9. Tevbe Suresi / 113.ayet

Ne nebiye ve ne de inananlara, cehennemlik oldukları anlaşıldıktan sonra, yakın akrabaları bile olsalar ortak koşan müşrikler için bağışlanma dilemek yakışmaz.

Bknz: (19/47)(60/4)

Mustafa Çavdar Meali

Tevbe 113 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Şüphesiz olarak cehennem ehli oldukları kendilerince bilindikten sonra akraba bile olsalar Peygamberin ve inananların, müşriklerin yarlıganmalarına dua etmeleri yakışmaz.

(Tevbe 113)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Ne peygamber ve ne de mü’minler; gerçekten onların, çılgın ateşin ashabı (ve cehennemin yakıtları) oldukları kendilerine açıklandıktan sonra -yakınları dahi olsa- artık müşrikler için bağışlanma dilemeleri olacak şey değildir.

(Tevbe 113)

Abdullah Parlıyan Meali:

Allah'tan başkalarına ilahlık yakıştıran kimselerin cehennemlik oldukları besbelli olduktan sonra, yakın akrabalar olsa bile, onların bağışlanmalarını dilemek, artık ne peygambere, ne de iman edenlere yakışır.

(Tevbe 113)

Adem Uğur Meali:

(Kâfir olarak ölüp) cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akraba dahi olsalar, (Allah'a) ortak koşanlar için af dilemek ne peygambere yaraşır ne de inananlara.

(Tevbe 113)

Ahmet Hulusi Meali:

Ne En Nebi'ye ne de iman edenlere, akraba dahi olsalar, ateş ehli oldukları açıkça belli olduktan sonra şirk koşanlar için bağışlanma dilemeleri olur şey değil (zira "Allah şirki bağışlamaz")! ( Açıklaması şudur: Allah kişinin beyninde öyle bir sistem oluşturmuştur ki; o sisteme göre şirk düşüncesi yani bir dışsal varlığa tapınma hali yaşayan beyin kendi yapısında bulunan ilahi kuvvetleri harekete geçirme yetisinden mahrum kalır. )

(Tevbe 113)

Ahmet Tekin Meali:

Kâfir olarak öldükleri için kaynayan köpüren Cehennem azâbına maruz oldukları, kendilerince de açıkça bilinen kimseler, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah'a şirk koşanlar için akraba dahi olsalar bağışlanmalarını, koruma kalkanına alınmalarını dilemek peygamber için de, iman edenler için de mümkün değildir.*

(Tevbe 113)

Ahmet Varol Meali

Cehennemlik oldukları belli olduktan sonra, akraba bile olsalar Allah'a ortak koşanlar için mağfiret dilemek Peygambere ve mü'minlere yaraşmaz.*

(Tevbe 113)

Ali Bulaç Meali:

Kendilerine onların gerçekten çılgın ateşin arkadaşları oldukları açıklandıktan sonra -yakınları dahi olsa- müşrikler için bağışlanma dilemeleri peygambere ve iman edenlere yaraşmaz.

(Tevbe 113)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Müşriklerin cehennemlik oldukları (küfür üzere öldükleri) müminlere belli olduktan sonra-bunlar akraba bile olsalar- artık onlar için, ne Peygamberin, ne de mümin olanların mağfiret dilemeleri yoktur.

(Tevbe 113)

Ali Rıza Sefa Meali:

Yakınları bile olsalar, cehennemin yoldaşları oldukları açıklandıktan sonra, ortaklar koşanlar için bağışlanma dilemek, ne peygambere yakışır ne de inananlara.

(Tevbe 113)

Ali Ünal Meali:

Şirk içinde ölüp de o Kızgın Alevli Ateş’in yoldaşları oldukları kendilerine belli olduktan sonra, akraba bile olsalar böyle müşrikler için Allah’tan bağışlanma dilemek, ne Peygamber’in, ne de mü’minlerin yapacağı bir iştir.

(Tevbe 113)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Kendilerine, onların cehennem ehli oldukları açıklandıktan sonra, akraba da olsa müşrikler için istiğfar etmek, Peygambere ve Müminlere yakışmaz.

(Tevbe 113)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Cehennem halkı oldukları belli olduktan sonra akraba bile olsalar, Allah'a ortak koşanlar için af dilemek, ne peygamberin ne de müminlerin yapacağı bir iştir.

(Tevbe 113)

Bekir Sadak Meali:

Cehennemlik olduklari anlasildiktan sonra, akraba bile olsalar, puta tapanlar icin magfiret dilemek Peygamber'e ve muminlere yarasmaz.

(Tevbe 113)

Besim Atalay Meali:

Hiçbir peygambere, hiçbir inanlıya, cehennemlik oldukları anlaşıldıktan sonra, hısımları olsa da, eş koşanların yarlıganmasını istemek yoktur

(Tevbe 113)

Celal Yıldırım Meali:

Müşriklerin Cehennemlik oldukları besbelli anlaşıldıktan sonra, hısım da olsalar, Peygamberin ve imân edenlerin onlar için istiğfar etmeleri uygun olmaz.

(Tevbe 113)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Akraba bile olsalar, cehennemlik oldukları belli olduktan sonra müşrikler için Allah'tan af dilemek, peygambere de müminlere de yakışmaz. *

(Tevbe 113)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Cehennemlik oldukları anlaşıldıktan sonra, akraba bile olsalar, puta tapanlar için mağfiret dilemek Peygamber'e ve müminlere yaraşmaz.

(Tevbe 113)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Cehennem ehli oldukları açıkça kendilerine belli olduktan sonra, -yakınları da olsalar- Allah'a ortak koşanlar için af dilemek ne Peygambere yaraşır, ne de mü'minlere.

(Tevbe 113)

Diyanet Vakfı Meali:

(Kâfir olarak ölüp) cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akraba dahi olsalar, (Allah'a) ortak koşanlar için af dilemek ne peygambere yaraşır ne de inananlara.  *

(Tevbe 113)

Edip Yüksel Meali:

Akraba bile olsalar, ne peygamber, ne de inananlar, cehennem halkı oldukları kendilerine belli olduktan sonra ortak koşanlar için bağışlanma dileyemez.

(Tevbe 113)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ne Peygambere ne iyman edenlere, akrıba bile olsalar Cehennemlik oldukları onlara tebeyyün ettikten sonra müşrikler için istiğfar etmek yoktur

(Tevbe 113)

Elmalılı Yeni Meali:

Ne peygambere, ne iman edenlere, akraba bile olsalar, cehennemlik oldukları iyice belli olduktan sonra müşrikler için af dilemek olmaz.

(Tevbe 113)

Erhan Aktaş Meali:

Nebi ve mü'minlere; Cehennemlik oldukları açıkça belli olduktan sonra, yakınları da olsa, müşriklere bağışlanma dilemeleri yaraşmaz.

(Tevbe 113)

Gültekin Onan Meali:

Kendilerine onların gerçekten çılgın ateşin arkadaşları oldukları açıklandıktan sonra -yakınları dahi olsa- müşrikler için bağışlanma dilemeleri peygambere ve inananlara yaraşmaz.

(Tevbe 113)

Hakkı Yılmaz Meali:

(113,114) Kendilerine, cehennem ashâbı oldukları iyice belli olduktan sonra Peygamber'e ve iman etmiş kişilere, akraba bile olsalar, ortak koşanlar için bağışlanma dilemek yoktur. İbrâhîm'in babası için bağışlanma dilemesi de yalnızca ona vermiş olduğu bir sözden dolayı idi. Sonra onun, Allah için bir düşman olduğu kendisine açıkça belli olunca ondan uzaklaştı. Şüphesiz İbrâhîm, çok içli, çok halim birisi idi.

(Tevbe 113)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Alevli ateşin ehli oldukları netleştikten sonra, akraba dahi olsalar, Nebi’nin ve müminlerin müşrikler için (Allah’tan) bağışlanma talep etmeleri söz konusu olamaz.

(Tevbe 113)

Harun Yıldırım Meali:

Kendilerine onların çılgın ateşlikler oldukları açıklandıktan sonra –yakınları dahi olsa müşrikler için bağışlanma dilemeleri Nebiye de iman edenlere de yaraşmaz.

(Tevbe 113)

Hasan Basri Çantay:

Müşriklerin, o çılgın ateşin yaranı (cehennemlik) oldukları muhakkak meydana çıkdıkdan sonra, artık onların lehine, velev hısım olsunlar, ne peygamberin, ne de mü'min olanların istiğfaar etmeleri doğru değildir.

(Tevbe 113)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hakikaten onların, Cehennem ehli oldukları kendilerine belli olduktan sonra, akrabâ bile olsalar, ne peygamberin ne de îmân edenlerin, müşrikler için mağfiret dilemeleri(doğru) olmaz!(1)*

(Tevbe 113)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Kızgın ateşin dostları olduklarının iyice belli olmasından sonra müşrikler için nebinin ve inanmış olanların bağışlanma istemesi -yakınlık sahipleri [akrabalar] olsalar bile- [doğru] olmaz.

(Tevbe 113)

Hüseyin Atay Meali:

Alevli ateşlikler oldukları anlaşıldıktan sonra, yakınları da olsalar, Allaha ortak koşanlar için bağışlanma dilemek, peygambere ve inananlara yaraşmaz.

(Tevbe 113)

İbni Kesir Meali:

Cehennem ashabı oldukları muhakkak meydana çıktıktan sonra, akraba bile olsalar, müşrikler için mağfiret dilemek peygambere ve mü'minlere yaraşmaz.

(Tevbe 113)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bir peygamber ve inananlar için, yakın akrabaları da olsa, inandığı ve yaptıklarından dolayı, onların cehenneme girecekleri kesin ve açıkça belli olduktan sonra, onlar için Rablerinden bağışlanma dilemeleri mümkün değildir.

(Tevbe 113)

İskender Ali Mihr Meali:

Bir nebînin ve âmenû olan kimselerin, müşrikler için, cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra yakınları bile olsa mağfiret dilemeleri olmaz (uygun değildir).

(Tevbe 113)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Cehennemlik oldukları iyice anlaşıldıktan sonra, tanımazlar için, yakınları olsalar bile, yarlıgama dilemek peygamber için de, inananlar için de doğru olmaz.

(Tevbe 113)

Kadri Çelik Meali:

Peygambere ve müminlere, akraba bile olsalar Cehennem ehli oldukları anlaşıldıktan sonra şirk koşanlar için mağfiret dilemek yaraşmaz.

(Tevbe 113)

Mahmut Kısa Meali:

Ne Peygambere, ne de diğer inananlara, kâfir olarak ölen ve cehennemlik oldukları artık kesinleşmiş olan müşrikler ve kâfirler için —onlar yakın akrabaları bile olsalar— bağışlanma dilemek yaraşmaz. Zira Allah, kendisine ortak koşanları ve inkâr edenleri bağışlamayacağını kesin hükme bağlamıştır (4. Nisâ: 48, 116). Peki, nasıl oldu da İbrahim, kâfir olarak ölen babası için bağışlanma diledi?

(Tevbe 113)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Tam olarak cehennem ehli olduğu bilindikten sonra müşrikler için Ehl-i iman ve peygambere bağışlanma dilemeleri uygun değildir, Velev ki onlar bizzat kendi akrabaları dahi olsa, hiç yakışık değildir.

(Tevbe 113)

Mehmet Türk Meali:

Cehennemlik oldukları, iyice belli olduktan sonra Peygambere de îman edenlere de akraba bile olsalar, müşrikler için (Allah’tan) af dilemek yoktur. 1*

(Tevbe 113)

Muhammed Celal Şems Meali:

Cehennemlik oldukları belli olduktan sonra, akrabaları bile olsalar, müşriklerin bağışlanmalarını talep etmek, Peygamber ve inananlar için mümkün değildir.

(Tevbe 113)

Muhammed Esed Meali:

(Günah içinde ölen) kimselerin cehennemlik olduğu kendilerine açıklandıktan sonra, yakın akraba olsalar bile, Allah'tan başkasına tanrılık yakıştıran kimselerin bağışlanmasını dilemek artık ne Peygamber'e yaraşır, ne de imana erişenlere.

(Tevbe 113)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Cehennemlik oldukları açığa çıktıktan sonra, akraba bile olsalar, ortak koşanlar için Allah'tan af dilemek ne Tanrı elçisine, ne de inananlara yakışmaz.

(Tevbe 113)

Mustafa Çavdar Meali:

Ne nebiye ve ne de inananlara, cehennemlik oldukları anlaşıldıktan sonra, yakın akrabaları bile olsalar ortak koşan müşrikler için bağışlanma dilemek yakışmaz.

Bknz: (19/47) - (60/4)

(Tevbe 113)

Mustafa Çevik Meali:

Müşrik, kâfir ve münafık olarak yaşayıp da, bundan tevbe edip vazgeçmeden öldükleri açıkça bilinen kimseler, mü’minlerin yakınları da olsa onlar için Allah’tan bağışlanma dilemek, Peygamber’e de, mü’minlere de yakışmaz.

(Tevbe 113)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(Küfre saplanarak ölenlerin) cehennemlik olduğu kendilerine açıklandıktan sonra, müşrikler için -isterse yakın akrabalık bağları bulunsun- Allah'tan af dilemek, ne Peygamber'e ne de iman eden kimselere hiç yakışık almaz.

(Tevbe 113)

Osman Okur Meali:

(Kâfir olarak ölüp) cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akraba dahi olsalar, (Allah'a) ortak koşanlar için af dilemek ne Nebiye yaraşır ne de inananlara.

(Tevbe 113)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Peygamber için ve imân edenler için muvafık değildir ki, müşrikler hakkında mağfiret talebinde bulunsunlar, velev ki, karabet sahipleri olsunlar. Onların cehennem ashâbı oldukları kendilerine tebeyyün ettikten sonra.

(Tevbe 113)

Ömer Öngüt Meali:

Cehennem ehli oldukları onlara apaçık belli olduktan sonra, akraba bile olsalar, müşrikler için af dilemek Peygamber'e ve müminlere yaraşmaz.

(Tevbe 113)

Ömer Sevinçgül Meali:

Ne Peygamberin ne de ona inananların, Allah’ın yanı sıra başka tanrılar edinmeleri yüzünden cehennemlik oldukları anlaşılan kimseler için bağışlanma dilemeleri kendilerine yakışmaz.

(Tevbe 113)

Sadık Türkmen Meali:

CEHENNEM EHLİ oldukları, kendilerine kesin olarak belli olduktan sonra;-yakınları da olsalarAllah’a ortak koşanlar için af dilemek, ne Nebi’ye yaraşır, ne de Müminlere!

(Tevbe 113)

Seyyid Kutub Meali:

Akraba bile olsalar, cehennemlik oldukları belli olduktan sonra puta tapanlar için Allah'dan af dilemek, ne peygambere ve ne de mü'minlere yakışmaz.

(Tevbe 113)

Suat Yıldırım Meali:

Kafir olarak ölüp cehennemlik oldukları kendilerine belli olduktan sonra,akraba bile olsalar, müşriklerin affedilmelerini istemek, ne Peygamberin, ne de müminlerin yapacağı bir iş değildir.

(Tevbe 113)

Süleyman Ateş Meali:

Akraba bile olsalar, cehennem halkı oldukları belli olduktan sonra (Allah'a) ortak koşanlar için mağfiret dilemek; ne peygamberin, ne de inananların yapacağı bir iş değildir.

(Tevbe 113)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Cehennem ahalisi oldukları iyice belli olmuş olan müşriklerin[1] bağışlanmalarını istemek ne Nebiye düşer ne de müminlere; isterse en yakınları olsun.

1) Müşrik : Allah'a ortak koşandır.

(Tevbe 113)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Cehennemlik oldukları kesin olarak belli olduktan sonra, yakınları bile olsalar, Allah'a ortak koşanların bağışlanmasını dilemek peygambere de, iman edenlere de yakışmaz.

(Tevbe 113)

Şaban Piriş Meali:

Cehennemlik oldukları anlaşıldıktan sonra, akraba bile olsalar müşrikler için bağışlanma dilemek Peygambere ve iman edenlere yaraşmaz.

(Tevbe 113)

Talat Koçyiğit Meali:

Kendilerinin cehennem ehlinden oldukları iyice belli olduktan sonra, yakın akraba da olsalar, müşrikler için (Allah'tan) af ve mağfiret dilemek ne Peygamber için, ne de mü'minler için yapılacak iş değildir.

(Tevbe 113)

Tefhimul Kuran Meali:

Kendilerine onların gerçekten çılgın ateşin arkadaşları oldukları açıklandıktan sonra -yakınları dahi olsa- müşrikler için bağışlanma dilemeleri peygambere ve iman edenlere yaraşmaz.

(Tevbe 113)

Ümit Şimşek Meali:

Cehennemlik oldukları açığa çıktıktan sonra, akraba bile olsalar, müşrikler için Allah'tan af dilemek ne Peygambere, ne de mü'minlere yakışmaz.

(Tevbe 113)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Akraba bile olsalar, cehennem halkı oldukları açıkça belli olduktan sonra müşrikler için af dilemek ne peygambere yakışır ne de iman edenlere.

(Tevbe 113)