10. Yunus Suresi / 35.ayet

De ki:
– (İlahlık nitelikler yakıştırdıklarınızdan) hakikate ulaştıran var mıdır? De ki:
– Allah’tır hakikate ulaştıran. Hakikate ulaştıran mı uyulmaya daha layıktır, yoksa kendisine yol gösterilmedikçe doğruya ulaşamayan mı? Ne oluyor size? Nasıl böyle hüküm veriyorsunuz?

Bknz: (16/9)(17/9)(68/36)

Mustafa Çavdar Meali

Yunus 35 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

De ki: Ona eş saydıklarınız içinde hangisi halkı gerçeğe sevkedip yol gösterir? De ki: Allah, gerçek yola sevk eder, doğru yolu gösterir. Halkı gerçeğe sevk eden mi uyulmaya daha layıktır, doğru yola sevkedilmedikçe o yolu bulamayan mı? Nasıl hükmediyorsunuz?

(Yunus 35)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

De ki: "Sizin şirk koştuklarınızdan (insanlara hidayet edip) Hakka ulaştırabilecek var mı?" De ki: "Hakka (doğruya) ulaştıracak Allah'tır. Öyleyse, Hakka ulaştıran mı uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa doğru yola ulaştırılmadıkça kendisi hidayete (doğru yola) ulaşamayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?"

(Yunus 35)

Abdullah Parlıyan Meali:

De ki: O sizin ilahlaştırdığınız varlıklardan, hiç sizi gerçeğe eriştiren var mı? De ki: Yalnızca Allah'tır gerçeğe ulaştıran. Öyleyse, gerçeğe eriştiren mi izlenmeye daha layıktır, yoksa kendisine yol gösterilmedikçe, kendi başına doğru yolu bulamayacak durumda olan mı? Peki ne oluyor size, nasıl böyle yanlış hükmediyorsunuz?

(Yunus 35)

Adem Uğur Meali:

De ki: Ortak koştuklarınızdan hakka iletecek olan var mı? De ki: "Hakka Allah iletir." Öyle ise hakka ileten mi uyulmaya daha lâyıktır; yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor? Nasıl (böyle yanlış) hükmediyorsunuz?

(Yunus 35)

Ahmet Hulusi Meali:

De ki: "Ortak koştuklarınızdan hangisi Hakk'a erdirebilir?" De ki: "Allah, Hakk'a hidayet eder... Hakk'a erdiren mi tabi olunmayı hak eder, yoksa kendisi hidayet bulmakta yetersiz olan mı? Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?"

(Yunus 35)

Ahmet Tekin Meali:

Onlara: “İlâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah'a ortak koştuğunuz varlıklar arasında hakça düzene yönlendirecek, aydınlatıcı bilgiler veren var mı?” de. Sen: “Allah hakça düzenin gerçekleşmesi için aydınlatıcı bilgi verir. O halde hakça düzene yönlendirecek, aydınlatıcı bilgiler veren mi tâbî olmaya daha lâyıktır, yoksa, doğru yol gösterilmedikçe, kendi kendine doğru yolu bulamayacak olan mı? Sizin ne imtiyazınız var? Nasıl hüküm veriyorsunuz?” de.

(Yunus 35)

Ahmet Varol Meali

De ki: "Sizin ortak koştuklarınızdan hakka iletecek olan var mıdır?" De ki: "Allah hakka iletir. Öyleyse hakka ileten mi uyulmaya daha lâyıktır yoksa kendisi yöneltilmedikçe doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz!"

(Yunus 35)

Ali Bulaç Meali:

De ki: "Sizin şirk koştuklarınızdan hakka ulaştırabilecek var mı?" De ki: "Hakka ulaştıracak Allah'tır. Öyleyse, hakka ulaştıran mı uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa doğru yola ulaştırılmadıkça kendisi hidayete ulaşmayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?"

(Yunus 35)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Ey Rasûlüm), de ki: “-Ortaklarınızdan hak yolu gösterebilecek var mı? “ (cevap veremiyen müşriklere) de ki: “- Allah, ancak hak yolu gösterir ve ona iletir. O halde, hakka ileten mi uyulmaya daha lâyıktır, yoksa kendisine hidayet olunmadıkça tek başına doğru yolu bulamıyan (putunuz) mu? Öyle ise, ne oluyorsunuz, nasıl bâtıl hüküm veriyorsunuz (uyulmaya lâyık olmayan putlara uyuyorsunuz?)”

(Yunus 35)

Ali Rıza Sefa Meali:

De ki: "Ortaklar koştuklarınız arasında, sizi gerçeğe eriştiren var mı?" De ki: "Gerçeğe eriştiren Allah'tır. Öyleyse gerçeğe eriştiren mi izlenmeye yaraşır; yoksa yol gösterilmedikçe doğru yolu bulamayacak olan mı? Öyleyse size ne oluyor; nasıl yargı veriyorsunuz?"

(Yunus 35)

Ali Ünal Meali:

Yine de ki: “Allah’a ortak tanıdıklarınız içinde gerçeğe ulaştıran biri var mıdır?” Sen, şöyle de: “Allah, gerçeğe ulaştırır. O halde söyleyin: Gerçeğe ulaştıran mı tâbi olunmaya lâyıktır, yoksa elinden tutularak doğru yolun üzerine bırakılmadıkça kendileri yol bulamayanlar mı? Ne oluyor size? Nasıl böyle yanlış hükümlerde bulunabiliyorsunuz?”

(Yunus 35)

Bahaeddin Sağlam Meali:

De ki: “Allah’a eş koştuklarınızdan hak ve hakikati gösterecek kimse var mı?” De ki: “Ancak Allah, hak ve hakikati gösterir. Hakkı gösteren mi tabi olunmaya layık, yoksa ona yol gösterilmeden yol bulamayan mı? Artık ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?”

(Yunus 35)

Bayraktar Bayraklı Meali:

De ki: "Ortak koştuklarınızdan, hakka iletecek olan var mı?" De ki: "Allah hakka iletir. Öyle ise hakka götüren mi uyulmaya layıktır, yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor? Nasıl böyle yanlış hükmediyorsunuz?"

(Yunus 35)

Bekir Sadak Meali:

De ki: «Kostugunuz ortaklardan gercege eristiren var midir?» De ki: «Ama Allah gercege eristirir. Gercege eristiren mi, yoksa, birisi goturmezse gidemeyen mi uyulmaga daha layiktir? Ne bicim hukum veriyorsunuz?»

(Yunus 35)

Besim Atalay Meali:

De ki: «Allah halkı yaratır, önce yaratan, sonra yine getirendir, niçin yalan söylersiniz?»

(Yunus 35)

Celal Yıldırım Meali:

De ki: Ortak edindiklerinizden Hakk'a yol gösteren, Hakk'a ileten var mıdır ? De ki:. Allah Hakk'a yol gösterir ve ona iletir. Hakk'a ileten mi, yoksa iletilmeden kendiliğinden hak yolu bulamayan mı uyulmaya daha lâyıktır ? Size ne oluyor, nasıl hükmediyorsunuz?!

(Yunus 35)

Cemal Külünkoğlu Meali:

De ki: “Ortak koştuklarınızdan doğru yolu gösterecek olan var mıdır?” Yine de ki: “Allah, hak olan doğru yola iletir. O halde doğru yola ileten mi kendisine uyulmaya daha layıktır, yoksa kendisine yol gösterilmeyince onu bulamayan mı daha layıktır. O halde ne oluyor size? Nasıl hükmediyor (Allah'tan başka varlıklara kulluk ediyor)sunuz?”

(Yunus 35)

Diyanet İşleri Eski Meali:

De ki: "Koştuğunuz ortaklardan gerçeğe eriştiren var mıdır?" De ki: "Ama Allah gerçeğe eriştirir. Gerçeğe eriştiren mi, yoksa, birisi götürmezse gidemeyen mi uyulmağa daha layıktır? Ne biçim hüküm veriyorsunuz?"

(Yunus 35)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

De ki: "Allah'a koştuğunuz ortaklarınızdan hakka iletecek olan bir kimse var mı?" De ki: "Hakka Allah iletir." Öyle ise, hakka ileten mi uyulmaya daha layıktır, yoksa iletilmedikçe doğru yolu bulamayan kimse mi? Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?"

(Yunus 35)

Diyanet Vakfı Meali:

De ki: Ortak koştuklarınızdan hakka iletecek olan var mı? De ki: «Hakka Allah iletir.» Öyle ise hakka ileten mi uyulmaya daha lâyıktır; yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor? Nasıl (böyle yanlış) hükmediyorsunuz?

(Yunus 35)

Edip Yüksel Meali:

De ki 'Ortaklarınızdan hangisi gerçeğe ulaştırabilir?' De ki, 'ALLAH gerçeğe ulaştırır. Gerçeğe ulaştıran mı uyulmaya daha yaraşır, yoksa gerçeğe ulaştırılmadıkça gerçeği bulamıyan mı? Ne biçim hüküm veriyorsunuz?'

(Yunus 35)

Elmalılı Orjinal Meali:

De ki sizin şeriklerinizden hakka hidayet eden var mı? Allah de ki: hakka hidayet eder, o halde hakka hidayet eden mi ittibaa ehaktır, yoksa hidayet olunmadıkça kendi kendine iremiyen mi? O halde ne oluyorsunuz? Nasıl hukmediyorsunuz?

(Yunus 35)

Elmalılı Yeni Meali:

De ki: "Sizin ortak koştuklarınız arasında doğru yola hidayet eden biri var mı?" De ki: "Allah doğru yola hidayet eder. O halde doğru yola hidayet eden mi uyulmaya layıktır yoksa hidayet olunmadıkça kendi kendine onu bulamayan mı? O halde ne oluyorsunuz? Nasıl hüküm veriyorsunuz?"

(Yunus 35)

Erhan Aktaş Meali:

De ki: "Ortak koştuklarınızdan, hakka[1] iletebilecek kimse var mı?" De ki: "Allah hakka iletir. Hakka ileten mi, yoksa kendisi iletilmedikçe doğru yolu bulamayan mı uyulmaya daha layıktır. Ne oluyor size, nasıl karar veriyorsunuz?"

1)Gerçeğe.

(Yunus 35)

Gültekin Onan Meali:

De ki: "Sizin şirk koştuklarınızdan hakka ulaştırabilecek var mı?" De ki: "Hakka ulaştıracak Tanrı'dır. Öyleyse, hakka ulaştıran mı uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa doğru yola ulaştırılmadıkça kendisi hidayete ulaşmayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?"

(Yunus 35)

Hakkı Yılmaz Meali:

De ki: “Ortaklarınızdan doğru yolu gösterecek olan kimdir?” De ki: “Allah, hak olan doğru yola kılavuzluk eder. O hâlde kim doğru yola kılavuz olur? O hâlde doğru yola kılavuz olan mı kendisine uyulmaya daha lâyıktır, yoksa kendisine yol gösterilmeyince onu bulamayan mı? O hâlde size ne oluyor? Nasıl hükmediyorsunuz?”

(Yunus 35)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

De ki: “Sizin (Allah’a) ortak koştuklarınız içinde hakka iletebilecek var mı?” De ki: “Allah’tır hakka ileten.” Hakka ileten (Allah mı) uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa kendisine yol gösterilmedikçe doğruyu bulamayan (putlar ve onlar adına konuşan din bezirganları) mı? Ne oluyor size, nasıl hüküm veriyorsunuz?

(Yunus 35)

Harun Yıldırım Meali:

De ki: “Şirk koştuklarınızdan hakka ulaştırabilecek var mı?” De ki: “Hakka ulaştıracak Allah’tır. Öyleyse, hakka ulaştıran mı uyulmaya daha layıktır, yoksa doğru yola ulaştırılmadıkça kendisi hidayete ulaşmayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?”

(Yunus 35)

Hasan Basri Çantay:

De ki: "Sizi ortaklarınızın içinden hakkı (doğru yolu) gösterecek bir kimse var mıdır"? De: "Hakkı gösterecek ve ona iletecek Allahdır. O halde hakka hidayet edecek (Allah) mı (kendisine) uyulmıya daha layıkdır, yoksa (hayat ve) hidayet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan (o uydurma Tanrılar) mı? Ne oluyor size? Nasıl (böyle yanlış) hükmediyorsunuz"?

(Yunus 35)

Hayrat Neşriyat Meali:

De ki: “(Allah'a şirk koştuğunuz) ortaklarınızdan hakka hidâyet edecek var mı?” De ki: “Allah, hakka hidâyet eder. Öyle ise hakka hidâyet eden mi tâbi' olunmaya daha lâyıktır, yoksa hidâyet olunmadıkça kendi kendine doğru yolu bulamayan mı? Öyle ise size ne oluyor? Nasıl (böyle esassız) hüküm veriyorsunuz?”

(Yunus 35)

Hubeyb Öndeş Meali: /

"Ortaklarınızdan olup Hakka doğru yol gösteren kimse var mıdır?" de. "Allah, hak için yol gösterendir. O halde, Hakka doğru yol gösteren kimse mi uyulmaya daha layıktır (Haktır)? Yoksa kendisine yol gösterilmediği sürece doğru yol bulamayan¹ kimse mi? Sizin için ne var ki? nasıl hüküm veriyorsunuz?" de.

(Yunus 35)

Hüseyin Atay Meali:

De ki: "Ortaklarınızdan gerçeği gösteren var mıdır?" De ki: "Allah gerçeği gösterir." Gerçeği gösteren mi? Yoksa kendisine gösterilmeden doğru yolu gösteremeyen mi uyulmaya daha çok yaraşır? Size ne oluyor? Nasıl hüküm veriyorsunuz?

(Yunus 35)

İbni Kesir Meali:

De ki: Sizin ortaklarınız içinde; hakka ileten var mıdır? De ki: Allah hakka eriştirir. Hakka eriştiren mi, yoksa götürülmeden gidemeyen mi uyulmaya daha layıktır. Ne oluyor size, nasıl hükmediyorsunuz?

(Yunus 35)

İlyas Yorulmaz Meali:

Deki “Ortaklarınızdan gerçek doğru yolu gösterip, sonra o doğru yola iletecek var mı?” Deki “Allah, gerçek doğrulara iletir. Gerçek doğrulara ileten, tabi olunmaya daha layık değil midir? Yoksa kendileri doğru yola iletilmeye muhtaç olanlar mı, tabi olunmaya layıktır? Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?”

(Yunus 35)

İskender Ali Mihr Meali:

De ki: “Sizin ortaklarınızdan Hakk’a hidayet edecek (ulaştıracak) kimse var mı?” De ki: “Allah, Hakk’a hidayet eder (ulaştırır). Öyleyse Hakk’a hidayet eden (ulaştıran) mı tâbî olunmaya daha lâyıktır (daha çok hak sahibidir) yoksa hidayete erdirilmedikçe, kendisi hidayete eremeyen kimse mi?” Artık size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?

(Yunus 35)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

De ki: Sizin eş koştuklarınız arasında doğru yola iletebilecek biri var mıdır? De ki: «Doğru yola iletecek olan, yalnız Allah'tır. Öyleyse, doğru yola iletebilecek olan Allah mı uyulmıya değer, yoksa doğru yola iletilmedikçe kendi kendilerini doğru yola iletemiyen yalancı tanrılar mı? Size ne oluyor da böyle yanlış yargılıyorsunuz?»

(Yunus 35)

Kadri Çelik Meali:

De ki: “Koştuğunuz ortaklardan gerçeğe hidayet eden var mıdır?” De ki: “(Ama) Allah gerçeğe hidayet eder. Gerçeğe hidayet eden mi, yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine hidayeti bulamayan mı uyulmağa daha layıktır? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?”*

(Yunus 35)

Mahmut Kısa Meali:

Ey Müslüman! Bıkıp usanmadan hakîkati haykırmaya devam ederek de ki: “Sizin Allah’a ortak koştuğunuz sahte ilâhlarınız, arasında, her türlü beşeri zaaflardan, önyargılardan uzak biçimde, insanoğlunu dünya ve âhirette mutluluğa ulaştıracak mutlak hakîkati ortaya koyarak sizi doğru yola iletebilecek biri var mı?” Yine cevabı kendin vererek de ki: “Sizin de itiraf edeceğiniz gibi, gönderdiği kitaplar ve elçiler vasıtasıyla insanoğlunu mutlak hakîkate ileten, yalnızca Allah’tır! Şimdi söyleyin, tüm varlığı doğru yola ileten sonsuz kudret sahibi Allah mı itaat edilmeye daha lâyıktır, yoksa kendisine yol gösterilmedikçe doğru yolu bulamayacak kadarâciz olan yaratıklar mı? Şu hâlde ey halkım, neyiniz var sizin; nasıl hüküm veriyorsunuz?” Allah’ın ayetlerini reddeden bu insanlar, bakın kendilerine neyi rehber ediniyorlar?

(Yunus 35)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Ulaştırıp hakka vardıracak bir şirk koştuğunuz var mı?" de. Yine de ki: "Allah'tır Neticesi hak olan şeye ulaştıracak. Öyleyse, doğru olan gerçeğe O ulaştıracaktır. Ulaştırmadıkça O, hak yola, kendisi hidayete varan var mı? Nasıl hükmedersiniz sizler?

(Yunus 35)

Mehmet Türk Meali:

(Yine onlara): “Sizin Allah’a ortak koştuklarınızdan Hakka (giden) yolu gösterebilecek birisi var mıdır?” de. (Ve onlara): “Hakka ulaştırmak için en doğru yolu, ancak Allah gösterir.1 Hakka (giden) doğru yolu gösteren (Peygamber) mi uyulmaya daha lâyıktır yoksa kendilerine doğru yol gösterilmedikçe asla doğruyu bulamayacak kadar âciz olanlar mı?2 Şimdi size ne oluyor da nasıl böyle (yanlış) hükümler veriyorsunuz?” de.*

(Yunus 35)

Muhammed Celal Şems Meali:

De ki: “Ortak koştuklarınızdan, (insanları) hakka kavuşturan var mı?” De ki: “(İnsanları) hakka kavuşturan, ancak Allah’tır. Öyleyse hakka kavuşturan (Yüce Allah’ın buyrukları) mı, yoksa yönlendirilmedikçe, kendi başına doğru yola gidemeyen mi, uyulmaya daha lâyıktır? Peki, size ne oldu? Ne biçim kararlar veriyorsunuz?”

(Yunus 35)

Muhammed Esed Meali:

De ki: "O sizin tanrılaştırdığınız varlıklardan hiç sizi hakka eriştiren var mı?" De ki: "(Yalnızca) Allah'tır, hakka eriştiren. Öyleyse, hakka eriştiren mi izlenmeye layıktır, yoksa kendisine yol gösterilmedikçe bir başına doğru yolu bulamayacak durumda olan mı? Peki, ne oluyor size ve muhakemenize!"

(Yunus 35)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

De ki; "Ortak koştuklarınızdan gerçeğe eriştiren var mıdır?" De ki; "Gerçeği Allah gösterir. Gerçeği gösteren mi uyulmaya daha layıktır; yoksa birisi yol göstermezse, doğruya ulaşamayan mı? Peki ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?"

(Yunus 35)

Mustafa Çavdar Meali:

De ki: – (İlahlık nitelikler yakıştırdıklarınızdan) hakikate ulaştıran var mıdır? De ki: – Allah’tır hakikate ulaştıran. Hakikate ulaştıran mı uyulmaya daha layıktır, yoksa kendisine yol gösterilmedikçe doğruya ulaşamayan mı? Ne oluyor size? Nasıl böyle hüküm veriyorsunuz?

Bknz: (16/9) - (17/9) - (68/36)

(Yunus 35)

Mustafa Çevik Meali:

De ki: “Söyleyin bakalım o ilah kabul ettiklerinizin içinde, sizi doğru olana, adalete, mutluluğa, güven içinde yaşamaya yöneltebilecek var mı? De ki: “İnsanları doğruya, adil ve güvenli olana davet edip yönelten yalnızca Allah’tır. O halde doğru olana yönelten mi uyulmaya daha layıktır, yoksa kendisine doğru yol gösterilmedikçe kendi başına onu bulması imkânsız olan mı? Gerçek bu kadar açık iken nasıl oluyor da bunu düşünemiyor ve buna göre seçiminizi yapmıyorsunuz?”

(Yunus 35)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Sor (onlara): "Hak yola yönelten kimse ortak koştuklarınızdan biri midir?" Cevap ver: "Hak yola yönelten sadece Allah'tır. Peki, hak yola yönelten mi uyulmaya daha layıktır, yoksa yol gösterilmedikçe kendi başına doğru yolu bulamayacak olan mı? Şu halde ne oluyor size; nasıl böyle bir hükme varabiliyorsunuz?"

(Yunus 35)

Osman Okur Meali:

De ki: Ortak koştuklarınızdan hakka iletecek olan var mı? De ki: «Hakka Allah iletir.» Öyle ise hakka ileten mi uyulmaya daha layıktır; yoksa doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor? Nasıl (böyle yanlış) hükmediyorsunuz?

(Yunus 35)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

De ki: «Sizin şeriklerinizden Hakk'a hidâyet edecek bir kimse var mıdır? De ki: «Allah Teâlâ Hakk'a hidâyet eder. Artık Hakk'a hidâyet eden zât mı uyulmaya daha haklıdır, yoksa hidâyet olunmadıkça kendi kendine hidâyete eremiyecek kimse mi? Artık sizin için ne var? Nasıl hükmediyorsunuz?»

(Yunus 35)

Ömer Öngüt Meali:

De ki: “Sizin ortak koştuklarınızdan Hakk'a iletecek olan var mıdır?” De ki: “Allah'tır Hakk'a ileten. O halde Hakk'a ileten mi uyulmaya daha lâyıktır, yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine doğruyu bulamayan mı daha lâyıktır? Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?”

(Yunus 35)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Allah’ın yanı sıra tanrı edindiklerinizden, sizi gerçeğe ileten var mı!” de. “Allah gerçeğe eriştirir” de. “Gerçeğe eriştiren mi, yoksa ‘bir başkası tarafından’ eriştirilmedikçe kendisi erişemeyen mi uyulmaya daha layıktır! Ne biçim hüküm veriyorsunuz!” de.

(Yunus 35)

Sadık Türkmen Meali:

De ki: “Sizin ortak koştuklarınızdan gerçeğe götürebilecek var mı?” De ki: “Allah gerçeğe götürür. Öyleyse gerçeğe götüren kimse mi uyulmaya daha lâyıktır? Yoksa tutulup doğru yola götürülmedikçe, kendisi doğru yolu bulamayan kimse mi? O halde neyiniz var sizin? Nasıl hükmediyorsunuz?”

(Yunus 35)

Seyyid Kutub Meali:

Onlara de ki; «Allah'a ortak koştuğunuz putlar arasında gerçeğe ileten var mı?» De ki; «Allah, insanları gerçeğe iletir.» Acaba insanları gerçeğe ileten mi uyulmaya daha layıktır, yoksa başkasının kılavuzluğundan yararlanmadıkça doğru yolu kendi kendine bulamayan mı? O halde size ne oluyor da böyle yanlış hüküm veriyorsunuz?

(Yunus 35)

Suat Yıldırım Meali:

De ki: "O şeriklerinizden hakikate götürecek var mı? De ki: "Gerçeğe ancak Allah hidayet eder."Şimdi söyleyin bakalım; gerçeğe ulaştıran mı tabi olunmaya layıktır, yoksa elinden tutulup doğru yola götürülmedikçe kendisi yol bulamayan mı?Ne oluyor size! Nasıl böyle yanlış hükmediyorsunuz?"

(Yunus 35)

Süleyman Ateş Meali:

De ki: "Sizin ortaklarınızdan hakka götürecek var mı?" De ki: "Allah, hakka götürür. Hakka götüren mi uyulmağa daha layıktır, yoksa (tutulup) yola götürülmedikçe kendisi doğru yolu bulamayan mı? O halde neyiniz var? Nasıl hükmediyorsunuz?"

(Yunus 35)

Süleymaniye Vakfı Meali:

De ki "Ortak saydıklarınız arasında doğruyu gösterecek biri var mı? De ki "Doğruyu gösteren Allah'tır. Öyleyse, doğruyu gösterene uymak mı, yoksa kendine gösterilmedikçe doğruyu gösteremeyecek olana uymak mı daha doğrudur? Size ne oluyor? Ne biçim karar veriyorsunuz?"

(Yunus 35)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

De ki: "Allah'a ortak koştuklarınız arasında hakka iletebilen var mı?" De ki: "Ancak Allah hakka iletebilir. Öyleyse hakka iletebileni mi izlemek gerekir, yoksa kendisine gösterilmedikçe doğru yolu bulamayanı mı? Ne kadar yanlış düşünüyorsunuz?"

(Yunus 35)

Şaban Piriş Meali:

De ki: -Ortak koştuklarınızdan gerçeğe eriştiren var mıdır? De ki: -Allah, gerçeği gösterir. Gerçeği gösteren mi uyulmaya daha layıktır; yoksa birisi yol göstermezse, doğruya ulaşamayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?

(Yunus 35)

Talat Koçyiğit Meali:

(Ey Muhammed! Yine müşriklere) de ki: "Ortak koştuğunuz (ilâhlar) arasında, hiç hakka hidayet eden biri var mı"? De ki: "Yalnız Allah hakka hidayet eder. Buna göre, hakka hidayet eden mi uyulmaya daha layıktır; yoksa hidayet olunmadıkça hakka yönelemeyen kimse mi? O halde sizin neyiniz var; nasıl hükmediyorsunuz"?

(Yunus 35)

Tefhimul Kuran Meali:

De ki: «Sizin şirk koştuklarınızdan hakka ulaştırabilecek var mıdır?» De ki: «Hakka ulaştıracak Allah'tır. Öyleyse, hakka ulaştıran mı uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa doğru yola ulaştırılmadıkça kendisi hidayete ulaşmayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?»

(Yunus 35)

Ümit Şimşek Meali:

De ki: Allah'a ortak koştuklarınız arasında, hak yola rehberlik edecek birisi var mı? De ki: Hak yola ancak Allah iletir. Hak yola ileten mi kendisine uyulmaya lâyıktır, yoksa yol gösterilmedikçe kendiliğinden yol bulamayan mı? Öyleyse ne oluyor size? Nasıl bir yargıya varıyorsunuz?

(Yunus 35)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Şunu da söyle: "Ortak tuttuklarınızdan kim var hakka götüren?" De ki: "Allah götürür hakka. Hakka götürebilen mi izlenmeye daha layıktır yoksa kılavuzlanmadıkça yolu bulamayan mı? Peki, ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz siz?"

(Yunus 35)