23. Muminun Suresi / 106.ayet

Onlar da:
– Rabbimiz. Bizim azgınlığımız galip geldi ve bu yüzden kendimize yanlış yapmış olduk.

Bknz: (50/19)»(50/29)

Mustafa Çavdar Meali

Müminun 106 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Rabbimiz derler, kötülüğümüz üst oldu bize ve doğru yoldan sapmış bir topluluk olduk.

(Müminun 106)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Onlar da:) “Rabbimiz, şirk ve şekavetimiz (azgın isteklerimiz) bize galip gelerek alt etti (küfür ve kötülüğe sevketti), biz böylece (Hakk’tan) sapan bir kavim olup gittik” (itirafında bulunacaklardır).

(Müminun 106)

Abdullah Parlıyan Meali:

Onlar da derler ki: Ey Rabbimiz! bize kötülüklerimiz üstün geldi de, bu yüzden yoldan çıkan kimseler olduk.

(Müminun 106)

Adem Uğur Meali:

Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik.

(Müminun 106)

Ahmet Hulusi Meali:

Dediler ki: "Rabbimiz! Mutsuzluğa yol açan arzularımız ağır bastı; sapıp kaybolmuş bir topluluk olduk. "

(Müminun 106)

Ahmet Tekin Meali:

Onlar: “Ey Rabbimiz, azgınlığımız, bayağı zevklerimiz bizi alt etti. Biz hak yoldan uzaklaşarak, başına buyruk yaşayan, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih eden bir toplum haline geldik.” derler.

(Müminun 106)

Ahmet Varol Meali

Derler ki: "Ey Rabbimiz! Bahtsızlığımız bize üstün geldi ve biz sapık bir topluluk olduk.

(Müminun 106)

Ali Bulaç Meali:

Dediler ki: "Rabbimiz, mutsuzluğumuz bize karşı üstün geldi, biz sapan bir topluluk imişiz."

(Müminun 106)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onlar (cehennemde oldukları halde) derler ki: “- Ey Rabbimiz! Bizi kötü talihimiz mağlûb etti ve biz, hak yoldan çıkan (kâfir) bir kavim idik.

(Müminun 106)

Ali Rıza Sefa Meali:

Şöyle diyecekler: "Efendimiz! Azgınlığımız bize üstün geldi; sapkın bir toplum olduk!"

(Müminun 106)

Ali Ünal Meali:

“Rabbimiz,” derler, “kötülüğümüz, kötü taliimiz bize baskın geldi; biz, gerçekten sapkınlık içinde bir toplulukmuşuz.

(Müminun 106)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlar: “Evet, ey Rabbimiz! Bedbahtlığımız üstün çıktı. Biz yanlış yolda olan bir toplum olduk.”

(Müminun 106)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Derler ki: "Ey Rabbimiz! Azgınlığımız bizi yendi; biz, zalimler topluluğu olduk."

(Müminun 106)

Bekir Sadak Meali:

soyle derler: «Rabbimiz! Bizi bedbahtligimiz yenmisti; sapik bir millet olmustuk.»

(Müminun 106)

Besim Atalay Meali:

Onlar derler ki: «Tanrımız! Üstün geldi bize mutsuzluğumuz, biz sapmış bir ulustuk

(Müminun 106)

Celal Yıldırım Meali:

Onlar, Rabbimiz! Haydutluğumuz bize üstün geldi de (doğru yoldan) sapıtan bir millet olduk.

(Müminun 106)

Cemal Külünkoğlu Meali:

106,107. (Onlar şöyle) derler: “Ey Rabbimiz! Biz azgınlığımıza yenik düştük ve sapık bir toplum olduk. Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar. Eğer (tekrar günaha) dönersek şüphesiz kendimize zulmetmiş oluruz.”

(Müminun 106)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi bedbahtlığımız yenmişti; sapık bir millet olmuştuk."

(Müminun 106)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlar da şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Biz azgınlığımıza yenik düştük ve sapık bir toplum olduk."

(Müminun 106)

Diyanet Vakfı Meali:

Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik.

(Müminun 106)

Edip Yüksel Meali:

'Rabbimiz,' diyecekler, 'Bizi talihsizliğimiz yendi; biz sapıtan bir toplum olduk.'

(Müminun 106)

Elmalılı Orjinal Meali:

Rabbımız! derler: bize şekavetimiz galebe etti ve biz bir sapgın bir kavm idik

(Müminun 106)

Elmalılı Yeni Meali:

Derler: "Rabbimiz, bizi azgınlığımız altetti ve biz, sapık bir kavim idik.

(Müminun 106)

Erhan Aktaş Meali:

Dediler ki: "Rabb'imiz! Azgınlığımıza yenilen sapkın bir topluluktuk."

(Müminun 106)

Gültekin Onan Meali:

Dediler ki: "Rabbimiz, mutsuzluğumuz bize karşı üstün geldi, biz sapan bir topluluk imişiz."

(Müminun 106)

Hakkı Yılmaz Meali:

(106,107) Dediler ki: “Rabbimiz! Azgınlığımız bizi yendi ve biz, bir sapıklar topluluğu olduk. Rabbimiz! Bizi buradan çıkar. Eğer bir daha aynısını yaparsak işte o zaman gerçekten biz yanlış; kendi zararlarına iş yapanlarız.”

(Müminun 106)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Diyecekler ki: “Rabbimiz! Bedbahtlığımız bize üstün geldi ve biz sapık bir topluluk idik.”

(Müminun 106)

Harun Yıldırım Meali:

Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik.

(Müminun 106)

Hasan Basri Çantay:

Dediler (diyecekler): "Ey Rabbimiz, bedbahtlığımız bize galebe etmişdi. Doğru yoldan sapanlar güruhu idik biz".

(Müminun 106)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Onlar şöyle) derler: “Rabbimiz! Bedbahtlığımız bize galib geldi de dalâlete düşenler topluluğu olduk.”

(Müminun 106)

Hubeyb Öndeş Meali: /

"RAB'bimiz! Talihsizliğimiz bize galip geldi, biz yolu kaybetmiş bir millet olduk." dediler.

(Müminun 106)

Hüseyin Atay Meali:

Derler: "Rabbimiz! Eşkiyalığımız bize üstün geldi; sapık bir ulus olmuştuk.

(Müminun 106)

İbni Kesir Meali:

Derler ki: Rabbımız, bedbahtlığımız bizi yenmişti. Sapıklar topluluğu olmuştuk.

(Müminun 106)

İlyas Yorulmaz Meali:

Dediler ki “Rabbimiz! Bizim kural tanımaz şakilerimiz bize baskın çıktılar ve bizde sapkın bir topluluk olduk.”

(Müminun 106)

İskender Ali Mihr Meali:

Dediler ki: “Ey Rabbimiz! Şâkîliğimiz (azgınlığımız), bize gâlip geldi ve biz, dalâlette olan bir kavim idik.”

(Müminun 106)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

«Ey çalabımız! Uğursuzluk üzerimize çökmüştü de bizler kıyıcı kimseler olup kalmıştık.

(Müminun 106)

Kadri Çelik Meali:

Dediler ki: “Rabbimiz! Azgınlığımız bize karşı üstün geldi ve biz sapan bir topluluk idik.”

(Müminun 106)

Mahmut Kısa Meali:

“Ey Rabb’imiz!” diyecekler, “Biz azgınlığımızın, taşkınlığımızın kurbanı olduk; bu yüzden doğru yoldan saptık!”

(Müminun 106)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

İşte o an: "Kötülüğümüz üstüne geldi. Biz sapan topluluk muşuz" dediler.

(Müminun 106)

Mehmet Türk Meali:

(Cehennemlikler de): “Ey Rabbimiz! Biz, kötü arzularımıza yenik düştük ve sapkın bir topluluk olduk.” derler.

(Müminun 106)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar (da) diyecekler ki: “Ey Rabbimiz! Kötü talihimiz bize üstün geldi. Biz sapık bir topluluktuk.”

(Müminun 106)

Muhammed Esed Meali:

"Ey Rabbimiz!" diye yakaracaklar, "Bize kötü talihimiz galebe çaldı ve biz de bu yüzden eğri yola saptık!

(Müminun 106)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Derler ki; "Rabbimiz, azgınlığımız bizi yendi ve biz sapkın bir topluluk olduk."

(Müminun 106)

Mustafa Çavdar Meali:

Onlar da: – Rabbimiz. Bizim azgınlığımız galip geldi ve bu yüzden kendimize yanlış yapmış olduk.

Bknz: (50/19)»(50/29)

(Müminun 106)

Mustafa Çevik Meali:

101-111 Kıyamet Günü gelip de Sûr’a üflenildiğinde, artık ne soyun sopun ne de başka bir yakınlığın ve dostluğun kimseye faydası dokunmayacaktır. O Gün kimsenin, kimseyi soracak, ya da görecek hali olmayacak, herkes hak ettiğinin karşılığını görmek üzere bir araya toplanacak, Allah’ı layıkıyla kavrayıp, davetine icabet edip, O’na karşı sorumluluklarını yerine getirenlerin salih amelleri terazilerinde ağır basacak. Böyleleri umduklarına kavuşup, mutlu olacaklar. Allah’ın kitapları ve peygamberleri ile yaptığı davetten yüz çevirenler, amellerinin tartıda hafif gelmesi ile hüsrana uğrayıp cehenneme sürüklenecekler. Cehennem ateşi de onların yüzlerini kavuracak, dudakları yanıp dökülecek, dişleri dışarıda acılar içinde kıvranıp duracaklar. O Gün Allah onlara şöyle diyecek “Âyetlerim sizlere okunup, tebliğ edilirken, onları yalan sayıp reddedenler sizler değil miydiniz?” Onlar da şöyle cevap verecekler: “Ey Rabbimiz! Kibrimizin, nankörlük ve azgınlığımızın kurbanı olduk. Bu yüzden daveti umursamadık. Ey Rabbimiz! Bizi bu ateşten çıkarıp bize bir fırsat daha ver. Eğer tekrar şirke ve küfre dönersek o zaman bizi kendine zulmeden zalimlerden, ebedî cehennemliklerden kıl.” Allah bu defa da onlara: “Siz hak ettiğiniz o azabın içinde devamlı kalacaksınız boşuna feryat edip durmayın, siz verilen nimetleri ve zamanı, yapılan uyarılara rağmen gerektiği gibi kullanmayıp, heder ettiniz. Hâlbuki sizin aranızda yaratılış sebebine uygun yaşamak uğrunda ellerinden gelen gayreti gösterenler de vardı. Fakat siz onlarla alay edip dururken, onlar “Ey Rabbimiz! Biz Senin merhametine, şefkatine ve affına sığınıyoruz.” diye dua ediyorlardı. Ey müşrikler! Mü’minlerin imanları ile alay etmenin yanında, âyetlerimiz üzerinde düşünmeyi aklınıza bile getirmediniz. İşte Ben de bugün, mü’minleri sizin zulmünüze, alaycı tavırlarınıza karşı imanlarından taviz vermeden direnmeleri ve Rablerine güvenmelerinden dolayı cennet ile ödüllendiriyorum. Gerçek başarı, kazanç ve mutluluk budur.”

(Müminun 106)

Mustafa İslamoğlu Meali:

"Rabbimiz!" diyecekler, "Talihimiz yaver gitmedi, bu yüzden biz de sapıtan bir güruh olup çıktık!

(Müminun 106)

Osman Okur Meali:

Şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi bedbahtlığımız yenmişti; sapık bir kavim olmuştuk."

(Müminun 106)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Diyeceklerdir ki: «Ey Rabbimiz! Bizim üzerimize şekâvetimiz galebe etti ve biz sapıtmışlar olan bir kavim olduk.»

(Müminun 106)

Ömer Öngüt Meali:

Derler ki: “Ey Rabbimiz! Bedbahtlığımız bizi yenmişti, sapık bir topluluk olmuştuk. ”

(Müminun 106)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Rabbimiz!” derler, “Kara bahtımız bizi yendi. Bu yüzden sapkın olduk.

(Müminun 106)

Sadık Türkmen Meali:

Dediler ki: “Rabbimiz! Azgınlığımız/aşırı isteklerimiz bize galip geldi ve biz sapkınlıkta olan bir topluluk olduk.

(Müminun 106)

Seyyid Kutub Meali:

Cehennemlikler derler ki; «Ey Rabb'imiz, kötü arzularımıza yenik düşerek sapık bir topluluk olduk.»

(Müminun 106)

Suat Yıldırım Meali:

(106-107) "Ey Ulu Rabbimiz", derler, "azgınlığımız, kötü talihimiz ağır bastı, biz de yoldan sapan kimseler olduk bir kere. Ama ne olur ey Ulu Rabbimiz, kurtar bizi bu ateşten, eğer bir daha o kötülükleri yaparsak işte o zaman, kendimize iyice yazık eder, zalimin teki oluruz!"

(Müminun 106)

Süleyman Ateş Meali:

"Rabbimiz, dediler, bahtsızlığımız bizi yendi. Biz sapık bir topluluk olduk."

(Müminun 106)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Diyecekler ki, "Rabbimiz! Azgınlığımıza yenik düşmüş, yoldan çıkmış bir topluluk haline gelmiştik.

(Müminun 106)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(106-107) "Rabbimiz! Talihimiz kötü çıktı ve doğru yoldan saptık. Eğer önceki yaptıklarımızı bir daha yaparsak, o zaman gerçekten zalim kimseler oluruz" derler.

(Müminun 106)

Şaban Piriş Meali:

Onlar da: -Rabbimiz. İsyankarlığımız bizi yendi ve sapık bir kavim olduk.

(Müminun 106)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlar ise, şöyle diyeceklerdir "Rabbimiz! İsyankârlığımız, üzerimize galebe çalmış ve sapık bir kavim olmuştuk."

(Müminun 106)

Tefhimul Kuran Meali:

Dediler ki: «Rabbimiz, mutsuzluğumuz bize karşı üstün geldi; biz de sapan bir topluluk imişiz.»

(Müminun 106)

Ümit Şimşek Meali:

“Rabbimiz,” derler. “Bedbahtlığımız galebe çaldı da böyle bir sapıklar güruhu olup çıktık.

(Müminun 106)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Derler ki: "Rabbimiz, bahtsızlığımız bize baskın çıktı. Sapıp gitmiş bir topluluk olduk biz."

(Müminun 106)