43. Zuhruf Suresi / 29.ayet

Ama ben yine de atalarını, bu Kuran ve onu açık bir şekilde tebliğ eden elçi kendilerine gelene kadar nimetlerinden faydalandırdım.

Bknz: (2/126)(46/20)

Mustafa Çavdar Meali

Zuhruf 29 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Belki de ben, onları da, atalarını da, onlara bir gerçek ve apaçık bir peygamber gelinceye dek geçindirmedeydim.

(Zuhruf 29)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Oysa, doğrusu Ben onları ve atalarını, kendilerine Hakk (bildirilinceye) ve açıklayan bir elçi gelinceye kadar metalandırdım-yaşattım.

(Zuhruf 29)

Abdullah Parlıyan Meali:

Doğrusu bunları da, babalarını da kendilerine gerçekleri içeren kitap ve onu açıklayan peygamber gelinceye kadar yaşattım.

(Zuhruf 29)

Adem Uğur Meali:

Doğrusu bunları da atalarını da kendilerine hak ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.

(Zuhruf 29)

Ahmet Hulusi Meali:

Bunları ve onların atalarını, kendilerine Hak ve apaçık bir Rasul gelinceye kadar dünyadan yararlandırdım.

(Zuhruf 29)

Ahmet Tekin Meali:

Doğrusu ben bunları da, babalarını da, kendilerine gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak kitap Kur'ân ve hakkı açıklayan bir Rasul gelinceye kadar, dünya nimetlerinden faydalandırdım.

(Zuhruf 29)

Ahmet Varol Meali

Gerçek şu ki, onları ve atalarını kendilerine gerçek ve açıklayıcı peygamber gelinceye kadar geçindirdim.

(Zuhruf 29)

Ali Bulaç Meali:

Hayır; Ben onları ve atalarını, kendilerine hak ve açıklayan bir elçi gelinceye kadar metalandırdım, yaşattım.

(Zuhruf 29)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Doğrusu şu (Mekke'li) kâfirleri ve atalarını, kendilerine kitab ve elçiliği (mucizelerle) aşikâr bir peygamber gelinceye kadar faydalandırıp yaşattım.

(Zuhruf 29)

Ali Rıza Sefa Meali:

Hayır! Gerçeği ve onu açıklayan bir elçiyi gönderinceye dek, onları ve atalarını geçindirdim.

(Zuhruf 29)

Ali Ünal Meali:

Doğrusu, kendilerine hak ve onu apaçık ortaya koyacak bir rasûl geleceği âna kadar şu (Mekke halkının da), atalarının da hayatta kalmalarına müsaade ettim ve kendilerine geçimlikler verdim.

(Zuhruf 29)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Fakat Ben, (İbrahim nesli olup, ardında gelen) bunları ve ecdatlarını yaşattım. Nihayet hak (bir kitap) ve (mucizelerle) güçlenmiş bir elçi onlara geldi.

(Zuhruf 29)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Doğrusu ben, bunları ve babalarını, bu gerçek ve onu açıklayan bir peygamber gelene kadar geçindirdim.

(Zuhruf 29)

Bekir Sadak Meali:

Hayir; Ben bunlari ve babalarini gercek ve onu aciklayan bir peygamber gelene kadar gecindirdim.

(Zuhruf 29)

Besim Atalay Meali:

Onlara hem hak, hem de açık peygamberler gelene değin, hem onları, hem de atalarını faydalandırmıştık

(Zuhruf 29)

Celal Yıldırım Meali:

Fakat bunları ve babalarını, kendilerine hakk ve (onu) açıklayan peygamber gelinceye kadar bir süre geçindirip yararlandırdık.

(Zuhruf 29)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Doğrusu ben, bunları da babalarını da kendilerine hak olan (Kitap) ve (onu) açıklayan bir peygamber gelinceye kadar faydalandırıp geçindirdim.

(Zuhruf 29)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Hayır; Ben bunları ve babalarını gerçek ve onu açıklayan bir peygamber gelene kadar geçindirdim.

(Zuhruf 29)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Doğrusu onları (Mekke müşriklerini) ve atalarını kendilerine hak olan Kur'an ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar (dünya nimetlerinden) yararlandırırım.

(Zuhruf 29)

Diyanet Vakfı Meali:

Doğrusu bunları da atalarını da kendilerine hak ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.

(Zuhruf 29)

Edip Yüksel Meali:

Doğrusu, kendilerine gerçek ve apaçık bir elçi varıncaya kadar şunlara ve atalarına imkan tanıdım.

(Zuhruf 29)

Elmalılı Orjinal Meali:

Fakat şunları ve atalarını ta kendilerine hakk ve bir Resuli mübin gelinciye kadar müstefid edip yaşattım

(Zuhruf 29)

Elmalılı Yeni Meali:

Fakat bunları ve atalarını kendilerine hak ve apaçık anlatan bir peygamber gelinceye kadar faydalandırıp yaşattım.

(Zuhruf 29)

Erhan Aktaş Meali:

Doğrusu bunları ve atalarını, kendilerine Hakk ve onu açıklayıcı bir rasul gelinceye kadar yaşattım.

(Zuhruf 29)

Gültekin Onan Meali:

Hayır; ben onları ve atalarını, kendilerine hak ve açıklayan bir elçi gelinceye kadar metalandırdım, yaşattım.

(Zuhruf 29)

Hakkı Yılmaz Meali:

Tam tersi, Ben bunları da babalarını da kendilerine hak/gerçek ve açıklayıcı bir elçi gelinceye kadar kazançlandırdım.

(Zuhruf 29)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Hayır! Ben onları ve babalarını, kendilerine hak ve açıklayıcı bir resûl gelinceye kadar faydalandırdım.

(Zuhruf 29)

Harun Yıldırım Meali:

Hayır; Ben onları ve atalarını, kendilerine hak ve açıklayan bir rasul gelinceye kadar faydalandırdım.

(Zuhruf 29)

Hasan Basri Çantay:

Daha doğrusu ben onları da, atlarını da, kendilerine hak (ve şeriat hükümlerini) açıklayan bir peygamber gelinceye kadar, faidelendirdim (yaşatdım).

(Zuhruf 29)

Hayrat Neşriyat Meali:

Daha doğrusu bunları da atalarını da kendilerine o hak (olan Kur'ân) ve (onu)açıklayan bir peygamber gelinceye kadar (yaşatarak dünya ni'metlerinden) faydalandırdım.

(Zuhruf 29)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Aksine, bunları ve atalarını, Hak [gerçek] ve apaçık bir Elçi kendilerine gelinceye kadar geçindirdim.

(Zuhruf 29)

Hüseyin Atay Meali:

Hayır! Ben bunları ve babalarını, kendilerine gerçek ve açıklayıcı bir elçi gelene kadar geçindirdim.

(Zuhruf 29)

İbni Kesir Meali:

Hayır. Ben, onları da, atalarını da hakkı açıklayan bir peygamber gelene kadar geçindirdim.

(Zuhruf 29)

İlyas Yorulmaz Meali:

O toplulukların ve atalarının geçimliklerini, hak (Kur'an) ve açıklayıcı elçi onlara gelinceye kadar, ben verdim.

(Zuhruf 29)

İskender Ali Mihr Meali:

Hayır, ben onları ve babalarını, onlara Hakk (Kur’ân) ve O’nu açıklayan bir resûl gelinceye kadar metalandırdım.

(Zuhruf 29)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Gerçi Ben onları olsun, atalarını olsun, doğru olan Kur'an'ı açıklayıcı bir elçi gelinceye kadar gönendirdim,

(Zuhruf 29)

Kadri Çelik Meali:

Doğrusu bunları da babalarını da, kendilerine hak (din) ve hakikati açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.

(Zuhruf 29)

Mahmut Kısa Meali:

Fakat tam tersi oldu! Şöyleki; Ben bugün yeryüzünde yaşayan insanları ve onların atalarını yıllarca nîmetler içinde yaşattım ve sonunda onlara,mutlak hakîkati ortaya koyan ilâhî mesaj ve bu mesajı apaçık tebliğ eden bir Elçi geldi.

(Zuhruf 29)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(Umut üzere); Ben bunları ve atalarını hakkı açıklayan elçi gelinceye kadar yaşatmışımdır.

(Zuhruf 29)

Mehmet Türk Meali:

Ben bunları1 ve babalarını, kendilerine değişmez gerçekler ve (o gerçekleri) açıklayan bir Peygamber gelinceye kadar yaşattım.*

(Zuhruf 29)

Muhammed Celal Şems Meali:

Aslında Ben onlara (da,) atalarına (da,) geçici (dünya) faydaları sağladım. Sonunda kendilerine hak ve (bunu) açıkça anlatan Peygamber (de) geldi.

(Zuhruf 29)

Muhammed Esed Meali:

Şimdi, (İbrahim'den sonra yaşamış olanlara gelince,) onlara -ve atalarına- her şeyi apaçık ortaya seren bir elçi aracılığıyla hakikati gönderinceye kadar istedikleri gibi yaşamalarına izin verdim:

(Zuhruf 29)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Doğrusu, kendilerine gerçek olan ve apaçık bir elçi gelinceye kadar ben onlara ve atalarına olanak tanıdım.

(Zuhruf 29)

Mustafa Çavdar Meali:

Ama ben yine de atalarını, bu Kuran ve onu açık bir şekilde tebliğ eden elçi kendilerine gelene kadar nimetlerinden faydalandırdım.

Bknz: (2/126) - (46/20)

(Zuhruf 29)

Mustafa Çevik Meali:

26-29 Vaktiyle İbrahim de babasına ve kavmine şöyle demişti: “Ben sizlerin ve izinden gittiğiniz atalarınızın ilahlarına asla değer verip, itaat edip tapınmam. Ben yalnızca beni de sizi de yaratan Allah’a itaat ederek O’nu ilah edinir, O’nun davetine iman edip yönelirim. Çünkü tek doğru yol Rabbim daveti olan yoldur.” İbrahim bu sözlerini miras olarak kendinden sonra doğru yolu arayanlar için, en temel ilkeler olarak bıraktı. Lakin insanların birçoğu İbrahim’in uyarı niteliğindeki bu öğüdüne rağmen, ibret alıp ders çıkarmazlar. Buna rağmen Allah kendisine nankörlük eden insanları, dünya nimetlerinden yararlandırır ve onları yaratılış amaçlarını tebliğ eden bir elçi ve kitap göndermeden sorumlu tutmaz.

(Zuhruf 29)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ama nerde! Ben, işte şunların ve atalarının, hakikat ve (o hakikat) apaçık ortaya koyan bir elçi gelinceye kadar safa sürmelerine izin verdim.

(Zuhruf 29)

Osman Okur Meali:

Hayır; Ben onları ve atalarını, kendilerine hak ve açıklayan bir elçi gelinceye kadar metalandırdım, (faydalandırdım).

(Zuhruf 29)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Fakat onları ve atalarını kendilerine o hak ve apaçık resûl gelinceye kadar fâidelendirdim.

(Zuhruf 29)

Ömer Öngüt Meali:

Doğrusu ben bunları da atalarını da, kendilerine hak ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.

(Zuhruf 29)

Ömer Sevinçgül Meali:

Ataları gibi bunları da kendilerine gerçeği açıklayan bir peygamber gelene kadar yaşattım.

(Zuhruf 29)

Sadık Türkmen Meali:

Doğrusu bunları ve babalarını kendilerine apaçık gerçeği ortaya koyan, bir elçi gelinceye kadar yaşatıp geçindirdim.

(Zuhruf 29)

Seyyid Kutub Meali:

Doğrusu bunları da, babalarını da kendilerine hak ve hakikatı açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.

(Zuhruf 29)

Suat Yıldırım Meali:

Doğrusu, Ben bunları da, babalarını da kendilerine hakikat ve onu açıklayan peygamber gelinceye kadar yaşattım.

(Zuhruf 29)

Süleyman Ateş Meali:

Doğrusu bunları da, babalarını da kendilerine gerçek söz ve (onu) açıklayan elçi gelinceye dek yaşattım.

(Zuhruf 29)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Aslında bunlara da atalarına da nimetler verdim, sonunda bu gerçek ve onu açıklayan elçi geldi.

(Zuhruf 29)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onların ve atalarının, hakikati ortaya koyan bir elçi gelinceye kadar istedikleri gibi yaşamalarına izin verdim.

(Zuhruf 29)

Şaban Piriş Meali:

Evet, onları ve atalarını kendilerine hak ve apaçık bir elçi gelinceye kadar nimetlendirdim.

(Zuhruf 29)

Talat Koçyiğit Meali:

Ben de bunları ve atalarını, kendilerine hak ve açıklayıcı bir peygamber gelinceye kadar nimetlendirmiştim.

(Zuhruf 29)

Tefhimul Kuran Meali:

Hayır; Ben onları ve atalarını, kendilerine hak ve açıklayan bir peygamber gelinceye kadar metalandırıp yaşattım.

(Zuhruf 29)

Ümit Şimşek Meali:

Bunları ve atalarını da, kendilerine hak ve onu açıklayıcı peygamber gelinceye kadar nimetlerimden nasiplendirdim.

(Zuhruf 29)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ben, şunlar ve atalarını, kendilerine hak ve açık kanıtlı resul gelinceye kadar nimetlendirdim.

(Zuhruf 29)