45. Casiye Suresi / 18.ayet

Sonra sana emrimizden din ve dünya işleriyle ilgili konularda bir yol/şeriat gösterdik. Artık sen bu yolu izle sakın hak ve hukuk bilmeyenlerin yoluna uyma!

Bknz: (2/120)(5/48)(42/13)

Mustafa Çavdar Meali

Casiye 18 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sonra seni, dine ait bir şeriata sahip ettik, artık uy ona ve bilmeyenlerin dileklerine uyma.

(Casiye 18)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ey Resulüm!) Sonra Seni de (Hakk Dini ve huzur prensipleri) işinden bir şeriat üzere (memur) kıldık (görevlendirdik). Sen (her hususta) ona (İslam Şeriatına) tâbi ol ve asla bilmeyenlerin (cahillerin) nefsü hevâsına tâbi olma! (Ki İslam Dini Allah’ın adalet ve saadet hükümleridir.)

(Casiye 18)

Abdullah Parlıyan Meali:

Sonra da ey Muhammed! Seni her türlü iş ve yönetimde bir yol ve hakhukuk düzeni üzere görevlendirdik. Artık sen de o düzene uy, gerçekleri bilmeyenlerin boş arzu ve heveslerine uyma.

(Casiye 18)

Adem Uğur Meali:

Sonra da seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma.

(Casiye 18)

Ahmet Hulusi Meali:

Sonra biz seni, hükmümüzle oluşmuş şartlarla meydana getirdik! Ona uy, (Hakikati, Dini) bilmeyenlerin hevalarına (bedensellikten kaynaklanan heves ve düşüncelerine) tabi olma!

(Casiye 18)

Ahmet Tekin Meali:

Bir de, seni, din, devlet, ekonomi, sosyal ve ferdî hayat ile ilgili bir şeriatı öğretmeye, yaşamaya, uygulamaya, benimsetmeye memur olarak hazırlayıp görevlendirdik. Bilmeyenlerin, bilgi toplumu olmayanların şahsî arzu ve ihtiraslarına, bâtıla uyma.*

(Casiye 18)

Ahmet Varol Meali

Sonra seni de bu işte bir şeriat üzere kıldık. Ona uy ve bilmeyenlerin arzularına uyma.

(Casiye 18)

Ali Bulaç Meali:

Sonra seni de bu emirden bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin heva (istek ve tutku)larına uyma.

(Casiye 18)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Sonra (Ey Rasûlüm), seni dinden bir yol (şeriat) üzere görevli kıldık. Onun için sen o şeriata uy da, ilmi olmıyanların arzu ve isteklerine tabi olma.

(Casiye 18)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sonra, sana, buyruğumuzdan yasalar verdik. Artık, Ona bağlı kal ve bilmeyenlerin isteklerine uyma.

(Casiye 18)

Ali Ünal Meali:

Bunların ardından şimdi de seni Din’den kaynaklanan bir şeriat üzerine yerleştirdik, dolayısıyla sen ona tâbi ol ve (İlâhî hidayet nedir) bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma.

(Casiye 18)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Sonra seni vahiyden gelen bir şeriat (yasa) üzere koyduk. Sen artık o şeriata uy ve bilmeyen o cahillerin heva ve heveslerine uyma!

(Casiye 18)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Sonra sana da emrimizden bir yasa belirledik; artık ona uy, bilmeyenlerin arzularına uyma!

(Casiye 18)

Bekir Sadak Meali:

Sonra seni de din konusunda bir seriat sahibi kildik, ona uy; bilmeyenlerin heveslerine uyma.

(Casiye 18)

Besim Atalay Meali:

Sonra seni, din işinde bir yol üzere kıldık, sen o yolda gidesin, bilgisiz olanların uyma havalarına

(Casiye 18)

Celal Yıldırım Meali:

Sonra da (din ve dünya) işinde seni ayrı bir şeriat üzere görevlendirdik. Artık sen o şeriata uy; bilmeyenlerin heveslerine uyma !.

(Casiye 18)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Sonra (Ey Muhammed!) Sana da insanların uyacakları bir hayat sistemi (şeriat) verdik. O halde bu (yolu) izle ve (hakikati) bilmeyenlerin boş arzu ve heveslerine uyma! *

(Casiye 18)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sonra seni de din konusunda bir şeriat sahibi kıldık, ona uy; bilmeyenlerin heveslerine uyma.

(Casiye 18)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Sonra da seni din işi konusunda açık bir yola koyduk. Sen ona uy, bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma.

(Casiye 18)

Diyanet Vakfı Meali:

Sonra da seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma.  *

(Casiye 18)

Edip Yüksel Meali:

Sonra sana da din konusunda bir yasa verdik; sen ona uymalısın, bilmeyenlerin keyfine uyma.

(Casiye 18)

Elmalılı Orjinal Meali:

Sonra emirden bir şeriat üzere seni me'mur kıldık, onun için sen o şeriate ittiba' eyle de ılmi olmıyanların hevalarına uyma

(Casiye 18)

Elmalılı Yeni Meali:

Sonra emirden (olan) bir şeriat ile seni vazifelendirdik; onun için sen o şeriata uy da, ilmi olmayanların arzularına uyma!

(Casiye 18)

Erhan Aktaş Meali:

Sonra da seni buyruklardan apaçık bir şeriat[1] sahibi yaptık. Öyleyse ona uy! Bilmeyenlerin[2] arzularına uyma.

1)Yol, yöntem, yasa.
2)Gerçeği kavramamış olanların.

(Casiye 18)

Gültekin Onan Meali:

Sonra seni de bu buyruktan bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin hevalarına uyma.

(Casiye 18)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sonra da seni Allah'ın Kendine özgü işlerinden apaçık bir yol haritası/ toplu yaşam ilkeleri sahibi yaptık. Artık sen, ona uy, bilmeyen kimselerin boş-iğreti arzularına uyma.

(Casiye 18)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Sonra seni, (ilahi) emre dayalı bir şeriat üzere kıldık. Ona uy. Bilmeyenlerin hevalarına/arzularına uyma.

(Casiye 18)

Harun Yıldırım Meali:

Sonra seni de bu emirden bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen onlara uy ve bilmeyenlerin hevalarına uyma.

(Casiye 18)

Hasan Basri Çantay:

Sonra (Habibim) seni de (din) emr (in) den bir şeriatın üstüne me'mur kıldık. O halde sen ona tabi' ol. Bilmezlerin heva (ve heves) lerine uyma.

(Casiye 18)

Hayrat Neşriyat Meali:

Sonra da seni o emir hakkında (din husûsunda) bir şeriat (bir yol ve usûl) üzerinde kıldık.(1) Artık (sen) ona tâbi' ol; ve bilmeyenlerin (nefsânî) arzularına uyma!*

(Casiye 18)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Sonra, işimizden bir yasanın üzerine seni seçtik. O halde, ona [o yasaya] bağlı ol ve bilmeyenlerin keyiflerine bağlı olma!

(Casiye 18)

Hüseyin Atay Meali:

Sonra, seni de bu konuda, açık bir yola koyduk, ona uy; bilmeyenlerin havalarına uyma.

(Casiye 18)

İbni Kesir Meali:

Sonra seni de emirden bir şeriat üzere kıldık. Öyleyse sen; ona uy, sakın bilmeyenlerin heveslerine uyma.

(Casiye 18)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sonra sana da (yeryüzünde) yapacağın işlerde takip edeceğin bir yol (şeriat) belirledik. O yola uy. Bilmeyenlerin arzularına uyma.

(Casiye 18)

İskender Ali Mihr Meali:

Sonra seni, emirde (Allah’ın emrinde) şeriat üzere kıldık. Öyleyse ona (o şeriate) tâbî ol! Ve bilmeyenlerin hevalarına uyma!

(Casiye 18)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Sonra sana din işinde bir töre edindirdik. Artık ona uy. Sakın kendini bilmezlerin dürtülerine kapılma.

(Casiye 18)

Kadri Çelik Meali:

Sonra seni de bu emirden (dinden) bir şeriat üzerinde kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin hevalarına uyma.

(Casiye 18)

Mahmut Kısa Meali:

Sonra ey Muhammed, seni de bütün Peygamberlerin insanlığa getirdikleri bu dinde yeni bir hukuk düzeni, bir şeriat ile görevlendirdik ve hepinizi, kıyâmete kadar insanlığı aydınlatacak bu yasalara itaat etmekle yükümlü kıldık; o hâlde, ona uy, ilâhî hükümleri reddeden câhillerin arzu ve heveslerine uyma!

(Casiye 18)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Amel olarak din işinde seni ayrı bir şeriat yoluna koyduk. Bu tabi olunacak yoldur. Sen ona tabi ol! gerçeği bilmeyenlerin keyiflerine uyma. Senin yolun gerçektir.

(Casiye 18)

Mehmet Türk Meali:

Sonunda seni de buyruğumuzdan bir şeriat1 sahibi kıldık. Sen sadece ona uy ve sakın (hakkı) bilmeyenlerin arzularına uyma.2*

(Casiye 18)

Muhammed Celal Şems Meali:

Ardından Biz, seni din konusunda (çok açık) bir yola koyduk. Onun için ona tabi ol ve bilgi sahibi olmayanların isteklerine uyma.

(Casiye 18)

Muhammed Esed Meali:

Ve son olarak (ey Muhammed,) seni (imanın) hedefini gerçekleştireceğin bir yola koyduk. O halde bu (yolu) izle ve (hakikati) bilmeyenlerin boş arzu ve heveslerine uyma.

(Casiye 18)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sonra sana da, buyruğumuzla bir yol gösterdik. Ona uy. Sakın bilgisizlerin heveslerine uyma.

(Casiye 18)

Mustafa Çavdar Meali:

Sonra sana emrimizden din ve dünya işleriyle ilgili konularda bir yol/şeriat gösterdik. Artık sen bu yolu izle sakın hak ve hukuk bilmeyenlerin yoluna uyma!

Bknz: (2/120) - (5/48) - (42/13)

(Casiye 18)

Mustafa Çevik Meali:

18-19 Ey Muhammed! Biz, sana da tüm insanların yaratılış sebeplerini ve ona uygun yaşanması gereken hayat nizamını açıklayan Kur’an’ı vahyettik. Sen de vahyettiklerimize uy ve insanları da buna uymaya davet et. Sakın daveti kabul etmek istemeyen, Rabbini ve kendini layıkıyla bilmeyenlerin heva ve heveslerine meyletme. Onlara meyledenleri Allah’ın azabından hiç kimse kurtaramaz. Ancak böyleleri birbirlerine dost olabilirler. Allah ise takva sahiplerinin dostudur.

(Casiye 18)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Son olarak, seni de bu görevi (hakkıyla ifa edeceğin) bir yol ve yönteme kavuşturduk: o yolu izle, sakın ha (kendini) bilmezlerin keyfi yargılarına uyma!

(Casiye 18)

Osman Okur Meali:

Sonra (Ey Muhammed!) Sana da insanların uyacakları bir (hayat siste mi) şeriat verdik. O halde bu (yolu) izle ve (hakikati) bilmeyenlerin boş arzu ve heveslerine uyma!

(Casiye 18)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Sonra seni (din) emrinden bir şeriat üzerine (memur) kıldık. Artık sen ona tâbi ol, bilmezler olanların hevâlarına tâbi olma.

(Casiye 18)

Ömer Öngüt Meali:

Resulüm! Seni de din hususunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy, bilmeyenlerin heveslerine uyma.

(Casiye 18)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sonra seni de din konuşunda bir şeriat sahibi kıldık, sen ona uy, cahillerin bilmezlerin heveslerine uyma.

(Casiye 18)

Sadık Türkmen Meali:

Sonra seni de emirlerimiz bulunan bir yol üzere kıldık. Öyleyse sen ona (Kur’an’a) uy! Bilmeyenlerin hevalarına/tutkularına uyma!

(Casiye 18)

Seyyid Kutub Meali:

Sonra ey Muhammed! Sana da insanların uyacakları bir hayat sistemi (şeriat) verdik. Sen ona uy, bilmeyenlerin arzularına uyma.

(Casiye 18)

Suat Yıldırım Meali:

Sonra din işinde, seni ayrı bir şeriat yoluna koyduk. Sen ona tabi ol, gerçeği bilmeyenlerin keyiflerine uyma.

(Casiye 18)

Süleyman Ateş Meali:

Sonra seni de buyruk(umuz)dan bir şeriate (bir hukuk düzenine) koyduk. Sen ona uy, bilmeyenlerin keyiflerine uyma.

(Casiye 18)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sonra seni bir kurala (şeriata) göre görevlendirdik; sen ona uy; kendini bilmezlerin arzularına uyma.

(Casiye 18)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Sana, dinin amacını nasıl gerçekleştireceğini gösterdik. Öyleyse bu yolu izle; hakikati bilmeyenlerin hevalarına uyma.

(Casiye 18)

Şaban Piriş Meali:

Sonra sana da, emrimiz ile bir yol gösterdik. Ona uy. Bilmeyenlerin heveslerine uyma.

(Casiye 18)

Talat Koçyiğit Meali:

(Ey Muhammed!) Sonra sana dinden yeni bir şeriat verdik. Ona uy. Bilmeyenlerin heveslerine uyma.

(Casiye 18)

Tefhimul Kuran Meali:

Sonra seni de bu emirden bir şeriat üzerinde kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin heva (istek ve tutku)larına uyma.

(Casiye 18)

Ümit Şimşek Meali:

Biz seni dinde geniş bir yol üzere kıldık. Artık ona tâbi ol; bilmeyenlerin heveslerine uyma.

(Casiye 18)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Daha sonra seni, iş ve yönetimde bir şeriat/bir yol, yöntem üzerine koyduk. Artık ona uy! Bilmeyenlerin keyifleri ardınca gitme!

(Casiye 18)