12. Yusuf Suresi / 82.ayet

“Bize inanmıyorsan, bulunduğumuz kasabanın halkına ve beraberinde olduğumuz kervana sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz.”

Mustafa Çavdar Meali

Yusuf 82 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

İçinde bulunduğumuz şehir halkına da sor, beraber geldiğimiz kervan halkına da ve şüphe yok ki doğru söylemekteyiz.

(Yusuf 82)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Eğer inanmazsan) "İçinde (yaşamakta) olduğumuz şehrin (halkına) sor, hem kendisiyle birlikte geldiğimiz kervana da (sor) . Biz gerçekten doğruyu söyleyenleriz."

(Yusuf 82)

Abdullah Parlıyan Meali:

“İnanmazsan içinde bulunduğumuz ve döndüğümüz şehir halkına veya aralarında geldiğimiz kervandakilere sor; göreceksin ki biz gerçekten doğru söylüyoruz.”

(Yusuf 82)

Adem Uğur Meali:

(İstersen) içinde bulunduğumuz şehire (Mısır halkına) ve aralarında geldiğimiz kafileye de sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz."

(Yusuf 82)

Ahmet Hulusi Meali:

"İçinde olduğumuz şehir halkına ve birlikte döndüğümüz kervan halkına sor... Biz kesinlikle doğruyu konuşuyoruz. "

(Yusuf 82)

Ahmet Tekin Meali:

“İstersen, içinde bulunduğumuz şehire, Mısır halkına sor. Aralarında geldiğimiz kafileye de sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz, deyin.”

(Yusuf 82)

Ahmet Varol Meali

(İstersen) içinde bulunduğumuz kasabaya ve beraber geldiğimiz kervana da sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz."

(Yusuf 82)

Ali Bulaç Meali:

"İçinde (yaşamakta) olduğumuz şehre sor, hem kendisinde geldiğimiz kervana da. Biz gerçekten doğruyu söyleyenleriz."

(Yusuf 82)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Hem bulunduğumuz şehre (Mısır halkına) sor, hem içinde geldiğimiz kervana... Biz hakikaten doğru söylüyoruz.”

(Yusuf 82)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Bulunduğumuz kentte yaşayanlara ve birlikte geldiğimiz kervana da sor. Aslında, kesinlikle doğruyu söylüyoruz!"

(Yusuf 82)

Ali Ünal Meali:

‘Bize inanmıyorsan, gittiğimiz ve hadisenin geçtiği şehrin ahalisine, istersen, birlikte geldiğimiz kafiledekilere de sor. Biz, gerçekten doğruyu söylüyoruz.’”

(Yusuf 82)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İçinde misafir edildiğimiz şehirden ve beraber döndüğümüz kervandan sor, şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.

(Yusuf 82)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Bulunduğumuz kasabanın halkına ve beraberinde geldiğimiz kervana da sorabilirsin. Andolsun, doğru söylüyoruz."

(Yusuf 82)

Bekir Sadak Meali:

(80-82) Umidsizlige dusunce, konusmak uzere bir kenara cekildiler. Buyukleri soyle dedi: «Babanizin Allah'a karsi sizden bir soz aldigini, daha once Yusuf meselesinde de ileri gittiginizi bilmiyor musunuz? Artik babam bana izin verene veya Allah hakkimda hukum verene kadar ki O, hukmedenlerin en iyisidir bu yerden ayrılmayacagım. Siz donun, babanıza gidin ve deyin ki: «Ey Babamız! Senin oglun hırsızlık yaptı, bu bildigimizden baska bir sey gormedik; gorulmeyeni de bilmeyiz; bulundugumuz kasabanın halkına ve beraberinde oldugumuz kervana da sorabilirsin; biz suphesiz dogru soyluyoruz.»

(Yusuf 82)

Besim Atalay Meali:

Bizimle bile olan şehirlimiz de, birlikte gittiğimiz kervana dahi sorasın ki, biz doğru söylüyoruz»

(Yusuf 82)

Celal Yıldırım Meali:

«Bulunduğumuz kasaba halkından ve bir de içinde bulunduğumuz kafileye sor. Biz herhalde doğru söyleyenleriz».

(Yusuf 82)

Cemal Külünkoğlu Meali:

“(Bize inanmıyorsan) içinde bulunduğumuz kasaba halkına ve birlikte yolculuk yaptığımız kervancılara sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz.”

(Yusuf 82)

Diyanet İşleri Eski Meali:

81,82. "Siz dönün, babanıza gidin ve deyin ki: Ey Babamız! Senin oğlun hırsızlık yaptı, bu bildiğimizden başka bir şey görmedik; görülmeyeni de bilmeyiz; bulunduğumuz kasabanın halkına ve beraberinde olduğumuz kervana da sorabilirsin; biz şüphesiz doğru söylüyoruz."

(Yusuf 82)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

"Bulunduğumuz kent halkına ve aralarında olduğumuz kervana da sor. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz."

(Yusuf 82)

Diyanet Vakfı Meali:

(İstersen)  içinde bulunduğumuz şehire (Mısır halkına)  ve aralarında geldiğimiz kafileye de sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz.»  *

(Yusuf 82)

Edip Yüksel Meali:

'Bulunduğumuz topluluğa ve beraber geldiğimiz kervana sor. Biz doğruyu anlatıyoruz.' '

(Yusuf 82)

Elmalılı Orjinal Meali:

Hem bulunduğumuz şehre sor hem içinde geldiğimiz karbana, ve emin ol ki biz cidden doğru söylüyoruz

(Yusuf 82)

Elmalılı Yeni Meali:

Hem bulunduğumuz şehir halkına, hem de içinde geldiğimiz kafileye sor. Ve emin ol ki biz, kesinlikle doğru söylüyoruz."

(Yusuf 82)

Erhan Aktaş Meali:

"Gittiğimiz kasabanın halkına ve beraberinde olduğumuz kervana da sor. Kuşkusuz biz doğru söylüyoruz."

(Yusuf 82)

Gültekin Onan Meali:

"İçinde (yaşamakta) olduğumuz şehre sor, hem kendisinde geldiğimiz kervana da. Biz gerçekten doğruyu söyleyenleriz."

(Yusuf 82)

Hakkı Yılmaz Meali:

(80-82) Artık ne zaman ki o'ndan ümit kestiler, o zaman fısıldaşarak bir yana çekildiler. Büyükleri dedi ki: “Babanızın sizden Allah adına ahit aldığını ve daha önce Yûsuf konusunda aşırı gittiğinizi bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye veya Allah hakkımda bir hüküm verinceye kadar ben artık buradan ayrılmam. Ve Allah, hüküm verenlerin en hayırlısıdır. Siz dönün de babanıza deyin ki: Ey babamız! Şüphesiz oğlun hırsızlık yaptı/ hırsızlıkla suçlandı. Biz de ancak bildiğimize şâhitlik ettik. Ve biz görülmeyenin, duyulmayanın, sezilmeyenin bekçileri değiliz. Hem içinde bulunduğumuz kente ve içlerinde geldiğimiz kervana sor. Ve şüphesiz ki, biz kesinlikle doğru kimseleriz.”

(Yusuf 82)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“(İstersen) içinde bulunduğumuz şehir halkına veya kendisiyle geldiğimiz kervana sor. Şüphesiz ki bizler, doğru söylemekteyiz.”

(Yusuf 82)

Harun Yıldırım Meali:

“İçinde bulunduğumuz şehre, beraber geldiğimiz kafileye de sor. Biz gerçekten doğruyu söyleyenleriz.”

(Yusuf 82)

Hasan Basri Çantay:

"(İstersen) içinde bulunduğumuz (ve döndüğümüz) şehir (ya'ni Mısır ahalisine) de, aralarında geldiğimiz kervana da sor. Biz seksiz şübhesiz doğru söyleyicileriz".

(Yusuf 82)

Hayrat Neşriyat Meali:

“Hem (istersen) içinde bulunduğumuz şehre (oranın ahâlisine) ve berâberinde geldiğimiz kervana sor! Çünki şübhesiz biz (bu işte) elbette doğru söyleyen kimseleriz.”(deyin).

(Yusuf 82)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(81-82) "Babanıza dönün, "Ey babamız! Gerçekten oğlun hırsızlık yaptı. Bildiğimizin dışında [bir şeye] şahit değildik, gayb'ı [görünmeyen]için bekçiler de değildik. İçinde bulunduğumuz kentin [halkına]¹ ve içinde[beraberinde] döndüğümüz kafileye sor. Gerçekten biz, dürüst kişileriz." deyin".

(Yusuf 82)

Hüseyin Atay Meali:

Bulunduğumuz kentin halkına ve beraberinde geldiğimiz kervana da sorabilirsin. Andolsun, doğru söylüyoruz' deyin."

(Yusuf 82)

İbni Kesir Meali:

Bulunduğumuz kasabanın halkına, aralarında geldiğimiz kervana da sor. Biz gerçekten sadıklarız.

(Yusuf 82)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Bu olayı bilen hemşerilerimize veya O şehirden geçen (konuyu bilen) bizimle karşılaşmış kervanlara sor. Biz doğruyu söylüyoruz deyin” dedi.

(Yusuf 82)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve içinde bulunduğumuz şehir halkına ve aralarında döndüğümüz kervana sor. Muhakkak ki; biz gerçekten sadıklarız (doğru söyleyenleriz).

(Yusuf 82)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Bulunduğumuz kentten, birlikte geldiğimiz kervandan da sor, göreceksin, biz doğru söylüyoruz.»

(Yusuf 82)

Kadri Çelik Meali:

“Bulunduğumuz ülkenin halkına ve kendisinde geldiğimiz kervana da sorabilirsin; biz gerçekten doğruyu söyleyenleriz.”

(Yusuf 82)

Mahmut Kısa Meali:

“Bize inanmıyorsan, olay sırasında içinde bulunduğumuz şehir halkına ve birlikte geldiğimiz kervana sorabilirsin. O zaman göreceksin ki, biz gerçekten doğru söylüyoruz!”

(Yusuf 82)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Sor istersen döndüğümüz kervana veya içinde bulunduğumuz o şehir halkına sor. Uydurmuyoruz bunu sana doğru söylüyoruz gerçekten. Biz doğru sözlüyüzdür.

(Yusuf 82)

Mehmet Türk Meali:

...(istersen) hem içerisinde bulunduğumuz şehre hem de geldiğimiz kervana sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz,’ deyin.” dedi.

(Yusuf 82)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Onun için aralarında bulunduğumuz yerleşimin (halkına) ve birlikte geldiğimiz kervana (da) sor. Şüphesiz biz, doğru söyleyenleriz.”

(Yusuf 82)

Muhammed Esed Meali:

(Olay sırasında) bulunduğumuz şehir halkına, birlikte yolculuk yaptığımız kervancılara sor istersen: (göreceksin ki) biz gerçekten doğru söylüyoruz!"

(Yusuf 82)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Bulunduğumuz kentin halkına ve beraberinde olduğumuz kervana da sorabilirsin; biz kuşkusuz doğru söylüyoruz."

(Yusuf 82)

Mustafa Çavdar Meali:

“Bize inanmıyorsan, bulunduğumuz kasabanın halkına ve beraberinde olduğumuz kervana sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz.”(Yusuf 82)

Mustafa Çevik Meali:

80-82 Böylece Bünyamin’i kurtarmaktan ümidini kesen Yakub’un oğulları, bir köşeye çekilip kendi aralarında konuşmaya başladılar, içlerinden yaşça büyük olanı, “Babamız bizden Bünyamin ile ilgili Allah’a yemin ettirerek söz aldı, daha önce Yusuf konusunda da güvenini boşa çıkarmıştık, hal böyleyken ne yüzle onun yanına dönüp bu durumu anlatacağız. Ben, şahsen babam bana kardeşin olmadan dönebilirsin deyinceye kadar, ya da Allah hakkımdaki hükmünü verinceye kadar bu ülkeden ayrılmayacağım, Allah hüküm verenlerin en adilidir, ben yalnızca O’na güvenip burada bekleyeceğim, siz de babamıza gidip “Oğlun hırsızlık yaptı, fakat biz onun hırsızlık yaptığını görmedik, sadece çalındığı söylenen su kabının onun yükünden çıktığını gördük, bizler sana yemin edip onu koruyacağımıza söz vermiştik, fakat göremeyeceğimiz bu tür tehlikeye karşı onu koruyamazdık, o yüzden bu durumdan biz sorumlu değiliz şayet bize inanmıyorsan, oraya bizimle gidip gelenlere sor, onlar da bu olayın şahitleridir. Böylece bizim söylediklerimizin doğru olduğunu öğrenir, inanırsın diyebilirsiniz.” dedi.

(Yusuf 82)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İstersen, (olay günü) bulunduğumuz şehrin sakinlerine ve birlikte döndüğümüz kervancılara sor: zira biz gerçekten doğru söylüyoruz."

(Yusuf 82)

Osman Okur Meali:

(İstersen) içinde bulunduğumuz şehire (Mısır halkına) ve aralarında geldiğimiz kafileye de sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz.»

(Yusuf 82)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«Ve içinde bulunduğumuz şehre sor ve içinde gelmiş olduğumuz kervana da. Ve biz şüphe yok ki, elbette sâdık kimseleriz.»

(Yusuf 82)

Ömer Öngüt Meali:

“Bulunduğumuz şehrin halkına ve beraber geldiğimiz kervana da sorabilirsin. Biz gerçekten doğru söylüyoruz. ”

(Yusuf 82)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Biz doğru söylüyoruz. İstersen gittiğimiz şehrin insanlarına sor. Birlikte yolculuk ettiğimiz kervancılara da sorabilirsin.”

(Yusuf 82)

Sadık Türkmen Meali:

İçinde bulunduğumuz kente veya beraber geldiğimiz kervandakilere sor. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.”

(Yusuf 82)

Seyyid Kutub Meali:

İçinde bulunduğumuz şehrin halkına ve birlikte yola çıktığımız kervana sor, söylediklerimiz kesinlikle doğrudur.

(Yusuf 82)

Suat Yıldırım Meali:

"İnanmazsan, gittiğimiz şehrin ahalisine ve yine içinde geldiğimiz kafilede bulunanlara sor! Bütün samimiyetimizle ifade ediyoruz ki söylediğimiz, doğrunun ta kendisidir."

(Yusuf 82)

Süleyman Ateş Meali:

(İnanmazsan) İçinde bulunduğumuz kente ve beraber geldiğimiz kervana sor. Biz doğru söylüyoruz!"

(Yusuf 82)

Süleymaniye Vakfı Meali:

İçinde yaşadığımız bu şehrin halkına ve birlikte döndüğümüz kervana sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz."

(Yusuf 82)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(81-82) "Babanıza dönüp: 'Ey babamız! Oğlun hırsızlık yaptı. Biz ancak gördüğümüzü söylüyoruz. İşin içyüzünü bilmiyoruz. İstersen kaldığımız şehrin halkına ve beraber geldiğimiz kervancılara da sor. Biz kesinlikle doğru söylüyoruz' deyin."

(Yusuf 82)

Şaban Piriş Meali:

Bulunduğumuz kasabanın halkına ve beraberinde olduğumuz kervana da sorabilirsin; biz şüphesiz doğru söylüyoruz.

(Yusuf 82)

Talat Koçyiğit Meali:

"İçinde bulunduğumuz şehir (halkına) ve beraberinde geldiğimiz kervana sor. Biz, şüphesiz, doğruyu söyleyen kimseleriz."

(Yusuf 82)

Tefhimul Kuran Meali:

«İçinde (yaşamakta) olduğumuz şehre sor, hem kendisinde geldiğimiz kervana da. Biz gerçekten doğruyu söyleyenleriz.»

(Yusuf 82)

Ümit Şimşek Meali:

“İnanmazsan o beldenin ahalisinden veya beraber geldiğimiz kafileden sor. Emin ol, biz doğru söylüyoruz.”

(Yusuf 82)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"İçinde bulunduğumuz kente, beraberinde döndüğümüz kervana sor. Biz gerçeğin ta kendisini söylüyoruz."

(Yusuf 82)