79. Naziat Suresi / 46.ayet

O gün gelip çatınca onlar dünyada sanki sadece bir akşam veya bir kuşluk vakti kadar kaldıklarını sanacaklar.

Bknz: (10/45)(20/103)»(20/104)(23/112)»(23/114)(30/55)

Mustafa Çavdar Meali

Naziat 46 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Onu gördükleri gün, bir akşamcık yaşamışa dönerler, yahut da günün kuşluk çağı.

(Naziat 46)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onu (kıyameti) gördükleri gün, sanki bir akşam veya bir kuşluk-vaktinden başkasını yaşamamış gibi olacaklar (şaşkınlığa uğrayacaklardır.)

(Naziat 46)

Abdullah Parlıyan Meali:

İnsanlar kıyameti gördükleri gün, sanki dünyada ancak bir akşam veya kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler.

(Naziat 46)

Adem Uğur Meali:

Kıyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.

(Naziat 46)

Ahmet Hulusi Meali:

Onu gördükleri süreçte, sanki onlar (dünyada) hiç kalmamışlardır! Ancak bir Aşiyye (Güneş'in ufukta batma süresi) yahut onun battıktan sonraki kalan aydınlık süresi kadar dünyada yaşamış olduklarını sanırlar.

(Naziat 46)

Ahmet Tekin Meali:

İnsanlar kıyametin kopacağı ânı gördüklerinde, dünyada sadece ikindi-akşam aralığıya da kuşluk vakti kadar kaldıklarını sanırlar.

(Naziat 46)

Ahmet Varol Meali

Onlar onu gördükleri gün sanki (dünyada) bir akşam veya kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar.

(Naziat 46)

Ali Bulaç Meali:

Onu gördükleri gün, sanki, bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başkasını yaşamamış gibidirler.

(Naziat 46)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(İnsanlar), kıyameti görecekleri gün, sanki bir akşam veya kuşluğundan başka (dünyada, yahud kabirlerde) durmamışa dönecekler.

(Naziat 46)

Ali Rıza Sefa Meali:

Onu gördükleri gün, bir akşam veya bir kuşluk zamanından başka kalmamış gibi olacaklardır.

(Naziat 46)

Ali Ünal Meali:

Onunla karşılaştıkları gün öyle gelir ki onlara, sanki bir akşam veya bir sabah vakti kalmışlar dünyada.

(Naziat 46)

Bahaeddin Sağlam Meali:

O kıyameti görecekleri gün, bir günün ya akşamı veya sabahı kadar kalmış olduklarını sanacaklar.

(Naziat 46)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Sana,kıyametin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. Sen onun hakkında ne söyleyebilirsin ki? Onun bilgisi sadece Rabbine aittir. Sen, sadece kıyametten korkanı uyaransın. Kıyameti gördükleri gün, dünyada ancak bir akşam, yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibi olurlar.

(Naziat 46)

Bekir Sadak Meali:

Kiyameti gordukleri gun dunyada ancak bir aksam yahut bir kusluk vakti kadar kalmis olduklarini sanirlar.*

(Naziat 46)

Besim Atalay Meali:

O gün, onlar kıyameti görende, dünyada durdukları sanki ya bir akşam üzeri, ya da bir kuşluk gibi, pek kısa gelecektir!

(Naziat 46)

Celal Yıldırım Meali:

Kıyâmet'i gördükleri gün sanki (Dünya'da) ancak bir akşam veya kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler. (Dünya'nın ömrünün uzunluğuna, Âhiretin sonsulzuğuna nisbetle insanoğlunun ömrünün ne kadar kısa olduğuna işaret ediliyor.)

(Naziat 46)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onlar onu (kıyameti) gördükleri zaman sanki dünyada bir akşam veya onun kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olacaklar.*

(Naziat 46)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Kıyameti gördükleri gün dünyada ancak bir akşam yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış olduklarını sanırlar.*

(Naziat 46)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Kıyameti gördükleri gün onlar, sanki dünyada ancak bir akşam, yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler.

(Naziat 46)

Diyanet Vakfı Meali:

Kıyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.

(Naziat 46)

Edip Yüksel Meali:

Onu gördükleri gün, sanki (dünyada) bir akşam veya kuşluk vakti kadar kalmışlardır

(Naziat 46)

Elmalılı Orjinal Meali:

Onu görecekleri gün onlar, sanki bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler

(Naziat 46)

Elmalılı Yeni Meali:

Onlar, onu (kıyameti) görecekleri gün, sanki bir akşam veya bir kuşluğundan başka durmamışa dönecekler.

(Naziat 46)

Erhan Aktaş Meali:

Onlar onu[1] görecekleri gün, dünyada bir akşam veya kuşluğundan[2] başka kalmamış sanacaklar.

1)Kıyameti.
2)Kuşluk vakti kadar.

(Naziat 46)

Gültekin Onan Meali:

Onu gördükleri gün sanki, bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başkasını yaşamamış gibidirler.

(Naziat 46)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sonra onlar onu görecekleri gün, dünyada bir akşam veya kuşluğundan başka durmamış gibidirler.

(Naziat 46)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onu gördükleri gün, bir akşamüstü ya da bir kuşluk vakti kadar (dünyada) kalmış gibilerdir.

(Naziat 46)

Harun Yıldırım Meali:

Onu gördükleri gün, sanki bir akşam veya kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olur onlar.

(Naziat 46)

Hasan Basri Çantay:

Onlar bunu görecekleri gün sanki (günün) bir akşamından, yahud bir kuşluğundan başka durmamışlardır.

(Naziat 46)

Hayrat Neşriyat Meali:

Onu görecekleri gün, sanki onlar (dünyada) bir akşam veya onun kuşluk vaktinden başka kalmamış gibidirler!

(Naziat 46)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Onlar, onu [saati] görecekleri gün sanki (dünyada) bir akşam veya onun [akşamın] aydınlığından [daha fazla süre] hiç kalmamış gibidirler.

(Naziat 46)

Hüseyin Atay Meali:

42-46 Sana Saatin ne zaman dikileceğini soruyorlar. Onu anmak senin neyine? Onun sonu Rabbinde biter. Sen sadece dirilişten korkanı uyaransın. Onu gördükleri gün, ancak bir akşam, yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibi olurlar.

(Naziat 46)

İbni Kesir Meali:

Ve onlar onu gördükleri gün; sadece bir akşam veya bir kuşluk vakti kalmış gibi olurlar.

(Naziat 46)

İlyas Yorulmaz Meali:

O gün insanlar kıyameti gördüklerinde, sanki yeryüzünde, bir gece veya bir gündüz kalmış gibi olurlar.

(Naziat 46)

İskender Ali Mihr Meali:

Sanki onlar, onu (kıyâmeti) görecekleri gün, sanki bir akşam veya kuşluk vaktinden başka (zamanları) kalmamış gibi olurlar.

(Naziat 46)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onlar kalkışı gördükleri gün dünyada yalnız akşam vakti ya da kuşluk vakti kadar kaldıklarını sanacaklardır.

(Naziat 46)

Kadri Çelik Meali:

Kendileri onu gördükleri gün, sanki onlar, bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başkasını yaşamamış gibidirler.

(Naziat 46)

Mahmut Kısa Meali:

Kâfirler onu, yani yeniden diriliş vaadinin gerçekleştiğini gördükleri Gün, bu dünyada sadece bir akşam üzeri veya kuşluk vakti kadar kaldıklarını zannedecekler.

(Naziat 46)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Nihayetinde onu gördükleri gün kendileri düşünürler. Ancak bir akşam-bir sabah faslı kadar dünyada durdular.

(Naziat 46)

Mehmet Türk Meali:

Onlar o (kıyamet gününü) gördükleri zaman (dünyada) bir akşam veya kuşluk vaktinden fazla kalmamışa dönecekler.

(Naziat 46)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar onu gördükleri gün, (dünyada) sadece bir akşam veya bir sabah kalmış gibi hissedecekler.

(Naziat 46)

Muhammed Esed Meali:

Onu anladıkları Gün (onlara, bu dünyada) bir akşamdan ya da kuşluğuyla (birlikte sona eren bir gece)den fazla kalmamışlar (gibi gelecek)!

(Naziat 46)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

O günü gördüklerinde onlar, sanırlar ki, dünyada ya bir gece ya da bir kuşluk vakti kadar kalmışlardır.

(Naziat 46)

Mustafa Çavdar Meali:

O gün gelip çatınca onlar dünyada sanki sadece bir akşam veya bir kuşluk vakti kadar kaldıklarını sanacaklar.

Bknz: (10/45) - (20/103)»(20/104) - (23/112)»(23/114) - (30/55)

(Naziat 46)

Mustafa Çevik Meali:

42-46 Ey Peygamber! Sana hâlâ ısrarla Son Saat’in ne zaman gelip de, Kıyamet’in kopacağını soruyorlar. O’nun zamanını Biz bildirmedik ki sen nereden bileceksin!? Onun ne zaman gelip çatacağını yalnızca Allah bilir. Senin görevin sadece Son Saat’in gelip Kıyamet’in mutlaka gerçekleşeceğini bildirmek ve O Gün’ün dehşeti ile uyarmaktır. Hesap vermek üzere diriltildiklerinde, bugünleri yalan sayıp, inkâr ederek yaşamış olanlar, dünyada sanki bir gece ya da akşamdan kuşluk vaktine kadar kaldıklarını sanacaklar.

(Naziat 46)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(Kafirler) bu hakikati bizzat gördükleri gün, onlara sanki (bu dünyada) bir akşam veya bir kuşluktan fazla kalmamışlar gibi gelecek.

(Naziat 46)

Osman Okur Meali:

Onlar onu (kıyameti) gördükleri gün sanki (ölüm anından sonra) bir akşam veya kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar.

(Naziat 46)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Onlar, o Kıyameti gördükleri gün sanki bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başka kalmamış gibi olurlar.

(Naziat 46)

Ömer Öngüt Meali:

Onlar o kıyameti gördükleri gün, sanki dünyada bir akşamdan veya kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar.

(Naziat 46)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onlar onu gördükleri zaman sanki bir akşam vakti ya da bir kuşluk zamanı kadar bile kalmamış gibi olurlar!

(Naziat 46)

Sadık Türkmen Meali:

Onlar onu gördükleri gün sanki sadece bir akşam vakti veya bir kuşluk vakti kadar kalmış gibi olurlar!

(Naziat 46)

Seyyid Kutub Meali:

Onlar onu gördükleri zaman sanki dünyada bir akşam veya onun kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar.

(Naziat 46)

Suat Yıldırım Meali:

Onu gördükleri gün öyle gelir ki onlara; yalnız bir akşam veya bir sabah faslı durdular dünyada.

(Naziat 46)

Süleyman Ateş Meali:

Onlar onu gördükleri zaman sanki (dünyada) bir akşam veya onun kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar.

(Naziat 46)

Süleymaniye Vakfı Meali:

İnsanlar onu gördükleri gün, bu dünyada bir akşam ya da bir gündüz vakti[1] kadar kalmış gibi olurlar.

1) Buraya şöyle meal verilir:"dünyada bir akşamüstü ya da kuşluk vakti kadar kalmış gibi olurlar." Bizim farklı meali vermemizin asıl sebebi şu iki ayettir: Allah: "Yeryüzünde yıl sayısı olarak ne kadar kaldınız?" diye soracak; onlar da: "Bir gün ya da günün bir kısmı kadar kaldık..." diyeceklerdir. (Müminun 23/113) Duha,güneşin yükseldiği ve sıcaklığın etkisini göstermeye başladığı kuşluk vakti olarak tanımlanır ama İlgili ayetler üzerinde dikkat düşünülünce bu tanımın eksik olduğu görülür. (Bkz: Şems suresinin dipnotu) Duhaha=ضُحَاهَا'daki ‘ha = onun' zamiri, 29. ayette olduğu gibi sema'yı gösterir. Göğün duhası gündüzdür. (Lisan'ul-arab ضحا md.) Aşiyye = عَشِيَّةً de güneşin tepe noktasından kayması ile batması arasındaki vakit sayılır. Âyetlere uygun olan, müfredat'taki "güneşin tepe noktasından batıya kayması ile başlayıp sabaha kadar süren vakit olmasıdır. Bir yerde "bir akşam kaldım" diyen kişi, genellikle bunu kasteder. "Gündüz vakti kaldım" diyen de güneş batmadan ayrıldığını söylemiş olur. Bu da Müminun Suresinin 113. ayetine tam uyar.  

(Naziat 46)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(42-46) Sana kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. Sen onun vaktini nereden bileceksin? Onunla ilgili herşeyi ancak Rabbin bilir. Sen ancak ondan korkanları uyarmakla görevlisin. Kıyamet koptuğunda, yeryüzünde sadece bir akşam ya da kuşluk vakti kadar kaldıklarını sanırlar.

(Naziat 46)

Şaban Piriş Meali:

Onu gördükleri gün, onlar sanki, sadece bir akşam veya bir kuşluk vakti süresince (dünyada) kalmış olurlar.

(Naziat 46)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlar kıyameti gördükleri gün, dünyada sanki günün bir akşamından yahut bir kuşluk vaktinden fazla kalmadıklarını zannederler.

(Naziat 46)

Tefhimul Kuran Meali:

Kendileri onu gördükleri gün, sanki onlar, bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başkasını yaşamamış gibidirler.

(Naziat 46)

Ümit Şimşek Meali:

O günü gördüklerinde sanırlar ki, dünyada ya bir gece kalmışlardır, ya da bir kuşluk vakti.

(Naziat 46)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onu gördükleri gün onlar, dünyada sanki bir akşam veya onun kuşluk vaktinden başka kalmamışa dönerler.

(Naziat 46)