23. Muminun Suresi / 56.ayet

Onlara iyilik etmek için can atıyoruz. Hayır, aslında onlar, işin farkında değiller.

Bknz: (10/7)»(10/8)(11/15)

Mustafa Çavdar Meali

Müminun 56 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Hayırlara ulaşıvermelerini sağlamadayız, hayır, anlamıyorlar.

(Müminun 56)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Biz onların hayrına koşuyoruz (ve iyiliklerine çabalıyoruz diye mi bunlar verilmektedir?) Hayır, onlar (nasıl bir akıbete ve musibete doğru sürüklendiklerinin farkında ve) şuurunda değillerdir!

(Müminun 56)

Abdullah Parlıyan Meali:

onların iyiliklerine koşuyoruz? Hayır, bu verdiğimiz tüm nimetler, onlar için bir imtihandır, ama onlar hala bunun farkında değiller.

(Müminun 56)

Adem Uğur Meali:

Kendilerine faydalar sağlamak için can atıyoruz? Hayır, onlar işin farkına varamıyorlar.

(Müminun 56)

Ahmet Hulusi Meali:

Onlar için hayırlar (olsun diye) koşuşturuyoruz! Hayır, onlar farkında değiller!

(Müminun 56)

Ahmet Tekin Meali:

İyilikleri ve iyi âkıbete kavuşmaları konusunda onların lehine gayret gösteriyoruz. Hayır, onlar işin farkına varamıyorlar.*

(Müminun 56)

Ahmet Varol Meali

Onların iyiliklerine koşuyoruz. Hayır onlar (işin) farkında olmuyorlar.

(Müminun 56)

Ali Bulaç Meali:

Biz onların hayırlarına koşuyoruz (veya yardım ediyoruz)? Hayır, onlar şuurunda değiller.

(Müminun 56)

Ali Fikri Yavuz Meali:

55,56. Onlara dünyada verdiğimiz mal ve evlâddan dolayı, biz onların hayırlarına acele ediyoruz, zannında mı bulunuyorlar? Hayır, anlamıyorlar, (dünya haline aldanıyorlar, ahiretteki perişanlığı düşünmüyorlar).

(Müminun 56)

Ali Rıza Sefa Meali:

Onların iyiliklerine mi koşuyoruz? Hayır! Ayırdında değiller.

(Müminun 56)

Ali Ünal Meali:

Üzerlerine hep hayır yağdırmak için koşturuyoruz? Asla! Meselenin farkında değil onlar.

(Müminun 56)

Bahaeddin Sağlam Meali:

55, 56. Yoksa onlara verdiğimiz mal ve evlatlar ile, yararlı işlerde onlar için koşturduğumuzu mu sanıyorlar? Hayır, onlar işin farkında değiller.

(Müminun 56)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Kendilerine mal ve çocuklar vererek, onlara iyiliklerde bulunmaya acele ettiğimizi mi sanıyorlar? Hayır, farkında değiller.

(Müminun 56)

Bekir Sadak Meali:

(55-56) Kendilerine mal ve ogullar vermekle, iyiliklerde onlar icin acele ettigimizi mi zannederler? Hayir; farkinda degiller.

(Müminun 56)

Besim Atalay Meali:

55,56. Onlara verdiğimiz mallarla, oğullarla iyilik ettiğimizi sanıyorlar mı? Onlar anlamıyorlar!

(Müminun 56)

Celal Yıldırım Meali:

(55-56) Kendilerine mal ve oğullardan verdiğimizle onlar hakkında hayırlarda acele koşuştuğumuzu mu sanırlar ? Hayır, onlar (ilâhî sünnetin hükmünü yürüteceğini) bir türlü anlayamıyorlar.

(Müminun 56)

Cemal Külünkoğlu Meali:

55,56. Onlar sanıyorlar mı ki, kendilerine verdiğimiz mal ve evlatlarla onların iyiliklerine koşuyoruz? Hayır, onlar bir türlü anlayamıyorlar. *

(Müminun 56)

Diyanet İşleri Eski Meali:

55,56. Kendilerine mal ve oğullar vermekle, iyiliklerde onlar için acele ettiğimizi mi zannederler? Hayır; farkında değiller.

(Müminun 56)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(55-56) Kendilerine bol bol verdiğimiz mal ve evlatla onların iyiliğine koştuğumuzu mu sanıyorlar? Hayır, onlar farkına varmıyorlar!

(Müminun 56)

Diyanet Vakfı Meali:

55, 56. Sanıyorlar mı ki, onlara verdiğimiz servet ve oğullar ile kendilerine faydalar sağlamak için can atıyoruz? Hayır, onlar işin farkına varamıyorlar.

(Müminun 56)

Edip Yüksel Meali:

Onların iyiliğine koşuyoruz? Hayır, farkında değiller.

(Müminun 56)

Elmalılı Orjinal Meali:

Kendilerine faydalar sağlamak için can atıyoruz. Hayır, onlar işin farkına varamıyorlar.

(Müminun 56)

Elmalılı Yeni Meali:

Kendilerine faydalar sağlamak için can atıyoruz. Hayır, onlar işin farkına varamıyorlar.

(Müminun 56)

Erhan Aktaş Meali:

Hayır, gerçeği kavrayacak bilinçte değiller.

(Müminun 56)

Gültekin Onan Meali:

Biz onların hayırlarına koşuyoruz (veya yardım ediyoruz)? Hayır, onlar şuurunda değiller.

(Müminun 56)

Hakkı Yılmaz Meali:

(55,56) Onlar, kendilerini hayırlarda koşturalım diye, kendilerine maldan ve oğullardan bir şeyler vermekte olduğumuzu mu sanıyorlar? Tam tersi, işin farkına varamıyorlar.

(Müminun 56)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

İyiliği onlara hemencecik ulaştırmamızdandır. (Hayır, sandıkları gibi değil!) Onlar (adım adım kendilerini azaba yaklaştırdığımızın) farkında değiller.

(Müminun 56)

Harun Yıldırım Meali:

Kendilerine faydalar sağlamak için can atıyoruz? Hayır, onlar işin farkına varamıyorlar.

(Müminun 56)

Hasan Basri Çantay:

(55-56) Onlar kendilerine imdad etdiğimiz (verdiğimiz) mal ve evlad ile bizim hayırlarına acele etdiğimizi mi sanıyorlar? Hayır, onlar (işin) farkına varmıyorlar.

(Müminun 56)

Hayrat Neşriyat Meali:

55,56. (Onlar,) kendilerine vermekte olduğumuz mal ve oğullar ile, onların hayırlarınamı koşuyoruz sanıyorlar? Hayır! (Onlar işin) farkına varmıyorlar!(2)*

(Müminun 56)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(55-56) Kendilerine, onunla maldan ve oğullardan destek vermemizi, kendileri için hayırlarda koşuşturmamız [olduğunu] mu sanıyorlar? Aksine, farkında değiller.

(Müminun 56)

Hüseyin Atay Meali:

55-56 Kendilerine mal ve çocuklar vererek, onlara iyiliklerde bulunmaya acele edeceğimizi mi sanıyorlar? Hayır! Farkında değiller.

(Müminun 56)

İbni Kesir Meali:

İyiliklerde onlar için acele davranmaktayız. Hayır farkında değiller.

(Müminun 56)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlar farkına varmadan biz onları yararlı işlerde koşturuyoruz ki (denensinler).

(Müminun 56)

İskender Ali Mihr Meali:

Onlara hayırları çabuklaştırdığımızı (mı sanıyorlar)? Hayır, onlar farkında değillerdir.

(Müminun 56)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

sanki Biz onların iyiliklerine mi koşmaktayız? Yok, onlar işin ne olduğunu bilmiyorlar.

(Müminun 56)

Kadri Çelik Meali:

Onlara hayırlar sağlamaya mı koşuyoruz? Hayır, onlar farkında değillerdir.

(Müminun 56)

Mahmut Kısa Meali:

Onlara lütufta bulunduğumuzu mu sanıyorlar? Hayır, tam aksine! Fakat onlar, bunun farkında değiller! Çünkü ilâhî lütfa, ancak şu özelliklere sahip olanlar kavuşabilir:

(Müminun 56)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Malları ve çocukları onların hayırlarına koşuyoruz? Hayır, hala farkında değiller.

(Müminun 56)

Mehmet Türk Meali:

Hâlbuki Biz, (din göndererek) onların iyiliğine koşuyoruz. Fakat onlar, işin farkında değiller.

(Müminun 56)

Muhammed Celal Şems Meali:

(55-56) Onlara mal ve oğullarla yardım etmemizden, iyiliklerini çabucak arttıracağımızı mı sanırlar? Hayır, (böyle) değil! (Aslında onlar gerçeği) bilmezler.

(Müminun 56)

Muhammed Esed Meali:

onları (kendi anlayışlarına göre) iyi ve yararlı (bildikleri) şeylerde yarıştırmak (istiyoruz)? Hayır, onlar (yanıldıklarının) farkında değiller!

(Müminun 56)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onlara iyilik yapmak konusunda acele davranıyoruz. Hayır, onlar, ne yaptıklarının farkında değiller.

(Müminun 56)

Mustafa Çavdar Meali:

Onlara iyilik etmek için can atıyoruz. Hayır, aslında onlar, işin farkında değiller.

Bknz: (10/7)»(10/8) - (11/15)

(Müminun 56)

Mustafa Çevik Meali:

55-56 Müşrikler kendilerine mal, mülk ve evlatlar vermekle onların durumlarını onayladığımızı ya da birbirleriyle yarıştırdığımızı mı sanıyorlar? Hayır, asla öyle değil. Onlar, uyarılmalarına rağmen işin sonunun nereye varacağını anlamak ve kabul etmek istemiyorlar.

(Müminun 56)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Bizim kendilerinin (mevcut hallerini) onayladığımızı sanıyorlar, öyle mi? Asla! Fakat onlar (bunun bile) farkında değiller.

(Müminun 56)

Osman Okur Meali:

(55-56) Sanıyorlar mı ki, onlara verdiğimiz servet ve oğullar ile kendilerine faydalar sağlamak için can atıyoruz? Hayır, onlar işin farkına varamıyorlar.

(Müminun 56)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Onlar için hayırları hususunda müsaraat ederiz. Hayır, anlamıyorlar.

(Müminun 56)

Ömer Öngüt Meali:

Onların iyiliklerine koşuyoruz? Hayır onlar işin farkında değiller.

(Müminun 56)

Ömer Sevinçgül Meali:

Kendilerine iyilik etmek için hızlı davrandığımızı mı! Hayır! İşin farkına varamıyorlar!

(Müminun 56)

Sadık Türkmen Meali:

onların iyiliklerine koşuyoruz? Hayır, onlar farkında olamıyorlar.

(Müminun 56)

Seyyid Kutub Meali:

Onların iyiliklerine koşuyoruz? Aslında onlar işin farkında değildirler.

(Müminun 56)

Suat Yıldırım Meali:

(55-56) Kendilerine verdiğimiz servet ve evlatlarla iyiliklerine koştuğumuzu mu sanıyorlar? Hayır, onlar işin farkında değiller!

(Müminun 56)

Süleyman Ateş Meali:

Onların iyiliklerine koşuyoruz? Hayır, (bu verdiğimiz dünya ni'metleri, onlar için bir imtihandır, fakat onlar) farkında değiller.

(Müminun 56)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bu iyilikleri yalnız onlar için mi yapıyoruz? Hayır, kavrayamıyorlar.

(Müminun 56)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(55-56) Yoksa onlar, ellerindeki serveti ve çocukları kendilerine iyilik etmek için verdiğimizi mi sanıyorlar? Hayır, işin farkında değiller.

(Müminun 56)

Şaban Piriş Meali:

İyiliklerde onlara acele davranıyoruz. Hayır, onlar, ne yaptıklarının farkında değiller.

(Müminun 56)

Talat Koçyiğit Meali:

55-56 Kendilerine bol bol mal ve oğul vermemizden, iyiliklerine koşuştuğumuzu mu zannediyorlar? Asla. Fakat onlar anlamıyorlar.

(Müminun 56)

Tefhimul Kuran Meali:

Biz onların hayırlarına koşuyoruz (veya yardım ediyoruz) Hayır, onlar şuurunda değiller.

(Müminun 56)

Ümit Şimşek Meali:

Hayırlarına koştuğumuzu mu sanıyorlar? Hayır, onlar farkında değiller.

(Müminun 56)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ve iyiliklerine koşuyoruz. Hayır, farkında olmuyorlar.

(Müminun 56)