23. Muminun Suresi / 44.ayet

Sonra da birbiri ardınca elçilerimizi gönderdik, ne zaman elçileri o topluma gelse onu yalanladılar biz de onları birbirlerinin peşi sıra helak ettik ve hepsini de efsanelere çevirdik. İnançsızlar toplumunun canı cehenneme!

Bknz: (6/34)(16/36)(35/24)

Mustafa Çavdar Meali

Müminun 44 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sonra birbiri ardınca peygamberlerimizi gönderdik. Bir ümmete peygamber geldi mi yalanladılar onu, biz de bir kısmını, bir kısmının peşine takıp birbiri ardınca helak ettik onları ve adları, sözleri kaldı ancak; artık uzaklık inanmayan topluluğa.

(Müminun 44)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Sonra birbiri peşi sıra elçilerimizi gönderdik; her ümmete kendi elçisi geldiğinde, onu yalanladılar. Böylece Biz de onları (yıkıma uğratıp yok etmede) kimini kiminin izinde yürüttük ve onları (tarihin anlatıp aktardığı) bir hadise (efsane-hikâye) kıldık. İman etmeyen kavim için yıkım olsun. (Kahredilsin!)

(Müminun 44)

Abdullah Parlıyan Meali:

Sonra peygamberleri ardarda gönderdik, öyle ki her ümmete peygamber geldikçe, onu yalan sayarlardı ve bu yüzden biz de onları, birbiri peşinden yok edip, hepsini birer efsaneye çevirdik. Artık kahrolsun o inanmayan toplumlar.

(Müminun 44)

Adem Uğur Meali:

Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik. Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldiği her defasında, onlar bu peygamberi yalanladılar; biz de onları birbiri ardından yok ettik ve onları ibret hikâyelerine dönüştürdük. Artık iman etmeyen kavmin canı cehenneme!

(Müminun 44)

Ahmet Hulusi Meali:

Sonra Rasullerimizi birbiri ardınca irsal ettik... Her bir topluluğa kendi Rasulü geldikçe, Onu yalanladılar... Biz de onları art arda helak ettik (yaptıklarının sonucunu yaşattık); onları ibretlik hikayeler kıldık... Uzak olmanın sonuçlarını yaşasınlar, iman etmeyen kalabalıklar!

(Müminun 44)

Ahmet Tekin Meali:

Sonra biz peş peşe özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere, Rasullerimizi gönderdik. Milletlerden her birine peygamberleri geldiği zaman, onlar peygamberlerini yalanladılar. Biz de onları birbiri ardından yokluğa yuvarladık. Onların yok oluşlarını, ibretli hikâyelere dönüştürdük. İman etmeyecek kavimler rahmetten ve korumadan uzak olsun, canları cehenneme!*

(Müminun 44)

Ahmet Varol Meali

Sonra elçilerimizi ardarda gönderdik. Her ne zaman bir millete peygamberleri geldiyse onu yalanladılar. Biz de onları (helâkte) birbirlerinin izlerinden yürüttük ve onları efsaneler yaptık. İman etmeyen topluluk uzak olsun!

(Müminun 44)

Ali Bulaç Meali:

Sonra birbiri peşi sıra elçilerimizi gönderdik; her ümmete kendi elçisi geldiğinde, onu yalanladılar. Böylece biz de onları (yıkıma uğratıp yok etmede) kimini kiminin izinde yürüttük ve onları (tarihin anlatıp aktardığı) bir olay kıldık. İman etmeyen kavim için yıkım olsun.

(Müminun 44)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Sonra arka arkaya peygamberlerimizi gönderdik. Her ümmete peygamberi geldikçe, onu yalanladılar. Biz de onları birbiri ardınca helâk ettik ve onları dillere destan yaptık. Artık defolsun imana gelmiyecek bir kavim!...

(Müminun 44)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sonra, birbiri ardınca elçilerimizi gönderdik. O'nun elçisi geldiği zaman, her topluluk, Onu yalanladı. Biz de birbiri ardınca onları devirdik ve birer söylence yaptık. "Artık, uzak olsun; inanmayanlar toplumu!"

(Müminun 44)

Ali Ünal Meali:

Sonra, (yine her bir topluma bizzat kendilerinden bir rasûl olmak üzere) peşpeşe rasûllerimizi gönderdik. Hangi topluma rasûlleri geldiyse onu yalanladılar. Biz de, onları birbiri ardısıra helâk ettik ve sadece geçmişin ibret verici hikâyeleri haline getirdik. Ah, hep uzak olası iman etmeyen her bir topluluk!

(Müminun 44)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Sonra Biz, her topluma elçilerimizi bir bir gönderdik. Kendilerine gönderilen peygamberleri onlara geldikçe, onu yalanladılar. Onları birbirine kattık (helak ettik.) Onları efsanelere çevirdik. Artık kahrolsun, inanmayan o toplumlar!

(Müminun 44)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Sonra birbiri peşinden peygamberlerimizi gönderdik. Her ümmete peygamberi geldikçe onu hep yalanladılar. Onları birbiri peşinden yok edip, hepsini birer efsaneye çevirdik. İnanmayan millete lanet olsun!

(Müminun 44)

Bekir Sadak Meali:

Sonra birbiri pesinden peygamberlerimizi gonderdik. Her ummete peygamberi geldikce onu yalanci saydilar. Onlari birbiri pesinden yok edip hepsini birer efsane yaptik. inanmayan millet, rahmetden irak olsun!

(Müminun 44)

Besim Atalay Meali:

Sonra da artardına peygamberler gönderdik, bir ümmete peygamberi gelince, onu yalanladılar, biz onları yok etmekte birbirine uydurduk, onları olaylar yaptık, ırak ola inanmayan ulusa

(Müminun 44)

Celal Yıldırım Meali:

Sonra peygamberleri ardarda gönderdik. Ne kadar bir ümmete bir peygamber geldiyse, onu yalanladılar. Biz de onları arka arkaya (yok edip) hepsini birer masal yapıverdik. imân etmeyen bir kavme (rahmet ve yardımdan) uzaklık olsun.

(Müminun 44)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Sonra arka arkaya peygamberlerimizi gönderdik. Hangi ümmete peygamber geldiyse onu yalanladılar. Biz de onları birbiri ardından helâk ettik ve onları birer (ibretlik) hikâye yaptık. İnanmayanlar toplumu, Allah'ın rahmetinden uzak olsun!

(Müminun 44)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sonra birbiri peşinden peygamberlerimizi gönderdik. Her ümmete peygamberi geldikçe onu yalancı saydılar. Onları birbiri peşinden yok edip hepsini birer efsane yaptık. İnanmayan millet, rahmetden ırak olsun!

(Müminun 44)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Sonra arka arkaya peygamberlerimizi gönderdik. Her ümmete kendi peygamberi geldikçe, onu yalanladılar. Biz de onları birbiri ardından helak ettik ve onları birer ibretli hikaye yaptık. Artık inanmayan bir kavim, Allah'ın rahmetinden uzak olsun!

(Müminun 44)

Diyanet Vakfı Meali:

Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik. Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldiği her defasında, onlar bu peygamberi yalanladılar; biz de onları birbiri ardından yok ettik ve onları ibret hikâyelerine dönüştürdük. Artık iman etmeyen kavmin canı cehenneme!

(Müminun 44)

Edip Yüksel Meali:

Sonra biz, elçilerimizi ardı ardına gönderdik. Her ne zaman bir elçi toplumuna gittiyse onu yalanladılar. Biz de onları bir biri peşinden sürüp tarihe gömdük. İnanmayan bir topluluk yok olmayı hakketmiştir.

(Müminun 44)

Elmalılı Orjinal Meali:

Sonra ardı ardına Resullerimizi gönderdik, her ümmete Resulü geldikçe onu tekzib ettiler, biz de onları birbiri ardınca yuvarladık ve hepsini birer efsane yaptık, artık defolsun öyle bir kavim ki iymana gelmezler

(Müminun 44)

Elmalılı Yeni Meali:

Sonra Biz, ardarda peygamberlerimizi gönderdik. Ne zaman bir ümmete peygamberi geldiyse, ona yalan söylüyorsun, dediler. Biz de onları birbiri ardınca yuvarladık ve onları birer efsane yaptık. Artık imana gelmez topluluk defolsun!

(Müminun 44)

Erhan Aktaş Meali:

Sonra ardı ardına elçilerimizi gönderdik. Her ümmet, kendilerine gelen rasulleri yalanladı. Biz de onları ardı sıra devirdik. Ve onları halkın dilinde öykü konusu yaptık. İnanmayanlar yok olsun.

(Müminun 44)

Gültekin Onan Meali:

Sonra birbiri peşi sıra elçilerimizi gönderdik; her ümmete kendi elçisi geldiğinde onu yalanladılar. Böylece biz de onları [yıkıma uğratıp yok etmede] kimini kiminin izinde yürüttük ve onları [tarihin anlatıp aktardığı] bir olay kıldık. İnanmayan kavim için yıkım olsun.

(Müminun 44)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sonra Biz birbiri ardından elçilerimizi gönderdik. Her ne zaman bir ümmete elçileri geldi, onlar bu elçiyi yalanladılar da Biz onların bir kısmını bir kısmına izlettirdik ve onları öyküler yaptık. –Artık iman etmeyen toplum için uzaklık; canı cehenneme!–

(Müminun 44)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Sonra resûllerimizi peş peşe gönderdik. Her ümmete resûlü geldiğinde onu yalanladılar. Biz de onları birbirinin arkasına katıp (helak ettik) ve onları (sonraki nesillere ibret vesikası olarak anlatılacak) hikâyeler kıldık. (Dedik ki:) “İman etmeyen topluluk (Allah’ın rahmetinden) uzak olsun.”

(Müminun 44)

Harun Yıldırım Meali:

Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik. Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldiği her defasında, onlar bu peygamberi yalanladılar; biz de onları birbiri ardından yok ettik ve onları ibret hikâyelerine dönüştürdük. Artık iman etmeyen kavmin canı cehenneme!

(Müminun 44)

Hasan Basri Çantay:

Sonra peyderpey (diğer) peygamberlerimizi gönderdik. Bir ümmete peygamberi geldikçe onu tekzib etdiler. Biz de onlardan kimini kiminin arkasına katdık (helak etdik) ve onları hikayeler yapdık. Artık uzak olsun imana gelmeyecek bir kavm!

(Müminun 44)

Hayrat Neşriyat Meali:

Sonra ard arda peygamberlerimizi gönderdik. Ne zaman bir ümmete peygamberi geldiyse, onu yalanladılar; bunun üzerine (biz de) onları birbiri ardına takarak (helâk edip)onları(n başlarına geleni) ibretli hikâyeler yaptık.(1) O hâlde îmân etmeyecek bir kavim, helâk olsun!*

(Müminun 44)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Sonra, arka arkaya Elçilerimizi gönderdik. Her ne zaman bir topluluğa Elçileri geldiyse, [topluluğu] onu [kendilerine gelen Elçi'yi] yalanladılar. Onları birbirine taktık (birbirinin ardından helak ettik) ve onları hikayeler haline getirdik. Uzaklık [yıkım] inanmayan bir millet içindir!

(Müminun 44)

Hüseyin Atay Meali:

Sonra birbiri peşinden elçilerimizi gönderdik. Her millete elçisi geldikçe onu yalanladılar. Onları birbiri peşinden yok edip, hepsini birer efsane yaptık. İnanmayan ulus yok olsun gitsin!

(Müminun 44)

İbni Kesir Meali:

Sonra birbiri ardı sıra peygamberlerimizi gönderdik. Her ümmete peygamber geldikçe onu yalanladılar. Biz de onları birbiri ardı sıra yok edip hepsini birer söylenti yaptık. İnanmayan bir kavim uzak olsun.

(Müminun 44)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sonra o yerleşim yerlerine peşi peşine elçiler gönderdik. Bu topluluklara ne zaman elçilerimiz gelmişse, o elçileri hep yalanladılar. Bizde onların bazılarını yok ederek diğer insanları onların yerine getirdik ki, yok ettiklerimizi de sonradan gelenlere anlatılan bir haber yaptık. Artık inanmayan topluluk uzak olsun.

(Müminun 44)

İskender Ali Mihr Meali:

Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arası kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiği zaman, her defasında onu yalanladılar. Biz de onları birbiri arkasından (helâk ettik). Ve onları efsane kıldık. Artık mü’min olmayan kavim (Allah’ın rahmetinden) uzak olsun.

(Müminun 44)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Sonra biribiri ardından elçilerimizi gönderdik. Hangi topluluğa elçisi geldiyse o topluluk onu yalancı saydı. Biz de onları biribirinin ardından yok ettik. Öyle yaptık ki kendileri gitti de adları kaldı! İnanmıyanlar takımı ırak olsun.

(Müminun 44)

Kadri Çelik Meali:

Sonra birbiri peşinden peygamberlerimizi gönderdik. Her ümmete peygamberi geldikçe onu yalancı saydılar. Onları birbiri peşinden yok edip hepsini birer destan kıldık. İnanmayan millet, rahmetten ırak olsun!

(Müminun 44)

Mahmut Kısa Meali:

Ve daha sonraki çağlarda, birbiri ardınca elçilerimizi gönderdik; ne zaman bir topluma kendilerini kurtuluşa iletecek elçileri gelse, derhal onu yalanlıyorlardı. Böylece, Biz de hepsini arka arkaya helâk ettik ve onları, tarihin karanlıklarına gömülmüş birer efsaneye dönüştürdük! Evet, rahmetimden uzak olsun, o imansız topluluk! Ve aradan yıllar geçti; zamanla inkârcılık, yeniden ortaya çıktı. İşte, insanlık tarihinin bir başka ibret verici sayfası:

(Müminun 44)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

.*Milletlere özel gönderdik. Yalanladılar onları. Biz de onları bir bir yok etmişizdir. İnanmayan topluluklar böylece birer efsane oldu. Kahrolsun inanmayan kavimler.

(Müminun 44)

Mehmet Türk Meali:

Sonra, Peygamberlerimizi ardı ardına gönderdik (ama) her ümmet, kendisine gelen Peygamberini yalanladı. Biz de onları peş peşe helâk edip hepsini birer ibret kıssaları haline getirdik. (Sonunda) o inanmayan toplumlar da defolup gittiler.1*

(Müminun 44)

Muhammed Celal Şems Meali:

Sonra Biz, birbiri ardına peygamberlerimizi gönderdik. Ne zaman bir kavime peygamberleri geldiyse, onlar kendisini yalancı yerine koydular. Onun için, Biz (de) kendilerini birbiri ardına sıralayıp (helâk ettik) ve onları (birer) hikâye yaptık. Böylece inanmayan kavime lanet olsun.

(Müminun 44)

Muhammed Esed Meali:

Ve sonra birbiri ardından elçilerimizi gönderdik; (öyle ki,) bir ümmete kendi peygamberi gelmeye görsün, o'nu hemen yalanladılar; ve bu yüzden Biz de onları birbiri peşinden yok edip hepsini efsaneye çevirdik. Uzak olsun, inanmayanlar toplumu!

(Müminun 44)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sonra biz, elçilerimizi ardı ardına gönderdik. Hangi topluma elçisi geldiyse onlar onu yalanladılar. Biz de onları birbiri ardınca devirdik ve hepsini tarihe gömdük. İnanmayan toplum bizden uzak olsun. İnançsızlar topluluğu yok olsun gitsin.

(Müminun 44)

Mustafa Çavdar Meali:

Sonra da birbiri ardınca elçilerimizi gönderdik, ne zaman elçileri o topluma gelse onu yalanladılar biz de onları birbirlerinin peşi sıra helak ettik ve hepsini de efsanelere çevirdik. İnançsızlar toplumunun canı cehenneme!

Bknz: (6/34) - (16/36) - (35/24)

(Müminun 44)

Mustafa Çevik Meali:

Biz daha sonraki toplumlara da peygamberlerimizi elçiler olarak gönderdik. Fakat onların birçoğu Allah’ın davetini yalan sayıp reddetti. Bu yüzden Biz, onları da nankörlük ve müşriklikleri sebebi ile hak ettikleri azaba uğratıp yok ettik. Böylece insanların dilinden düşmeyen ibret alınacak hikâyelere dönüştürdük.

(Müminun 44)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Daha sonra, birbiri ardınca elçilerimizi gönderdik: her bir topluma kendi elçisi geldi, (ama) onu yalanladılar; bu yüzden biz de onların (akıbetini) birbirine benzettik; ve hepsini efsaneye çevirdik: artık, uzak olsun imansızlar güruhu!

(Müminun 44)

Osman Okur Meali:

Sonra birbiri peşinden elçilerimizi gönderdik. Her ümmete Resulleri geldikçe onu yalancı saydılar. Onları birbiri peşinden yok edip hepsini birer efsane yaptık. İnanmayan kavim, (rahmetden) uzak olsun!

(Müminun 44)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Sonra birbirini müteakip peygamberlerimizi gönderdik. Her ne zaman bir ümmete peygamberi geldi ise, onu tekzîp ettiler. Artık Biz de onların bazılarını bazılarına (helâk suretiyle) tâbi kıldık ve onları birer acaip hadise kılmış olduk, artık imân etmezler olan bir kavim için uzaklık olsun.

(Müminun 44)

Ömer Öngüt Meali:

Sonra biz birbiri ardı sıra peygamberlerimizi gönderdik. Her ümmete peygamberi geldikçe onu yalanladılar. Biz de onları birbiri ardından yok ettik ve hepsini efsane yaptık. Uzak olsun iman etmeyen kavim!

(Müminun 44)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sonra, peygamberlerimizi birbiri ardınca gönderdik. Her topluluk, kendilerine gelen peygamberi yalanladı. Biz de onları birbiri ardınca yok edip birer efsane yaptık! Uzak olsun o kâfirler!

(Müminun 44)

Sadık Türkmen Meali:

Sonra Biz, ardı ardına elçilerimizi gönderdik. Her ümmete/topluma elçileri geldikçe onu yalanladılar. Biz de onları birbiri ardınca mahvettik. Onları anlatılan basit öyküler/kıssalar yaptık! Artık gerçeklere inanmayan toplum, Bizden uzak olsun!

(Müminun 44)

Seyyid Kutub Meali:

Sonra ardarda peygamberlerimizi gönderdik. Hangi ümmete peygamberi geldi ise onu yalanladılar. Biz de onları birbiri peşisırâ yokederek tarihi olaylara dönüştürdük. Kahrolsun inanmayanlar güruhu!

(Müminun 44)

Suat Yıldırım Meali:

Sonra resullerimizi peş peşe gönderdik. Hangi ümmete peygamberi geldiyse onlar onu yalancı saydılar. Biz de onları birbiri ardından imha ettik. Onlardan geriye bıraktığımız, sadece ibret verici hikayeleri! İman etmeyen o halkın canı cehenneme!

(Müminun 44)

Süleyman Ateş Meali:

Sonra biz, elçilerimizi ardı ardına gönderdik. Hangi ümmete elçisi geldiyse onlar onu yalanladılar, biz de onları birbiri ardınca devirdik ve hepsini birer efsane yaptık. İnanmayan toplum uzak olsun.

(Müminun 44)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sonra elçilerimizi artarda gönderdik. Her toplum kendine gelen elçiyi yalancı saydı. Biz de o toplumlardan birini diğerinin arkasına kattık ve her birini birer hikayeye dönüştürdük. İnanmayanlar topluluğu uzak olsunlar.

(Müminun 44)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Sonra elçilerimizi birbiri ardından gönderdik. Ama her toplum, kendilerine gönderilen elçileri yalanladı. Biz de onları art arda yok ederek efsaneye çevirdik. İman etmeyenler yok olsun!

(Müminun 44)

Şaban Piriş Meali:

Daha sonra da birbiri arkasına elçiler gönderdik. Elçileri yalanladılar da biz de onları birbirine tabi kılarak yok edip, efsane haline getirdik. Yok olsun inanmayan toplum!

(Müminun 44)

Talat Koçyiğit Meali:

Sonra birbiri arkasına peygamberlerimizi gönderdik. Her ümmete peygamberi gelince, onu yine yalanladılar. Biz de onları birbiri arkasına helak ettik ve onları, (halkın biribirlerine anlattıkları) efsaneler yaptık. İman etmeyen böyle kavimler yok olsun.

(Müminun 44)

Tefhimul Kuran Meali:

Sonra birbiri peşi sıra peygamberlerimizi gönderdik; her ümmete kendi peygamberi geldiğinde, onu yalanladırlar. Böylece biz de onları (yıkıma uğratıp yok etmede) bir kısmını bir kısmının izinde yürüttük ve onları (tarihin anlatıp aktardığı) bir olay kıldık. İman etmeyen kavim için yıkım olsun.

(Müminun 44)

Ümit Şimşek Meali:

Onlardan sonra da yine peygamberlerimizi peş peşe gönderdik. Ne zaman bir ümmete peygamber geldiyse onu yalanladılar. Biz de onları birbirinin peşi sıra helâk edip dillere destan yaptık. Yok olsun o inanmayanlar!

(Müminun 44)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sonra, resullerimizi art arda gönderdik. Hangi ümmete resulü geldiyse onu yalanladılar. Biz de onları birbiri ardınca yuvarladık ve hepsini birer efsane yaptık. Dönmeze gitsin iman etmeyen bir topluluk!

(Müminun 44)