39. Zümer Suresi / 46.ayet

De ki:
Ey göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısı, gizli ve aşikâr her şeyi bilen Allah’ım, ayrılığa düştükleri konularda kullarının arasında hüküm verecek olan sadece sensin!

Bknz: (67/13)(42/10)

Mustafa Çavdar Meali

Zümer 46 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

De ki: Gökleri ve yeryüzünü yaratan, gizliyi de, açıkta olanı da bilen Allah'ım, ihtilafa düştükleri şeyler hakkında, kullarının arasında sen hüküm vereceksin.

(Zümer 46)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

De ki: "Ey gökleri ve yeri yoktan var eden, gaybı ve müşahede edileni bilen Allah'ım. Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde, kullarının arasında Sen hüküm vereceksin."

(Zümer 46)

Abdullah Parlıyan Meali:

De ki: “Ey Allah'ım, ey gökleri ve yeri yaratan, ey yaratılmış varlıkların kavramaktan aciz oldukları şeyleri de, akıl ve duyularıyla görüp gözleyebildiklerini de bilen sensin. Farklı görüş ve iddialarda bulundukları şeyler hakkında, kulların arasında sen hüküm vereceksin.”

(Zümer 46)

Adem Uğur Meali:

De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşikârı da bilen Allah! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin.

(Zümer 46)

Ahmet Hulusi Meali:

De ki: "Ey Allah'ım, semaların ve arzın Fatır'ı; gaybı ve şehadeti bilen; tartıştıkları konuda kulların arasında sen hüküm verirsin!"

(Zümer 46)

Ahmet Tekin Meali:

“- Allahım, ey gökleri ve yeri yaratan! Duyu ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini ve görülen âlemi bilen! Kullarının ihtilâfa, ihtilâf çıkarmaya devam ettikleri, çarpıttıkları, imandan uzaklaştıkları konularda, aralarında, sen, yalnız sen hüküm vereceksin.” de.

(Zümer 46)

Ahmet Varol Meali

De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de görüneni de bilen Allah'ım! Aralarında ayrılığa düşmüş oldukları konularda, kullarının arasında sen hüküm vereceksin."

(Zümer 46)

Ali Bulaç Meali:

De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybı ve müşahede edilebileni bilen Allah'ım. Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde, kullarının arasında sen hüküm vereceksin."

(Zümer 46)

Ali Fikri Yavuz Meali:

De ki: “- Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybi ve hazırı bilen Allahım! Kularının arasında, o ayrılığa düştükleri (dine ait) şeyler hakkında sen hüküm vereceksin.”

(Zümer 46)

Ali Rıza Sefa Meali:

De ki: "Allahım! Gökleri ve yeryüzünü Yoktan Yaratan! Gizli gerçekleri ve görünenleri Bilen! Kullarının uyuşmazlığa düştüğü şeyler hakkında, Sen yargı vereceksin!"

(Zümer 46)

Ali Ünal Meali:

De ki: “Allah’ım, ey gökleri ve yeri hiç yoktan yaratıp, onlara belli ve sabit bir sistem veren, gaybı ve şahadeti (duyu ötesini de, duyuların algı sahasına gireni de) bilen! Hakkında ihtilâf edegeldikleri bütün konularda kulların arasındaki hükmü verecek olan Sensin.”

(Zümer 46)

Bahaeddin Sağlam Meali:

De ki: “Ey gökleri ve yeri açıp yaratan, gayb ve şehadet âlemlerini bilen Allah’ım! Sen kullarının ihtilaf ettikleri konularda (kıyamet günü) hükmünü vereceksin.

(Zümer 46)

Bayraktar Bayraklı Meali:

De ki: "Ey Allah'ım!Ey göklerin ve yerin yoktan yaratıcısı!Ey gizli ve açık her şeyi bilen! Kullarının, arasında ayrılığa düştükleri konularda hüküm verecek sensin."

(Zümer 46)

Bekir Sadak Meali:

De ki: «Ey goklerin, yerin yaratani, gorulmeyeni ve goruleni bilen Allah! Kullarinin ayriliga dustukleri seyler hakkinda aralarinda Sen hukmedeceksin.»

(Zümer 46)

Besim Atalay Meali:

Diyesin ki: «Allahım! Gökleri, yeri yaratan sensin, görüneni, görünmiyeni bilen de sensin, kullarının ayrışmış olduklarını, aralarında sen hükmedersin!»

(Zümer 46)

Celal Yıldırım Meali:

De ki: Ey gökleri ve yeri örneksiz, misalsiz yaratan, ortada olanı ve olmayanı, görüneni, görünmeyeni bilen Allahım ! Farklı görüş ve iddialarda bulundukları hususlar hakkında kulların arasında sen hüküm vereceksin.

(Zümer 46)

Cemal Külünkoğlu Meali:

De ki: “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan, yaratılmış varlıkların kavrayış alanı dışındaki şeyleri de, yaratılmışların akıl ve duyularıyla görüp gözleyebildiklerini de bilen Allah'ım! Ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kulların arasında sen hükmedersin.”

(Zümer 46)

Diyanet İşleri Eski Meali:

De ki: "Ey göklerin, yerin yaratanı, görülmeyeni ve görüleni bilen Allah'ım! Kullarının ayrılığa düştükleri şeyler hakkında aralarında Sen hükmedeceksin."

(Zümer 46)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

De ki: "Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan, gaybı da, görünen alemi de bilen Allah'ım! Ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kulların arasında sen hükmedersin."

(Zümer 46)

Diyanet Vakfı Meali:

De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşikârı da bilen Allah! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin.

(Zümer 46)

Edip Yüksel Meali:

De ki, 'Gökleri ve yeri yoktan var eden, gizliyi ve açığı Bilen Tanrım, ayrılığa düştükleri konularda kulların arasında hükmü yalnız sen verirsin.'

(Zümer 46)

Elmalılı Orjinal Meali:

De ki: ey Gökleri ve Yeri yaradan ve gayb-ü şehadeti bilen Allahım! Kullarının arasında o ıhtılaf edip durdukları şeyler hakkında sen huküm vereceksin

(Zümer 46)

Elmalılı Yeni Meali:

De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, görülmeyeni ve görüleni bilen Allah'ım, kullarının arasında o ihtilaf edip durdukları şeyler hakkında sen hüküm vereceksin!"

(Zümer 46)

Erhan Aktaş Meali:

De ki: "Göklere ve yere işleyiş yasalarını koyan, gaybı[1] ve görüneni bilen Allah'ım! Kullarının aralarında çekiştikleri şeyler hakkında hüküm verecek olan Sen'sin."

1)Görünemez ve bilinemez olanı.

(Zümer 46)

Gültekin Onan Meali:

De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan (fatır), gaybı ve müşahede edilebileni bilen Tanrım. Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde, kullarının arasında sen hüküm vereceksin."

(Zümer 46)

Hakkı Yılmaz Meali:

De ki: “Ey göklerin ve yerin yoktan yaratıcısı/parçalayıcısı, görülmeyeni, duyulmayanı, sezilmeyeni, geçmişi, geleceği ve varlıkların akıl ve duyularla gözlenenlerini bilen Allah'ım! Kulların arasında, çekişip durdukları o şeyler hakkında Sen hüküm vereceksin.”

(Zümer 46)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

De ki: “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı, gayb ve şehadet bilgisinin sahibi olan Allah’ım! Kullarının ihtilafa düştükleri konularda sen, onlar arasında hükmedersin.”

(Zümer 46)

Harun Yıldırım Meali:

De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşikârı da bilen Allah! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin.

(Zümer 46)

Hasan Basri Çantay:

De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de, aşikarı da bilen Allah, kullarının arasında ihtilaf etmekde oldukları şeyler hakkındaki hükmü sen vereceksin".

(Zümer 46)

Hayrat Neşriyat Meali:

De ki: “Ey gökleri ve yeri yaratan, görünmeyeni ve görüneni bilen Allah'ım! Hakkında ihtilâfa düşegeldikleri şeyler husûsunda kullarının arasında ancak sen hüküm vereceksin!”

(Zümer 46)

Hubeyb Öndeş Meali: /

"Ey Göklerin ve yerin (evrenin) ilk defa yaratanı olan, Gayb'ın [görünmeyenin] ve açıkça görünenin bileni olan Allah'ım! Kullarının arasında, kendilerinin ayrılığa düşmekte oldukları [şeyler] hakkında sen hüküm verirsin." de.

(Zümer 46)

Hüseyin Atay Meali:

De ki: "Ey göklerin, yerin yaratanı, görünmeyeni ve görüneni bilen Allah! Kullarının ayrılığa düştükleri şeyler hakkında aralarında Sen hükmedeceksin."

(Zümer 46)

İbni Kesir Meali:

De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, görülmeyeni ve görüleni bilen Allah'ım; ayrılığa düştükleri şeyler hakkında kulların arasında Sen hükmedersin.

(Zümer 46)

İlyas Yorulmaz Meali:

Deki “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı, gizli ve açık olanları bilen Allah'ım! Kullarının ihtilaf ettiği konularda, aralarında hüküm verecek olan yalnızca sensin.”

(Zümer 46)

İskender Ali Mihr Meali:

De ki: "Allah’ım! Gökleri ve yeri yaratan, gaybı (görünmeyeni) ve görüneni bilen Sensin. Kullarının arasında, ihtilâf etmiş oldukları şeyler hakkında hüküm verecek olan Sensin."

(Zümer 46)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

De ki: «Ey yerlerin, göklerin yaratıcısı olan, görünürü, görünmezi bilen çalabımız! Kullarının aralarında bütün çekiştiklerini yargılayacak olan yalnız Sensin.»

(Zümer 46)

Kadri Çelik Meali:

De ki: “Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybı ve müşahede edileni bilen Allah'ım! Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde kullarının arasında sen hüküm vereceksin.”

(Zümer 46)

Mahmut Kısa Meali:

Ey Müslüman! Bunlara karşılık, sen Rabb’ine yalvararak de ki: “Ey Allah’ım! Ey gökleri ve yeri yoktan var eden; görülen ve görülmeyen, açıkta ve gizli olan her şeyi en mükemmel biçimde bilen Rabb’im! Anlaşmazlığa düştükleri her konuda, Kıyâmet Günü kullarının arasında hüküm verecek olan Sensin! O hâlde, bu inkârcıları sana havale ediyorum Allah’ım!”

(Zümer 46)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Münacat et ve de ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan Allah'ım! Ey görünen ve görünmeyenleri En ince ayrıntısına kadar bilen, İhtilaf ettikleri her meselede kulların arasında hükmeder Rızayı sen verirsin. Ben bu güven içinde bekliyor ve sabrediyorum. (Hüküm sendedir.)"

(Zümer 46)

Mehmet Türk Meali:

(Ey Muhammed!): “Ey gökleri ve yeri yaratan, görülmeyeni1 de görüleni de bilen Allah’ım! Şüphesiz kullarının aralarında anlaşmazlığa düştükleri şeyler hakkında hüküm verecek, ancak Sensin.” de.*

(Zümer 46)

Muhammed Celal Şems Meali:

De ki: “Ey gökleri ve yeri yaratan, görünmeyeni ve görüneni bilen Allah! Kullarının kendi aralarında ihtilâfa düştükleri hakkında, ancak Sen karar vereceksin.”

(Zümer 46)

Muhammed Esed Meali:

De ki: "Ey Allahım! Ey gökleri ve yeri yaratan! Ey yaratılmış varlıkların kavrayış alanı dışındaki şeyleri de, yaratılmışların akıl ve duyularıyla görüp gözleyebildiklerini de bilen! Kullarının ayrılığa düştükleri her konuda (Kıyamet Günü) aralarında hüküm verecek olan Sensin!"

(Zümer 46)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

De ki; "Ey gökleri ve yeri yaratan, görülmeyeni ve görüleni bilen Allah'ım, hakkında anlaşmazlığa düştükleri konularda kullarının arasında hüküm verecek olan sensin."

(Zümer 46)

Mustafa Çavdar Meali:

De ki: Ey göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısı, gizli ve aşikâr her şeyi bilen Allah’ım, ayrılığa düştükleri konularda kullarının arasında hüküm verecek olan sadece sensin!

Bknz: (67/13) - (42/10)

(Zümer 46)

Mustafa Çevik Meali:

De ki: “Ey gökleri ve yeri yaratıp, yaşatan; gizli, açık ne varsa hepsini bilen Allah’ım! Senin Rabliğini ve ilahlığını tartışanlarla ilgili hükmü verecek, hak ettikleri ile karşılaştıracak olan Sensin.”

(Zümer 46)

Mustafa İslamoğlu Meali:

De ki: "Allah'ım! Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Ey idraki aşan hakiketleri de, idrak edilenleri de bilen! Kullarının tartıştıkları konularda, aralarında son sözü söyleyecek olan yalnızca Sensin, Sen!

(Zümer 46)

Osman Okur Meali:

De ki: «Ey gökleri ve yeri yoktan var eden ve gizli ve âşikâre olanı bilen Allah'ım! Sen kullarının arasında kendisinde ihtilâf eder oldukları şeyler hakkında hükmedersin.»

(Zümer 46)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

De ki: «Ey gökleri ve yeri yaratan ve gizli ve âşikâre olanı bilen Allah'ım! Sen kullarının arasında kendisinde ihtilâf eder oldukları şeyler hakkında hükmedersin.»

(Zümer 46)

Ömer Öngüt Meali:

De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de âşikârı da bilen Allah'ım! Kullarının arasında ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen verirsin. "

(Zümer 46)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Ey gökleri ve yeri yaratan, görünmeyen sırları ve görünen varlıkları bilen Allah’ım! Ayrılığa düştükleri konular hakkında kulların arasında hüküm verebilecek olan sadece sensin!” de.

(Zümer 46)

Sadık Türkmen Meali:

De ki: “Ey gökleri ve yeryüzünü yaratan, görülmeyeni/gaybı ve görülebileni/şehadeti bilen Allah’ım! Sensin Sen, kullarının arasında; ihtilâf ederek ayrılığa düştükleri şeyler hakkında doğru hüküm/karar verecek olan!”

(Zümer 46)

Seyyid Kutub Meali:

De ki: «Ey gökleri ve yeri yoktan var eden, görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'ım! Kullarının ayrılığa düştükleri konularda sen hükmedersin.»

(Zümer 46)

Suat Yıldırım Meali:

Sen şöyle dua et!: "Allah'ım! Ey gökleri ve yeri yaratan! Ey görünen görünmeyen ne varsa bilen. Hakkında ihtilaf ettikleri her meselede kulların arasında Sen elbette hükmedeceksin. Ben bu güven içinde bekliyor ve sabrediyorum."

(Zümer 46)

Süleyman Ateş Meali:

De ki: "Allah'ım, ey gökleri ve yeri yoktan var eden, görülmeyeni ve görüleni bilen! Ancak Sen, ayrılığa düştükleri şeylerde kullarının arasında hükmedersin."

(Zümer 46)

Süleymaniye Vakfı Meali:

De ki "Göklerin ve yerin yaratıcısı, görüneni de görünmeyeni de bilen Allah'ım! Kullarının tartıştığı her konuda, aralarında hüküm verecek olan sensin."

(Zümer 46)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan; yaratılmışların kavrayış alanı dışındakileri de, içindekileri de bilen Allah'ım! Ayrılığa düştükleri konularda kullarının arasında Sen karar vereceksin."

(Zümer 46)

Şaban Piriş Meali:

De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, görülmeyeni ve görüleni bilen Allahım, hakkında anlaşmazlığa düştükleri hususlarda kulların arasında hüküm verecek sensin.

(Zümer 46)

Talat Koçyiğit Meali:

(Ey Muhammed!) De ki: "Ey göklerin ve yerin hiç yoktan yaradanı, gaybın ve hazırın âlimi olan Allahım! ihtilafa düştükleri hususlarda kulların arasında sen hüküm verirsin".

(Zümer 46)

Tefhimul Kuran Meali:

De ki: «Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybı ve müşahade edilebileni de bilen Allah'ım. Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde, kullarının arasında sen hüküm vereceksin.»

(Zümer 46)

Ümit Şimşek Meali:

De ki: Ey gökleri ve yeri hiç yoktan yaratan, görünür ve görünmez herşeyi bilen Allahım! Anlaşmazlığa düştükleri şeyler hakkında, kulların arasında hükmü Sen verirsin.

(Zümer 46)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

De ki: "Ey Allah'ım! Ey gökleri ve yeri yaratan, ey görülemeyeni ve görüleni bilen! Sen hüküm vereceksin kulların arasında, ihtilaf ettikleri şeyler hakkında."

(Zümer 46)