Şimdi onlar, ille de farkında olmadıkları bir anda, o saatin bu dünyanın sonunun başlarına ansızın gelmesini mi bekliyorlar?
Bknz: (7/187)
Şimdi onlar, ille de farkında olmadıkları bir anda, o saatin bu dünyanın sonunun başlarına ansızın gelmesini mi bekliyorlar?
Bknz: (7/187)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Onlar, kıyametin kopmasından başka bir şey mi bekliyorlar ki ansızın kopuverir başlarına ve onlar, anlamazlar bile.
(Zuhruf 66)Onlar, hiç şuurunda değilken kendilerine apansız geliverecek olan saatten (Hz. İsa’nın zuhur edişinden ve kıyametten) başkasını mı gözlüyorlardı?
(Zuhruf 66)Onlar kıyametin, kendilerinin hiç farkında olmadıkları bir sırada, ansızın başlarına gelmesini mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar farkında değillerken kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar farkında olmadıkları halde iken, o saatin (ölümün - kıyametin) ansızın kendilerine gelmesinden başka bir şey mi gözlüyorlar!
(Zuhruf 66)Onlar farkında değillerken, ille Kıyametin kopacağı ânın kendilerine, ansızın gelmesini mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar sırf, kendileri farkında değilken, kıyametin ansızın başlarına gelmesini mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar, hiç şuurunda değilken kendilerine apansız geliverecek olan kıyamet saatinden başkasını mı gözlüyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar farkında değillerken ansızın başlarına gelsin diye, hep o kıyametin kopmasını bekliyorlar.
(Zuhruf 66)Beklemedikleri bir sırada, evrenlerin sonunun ansızın gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Yoksa o (küfür ve şirkte ısrar edenler), Kıyamet’in hiç farkında değillerken ansızın başlarında kopmasını mı bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar sadece kıyametin, farkına varmadan ansızın onlara gelmesini bekliyorlar!
(Zuhruf 66)Onlar, farkında olmadan kıyamet saatinin kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey beklemiyorlar.
(Zuhruf 66)Onlar farkinda degillerken kiyamet gununun kendilerine ansizin gelmesini mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar ancak beklenen o saatin, farkına varmadıkları bir halde ansızın kendilerine gelmesini bekliyorlar.
(Zuhruf 66)Onlar ancak beklenen o saatin (kıyametin), farkına varmadıkları bir halde ansızın kendilerine gelmesini bekliyorlar.
(Zuhruf 66)Onlar farkında değillerken kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar (bu tavırlarıyla) ancak, kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini beklemektedirler, halbuki bunun farkında değillerdir.
(Zuhruf 66)Onlar farkında değillerken kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar, farkında değilken, Saatin kendilerine ansızın gelmesini mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Hep o saate, hiç farkında değillerken ansızın onun başlarına gelivermesine bakıyorlar
(Zuhruf 66)Hep kıyamete, hiç farkında değillerken onun ansızın başlarına gelivermesine bakıyorlar.
(Zuhruf 66)O Sa'at'ın[1], farkında değillerken, ansızın onlara gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?
1)Kıyametin.
Onlar, hiç şuurunda değilken kendilerine apansız geliverecek olan kıyamet saatinden başkasını mı gözlüyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar kendileri farkına varmadan, ansızın, kıyâmet anının kendilerine gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Hiç farkında değilken, kıyametin ansızın kendilerine gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar, hiç şuurunda değilken kendilerine apansız geliverecek olan kıyametsaatinden başkasını mı gözlüyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar, kendileri farkında olmayarak, (başlarına) gelecek o saatden başkasını mı gözetliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar farkında değillerken kıyâmetin kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar ancak kendileri farkında değilken Saat'in aniden kendilerinde gelmesini bekliyorlar.¹
(Zuhruf 66)Farkında olmadıkları bir anda, Saatin kendilerine ansızın gelmesini mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar, farkında değillerken kendilerine ansızın o saatın gelmesini mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Kıyamet saatinin ansızın ve haberleri olmadan gelmesini mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)O saatin (kıyâmetin) onlar farkında değilken, ansızın onlara gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar o kalkış gününün ansızın gelip çatmasından başkasını mı bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar, hiç farkında değilken kendilerine ansızın geliverecek olan kıyametten başkasını mı gözlüyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar, hiç farkında olmadıkları bir anda, ölüm meleğinin karşılarına dikilmesini veya kıyâmetin ansızın kopmasını mı bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Fark etmeksizin şuursuzca kendilerine gelecek kıyamet saatinden başkasını mı gözlüyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar farkında değillerken kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar (Kıyamet) saatinin, farkında değillerken ansızın gelmesini mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar, (günaha batmış olanlar) (oturup) Son Saat'i mi bekliyorlar; onun (yaklaştığı) fark edilmeden başlarına ansızın gelmesini mi?
(Zuhruf 66)Yoksa onlar, hiç ummadıkları bir sırada dünyanın sonunu getirecek o felaketin ansızın başlarına gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Bknz: (7/187)
(Zuhruf 66)65-71 İsa’nın ölümünden sonra onlar da, İsa’nın Allah adına yaptığı davete uymak yerine, onun hakkında görüş ayrılıkları sebebi ile bölünüp hiziplere ayrılarak doğru olandan uzaklaştılar. Kıyamet Günü vay o şirke, küfre sapan zalimlerin haline. Onlar, kendilerine yapılan bunca uyarı ve öğüde rağmen, Allah’a yönelmek için Kıyamet’in ansızın başlarına gelmesini mi bekliyorlar? O Kıyamet Günü dünya hayatlarında iken birbirlerinin can dostu olan müşrikler, birbirlerini suçlayıp düşman olacaklar. Öte yandan Allah’ın davetine iman edip sorumluluklarını yerine getirenler ise, dünyada olduğu gibi o gün de birbirlerinin dostları olacaklar ve Allah onlara şöyle buyuracak: “Ey mü’min kullarım! Bugün sizin için hiçbir korku, endişe ve üzüntü yoktur. Sizler dünya hayatınızda Allah’ın rızasına uygun bir hayat yaşamak uğrunda gösterdiğiniz gayrete karşılık, sizin gibi iman etmiş eşlerinizle birlikte, sevinç ve mutluluk içinde nimetler yurdu cennetime girin.” Size orada altın tepsilerde, kâseler içinde tertemiz, güzel içecekler sunulacak, canınızın çektiği her şeyi bulacak ve orada ebediyen kalacaksınız.
(Zuhruf 66)Şimdi onlar, kendileri farkında değilken, ansızın başlarına gelecek olan Son Saat dışında bir şey mi gözlüyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar ancak beklenen o saatin (kıyametin), farkına varmadıkları bir halde ansızın kendilerine gelmesini bekliyorlar.
(Zuhruf 66)Onlar, kendilerine farkında olmadıkları halde ansızın gelecek olan o saatten başkasını mı gözlüyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar hiç ummadıkları bir sırada kıyamet zamanının ansızın başlarına gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Farkına varmadıkları bir sırada kıyametin ansızın gelmesini mi bekliyorlar!
(Zuhruf 66)ONLAR, ille de saati mi bekliyorlar? Farkında olmadıkları bir anda, ansızın kendilerine gelmesini mi?
(Zuhruf 66)Onlar illa o saatin kendilerinin hiç farkında olmadıkları bir sırada, ansızın başlarına gelmesini mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)İnsanlar, hiç farkında değillerken o kıyametin ansızın başlarına gelivermesini mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar ille o sa'atin, kendilerinin hiç farkında olmadıkları bir sırada, ansızın başlarına gelmesini mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar, kıyamet saatinin[1] ansızın gelip çatmasından başka ne bekliyorlar? Farkına bile varamazlar.
1)Kıyamet, her insana, gözünü kapayıp açacağı zaman kadar, hatta daha yakındır.
Onlar, ummadıkları bir sırada kıyametin ansızın kopmasını mı bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar, farkında olmadıkları bir anda, ansızın kendilerine gelecek kıyametten başka bir şey mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar, farkında olmadıkları bir sırada kıyamet vaktinin birdenbire kendilerine gelip çatmasını mı bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar, hiç şuurunda değilken kendilerine apansız geliverecek olan kıyamet saatinden başkasını mı gözlüyorlar?
(Zuhruf 66)Onlar, hiç ummadıkları bir sırada kıyametin ansızın başlarına gelmesinden başka birşey mi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)Hiç farkında olmadıkları bir sırada o saatin birdenbire kendilerine gelmesinden başka neyi bekliyorlar?
(Zuhruf 66)