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Artık sabret, şüphe yok ki Allah'ın vaadi gerçektir. Derken ya onlara vaadettiğimiz şeylerin bazısını göstereceğiz sana, yahut da seni öldüreceğiz, derken hepsi de dönüp tapımıza gelecekler.

(Mümin 77)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ey Nebim!) Şu halde Sen sabret (ve umutla dayan ki), hiç şüphesiz Allah'ın va'adi Hakk’tır. Sonunda ya onlara va'ad ettiğimiz (azab) ın bir kısmını (dünyada iken) Sana göstereceğiz ya da Senin hayatına son versek bile, (yine onları kahredeceğiz ve zaten sonunda) onlar mutlaka Bize döndürüleceklerdir.

(Mümin 77)

Abdullah Parlıyan Meali:

Sen, ey peygamber! Her türlü sıkıntıya karşı sabırlı ol. Çünkü Allah'ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir ve şu gerçekleri inkâr edenler için hazırladıklarımızı, sana ister bu dünyada gösterelim, ister bunların gerçekleşmesinden önce, seni ölüme götürelim. Unutma ki, sonunda onlar bize döndürülecekler.

(Mümin 77)

Adem Uğur Meali:

Onun için (Resûlüm), sen sabret! Şüphesiz Allah'ın vâdi gerçektir. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını ya sana gösteririz, yahut seni daha önce vefat ettiririz. Nasıl olsa onlar bize döneceklerdir.

(Mümin 77)

Ahmet Hulusi Meali:

Sabret! Muhakkak ki Allah'ın vaadi Hak'tır! Onlara vadettiğimizin bazısını sana göstersek de yahut (görmeden) seni vefat ettirirsek de (farketmez); (nasıl olsa) onlar bize rücu ettirilecekler.

(Mümin 77)

Ahmet Tekin Meali:

Sabrederek mücadeleye devam et. Allah'ın va'di haktır, doğrudur. Onları tehdit ettiğimiz azâbın bir kısmını, ya sana gösteririz, yahut senin ruhunu daha önce alarak ölümünü gerçekleştiririz. Nasıl olsa bizim huzurumuza getirilerek hesaba çekilecekler.

(Mümin 77)

Ahmet Varol Meali

Şu halde sen sabret. Şüphesiz Allah'ın vaadi gerçektir. Onlara vaadettiklerimizin bir kısmını sana göstersek de senin dünya hayatını sona erdirsek de, sonuçta bize döndürülürler.

(Mümin 77)

Ali Bulaç Meali:

Şu halde sen sabret, hiç şüphesiz Allah'ın va'di haktır. Sonunda ya onlara va'd ettiğimiz (azab)ın bir kısmını sana göstereceğiz ya da senin hayatına son vereceğiz. Nihayet onlar bize döndürülecekler.

(Mümin 77)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onun için (Ey Rasûlüm, kâfirlerin eziyetlerine) sabret. Elbette Allah'ın (sana olan zafer) vaadi bir gerçektir. Artık onlara vaad ettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de, yahud seni kendimize alsak da muhakkak onlar döndürülüp bize getirilecekler.

(Mümin 77)

Ali Rıza Sefa Meali:

Artık, dirençli ol. Allah'ın sözünü verdiği kesinlikle gerçektir. Böylece, onlara sözünü verdiğimizin bir bölümünü sana gösteririz veya senin yaşamına son veririz. Sonunda, Bize döndürüleceklerdir.

(Mümin 77)

Ali Ünal Meali:

O halde (ey Rasûlüm), sabret! Hiç şüphesiz Allah’ın va’di haktır. Onlara va’ dettiklerimizin bir kısmını hayatında sana göstersek de, yahut seni vefat ettirip yanımıza alsak da, sonunda huzurumuza getirilecekler (ve anlattığımız acı netice ile karşılaşacaklardır).

(Mümin 77)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Artık sen sabret. Çünkü Allah’ın va’di haktır. Şayet onlara vaadettiğimizin bir kısmını sana göstersek veya seni vefat ettirsek, şüphesiz onlar Bize döneceklerdir.

(Mümin 77)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Sıkıntılara karşı sabırlı ol; çünkü Allah'ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. Şu kafirlere hazırladığımız cezayı sana ister gösterelim, ister seni ondan önce öldürelim, onlar bize döndürüleceklerdir.

(Mümin 77)

Bekir Sadak Meali:

Sabret; suphesiz Allah'in verdigi soz gercektir. Onlara soz verdigimiz azabin bir kismini sana gosteririz veya seni oldururuz, nasil olsa onlarin donusu Bizedir.

(Mümin 77)

Besim Atalay Meali:

Sabredesin, Allahın va'di haktır, söz vermiş olduğumuz şeylerin, sana gösteririz birtakımını, ya da seni kendimize alırız, imdi, bize geri döndürülürler

(Mümin 77)

Celal Yıldırım Meali:

(Ey Peygamber!) Sabret Şüphesiz ki, Allah'ın va'di hakktır Sana va'dettiğimizin bir kısmını el bette göstereceğiz veya senin ruhu nu alacağız. (Nasılsa) onların dönü şü bize olacaktır.

(Mümin 77)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Ey Resulüm! İnkârcıların eziyetlerine ve hakka direnmelerine) sabret. Elbette Allah'ın verdiği (azap) sözü gerçektir. Artık onlara vaad ettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de yahut seni (vefat ettirerek) kendimize alsak da muhakkak onlar bize döndürüleceklerdir.

(Mümin 77)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sabret; şüphesiz Allah'ın verdiği söz gerçektir. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını sana gösteririz veya seni öldürürüz, nasıl olsa onların dönüşü Bizedir.

(Mümin 77)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Sen sabret! Şüphesiz Allah'ın verdiği söz gerçektir. Onları tehdit ettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de (ya da göstermeden önce) seni vefat ettirsek de, sonunda onlar bize döndürüleceklerdir.

(Mümin 77)

Diyanet Vakfı Meali:

Onun için (Resûlüm), sen sabret! Şüphesiz Allah'ın vâdi gerçektir. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını ya sana gösteririz, yahut seni daha önce vefat ettiririz. Nasıl olsa onlar bize döneceklerdir.

(Mümin 77)

Edip Yüksel Meali:

Öyleyse sabret; ALLAH'ın sözü gerçektir. Onlara söz verdiğimiz (cezalandırmanın) bir kısmını sana göstersek de, ondan önce hayatına son versek de, onlar bize döndürüleceklerdir.

(Mümin 77)

Elmalılı Orjinal Meali:

Onun için sabret! Allahın va'di haktır, muhakkak olacaktır. Artık onlara ettiğimiz vaidin ba'zısını sana göstersek de yahud seni kendimize alsak da onlar mutlak döndürülüp bize getirilecekler.

(Mümin 77)

Elmalılı Yeni Meali:

Onun için, sabret. Allah'ın va'di gerçektir, mutlaka olacaktır. Artık onlara yaptığımız tehdidin bir kısmını sana göstersek de veya seni kendimize alsak da onlar mutlaka döndürülüp Bize getirileceklerdir.

(Mümin 77)

Erhan Aktaş Meali:

O halde sabret. Kuşkusuz Allah'ın yaptığı uyarı gerçektir. Onlara yaptığımız uyarılardan bir kısmını sana göstersek de, göstermeden seni vefat ettirsek de, sonunda onlar yalnızca Bize döndürüleceklerdir.

(Mümin 77)

Gültekin Onan Meali:

Şu halde sen sabret, hiç şüphesiz Tanrı'nın vaadi haktır. Sonunda ya onlara vaad ettiğimiz (azab)ın bir kısmını sana göstereceğiz ya da senin hayatına son vereceğiz. Nihayet onlar bize döndürülecekler.

(Mümin 77)

Hakkı Yılmaz Meali:

Artık sen sabret, şüphesiz Allah'ın vaadi haktır. Artık onlara yapıp durduğumuz tehdidin bir kısmını sana göstersek de veya seni vefat ettirsek; geçmişte yaptıklarını ve yapman gerekirken yapmadıklarını bir bir hatırlattırsak da onlar, yalnızca Bize döndürüleceklerdir.

(Mümin 77)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Sabret! Allah’ın vaadi haktır. İster onlara vadettiğimiz (azabın) bir kısmını sana gösterelim ya da (görmeden) seni vefat ettirelim (fark etmez). Onlar bize döndürülecek (tehdit edildikleri azabı tadacaklardır).

(Mümin 77)

Harun Yıldırım Meali:

Onun için (Resûlüm), sen sabret! Şüphesiz Allah'ın vâdi gerçektir. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını ya sana gösteririz, yahut seni daha önce vefat ettiririz. Nasıl olsa onlar bize döneceklerdir.

(Mümin 77)

Hasan Basri Çantay:

Onun için sen (Habibim) sabret. Şübhesiz Allahın va'di bir gerçekdir. Binnetice ya onlara etmekde olduğumuz tehdidi (n tehakkukunu) kısmen sana göstereceğiz, yahud seni kendimize alacağız. Nihayet onlar ancak bize döndürülüb getirileceklerdir.

(Mümin 77)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Habîbim, yâ Muhammed!) Artık sabret! Çünki Allah'ın va'di haktır. Böylece onları tehdîd ettiğimiz şeylerin bir kısmını sana göstersek de, yâhut (göstermeden) seni vefât ettirsek de, sonunda (onlar) ancak bize döndürüleceklerdir.

(Mümin 77)

Hubeyb Öndeş Meali: /

O halde sabret. Gerçekten Allah'ın verdiği söz Haktır [gerçektir]. O halde, onlara söz verdiğimiz [şeylerin] bir kısmını sana göstersek de seni vefat ettirsek de (fark etmez) artık, sadece bizim [emrimize] geri dönecekler.

(Mümin 77)

Hüseyin Atay Meali:

Dayan! Doğrusu, Allah'ın verdiği söz gerçektir. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını ya sana gösteririz veya seni öldürmüş oluruz, nasıl olsa onlar Bize getirileceklerdir.

(Mümin 77)

İbni Kesir Meali:

Şu halde sen; sabret. Muhakkak ki Allah'ın vaadi haktır. Onlara vaadettiğimiz azabın bir kısmını sana gösteririz veya senikendimize alırız. Nihayet onların dönüşü ancak Bizedir.

(Mümin 77)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sen sabret. Allah'ın verdiği söz gerçekleşecektir. Şimdi onlara vaat ettiklerimizin bir kısmını ya sana göstereceğiz veya seni öldüreceğiz. Onların dönüşleri bizedir.

(Mümin 77)

İskender Ali Mihr Meali:

Öyleyse sabret. Muhakkak ki Allah’ın vaadi haktır. Onlara vaadettiklerimizin (azabın), bir kısmını sana gösteririz veya seni (daha önce) öldürürüz. Sonunda onlar Bize döndürülecekler.

(Mümin 77)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Artık sen katlan. Çünkü Allah'ın verdiği söz doğrudur. Onun için ya onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını sonra gösteririz, ya da bundan önce senin canını almış oluruz. Onlar Bize döneceklerdir.

(Mümin 77)

Kadri Çelik Meali:

O halde sabret! Çünkü Allah'ın vaadi gerçektir. Biz onlara (azap olarak) vaat ettiğimizin bir kısmını sana göstersek de yahut seni vefat ettirsek de onlar mutlaka sonunda dönüp bize geleceklerdir.

(Mümin 77)

Mahmut Kısa Meali:

O hâlde, ey Müslüman! Zâlimlerin baskı ve eziyetlerine karşı sabret! Unutma ki, Allah’ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir! Onlara vaadettiğimiz azâbın bir kısmını derhal gönderip kâfirleri helâk ederek, özlemini çektiğin mutlu ve aydınlık günleri sana bu dünyada göstersek de; seni çetin bir mücâdelenin ardından vefât ettirerek mutlu günleri ahiret gününe ertelesek de, sonuçta zâlimler azaptan kurtulamayacaklar! Çünkü hepsi, dönüp dolaşıp eninde sonunda bizim huzurumuza gelecekler.

(Mümin 77)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(Makul şekilde) sen sabret (Ey Resulüm.) Çünkü Allah'ın vaadi muhakkak ki gerçektir. İster onlara vaad edilen azabın bir azını sana gösterelim, ister senin ruhunu önce alalım, onlar Neticede mutlaka dönüp huzurumuza geleceklerdir. (Hiç bir şekilde bundan kaçış yoktur.)

(Mümin 77)

Mehmet Türk Meali:

(Ey Muhammed!) Sabret, şüphesiz Allah’ın sana verdiği söz gerçektir. Onlara vâdettiğimiz (azabın) bir kısmını sana göstersek de senin hayatına son versek de (fark etmez)1 sonunda onlar (nasıl olsa) bize döndürülecekler.*

(Mümin 77)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onun için sabret. Allah’ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. Onlara vaat ettiklerimizden bir kısmını (senin sağlığında) sana göstersek (de) yahut sana vefat versek (ve onlara vaat ettiklerimiz senin vefatından sonra gerçekleşse de,) onlar ancak bize döndürülecekler.

(Mümin 77)

Muhammed Esed Meali:

Sen, sıkıntılara karşı sabırlı ol, çünkü Allah'ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. Ve şu (hakikati inkar ede)nler için hazırladıklarımızı sana ister (bu dünyada) gösterelim, ister (bunların gerçekleşmesinden önce) seni ölüme götürelim, (unutma ki, sonunda,) onlar Bize döndürüleceklerdir.

(Mümin 77)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Öyleyse sen sabret. Çünkü Allah'ın sözü gerçektir. Onları kendisiyle tehdit ettiğimiz şeyin bir bölümünü belki sana gösteririz, belki de senin yaşamına son veririz. Nasıl olsa sonunda onlar bize döndürüleceklerdir.

(Mümin 77)

Mustafa Çavdar Meali:

O halde sen sabret, zira Allah’ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. Biz onlara vaat ettiğimiz azabın başlarına geldiğini sana göstersek veya göstermeden önce seni vefat ettirsek ne fark eder. Nasıl olsa onlar bizim huzurumuza getirilip mutlaka hesap verecekler.

Bknz: (30/60) - (46/35)

(Mümin 77)

Mustafa Çevik Meali:

Sen Allah yolunda karşılaştığın zorluklara, sıkıntılara karşı sabırla diren. Allah’ın vaadi mutlaka gerçekleşecek. Yaratılış sebeplerini inkârda direnenlerin hak ettikleri cezanın bir kısmının başlarına geldiğini sana göstersek de, ya da göstermeden önce senin canını alsak da, şu kaçınılmaz bir gerçek ki onlar Bizim huzurumuza çıkartılıp hesap vereceklerdir.

(Mümin 77)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Şu halde dirençli ol! Zira Allah'ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. İmdi, onlara yönelttiğimiz tehditlerin bir kısmının gerçekleştiğini ister sana gösterelim, isterse senin için ölümü takdir edelim; er geç, onlar Bize döndürülecekler.

(Mümin 77)

Osman Okur Meali:

(Ey Resulüm! İnkârcıların eziyetlerine ve hakka direnmelerine) sabret. Elbette Allah'ın verdiği (azap) sözü gerçektir. Artık onlara vaad ettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de yahut seni (vefat ettirerek) kendimize alsak da muhakkak onlar bize döndürüleceklerdir.

(Mümin 77)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Artık sabret. Allah'ın vaadi, şüphe yok ki, hakdır. Onlara olan vaadimizin bazısını sana göstereceğiz veya senin ruhunu alacağız, nihâyet Bize döndürüleceklerdir.

(Mümin 77)

Ömer Öngüt Meali:

Resulüm! Onun için sen sabret! Allah'ın vaadi şüphesiz ki gerçektir. Onlara vâdettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de veya seni alsak da, nihayet onların dönüşü bize olacaktır.

(Mümin 77)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sen sabret! Allah’ın vaadi haktır ‘verdiği söz mutlaka yerine getirilecektir’. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını ya sana gösteririz ya da seni vefat ettiririz. Sonunda onlar bize döndürülecekler.

(Mümin 77)

Sadık Türkmen Meali:

SEN sabret! Şüphesiz Allah’ın sözü gerçektir. Onları tehdit ettiğimiz şeyin bir kısmını sana gösteririz veya seni öldürürüz. Nasıl olsa onlar bizim huzurumuza döndürüleceklerdir!

(Mümin 77)

Seyyid Kutub Meali:

Ey Muhammed! Sabret, şüphesiz Allah'ın verdiği söz gerçektir. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını sana gösteririz veya seni öldürürüz, nasıl olsa onların dönüşü Bize'dir.

(Mümin 77)

Suat Yıldırım Meali:

Sabret! Çünkü Allah'ın vadi gerçektir. Biz onlara vad ettiğimizin bir kısmını sana göstersek de, yahut senin ruhunu yanımıza alsak da, onlar mutlaka sonunda dönüp huzurumuza geleceklerdir.

(Mümin 77)

Süleyman Ateş Meali:

Sabret, Allah'ın sözü gerçektir. Onları tehdit ettiğimiz şeylerin bir kısmını ya sana gösteririz yahut seni daha önce vefat ettiririz. (Sonunda) onlar bize döndürüleceklerdir.

(Mümin 77)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sabret; Allah'ın sözü yerine gelecektir. Ya onlara yaptığımız tehdidin bir kısmını sana gösteririz veya seni vefat ettiririz. Dönüş Bizedir.

(Mümin 77)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Sıkıntılara katlan, çünkü Allah'ın verdiği söz mutlaka gerçekleşecektir. Onlara söz verdiklerimizi ister sana gösterelim, ister seni bundan önce öldürelim bir şey farketmez. Sonunda onlar mutlaka Bize dönecek.

(Mümin 77)

Şaban Piriş Meali:

Sabret, kuşkusuz Allah'ın vaadi haktır. Biz onlara vaat ettiğimiz azabın bir kısmını ya sana gösteririz, ya da seni vefat ettiririz. Ama neticede onlar, bize döndürüleceklerdir.

(Mümin 77)

Talat Koçyiğit Meali:

(Ey Muhammed) Sabret; muhakkak ki Allah'ın va'di haktır. Biz, ya onlara va'dettiğimiz azabın bir kısmını dünyada sana gösteririz; yahutta seni vefat ettiririz. Onlar nasıl olsa bize döndürüleceklerdir.

(Mümin 77)

Tefhimul Kuran Meali:

Şu halde sen sabret, hiç şüphesiz Allah'ın va'di haktır. Sonunda ya onlara va'd ettiğimiz (azab)ın bir kısmını sana göstereceğiz ya da senin hayatına son vereceğiz. Nihayet onlar bize döndürülecekler.

(Mümin 77)

Ümit Şimşek Meali:

Sabret; Allah'ın vaadi gerçektir. İster onlara vaad ettiklerimizden bir kısmını sana gösterelim, ister daha önce seni vefat ettirelim, sonunda hepsinin döneceği yer Bizim huzurumuzdur.

(Mümin 77)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sen sabret! Çünkü Allah'ın vaadi haktır. Onları tehdit ettiğimiz şeyin bir kısmını belki sana gösteririz, belki de seni vefat ettiririz. Sonunda onlar bize döndürülecekler.

(Mümin 77)