17. İsra Suresi / 86.ayet

Eğer dileseydik, sana vahyettiğimizin tamamını elbette giderirdik. Sonra bize karşı, onu sana geri getirecek bir yardımcı da bulamazdın.

Bknz: (10/15)»(10/16)(42/15)(45/17)»(45/18)

Mustafa Çavdar Meali

İsra 86 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve dilersek sana vahyettiğimizi senden de gidermeye muktediriz, sonra bize karşı onu koruyacak bir kimse de bulamazsın.

(İsra 86)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Yemin olsun ki, eğer dilersek Sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız (ayetleri kalbinden silip çıkarırız) ; sonra Bize karşı da kendine bir vekil (koruyucu) bulamazsın.

(İsra 86)

Abdullah Parlıyan Meali:

Andolsun eğer dilersek, sana vahyettiğimizi senden tamamen gideririz de, onun geri alınması için, bize karşı sana yardım eden bir vekil de bulamazsın.

(İsra 86)

Adem Uğur Meali:

Hakikaten, biz dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bu durumda sen de bize karşı hiçbir koruyucu bulamazsın.

(İsra 86)

Ahmet Hulusi Meali:

Dilersek sana vahyettiğimizi elbette gideririz... Yaptığımıza karşı sana arka çıkacak bir vekil bulamazsın...

(İsra 86)

Ahmet Tekin Meali:

Yemin olsun ki, sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olsa sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız. Sonra sen de bize karşı, bu konuda kendini savunacak bir hâmi, bir koruyucu bulamazsın.

(İsra 86)

Ahmet Varol Meali

Andolsun, eğer dilersek sana vahyettiğimizi tamamen gideririz. Sonra onun için bize karşı bir vekil bulamazsın. [5]*

(İsra 86)

Ali Bulaç Meali:

Andolsun, eğer dilersek, sana vahyettiklerimizi gerçekten gideriveririz, sonra bunun için bize karşı bir vekil bulamazsın.

(İsra 86)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Yemin olsun ki, eğer dilesek, sana vahyettiğimiz Kur'an'ı kalblerden ve yazılı satırlardan gideririz; sonra onu kalblere ve satırlara geri çevirecek bize karşı, kendine bir vekil bulamazsın.

(İsra 86)

Ali Rıza Sefa Meali:

Eğer dilersek, sana bildirdiğimizi kesinlikle gideririz. Sonra, kendin için, Bize karşı bir koruyucu bulamazsın.

(İsra 86)

Ali Ünal Meali:

(Kur’ân’ı yazan da, iddia ettikleri gibi sen değilsin; nasıl ruh Bizim bir nefhamızsa, Kur’ân’ı da benzer şekilde Biz vahyediyoruz.) Eğer dilesek, sana vahyettiğimiz Kur’ân’ı hafızalardan ve yazıldığı sayfalardan sileriz; sileriz de sen, Bize karşı onu yeniden elde etmene yardımcı olacak bir destekçi bulamazsın.

(İsra 86)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Eğer istesek, sana vahyettiğimizi (silip) gideririz. Sonra, Bize karşı senin için onu koruyacak hiçbir sahip bulamazsın.

(İsra 86)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Andolsun, dilesek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bu durumda sen de bize karşı hiçbir koruyucu bulamazsın.

(İsra 86)

Bekir Sadak Meali:

Dileseydik and olsun ki, sana vahyettigimizi alip gotururduk. Sonra bize karsi duracak bir vekil de bulamazdin.

(İsra 86)

Besim Atalay Meali:

Eğer biz dileseydik, sana vahiy etmiş olduğumuzu, herhalde silerdik; bir vekil bulamazdın sen bize karşı

(İsra 86)

Celal Yıldırım Meali:

And olsun ki, dilersek sana vahyettiğimizi giderip götürürüz (hafızandaki her şeyi sileriz). Sonra bize karşı kendinden yana bir vekil de bulamazsın.

(İsra 86)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Andolsun ki, eğer isteseydik sana vahyettiğimizin tamamını giderirdik (senin hafızandan silerdik) ve sonra onu elde etmek için bizim katımızda kendine hiçbir yardımcı da bulamazdın.

(İsra 86)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Dileseydik and olsun ki, sana vahyettiğimizi alıp götürürdük. Sonra bize karşı duracak bir vekil de bulamazdın.

(İsra 86)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Andolsun, dileseydik biz sana vahyettiğimizi tamamen ortadan kaldırırdık; sonra bu konuda bize karşı kendine hiçbir yardımcı da bulamazdın.

(İsra 86)

Diyanet Vakfı Meali:

Hakikaten, biz dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bu durumda sen de bize karşı hiçbir koruyucu bulamazsın.

(İsra 86)

Edip Yüksel Meali:

Dilesek sana vahyettiğimizi geri alırız ve bize karşı her hangi bir koruyucu da bulamazsın

(İsra 86)

Elmalılı Orjinal Meali:

Celalim hakkı için dilersek sana vahyettiğimizi de tamamen gideriveririz, sonra bize karşı kendine bir vekil de bulamazsın

(İsra 86)

Elmalılı Yeni Meali:

Andolsun ki, dilersek sana vahyettiğimizi tamamen gideriveririz; sonra Bize karşı kendine bir vekil de bulamazsın.

(İsra 86)

Erhan Aktaş Meali:

Eğer dilersek, sana vahyettiklerimizi ortadan kaldırırız; sonra Bize karşı kendine bir vekil[1] bulamazsın.

1)Koruyucu, dayanak.

(İsra 86)

Gültekin Onan Meali:

Andolsun, eğer dilersek, sana vahyettiklerimizi gerçekten gideriveririz, sonra bunun için bize karşı bir vekil bulamazsın.

(İsra 86)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve andolsun ki dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra Bize karşı, kendine varlıkları belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan birini bulamazsın.

(İsra 86)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Andolsun ki, şayet istesek, sana vahyettiğimizi (aklından, kalbinden) siler götürürüz. Sonra bunun için bize karşı (sana yardım edecek) bir vekil de bulamazsın.

(İsra 86)

Harun Yıldırım Meali:

Hakikaten, biz dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bu durumda sen de bize karşı hiçbir koruyucu bulamazsın.

(İsra 86)

Hasan Basri Çantay:

Andolsun sana vahy etdiğimizi de, dilersek, muhakkak gideriveririz. Sonra bize karşı onu (geri getirmek için) kendine bir vekil de bulamazsın.

(İsra 86)

Hayrat Neşriyat Meali:

Celâlim Hakkı için, eğer dilersek sana vahyettiğimizi (Kur'ân'ı) tamâmen ortadan kaldırırız; sonra onun (geri getirilmesi) için bize karşı kendine bir vekîl de bulamazsın.

(İsra 86)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(86-87) Şayet tercih etmiş olsaydık sana vahiy ettiğimizi mutlaka giderirdik. Dahası, o konuda bize karşı, kendin için herhangi bir vekil bulamazsın. Ancak, RAB'binden bir rahmet hariç. Gerçekten onun ikramı [en başından beri] sana çok büyüktü.

(İsra 86)

Hüseyin Atay Meali:

Ve andolsun, dileseydik, sana vahyettiğimizi alıp götürürdük. Sonra, Bize karşı duracak bir koruyucu da bulamazdın.

(İsra 86)

İbni Kesir Meali:

Eğer Biz istemiş olsaydık; sana, vahyetmiş olduğumuzu götürürdük. Sonra onun için Bize karşı duracak bir vekil de bulamazdın.

(İsra 86)

İlyas Yorulmaz Meali:

Biz istersek sana vahyettiğimizi siler yok ederiz. Sende bizim bu yok etmemize karşı, kendine bir yardımcı (dayanak) bulamazsın.

(İsra 86)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve eğer Biz dileseydik, sana vahyettiklerimizi mutlaka giderirdik (silip yok ederdik). Sonra onu (yok etmememiz için) Bize karşı sana (seni müdafaa edecek) bir vekil bulamazsın.

(İsra 86)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Eğer Biz dileseydik o senin gönlüne bildirdiğimiz Kur'an'ı ne olursa olsun ortadan kaldırırdık da sonra sen karşı bir yardımcı bulamazdın.

(İsra 86)

Kadri Çelik Meali:

Şüphesiz eğer dilersek, sana vahyettiğimiz şeyleri gerçekten gideriveririz de sonra bunun için bize karşı bir vekil de bulamazsın.

(İsra 86)

Mahmut Kısa Meali:

Nitekim, ey Muhammed; eğer dileseydik, sana vahiy yoluyla bildirdiğimiz her şeyi geri alabilirdik ve o zaman sen, onun sana tekrar verilmesi için bize hesap soracak bir kimse de bulamazdın.

(İsra 86)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Reddedip tamamen, sana vahyettiklerimizi senden kaldırırız. Andolsun ki dilersek eğer. Artık sonrasında geri alınması için bize karşı; hiç bir vekil de bulman mümkün değildir.

(İsra 86)

Mehmet Türk Meali:

Eğer dilersek sana vahiyle verdiğimiz bilgileri de ortadan kaldırırız. Sonra da sen Bize karşı hiçbir koruyucu bulamazsın.

(İsra 86)

Muhammed Celal Şems Meali:

Eğer Biz isteseydik, sana vahiy ettiğimizi (dünyadan) kaldırırdık. Sonra sen, Biz’e karşı bu konuda kendine hiç koruyucu (da) bulamazdın.

(İsra 86)

Muhammed Esed Meali:

Ve eğer dileseydik, sana ne ki vahyettiysek (hepsini) giderirdik; ve o zaman sen de seni Bize karşı kayıracak kimse bulamazdın.

(İsra 86)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Andolsun ki, dikseydik biz sana bildirdiğimizi tümüyle ortadan kaldırırdık; sonra bu konuda bize karşı kendine hiçbir yardımcı da bulamazdın.

(İsra 86)

Mustafa Çavdar Meali:

Eğer dileseydik, sana vahyettiğimizin tamamını elbette giderirdik. Sonra bize karşı, onu sana geri getirecek bir yardımcı da bulamazdın.

Bknz: (10/15)»(10/16) - (42/15) - (45/17)»(45/18)

(İsra 86)

Mustafa Çevik Meali:

86-87 İlâhî daveti inatla reddetmeleri sebebiyle vahyettiklerimizi unutturup hayatlarından çıkardığımız kimselere yaptığımız gibi dilersek sana da vahyettiklerimizi unutturup yok ederiz. Buna hiç kimse mani olamaz. Allah’ın vahyettiklerini unutturmaması sizin için büyük bir lütuftur.

(İsra 86)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ve eğer dilersek, kesinlikle sana vahyettiklerimizin tamamını gideririz. Ardından da Bize karşı sana kol-kanat gerecek bir koruyucu bulamazsın.

(İsra 86)

Osman Okur Meali:

Yemin olsun ki, sünnetimizin, düzenimizin yasalarına uygun olsaydı sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırdık. Sonra sen de bize karşı, bu konuda kendini savunacak bir koruyucu bulamazdın.

(İsra 86)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Zât-ı akdesime andolsun ki, eğer dilesek, sana vahyetmiş olduğumuzu elbette gideririz, sonra senin için Bize karşı onunla (o giderileni iade için) bir vekil bulamazsın.

(İsra 86)

Ömer Öngüt Meali:

Eğer biz dilersek, sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız. Sonra bu durumda sen bize karşı duracak bir vekil de bulamazdın.

(İsra 86)

Ömer Sevinçgül Meali:

Dilersek, sana bildirdiklerimizin hepsini ortadan kaldırırız. Sonra onun için ‘geri almak üzere’ katımızdan bir vekil de bulamazsın!

(İsra 86)

Sadık Türkmen Meali:

Eğer dilersek; elbette ki, sana vahyettiğimizi (hafızandan) gideririz sonra onun geri gelmesi için, Bize karşı kendine bir vekil de bulamazsın.

(İsra 86)

Seyyid Kutub Meali:

İstesek sana vahiy yolu ile indirdiğimiz mesajları tümü ile ortadan kaldırırız. Sonra bu konuda bize karşı senin savunmanı üstlenebilecek birini bulamazsın.

(İsra 86)

Suat Yıldırım Meali:

Eğer dileseydik sana vahyettiğimiz Kur'an'ı hafızalardan ve sayfalardan giderirdik. Sonra, sen de onu ele geçirmek için karşımızda bir yardımcı da bulamazdın.

(İsra 86)

Süleyman Ateş Meali:

Andolsun, biz dilesek, sana vahyettiğimiz(ayetler)i tamamen gideririz; sonra onun (geri alınması) için bize karşı sana bir yardımcı bulamazsın.

(İsra 86)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Zorlayıcı düzen koysaydık[1] sana vahyettiğimizi de geri alırdık. Sonra bize karşı kendine bir vekil bulamazdın.

1) Maide 5/48 ve dipnotu

(İsra 86)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Dileseydik sana vahyettiğimizi unuttururduk. Seni Bize karşı kayıracak bir kimse de bulamazdın.

(İsra 86)

Şaban Piriş Meali:

Eğer dileseydik, sana vahyettiğimizi elbette giderirdik. Sonra sen kendine, bize karşı bir vekil de bulamazdın.

(İsra 86)

Talat Koçyiğit Meali:

Eğer dileseydik, sana vahyettiklerimizi siler götürürdük de, sonra sen, kendin için bize karşı, hiçbir vekîl bulamazdın.

(İsra 86)

Tefhimul Kuran Meali:

Andolsun, eğer dilersek, sana vahyettiklerimizi gerçekten gideriveririz, sonra bunun için bize karşı bir vekil bulamazsın.

(İsra 86)

Ümit Şimşek Meali:

Dileseydik, sana vahyettiklerimizi gideriverirdik; sen ise Bize karşı dayanacak bir vekil bulamazdın.

(İsra 86)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yemin olsun, biz dilesek sana vahyetmiş olduğumuzu tamamen gideriveririz, sonra onu elde etmek için bizim katımızda kendine bir vekil de bulamazsın.

(İsra 86)