10. Yunus Suresi / 51.ayet

Şimdi siz, azap size gelince mi inanacaksınız? O zaman size, “Şimdi mi aklınız başınıza geldi? Oysa bu azabın gelmesi için acele edip duruyordunuz” Denilecek.

Bknz: (6/26)»(6/28)(23/99)»(23/102)(42/44)

Mustafa Çavdar Meali

Yunus 51 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ona, azap gelip çattıktan sonra mı iman edeceksiniz, halbuki böyle bir şeyin olmayacağını sanıp alay ederek çabucak gelmesini istiyordunuz hani.

(Yunus 51)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Yoksa İslam’ın zaferi ve zalimlerin hezimeti) Gerçekleştikten sonra mı O'na iman edeceksiniz? (O zaman kendilerine denilecek) “Şimdi mi? (Aklınız başınıza geldi?) Oysa siz, onun (azabın) erkence gelmesini istemekte (ve dalga geçmekteydiniz) .”

(Yunus 51)

Abdullah Parlıyan Meali:

Azap başınıza geldikten sonra mı, O'na inanacaksınız, yoksa şimdi mi inandınız? Hani ya, siz onu çabuk isteyip duruyordunuz nasılmış?

(Yunus 51)

Adem Uğur Meali:

Başınıza belâ geldikten sonra mı O'na iman edeceksiniz, şimdi mi? (Çok geç). Halbuki onu (azabın gelmesini) istemekte acele ediyordunuz?

(Yunus 51)

Ahmet Hulusi Meali:

(Azap) başınıza geldikten sonra mı iman edeceksiniz? ŞİMDİ mi? (Oysa) onu acilen yaşamayı istiyordunuz!

(Yunus 51)

Ahmet Tekin Meali:

Küstahça, alelacele verilmesini istediğiniz cezanın gerçekleşeceği zaman mı iman edeceksiniz, yoksa şimdi mi iman edeceksiniz?*

(Yunus 51)

Ahmet Varol Meali

(Azap) geldikten sonra mı ona inanacaksınız? Şimdi mi? Oysa daha önce onun acele ile gelmesini istiyordunuz!

(Yunus 51)

Ali Bulaç Meali:

Gerçekleştikten sonra mı O'na iman edeceksiniz? Hemen şimdi mi? Oysa siz, onun (azabın) erkence gelmesini istiyordunuz.

(Yunus 51)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bu azab vâkı olduktan sonra mı Allah'a iman edeceksiniz? O vakit size: “Şimdi mi iman ediyorsunuz?” denecek. Halbuki siz alay ederek, bu azabın acele gelmesini isteyip duruyordunuz.

(Yunus 51)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Gerçekleştikten sonra mı inanacaksınız; şimdi mi? Zaten onu, ivedi olarak istiyordunuz!"

(Yunus 51)

Ali Ünal Meali:

Olacak olan olduktan sonra mı O’na iman edeceksiniz? Ama o gün size denecek şudur: “Şimdi mi? Artık çok geç! Hem siz, bu cezanın hemen gelivermesini istemiyor muydunuz!”

(Yunus 51)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Azap geldikten sonra mı ona inanacaksınız! (O zaman onlara:) “Şimdi mi (inandınız)? Hâlbuki siz daha önce o azabın çabuk gelmesini istiyordunuz” denilir.

(Yunus 51)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Başınıza bela geldikten sonra mı O'na iman edeceksiniz, şimdi mi? Halbuki azabın gelmesini istemekte acele ediyordunuz."

(Yunus 51)

Bekir Sadak Meali:

Vuku bulduktan sonra mi O'na inanacaksiniz? Inanmayanlar azabi gorunce, «şimdi miydi?» derler. «Elbette, siz onu acele istiyordunuz» denir.

(Yunus 51)

Besim Atalay Meali:

«Azap geldikten sonra mı, yoksa şimdi mi inanırsınız? Sizlerse onu iviyordunuz»

(Yunus 51)

Celal Yıldırım Meali:

Yoksa bu azâb meydana geldikten sonra mı (Allah'a) imân edeceksiniz ? (Veya va'dedilen azaba öyle mi inanacaksınız ?) Şimdi mi ? Oysa siz onu acele isteyip duruyordunuz.

(Yunus 51)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Yoksa azap) gerçekleştikten sonra mı O'na iman edeceksiniz? O vakit size: “Şimdi mi iman ediyorsunuz?” denecek. Hâlbuki siz alay ederek, bu azabın acele gelmesini isteyip duruyordunuz.

(Yunus 51)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Vuku bulduktan sonra mı O'na inanacaksınız? İnanmayanlar azabı görünce, "şimdi miydi?" derler. "Elbette, siz onu acele istiyordunuz" denir.

(Yunus 51)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(Onlara) "Azap gerçekleştikten sonra mı O'na iman ettiniz? Şimdi mi!? Oysa siz onu acele istiyordunuz" (denilecek).

(Yunus 51)

Diyanet Vakfı Meali:

Olacaklar olduktan sonra mı O’na iman edeceksiniz? Şimdi mi? Halbuki onu (azabın gelmesini) istemekte acele ediyordunuz?*

(Yunus 51)

Edip Yüksel Meali:

'Gerçekleştikten sonra mı ona inanacaksınız? Öyleyse neden onu şimdi çabuk isteyip duruyorsunuz?'

(Yunus 51)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ya sonra vakı' olduğu zaman mı ona iyman edeceksiniz? Ya... şimdi ha? hani siz bunu acele istiyordunuz, a?

(Yunus 51)

Elmalılı Yeni Meali:

Bu azap meydana geldikten sonra mı ona iman edeceksiniz? Yoksa şimdi mi? Halbuki siz onun acele gelmesini istiyordunuz?

(Yunus 51)

Erhan Aktaş Meali:

"Gerçekleşmesi için acele isteyip durduğunuz azap, gerçekleşince mi ona inanacaksınız?"

(Yunus 51)

Gültekin Onan Meali:

Gerçekleştikten sonra mı O'na inanacaksınız? Hemen şimdi mi? Oysa siz, onun (azabın) erkence gelmesini istiyordunuz.

(Yunus 51)

Hakkı Yılmaz Meali:

Bu azap meydana geldikten sonra mı ona iman edeceksiniz, yoksa şimdi mi? Hâlbuki siz onu acele olsun istiyordunuz.

(Yunus 51)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“(Azap) gerçekleştikten sonra mı ona inanacaksınız? (Öyle ha!) Demek hemen şimdi (inanacaksınız)! Oysa (azabın) çabucak gelmesini istiyordunuz!”

(Yunus 51)

Harun Yıldırım Meali:

“Gerçekleştikten sonra mı O’na iman edeceksiniz? Hemen şimdi mi? Oysa siz, onun erkence gelmesini istiyordunuz.”

(Yunus 51)

Hasan Basri Çantay:

Bu (azab) vaaki olduktan sonra mı Ona (Allaha) iman edeceksiniz? (O vakit size:) "Şimdi mi (iman ediyorsunuz? denecek), halbuki siz onun mutlakaa gelmesini isteyib duruyordunuz".

(Yunus 51)

Hayrat Neşriyat Meali:

Sonra (azab) vuku' bulduğu zaman mı O'na îmân edeceksiniz? (Artık o zamanki îmânınız kabûl edilmeyecek ve size şöyle denecek:) “Şimdi mi? Hani siz gerçekten onu (o azâbın gelmesini) acele istiyordunuz?”

(Yunus 51)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Sonra düştüğü [gerçekleştiği] zaman mı ona inandınız? Şimdi mi? Hâlbuki siz onu acele istemekteydiniz?

(Yunus 51)

Hüseyin Atay Meali:

O halde vuku bulduğu zaman mı ona inanacaksınız? Yoksa şimdi mi? Oysa siz onu acele istiyordunuz.

(Yunus 51)

İbni Kesir Meali:

Gerçekleştikten sonra mı ona inanacaksınız? Hemen şimdi mi. Hani siz onu acele istiyordunuz.

(Yunus 51)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Acele ile olmasını istediğiniz halde, azap başınıza geldikten sonra, şimdi mi O na iman edeceksiniz?”

(Yunus 51)

İskender Ali Mihr Meali:

O, vuku bulduktan sonra mı şimdi mi O’na îmân edeceksiniz? Ve siz, onu acele istemiştiniz.

(Yunus 51)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Yoksa siz bu azap gerçekleştikten sonra mı ona inanacaksınız? O zaman size: «inandınız mı şimdi? Hani, iveyip duruyordunuz ya?» denilecektir.

(Yunus 51)

Kadri Çelik Meali:

(Azap) Gerçekleştikten sonra mı ona iman edeceksiniz? Hemen şimdi mi! Oysa siz, onun bir an önce gelmesini istiyordunuz.

(Yunus 51)

Mahmut Kısa Meali:

“Başınıza bunlar gelip çattıktan sonra mı O’na iman ediyorsunuz? Şimdi mi aklınız başınıza geldi? Fakat artık çok geç! Oysa bunu ne kadar da aceleyle istiyordunuz!

(Yunus 51)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Üzerinize azap gelip çattıktan sonra mı iman edeceksiniz? Şimdi mi? Nasıl da onun alelacele gelip çatmasını isteyip duruyordunuz sizler.

(Yunus 51)

Mehmet Türk Meali:

“Siz o gelmesini dört gözle beklediğiniz azap başınıza geldikten sonra mı îman edeceksiniz1 (yoksa) şimdi mi?” (de.)*

(Yunus 51)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Azaba) uğradıktan sonra mı, ona inanacaksınız? (O zaman size,) “Şimdi mi (inanıyorsunuz?) Oysa önceden onun çabuk gelmesi için ısrar ederdiniz,” (denilecek).

(Yunus 51)

Muhammed Esed Meali:

Peki, gelmesinde (meydan okurcasına) tezlik gösterdiğiniz (ve) şimdi (size, 'Ona inanıyor musunuz?' diye sorulacağı o Gün) gelip çattıktan sonra mı, ancak o zaman mı, ona inanacaksınız?

(Yunus 51)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Olan olduktan sonra mı ona inanacaksınız? Yoksa şimdi mi? Hani siz azabın çabuk gelmesini istiyordunuz?

(Yunus 51)

Mustafa Çavdar Meali:

Şimdi siz, azap size gelince mi inanacaksınız? O zaman size, “Şimdi mi aklınız başınıza geldi? Oysa bu azabın gelmesi için acele edip duruyordunuz” Denilecek.

Bknz: (6/26)»(6/28) - (23/99)»(23/102) - (42/44)

(Yunus 51)

Mustafa Çevik Meali:

50-53 De ki: “Allah’ın azabının, gecenin ya da gündüzün bir vaktinde ansızın başınıza gelmesi halinde ne duruma düşebileceğinizi hiç düşündünüz mü? Onun zamanını belirleyecek olan Allah’tır. Sizin “Bir an önce başımıza gelsin de görelim” demenizle de Allah onun zamanını değiştirmez. Anlaşılan o ki, azap başınıza gelmeden iman etmeyeceksiniz. Azap gelip çattığında da size şöyle denilecek, “Önceden size haberi verilip de uyarıldığınıza şimdi mi inanacaksınız? Hâlbuki azap gelsin de görelim diye alay ediyordunuz.” O gün Âhiret ve Hesap Günü’ne inanmayanlara, “Ebedî kalmak üzere girin şu hak ettiğiniz cehenneme de, görün azabın ne olduğunu.” denilecek. İçlerinden bir kısmı da kendilerine bildirmekte olan bu âyetler için şüpheyle sana, “Bu azap gerçek mi?” diye soruyorlar. Sen de onlara de ki: “Evet, Rabbime yemin olsun ki bu gerçeğin ta kendisidir ve sizler bundan asla kurtulamayacaksınız.”

(Yunus 51)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Tehdit gerçekleştikten sonra mı O'na inanacaksınız? Ne! Ancak şimdi ha? Oysa ki siz (asla gelmez diye meydan okuyor), onun çabuk gelmesinde ısrar ediyordunuz!?

(Yunus 51)

Osman Okur Meali:

(Yoksa azap) gerçekleştikten sonra mı O'na iman edeceksiniz? O vakit size: “Şimdi mi iman ediyorsunuz?” denecek. Hâlbuki siz alay ederek, bu azabın acele gelmesini isteyip duruyordunuz.

(Yunus 51)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«O azap, vaki olduktan sonra mı ona imân etmiş olacaksınız? Şimdi mi? Halbuki, siz onu istical ediveriyordunuz (ya).»

(Yunus 51)

Ömer Öngüt Meali:

O azap başınıza geldikten sonra mı O'na inanacaksınız? Şimdi mi? Hani siz onu acele istiyordunuz?

(Yunus 51)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Ona, her şey olup bittikten sonra mı inanacaksınız! İnanmayanlar azabı görünce, “Şimdi mi..!” derler. Onlara, “Niye şaşırdınız, onu hemen istiyordunuz ya!” denilir.

(Yunus 51)

Sadık Türkmen Meali:

Belâ gerçekleştikten sonra mı ona inanacaksınız? Hemen şimdi mi? Hani siz onu acele isteyip duruyordunuz!

(Yunus 51)

Seyyid Kutub Meali:

Yoksa azap başlarına geldikten sonra kendilerine, 'Şimdi ona inandınız mı? Hani onun bir an önce gerçekleşmesini istiyordunuz' densin diye mi?

(Yunus 51)

Suat Yıldırım Meali:

İş işten geçtikten sonra mı iman edeceksiniz? Demek şimdi ha! (Ama artık çok geç!). Alın da görün çarçabuk gelmesini istediğiniz şeyi!

(Yunus 51)

Süleyman Ateş Meali:

(Azab) başınıza geldikten sonra mı ona inanacaksınız? Şimdi mi (inandınız)? Hani ya siz onu çabuk isteyip duruyordunuz (nasılmış)?

(Yunus 51)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Azap geldikten sonra mı inancınızı kesinleştireceksiniz?O zaman size şöyle denecektir: "Şimdi mi? Cezanın çabuk gelmesini isteyip duruyordunuz ya!"

(Yunus 51)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Ona, başınıza geldikten sonra mı inanacaksınız? Yoksa şimdi pişman mı oldunuz? Hani onu acele istiyordunuz?

(Yunus 51)

Şaban Piriş Meali:

O, gerçekleştikten sonra mı ona inandınız? Siz onu acele istiyordunuz.

(Yunus 51)

Talat Koçyiğit Meali:

Yoksa azâb bilfiil geldikten sonra mı ona inanacaktınız? (O zaman size denir ki:) Şimdi mi (aklınız başınıza geldi)? Halbuki (daha biraz önce onu inkâr manâsında) onun gelmesi için acele edip duruyordunuz.

(Yunus 51)

Tefhimul Kuran Meali:

Gerçekleştikten sonra mı O'na iman edeceksiniz? Hemen şimdi mi? Oysa siz, onun erkence gelmesini istiyordunuz.

(Yunus 51)

Ümit Şimşek Meali:

Olan olduktan sonra mı ona inanacaksınız? Şimdi inandınız, öyle mi? Hani siz bunun çabuklaştırılmasını istiyordunuz?

(Yunus 51)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O azap başınıza patladıktan sonra mı iman ettiniz! Şimdi mi? Hani onu aceleden isteyip duruyordunuz?

(Yunus 51)