Nihayet müjdeci gelip gömleği Yakup’un yüzüne sürünce, hemen görmeye başladı. Bunun üzerine: “Ben size, Allah’ın lütfuna dair sizin bilmediğiniz birçok şeyi biliyorum dememiş miydim?” dedi.
Bknz: (12/86)
Nihayet müjdeci gelip gömleği Yakup’un yüzüne sürünce, hemen görmeye başladı. Bunun üzerine: “Ben size, Allah’ın lütfuna dair sizin bilmediğiniz birçok şeyi biliyorum dememiş miydim?” dedi.
Bknz: (12/86)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Müjdeci gelip de gömleği gözlerine sürünce Yakup'un gözleri açıldı, görmeye başladı. Demedim mi size, şüphe yok ki Allah bana bildirmiştir, sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim ben dedi.
(Yusuf 96)Vaktâki müjdeci gelip de onu (gömleği) onun (Hz. Yakub’un) yüzüne sürdüğü zaman, hemen gözleri görür olarak (sağlığına) dönüverdi. (Yakub) Dedi ki: “Ben size, sizin bilmediklerinizi (ve akıl erdiremediklerinizi) Allah’tan (bir basiret ve ferasetle) hakikaten bildiğimi (ve Allah’ın Kitabına ve hitabına dayanarak haber verdiğimi) söylemedim mi?”
(Yusuf 96)Fakat müjdeci çıkagelip Yûsuf'un gömleğini Ya'kub'un yüzüne sürünce, gözü açılıverdi de Ya'kub: “Ben size Allah katından sizin bilmediğinizi biliyorum dememiş miydim?” dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelince, gömleği onun yüzüne koyar koymaz (Ya'kub) görür oldu. Ben size: "Allah tarafından (vahiy ile) sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim" demedim mi? dedi.
(Yusuf 96)Nihayet müjdeci geldiğinde, gömleği Yakup'un önüne koydular, (Yakup) hemen gerçeği gördü! (Yakup) dedi ki: "Size dememiş miydim, muhakkak ki ben Allah hakkında sizin bilmediklerinizi bilirim. "
(Yusuf 96)Müjdeci gelip, gömleği Yâkup'un yüzüne koyduğu zaman sevinçten gözleri sağlığına kavuşarak görmeye başladı. “Ben size söylememiş miydim, sizin bilemeyeceğiniz şeyleri Allah'tan gelen vahiylerle ben biliyorum” dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelip onu (gömleği) yüzüne koyunca hemen görür hale döndü. (Bunun üzerine): "Ben Allah'tan sizin bilmediğinizi biliyorum, dememiş miydim?" dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelip de onu (gömleği) onun yüzüne sürdüğü zaman, gözü görür olarak (sağlığına) dönüverdi. (Yakub) Dedi ki: "Ben, size bilmediğinizi Allah'tan gerçekten biliyorum demedim mi?"
(Yusuf 96)Fakat, hakikaten müjdeci gelip de gömleği (Yâkub'un) yüzüne bırakınca, gözü açılıverdi: “- Ben size, Allah katından vahy ile, sizin bilemiyeceklerinizi bilirim demedim mi?” dedi.
(Yusuf 96)Muştulayıcı gelip, Onun yüzüne sürünce gözleri açıldı. Dedi ki: "Aslında, sizin bilmediklerinizi, Allah'ın yardımı sayesinde bildiğimi söylemedim mi?"
(Yusuf 96)Derken müjdeci geldi ve gömleği Yakub’un yüzüne sürünce gözleri açıldı. (Bu arada, diğer oğulları da geldiler.) Yakup, “Ben size, ‘Allah’ın bana öğretip de bildiğim öyle şeyler var ki, siz onları bilmiyorsunuz.’ dememiş miydim?” dedi.
(Yusuf 96)Ne zaman ki müjdeci geldi, gömleği Yakub’un yüzünün üzerine attı, gözleri yeniden görmeğe başladı. “Ben size demedim mi? Allah’tan gelen bilgi ile sizin bilmediğinizi bilirim.” dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelince, gömleği onun yüzüne koyar koymaz, Yakub görür oldu. Bunun üzerine Ya'kub,"Ben size Allah tarafından vahiy ile sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim, demedim mi?" dedi.
(Yusuf 96)Mujdeci gelip, gomlegi Yakub'un yuzune birakinca, hemen gozleri acildi. Bunun uzerine Yakub «Ben size, Allah katindan sizin bilmediginizi biliyorum dememis miydim?» dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelince, onu yüzüne koydu, hemencecik görür oldu, dedi ki : «Size demedim mi? Sizin bilmediğinizi, bilirim Allahın bildirmesiyle»
(Yusuf 96)Ne var ki müjdeci gelip, gömleği Yâkub'un yüzüne sürünce, gözü açılıverdi. «Ben size, Allah'tan bilmediğinizi şüphesiz ben bilirim dememiş miydim?» dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelip gömleği (Yakub'un) yüzüne koyunca derhal gözleri açılıverdi. (Bunun üzerine Yakub:) “Ben size, Allah tarafından, sizin bilemediğiniz şeyleri bilirim dememiş miydim?” dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelip, gömleği Yakub'un yüzüne bırakınca, hemen gözleri açıldı. Bunun üzerine Yakub "Ben size, Allah katından sizin bilmediğinizi biliyorum dememiş miydim?" dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelip gömleği Yakub'un yüzüne koyunca gözleri açılıverdi. Yakub, "Ben size, Allah tarafından, sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim demedim mi?" dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelince, gömleği onun yüzüne koyar koymaz (Ya'kub) görür oldu. Ben size: «Allah tarafından (vahiy ile) sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim» demedim mi! dedi. *
(Yusuf 96)Müjdeci gelip de onu (gömleği) onun yüzüne atınca, tekrar görmeye başladı ve şöyle dedi: 'ALLAH'tan sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum dememiş miydim?'
(Yusuf 96)Fakat vakta ki hakıkaten müjdeci geldi gömleği yüzüne bıraktı gözü açılıverdi, ben size, dedi: Allahdan sizin bilemeyeceklerinizi bilirim demedim mi?
(Yusuf 96)Fakat ne zaman ki gerçekten müjdeci geldi, gömleği yüzüne bıraktı, gözü açılıverdi. "Ben size demedim mi, ben Allah tarafından sizin bilmeyeceklerinizi bilirim ?" dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci geldiği zaman, onu yüzüne koyunca gözü hemen görmeye başladı. "Ben size demedim mi, ben Allah'tan sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim." dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelip de onu (gömleği) onun yüzüne sürdüğü zaman, gözü görür olarak (sağlığına) dönüverdi. (Yakub) Dedi ki: "Ben, size bilmediğinizi Tanrı'dan gerçekten biliyorum demedim mi?"
(Yusuf 96)Fakat ne zaman ki, gerçekten müjdeci geldi, gömleği Ya‘kûb'un yüzüne koydu, hemen ayıplanan/ dalga geçilen hastalıktan kurtulmuş hâle geldi. “Ben size demedim mi, ben Allah'tan sizin bilmediklerinizi bilirim” dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci (önden) gelip gömleği yüzüne sürünce eskisi gibi görmeye başladı ve: “Ben, size ‘Allah’tan (gelen vahiy nedeniyle) sizin bilmediklerinizi biliyorum.’ dememiş miydim?” dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelip de onu onun yüzüne sürdüğü zaman derhal görmeye başladı ve dedi ki: “Ben size sizin bilmeyeceğiniz şeyleri Allah’tan muhakkak biliyorum, dememiş miydim?”
(Yusuf 96)Fakat müjdeci gelib de onu (Ya'kubun) yüzüne koyduğu, o da derhal (yeni başdan) görür bir haale geldiği zaman dedi ki: "Ben size bilmeyeceğiniz şeyleri Allahdan muhakkak biliyorum demedim mi"?
(Yusuf 96)Nihâyet müjdeci gelip onu (o gömleği Ya'kubun) yüzüne koyunca, hemen(gözleri) görür hâle geri geldi. “Size, 'Bilemeyeceğiniz şeyleri Allah tarafından şübhesiz ki ben biliyorum' demedim mi?” dedi.
(Yusuf 96)Derken, müjde gelince onu [gömleği] onun yüzüne attı. Ardından bir gören olarak eski haline döndü. "Size "ben, Allah'tan, sizin bilmediğinizi biliyorum" demedim mi?" dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelip gömleği yüzüne atınca, görmesi geri geldi. Dedi ki: "Doğrusu, sizin bilmediğinizi Allah katından biliyorum dememiş miydim?"
(Yusuf 96)Fakat müjdeci gelip de onu yüzüne sürünce; derhal gördü ve dedi ki: Ben, size Allah katından sizin bilmeyeceğinizi biliyorum, dememiş miydim?
(Yusuf 96)Müjdeci Yakup'a gelip, (Yusuf'un gömleğini) yüzüne sürdüğünde, Yakup yeniden görmeye başladı ve “Ben, Allah tarafından sizin bilmediklerinizi biliyorum diye, size söylememiş miydim?” dedi.
(Yusuf 96)Böylece müjdeci geldiği zaman onu (Yusuf’un gömleğini), onun (babasının) yüzüne sürdü. Görme hassası hemen geri döndü. Yâkub (a.s): “Ben size demedim mi? Gerçekten, ben sizin bilmediğiniz şeyleri Allah’tan (vahiy olarak) biliyorum.” dedi.
(Yusuf 96)Ancak, müjdeci gelip de gömleği yüzüne sürünce Yakup'un görmiyen gözleri görür oldu. Yakup dedi: «Ben size demedim mi ki sizin bilmediklerinizi Allah'ın yardımıyla ben bilirim diye?»
(Yusuf 96)Müjdeci gelip, gömleği Yakub'un yüzüne bırakınca, hemen gözü görür olarak (eski haline) dönüverdi. Bunun üzerine Yakup, “Ben size, Allah katından sizin bilmediğinizi biliyorum dememiş miydim?” dedi.
(Yusuf 96)Nihâyet, uzun bir yolculuğun ardından kervan, Kenan topraklarına ayak bastı. Öncü olarak gönderilen müjdeci, koşa koşa Yakup’un yanına gelip gömleği onun yüzüne sürünce, Yakupmûcizevî bir şekilde yeniden görmeye başladı ve büyük bir heyecanla, “Ben size, ‘Allah tarafından, sizin bilmediklerinizi bilirim.” dememiş miydim!” diye haykırdı.
(Yusuf 96)Fakat müjdeci gelip de gömleği onun yüzüne sürünce gözü oldu, tekrar görür. Yakup: "Allah katında olanı, sizin bilmediğinizi bilirim dememiş miydim" demiştir.
(Yusuf 96)Müjdeci gelip o (gömleği), Yâkûb’un yüzüne sürüp de gözü görmeye başlayınca (Yâkûb): “Ben, Allah tarafından (verilen bir bilgi ile) sizin bilmediğiniz (birçok) şeyi biliyorum demedim mi?” 1 dedi.*
(Yusuf 96)(Yusuf’un bulunduğunu) müjdeleyen (Yakub’a) geldiğinde, (gömleği) onun önüne koydu. Bunun üzerine o, (her şeyi) anladı. “Ben size, Allah tarafından sizin bilmediklerinizi muhakkak bilirim, dememiş miydim?” dedi.
(Yusuf 96)Fakat ne zaman ki müjdeci çıkagelip (Yusuf'un gömleğini) o'nun yüzüne sürdü ve o'nun gözleri ışığına kavuştu, "Ben size, 'ben Allah katından sizin bilmediğinizi biliyorum' dememiş miydim?" diye haykırdı.
(Yusuf 96)Müjdeci gelip gömleği yüzünün üstüne bırakınca, gözü derhal görür hale geldi. Yakup; "Ben size demedim mi? Allah'ın izniyle sizin bilmediklerinizi bilirim!" diye konuştu.
(Yusuf 96)Bknz: (12/86)
(Yusuf 96)96-98 Nihayet kervanın önünde giden kardeşleri koşarak babalarına Yusuf’un hayatta olduğunu söyleyerek, gömleği babasının yüzüne sürünce Yakub’un gözü, gönlü açıldı ve çevresindekilere bakıp, “Ben size demedin mi Allah’ın lütfu ile ben sizin bilmediklerinizi biliyorum diye.” Evlatları da Yakub’a “Baba, sen bizim bağışlanmamız için Allah’a dua et çünkü biz çok kötü işler yaptık.” dediler. Yakup’ta onlara: “Rabbime bağışlanmanız için dua edeceğim, O tevbe edip de kendine yönelenlere karşı çok merhametli, bağışlayıcı Rahman ve Rahim olandır.” dedi.
(Yusuf 96)Nihayet müjdeci ulaşıp da o (gömleği) yüzüne sürünce, derhal gözleri ışığa yeniden kavuştu; "Ben size dememiş miydim' dedi, 'herhalde ben Allah sayesinde sizin bilmediklerinizi biliyorum' diye?"
(Yusuf 96)Müjdeci gelince, gömleği onun yüzüne koyar koymaz (Yakub) görür oldu. Ben size: «Allah tarafından (vahiy ile) sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim» demedim mi! dedi.
(Yusuf 96)Vaktâ ki müjdeci geldi, onu yüzünün üzerine koydu, hemen görücü haline döndü. Dedi ki: «Ben size dememiş mi idim ki, sizin Allah'tan bilmeyeceklerinizi ben bilirim?»
(Yusuf 96)Müjdeci gelip de gömleği Yakub'un gözüne sürünce, gözleri hemen açıldı. “Ben sizin bilmediklerinizi, Allah tarafından bilirim dememiş miydim?” dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelip de Yusuf’un gömleğini yüzüne sürünce, gözleri hemen açıldı. Bunun üzerine Yakub, ‘Ben size, Allah’ın lütfuyla sizin bilmediklerinizi bilirim, dememiş miydim!” dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelip de, (Yusuf’un) gömleğini yüzüne koyunca, derhal görmesi açıldı. “Ben size demedim mi?” dedi. “Ben Allah’ın verdiği ilim ile sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim.”
(Yusuf 96)Hz. Yakub'un müjdeli haberi taşıyan oğlu gelip de gömleği babasının yüzüne sürünce, gözleri açılıverdi ve oğullarına «ben size Allah hakkında sizin bilmediklerinizi biliyorum demedim mi?» dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelip de gömleği Yakub'un yüzüne sürünce gözleri açıldı ve:"Ben sizin bilmediklerinizi Allah tarafından vahiy yolu ile bilirim dememiş miydim?" dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelip de (Yusuf'un gömleği)ni (Ya'kub'un) yüzüne koyunca, derhal (gözü açıldı), görür oldu: "Size demedim mi ben, Allah'tan sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim?" dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelip gömleği yüzünün üstüne bırakınca Yakup tekrar görmeye başladı. "Size dememiş miydim sizin bilmediğiniz bir şeyi ben, Allah'ın bildirmesiyle biliyorum, diye?"
(Yusuf 96)Müjdeci gelip de gömleği Yakub'un yüzüne sürünce, gözleri tekrar görmeye başladı. "Ben size, 'Allah katından sizin bilmediğinizi bilirim' demedim mi?" dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelip, gömleği Yakub'un yüzüne atınca, hemen gözleri açıldı. Bunun üzerine: -Ben size, Allah tarafından sizin bilmediğinizi biliyorum dememiş miydim? dedi.
(Yusuf 96)Fakat müjdeci gelip de Yûsuf'un gömleğini atınca, hemen gözleri geri gelmiş, o da şöyle demişti: "Ben size, Allah'tan sizin bilmediğiniz şeyleri muhakkak bilirim, dememiş miydim?"
(Yusuf 96)Müjdeci gelip de onu (gömleği) onun yüzüne sürdüğü zaman, gözü görür olarak (sağlığına) dönüverdi. (Yakub) Dedi ki: «Ben, size bilmediğinizi Allah'tan gerçekten biliyorum demedim mi?»
(Yusuf 96)Müjdeci geldiğinde gömleği yüzüne sürdü ve gözü açıldı. “Ben size Allah'ın lütfuyla sizin bilmediğinizi bilirim demedim mi?” dedi.
(Yusuf 96)Müjdeci gelip gömleği yüzünün üstüne bırakınca, gözü derhal görür hale geldi. Yakub: "Ben size demedim mi? Allah'ın izniyle sizin bilmediklerinizi bilirim." diye konuştu.
(Yusuf 96)