Aralarından bir kişiye, “İnsanları uyar, iman edenlere Rableri katında büyük bir itibar ve yüksek makamlar olduğunu müjdele!” diye vahyetmemiz insanların tuhafına mı gitti ki, gerçeği örtbas eden kâfirler “bu düpedüz bir sihirdir”, diyorlar.
10. Yunus Suresi / 2.ayet
Yunus 2 ayeti için diğer mealler.

Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
İnsanları korkutmak ve inananlara, gerçek bir güzel mükafat, inançlarına karşılık yücelik ve nimet verileceğini, şefaate mazhar olacaklarını müjdelemek için içlerinden bir ere vahyetmemiz, insanlara tuhaf mı geldi de kafirler, şüphe yok ki dediler, bu, apaçık bir büyücü.
(Yunus 2)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
İçlerinden (kendi cinslerinden ve tanıyıp bildiklerinden) bir adama: "İnsanları uyar (inzar ve ikaz et) ve iman edenlere muhakkak kendileri için Rableri katında 'gerçek ve yüksek bir makam' olduğunu müjde ver" diye vahyetmemiz, insanlara (acayip) şaşırtıcı mı geldi? Kâfirler: "Gerçekten bu, açıkça bir büyücüdür" deyip (peygamberi inkâr etmişlerdi.)
(Yunus 2)Abdullah Parlıyan Meali:
Kendilerinden biri olan ve onların arasından seçtiğimiz Peygambere; “Bütün insanlığı uyar, inananlara her bakımdan ihlaslı, samimi ve dürüst olmakla, Rableri katında diğer herkesten ileri geçtiklerini müjdele” diye vahyetmemiz, insanların tuhafına mı gitti ki, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler bakın, bu peygamber “Düpedüz bir büyücüdür” derler.*
(Yunus 2)Adem Uğur Meali:
İçlerinden bir adama: İnsanları uyar ve iman edenlere, Rableri katında onlar için yüksek bir doğruluk makamı olduğunu müjdele, diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki, o kâfirler: Bu elbette apaçık bir sihirbazdır, dediler?
(Yunus 2)Ahmet Hulusi Meali:
İçlerinden bir ricale: "İnsanları uyar ve iman edenlere de kendileri için Rableri indinde Kadem-i Sıdk (Esma açığa çıkışından gelen bir şekilde tasdik) olduğunu müjdele!" diye vahyetmemiz, insanlar için çok şaşkınlık oluşturacak bir şey mi oldu? Hakikat bilgisini inkar edenler: "Muhakkak ki bu (adam) apaçık bir büyücüdür" dediler.
(Yunus 2)Ahmet Tekin Meali:
İçlerinden liyâkatli ve güvenilir bir adama: “Bütün insanları, sorumluluk hesap ve cezayı hatırlatarak uyar ve iman edenlere, imanlarında sadâkat gösterenlere ayrılan Rableri katında yüksek makamlar olduğunu müjdele” diye vahyetmemizde, insanların hayretini mûcip olacak bir şey mi var? Üstelik kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler bir de: “Bu apaçık bir sihirbazdır” diyorlar.*
(Yunus 2)Ahmet Varol Meali
İçlerinden bir adama: "İnsanları uyar ve iman edenlere Rableri katında kendileri için üstün dereceler olduğunu müjdele!" diye vahyetmemiz insanlara tuhaf mı geldi! Kâfirler: "Bu apaçık bir büyücüdür" dediler.*
(Yunus 2)Ali Bulaç Meali:
İçlerinden bir adama: "İnsanları uyar ve iman edenlere, muhakkak kendileri için Rableri katında 'gerçek bir makam' olduğunu müjde ver" diye vahyetmemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? İnkar edenler: "Gerçekten bu, açıkça bir büyücüdür" dediler.
(Yunus 2)Ali Fikri Yavuz Meali:
İnsanlar arasında bir er'e (Peygambere): “- İnsanları Allah'ın azâbı ile korkut ve iman edenleri de, Rableri katında yüksek dereceleri olmakla müjdele” diye vahy etmemiz, insanlar için şaşılacak şey mi oldu ki, kâfirler: “- Her halde bu, açık bir sihirbazdır.” dediler.
(Yunus 2)Ali Rıza Sefa Meali:
Kendi aralarından bir adama; "İnsanları uyar ve Efendilerinin katında, inanca çağırılanlar için bir doğruluk konumunun varlığını, sevinçli bir haber olarak onlara ver!" diyerek bildirmemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? Nankörlük edenler, şöyle dediler: "Aslında, kesinlikle apaçık bir büyücü bu!"
(Yunus 2)Ali Ünal Meali:
Bizzat içlerinden bir kişiye, “İnsanları (kendilerini bekleyen âkıbet konusunda) uyar ve bu arada mü’minlere (iman ve sadakatleri sebebiyle) Rabbileri katında emin bir mevkileri bulunduğu müjdesini ver!” diye vahiyde bulunmamız, insanların çok mu tuhafına gidiyor? Onun için mi kâfirler, “Besbelli ki bu, sihirbazın teki!” diyorlar?
(Yunus 2)Bahaeddin Sağlam Meali:
İçlerinden bir adama: “İnsanları uyar ve inananlara Allah katında (ahirette) yüksek makamlar olduğunu müjdele!” diye vahyetmemiz, onların tuhafına mı gitti ki, kâfirler: “Bu güçlü bir sihirbazdır” dediler.
(Yunus 2)Bayraktar Bayraklı Meali:
İçlerinden birine, "İnsanları uyar, iman edenlere de kendileri için Allah katında yüksek bir doğruluk derecesi bulunduğunu müjdele!" diye vahiy göndermemiz insanlara şaşırtıcı mı geldi? İnkar edenler, "Bu adam açık bir büyücüdür" dediler.
(Yunus 2)Bekir Sadak Meali:
Iclerinden birine, «Insanlari uyar ve inananlara, Rableri katinda yuksek makamlar oldugunu mujdele» diye vahyetmemiz, insanlarin tuhafina mi gitti ki, kafirler: «Bu apacik bir buyucudur» dediler?
(Yunus 2)Besim Atalay Meali:
«İnsanları kocundurasın, inanmış olanlara Tanrıları katında, gerçek dereceleri olduğunu müjdeleyesin» diye, içlerinden birine vahi ettiğimizçin, onlar şaşıyorlar mı? Kâfir olanlar: «Bu ancak bir büyüdür» demektedirler
(Yunus 2)Celal Yıldırım Meali:
İnsanları (tuttukları yolun tehlikesine karşı) uyar; imân edenleri Rablarının yanında kendilerine ayrılan KADEM-I SIDK (Güzel sevap, şalin amel, ebedî saadet, yüksek makam) ile müjdele, diye içlerinden bir adama vahyetmemiz (Mekkeli'ler için) şaşılacak şey mi ki, o kâfirler, «bu ancak açık bir büyücüdür» dediler.
(Yunus 2)Cemal Külünkoğlu Meali:
Kendi içlerinden birine (Peygamber'e): “(Bütün) insanları (Allah'ın azabına karşı) uyar ve inananlara Rablerinin üstün sadakat makamı vereceğini müjdele!” diye vahyetmemiz insanların tuhafına mı gitti ki, (Peygamber onlara ayetleri okuyunca) inkârcılar: “Bu, şüphesiz apaçık bir sihirbazdır” dediler. *
(Yunus 2)Diyanet İşleri Eski Meali:
İçlerinden birine, "İnsanları uyar ve inananlara, Rableri katında yüksek makamlar olduğunu müjdele" diye vahyetmemiz, insanların tuhafına mı gitti ki, kafirler: "Bu apaçık bir büyücüdür" dediler?
(Yunus 2)Diyanet İşleri Yeni Meali:
İçlerinden bir adama insanları uyar ve iman edenlere, Rableri katında kendileri için bir doğruluk makamı bulunduğunu müjdele diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki o kafirler, "Bu elbette apaçık bir sihirbazdır" dediler?
(Yunus 2)Diyanet Vakfı Meali:
İçlerinden bir adama: İnsanları uyar ve iman edenlere, Rableri katında onlar için yüksek bir doğruluk makamı olduğunu müjdele, diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki, o kâfirler: Bu elbette apaçık bir sihirbazdır, dediler?
(Yunus 2)Edip Yüksel Meali:
Kendilerinden bir adama: 'İnsanları uyar ve inananlara Rab'leri katında önemli bir yere sahip olduklarını müjdele,' diye vahyetmemiz halka garip mi geliyor? İnkarcılar, 'Bu, apaçık bir büyücüdür,' dediler.
(Yunus 2)Elmalılı Orjinal Meali:
İnsanlar için, içlerinden bir ere bütün insanları inzar et ve iyman edenleri müjdele: kendileri için rablarının nezdinde bir "kademi sıdk" var, diye vahyedişimiz hiç işitilmedik bir acibemi oldu? kafirler her halde bu bir sahır dediler
(Yunus 2)Elmalılı Yeni Meali:
İnsanlar için, içlerinden bir ere: "Bütün insanları uyar ve iman edenleri müjdele; kendileri için Rablerinin katında yüce bir mertebe var!" diye vahyedişimiz hiç duyulmadık şaşılacak birşey mi oldu ki, kafirler: "Kesinlikle bu bir sihirbazdır!" dediler.
(Yunus 2)Erhan Aktaş Meali:
İçlerinden birine: "İnsanları uyar ve iman edenlere Rabb'leri katında gerçek üstünlük makamı olduğunu müjdele!" diye vahyetmemiz, şaşılacak bir şey mi ki gerçeği yalanlayan nankörler: "Bu apaçık bir büyücüdür." dediler.
(Yunus 2)Gültekin Onan Meali:
İçlerinden bir adama: "İnsanları uyar ve inananlara, muhakkak kendileri için rableri katında 'gerçek bir makam' olduğunu müjde ver" diye vahyetmemiz insanlara şaşırtıcı mı geldi? Kafirler: "Gerçekten bu, açıkça bir büyücüdür" dediler.
(Yunus 2)Hakkı Yılmaz Meali:
İnsanları uyar ve inananlara Rableri nezdinde kesinlikle “kademe sıdk [hoş gelişler, mutlu yaşamlar]” olduğunu müjdele diye kendilerinden, olgun bir adama vahyedişimiz onlara tuhaf mı geldi? Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler, “Hiç şüphesiz bu elçi/ bu kitap, kesinlikle apaçık büyüleyici sözler söyleyen bir bilgindir/göz boyayan etkili bilgilerdir” dediler.
(Yunus 2)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
(Ne ilginç!) “İnsanları uyar ve iman edenleri Rableri katında değerli bir konumda olmakla müjdele” diye, içlerinden bir adama vahyedişimiz insanlara tuhaf mı geldi? Kâfirler dediler ki: “Şüphesiz ki bu, apaçık bir sihirbazdır.”
(Yunus 2)Harun Yıldırım Meali:
İçlerinden bir adama: ‘İnsanları uyar ve iman edenlere, Rableri katında kendileri için muhakkak gerçek bir makam olduğunu müjdele!’ diye vahyetmemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? Kâfirler: “Gerçekten bu, apaçık bir sihirbazdır.” dediler.
(Yunus 2)Hasan Basri Çantay:
"İnsanları (hakkın ukubetleriyle) korkut, iman edenlere Rableri indinde kendileri için muhakkak bir kademi sıdk olduğunu müjdele" diye içlerinden bir ere (peygambere) etdiğimiz vahy insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki o kafirler: "Bu, şeksiz, şübhesiz ve apaçık bir sihirbazdır" dedi (ler)?
(Yunus 2)Hayrat Neşriyat Meali:
İçlerinden bir erkeğe: “İnsanları (azâb ile) korkut ve îmân edenlere, Rableri katında şübhesiz ki kendileri için bir 'kadem-i sıdk' (peygamberin şefâati) bulunduğunu müjdele!” diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu (da) kâfirler: “Şübhesiz bu, gerçekten apaçık bir sihirbazdır!” dedi(ler).
(Yunus 2)Hubeyb Öndeş Meali: /
kendilerinden bir kişiye "insanları uyar; inanmış olanlara RAB'lerinin katında kendileri için bir doğruluk kademi [rütbesi] olduğunu müjdele." diye vahiy etmemiz, insanlara tuhaf mı gelmişti? Kâfirler [gerçeği örtenler] "kesinlikle bu apaçık bir sihirbazdır" dedi.
(Yunus 2)Hüseyin Atay Meali:
İçlerinden bir adama, "İnsanları uyar ve inananlara Rableri katında doğruluk önceliği olduğunu müjdele" diye bildirmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu da, inkârcılar, bu düpedüz bir yanıltmacadır, dediler.
(Yunus 2)İbni Kesir Meali:
İçlerinden bir adama: İnsanları uyar ve iman edenlere Rabbları katında yüksek bir makam olduğunu müjdele, diye vahyettiğimiz insanların tuhafına mı gitti ki kafirler: Bu, apaçık bir büyüdür, dediler.
(Yunus 2)İlyas Yorulmaz Meali:
Kendi içlerinden bir adama, insanları uyarması ve iman edenlerin Rablerinin katında farklı bir yerlerinin olduğunu müjdelemesi için vahyetmemiz, şaşılacak bir durum mu dur? Hakikati inkar edenler dediler ki “Bu (adam) apaçık bir sihirbazdır.”
(Yunus 2)İskender Ali Mihr Meali:
Onlardan bir adama, "insanları uyarması, âmenû olanları (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenleri) müjdelemesi" için vahyetmemiz insanlara acaip (garip) mi geldi? Muhakkak ki onlar için, Rab’lerinin yanında (katında) sıddıklar makamı vardır. Kâfirler şöyle dediler: “Muhakkak ki bu, mutlaka apaçık bir sihirbazdır.”
(Yunus 2)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
İnsanları uyar, inananlar için gerçekten çalapları yanında güzel karşılık olduğunu müjdele diye içlerinden birinin gönlüne bildirmemiz bu insanlar için şaşırtıcı mı oldu ki onu tanımıyorlar da «Gerçekten bu, apaçık bir büyüdür» diyorlar?
(Yunus 2)Kadri Çelik Meali:
İçlerinden birine, “İnsanları uyar ve iman edenlere, Rableri katında yüksek bir doğruluk makamı olduğunu müjdele” diye vahyetmemiz, insanların tuhafına mı gitti ki küfre sapanlar, “Bu apaçık bir büyücüdür” dediler?
(Yunus 2)Mahmut Kısa Meali:
İçlerinden bir adama şöyle bir mesaj göndermemiz, insanların tuhafına mı gitti: “İnsanlığı, zalimler için hazırlanan cehennem azabıyla uyar ve iman edenlere müjdele; Rab’lerinin katında doğruluk ve erdemliliklerinin ödülü olarak, cennetin en yüce makâmı, yani ebedî nimetler ve gerçek izzet, şeref ve üstünlük onların olacaktır!” Fakat kâfirler, Kur’an’ın kitlelerce benimsenmesini engellemek için, “Hiç kuşkusuz, okuduğu o büyüleyici sözlerle vicdanları sarsıp derinden etkileyen bu adam, besbelli ki, bir büyücüdür. Yoksa, okuma yazması dahî olmayan bir insanın dudaklarından, böylesine harikulade sözlerin dökülmesi başka türlü izah edilemez.” diyorlar. Böylece, Kur’an’ın insanüstü bir kaynaktan geldiğini itiraf ediyor ama Allah’tan geldiğini inkar ediyorlar. Çünkü kibir ve inatçılıkları onları imandan alıkoyuyor. Zira, Allah’ın insan hayatını düzenleme yetkisine inanmak ve bu imana göre hayatı yeni baştan kurmak, hiç mi hiç işlerine gelmiyor. Oysa Yaratan, yarattığına müdâhale etmez mi?
(Yunus 2)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
"Uyar insanları ve onlara Rableri katında bir makam olduğunu müjde ver" Neticesi böyle olan bir vahyi içlerden bir adama göndermemiz tuhaf mıdır? Uymayıp imana, inkar edenlere şaşırtıcı mı geldi. Kafirler şöyle dediler: Şüphe yok ki, (bu gösterilen şeylerle gördük ki) bu apaçık bir büyücüdür
(Yunus 2)Mehmet Türk Meali:
Bizim insanlara, insanları uyarması ve îman edenlere de Rab’leri katında özel itibarları1 olduğunu müjdelemesi için kendilerinden bir erkeğe2 vahyetmemiz, şaşılacak bir şey mi de kâfirler “şüphesiz (bu adam) apaçık bir büyücüdür”, dediler.3*
(Yunus 2)Muhammed Celal Şems Meali:
Aralarından birine, insanları uyar ve inananlara, Rableri Katında çok yüce bir mertebenin var olduğunu müjdele, diyerek vahyetmemiz, insanlara çok mu şaşırtıcı geldi? Kâfirler, bu kesinlikle apaçık bir sihirbazdır, dediler.
(Yunus 2)Muhammed Esed Meali:
Kendi içlerinden birine, "Bütün insanlığı uyar; imana erişenlere, her bakımdan içtenlikli ve dürüst olmakla Rablerinin katında öteki herkesten ileri geçtiklerini müjdele" diye vahyetmemiz insanların tuhafına mı gitti? (Yalnızca) hakkı inkar edenler, "Bakın, bu (adam) düpedüz bir büyücü!" derler.
(Yunus 2)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
İçlerinden bir adama; "İnsanları uyar ve inananlara, kesinlikle kendileri için rableri katında yüksek bir makam olduğunun müjdesini ver!" diye bildirmemiz insanlara şaşırtıcı mı geldi? İnkarcılar; "Gerçekten bu, açıkça bir büyücüdür!" dediler.
(Yunus 2)Mustafa Çavdar Meali:
Aralarından bir kişiye, "İnsanları uyar, iman edenlere Rableri katında büyük bir itibar ve yüksek makamlar olduğunu müjdele!" diye vahyetmemiz insanların tuhafına mı gitti ki, gerçeği örtbas eden kâfirler “bu düpedüz bir sihirdir”, diyorlar.Bknz: (7/63) - (14/44) - (34/43) - (54/24)
(Yunus 2)Mustafa Çevik Meali:
Kendi içlerinden birine, “Allah adına, insanları yaratılış sebeplerine uymaya davet et ve buna iman edip yaşamak için çaba sarf edenlerin ödüllendirileceğini müjdele.” diye vahyetmemiz onların birçoğu tarafından yadırgandı. Bu davetin kabul edilmesi halinde kendi hayat nizamlarının değişeceğini anlayanların birçoğu buna karşı çıkıp, Peygamber’i büyücülük ve sihirbazlıkla suçladılar.
(Yunus 2)Mustafa İslamoğlu Meali:
Ne yani, kendi aralarından bir kişiye "İnsanları uyar; ve Rableri katındaki şeref, itibar ve dürüstlük (yarışında) iman edenlerin diğer herkesten öne geçtiğini müjdele!" diye vahyetmemiz insanların garibine mi gitti? Küfre gömülüp gidenler (bir de utanmadan) "Dikkat edin! Bu var ya bu, düpedüz bir sihirbazdır!" dediler.
(Yunus 2)Osman Okur Meali:
“(Bütün) insanları, uyar ve iman edenlere de Rableri katından kendileri için yüksek derece ve makamlar olduğunu müjdele!” diye içlerinden bir adam(ı seçip on)a vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki (nebi onlara âyetleri okuyunca), kâfirler: “Bu mutlaka apaçık bir sihirbazdır.” dediler.
(Yunus 2)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
Nâsı korkut ve imân edenleri müjdele ki, süphesiz onlar için rabbileri indinde bir kademe sıdk vardır diye onlardan bir erkeğe vahyetmiş olmamız, nâs için taaccüb edilecek bir şey mi oldu ki, kâfirler, «Bu şüphe yok ki bir apaçık sahirdir,» dediler.
(Yunus 2)Ömer Öngüt Meali:
Kendi içlerinden bir kişiye: “İnsanları uyar ve iman edenleri müjdele. Şüphesiz ki Rableri katında kendileri için bir Kadem-i sıdk (doğruluk makamı) vardır. ” diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu? Kâfirler “Muhakkak ki bu, apaçık bir büyücüdür. ” dediler.
(Yunus 2)Ömer Sevinçgül Meali:
İçlerinden birine, “Bütün insanları ‘ilerideki tehlikeleri haber vererek’ uyar. İnananlara, Rableri katında yüksek mertebeler bulunduğunu müjdele” diye bildirmemiz insanların tuhafına mı gitti de, o inkârcılar, “Belli, bu adam bir büyücü!” dediler.
(Yunus 2)Sadık Türkmen Meali:
İçlerinden bir adama vahyetmemiz insanlara tuhaf mı geldi? “İnsanları uyar ve iman eden kimselere; Rableri katında, kendileri için bir doğruluk derecesi olduğunu müjdele” diye! Kâfirler dediler ki: “Gerçekten bu apaçık bir büyücüdür.”
(Yunus 2)Seyyid Kutub Meali:
Bizim aralarında bir kişiye, 'insanları uyar' ve 'mü'minlere, Rabbleri katında sarsılmaz bir derecenin sahibi oldukları müjdesini ver' diye vahyetmemiz insanların tuhafına mı gitti ki, kâfirler, 'Bu adam açık bir büyücüdür' dediler.
(Yunus 2)Suat Yıldırım Meali:
"İnsanları uyar! Müminlere, Rab'lerinin üstün sadakat makamı vereceğini müjdele!" diye içlerinden bir insana vahyetmemiz insanların çok mu tuhafına gitti?Onun için mi kafirler: "Besbelli ki bu, sihirbazın teki!" dediler.
(Yunus 2)Süleyman Ateş Meali:
İçlerinden bir adama: "İnsanları uyar ve inananlara, Rableri katında kendileri için bir doğruluk kademesi bulunduğunu müjdele!" diye vahyettiğimiz, insanlara tuhaf mı geldi? kafirler: "Bu, apaçık bir büyücüdür." dediler.
(Yunus 2)Süleymaniye Vakfı Meali:
İçlerinden bir kişiye: "İnsanları uyar ve inanıp güvenenlere, özü sözü doğru kişiler sınıfına çıkma müjdesi ver" diye vahiy etmemiz onlara çok mu tuhaf geldi ki ayetleri görmezlikten gelenler (kafirler): "Bu, tam bir büyücüdür" dediler?
(Yunus 2)Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
Aralarından birine: "İnsanları uyar; iman edenlere de Rableri katında güzel bir karşılık olduğunu müjdele" diye vahyetmemiz insanların tuhafına mı gitti ki kâfirler: "Bu adam bizi göz göre göre kandırmak istiyor" dediler.
(Yunus 2)Şaban Piriş Meali:
İçlerinden bir adama: -İnsanları uyar, iman edenlere Rab'leri katında yüksek makamlar olduğunu müjdele! diye vahyetmemiz insanların tuhafına mı gitti ki, kafirler: -Bu açıkça bir büyücüdür, dediler?
(Yunus 2)Talat Koçyiğit Meali:
Kendi içlerinden bir adama "insanları uyar ve îman edenlere de, kendileri için Rabları katında yüksek mertebeler bulunduğunu müjdele" diye vahyetmemiz, insanlara acaib mi geldi ki, kâfirler, "bu, besbelli bir sihirbazdır" demişlerdir.
(Yunus 2)Tefhimul Kuran Meali:
İçlerinden olan bir adama: «İnsanları uyarıp korkut ve iman edenlere, muhakkak kendileri için Rableri katında 'gerçek bir makam' olduğunu müjde ver» diye vahyetmemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? Küfre sapanlar: «Gerçek şu ki bu, açıkça bir büyücüdür» dediler.
(Yunus 2)Ümit Şimşek Meali:
İçlerinden bir adama “İnsanları uyar; iman edenleri de Rableri katındaki doğruluk makamı ile(2) müjdele” diye vahyedişimiz tuhaflarına mı gitti de o kâfirler “Bu düpedüz bir büyücü” dediler?*
(Yunus 2)Yaşar Nuri Öztürk Meali
"İnsanları uyar, iman edenlere de kendileri için Allah katında yüksek bir doğruluk derecesi bulunduğunu müjdele" diye içlerinden bir er kişiye vahiy göndermemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? Küfre batanlar: "Bu adam açık bir büyücüdür." dediler.
(Yunus 2)