18. Kehf Suresi / 17.ayet

Güneş doğup yükselirken mağaranın sağ tarafına vurup geçtiğini, batarken de sol tarafına vurup geçtiğini içeriye güneş ışığının girmediğini görürdün. Onlar, mağaranın dip tarafında geniş kısımda idiler. İşte bu Allah’ın ayetlerinden biridir. Kim Allah’ın gösterdiği yoldaysa o doğru yoldadır. Kim de saparsa onun için bir veli/dost ve yol gösterici bulamazsın.

Bknz: (4/115)(6/153)

Mustafa Çavdar Meali

Kehf 17 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bir görseydin, güneş doğunca ışığı, mağaralarının içine değil de sağ tarafına vurmadaydı, batarken de sol tarafına ve onlar, mağaranın geniş bir yerindeydiler ve bu, Allah'ın delillerindendir. Allah, kimi doğru yola sevk ederse odur doğru yolu bulanve kimi saptırırsa artık ona, kesin olarak doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Kehf Ashabına mağarada uyurken baksaydın) Görürdün ki, Güneş doğduğunda, mağaralarına sağ yandan yönelir; battığında onları sol yandan keser-geçerdi (sürekli sağa sola çevrilerek vücutlarının ezilmesi önlenirdi) ve onlar da onun (mağaranın) geniş boşluğunda (uyuyuvermektelerdi) . Bu, Allah'ın (kudret ve hikmet) ayetlerindendir. Allah, kime hidayet verirse, işte hidayet bulan odur, kimi (de küfre ve kötülüğe kaydığı için) saptırırsa onun için asla doğru-yolu gösterici bir veli bulamazsın.

(Kehf 17)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve yıllarca güneşin doğarken, onların mağarasını sağ taraftan yalayıp geçtiğini, batarken de onlara dokunmadan sol yandan geçip gittiğini ve onların mağaranın genişce bir bölümünde bulunduğunu görürdün, Allah'ın ayetlerinden biriydi bu. Allah kime yol gösterirse, doğru yolu bulan odur, kimi de saptırırsa, artık ona kesin olarak doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Adem Uğur Meali:

(Resûlüm! Orada bulunsaydın) güneşi görürdün: Doğduğu zaman mağaralarının sağına meyleder; batarken de sol taraftan onlara isabet etmeden geçerdi. (Böylece) onlar (güneş ışığından rahatsız olmaksızın) mağaranın bir köşesinde (uyurlardı). İşte bu, Allah'ın âyetlerindendir. Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır, kimi de hidayetten mahrum ederse artık onu doğruya yöneltecek bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Ahmet Hulusi Meali:

Güneş doğduğunda, mağaralarınının sağından döner... Gurubunda da sol taraflarından geçer... Onlar mağaranın geniş avlusu içindedirler... İşte bu, Allah'ın işaretlerindendir... Allah kime hidayet ederse, işte o hakikate erdirilmiştir... Kimi de saptırmışsa artık onu aydınlatacak bir veli bulamazsın.

(Kehf 17)

Ahmet Tekin Meali:

Rasûlüm, orada bulunsaydın, güneşle mağara arasındaki ilişkiyi görürdün. Güneş doğduğu zaman mağaranın sağ tarafına yöneliyor, batarken de sol taraftan onları makaslayıp geçiyordu. Böylece onlar güneş ışığından rahatsız olmaksızın, mağaranın geniş bir yerinde uyuyorlardı. İşte bu Allah'ın kudretini gösteren delillerdendir. Allah, kimlere hak yolu aydınlatıcı bilgiler lütfederse, onlar doğru yolu bulup tercih eder. Kimlerin de hak yoldan uzaklaşmalarına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerine özgürlük tanırsa, artık onu doğru yola sevkedecek bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Ahmet Varol Meali

Güneşin, doğduğunda onların mağaralarının sağ tarafına yöneldiğini battığında da onların sol yanlarını kesip geçtiğini görürsün. Kendileri ise oranın geniş bir yerindedirler. Bu Allah'ın ayetlerindendir. Allah kimi doğru yola iletirse o doğru yoldadır. Kimi de saptırırsa onun için doğru yola iletici bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Ali Bulaç Meali:

(Onlara baktığında) Görürsün ki, güneş doğduğunda mağaralarına sağ yandan yönelir, battığında onları sol yandan keser geçerdi ve onlar da onun (mağaranın) geniş boşluğundalardı. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Allah, kime hidayet verirse, işte hidayet bulan odur, kimi saptırırsa onun için asla doğru yolu gösterici bir veli bulamazsın.

(Kehf 17)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Ey Rasûlüm, bir baksaydın) görürdün ki, güneş doğduğu zaman, mağaranın sağ tarafına yönelir (ışınları onlara zarar vermez); battığı zaman da, onları sol taraftan terkederdi, Onlar, mağaranın geniş bir yerinde idiler. İşte bu, Allah'ın mûcizelerindendir. Allah'ın hidayet ettiği kimse, o, doğru yol üzeredir. Şaşırttığı kimse için de, asla doğru yolu gösterici bir yardımcı bulamazsın.

(Kehf 17)

Ali Rıza Sefa Meali:

Güneşin, doğarken büyük mağaralarına sağ yandan yöneldiğini ve battığında sol yanlarından geçtiğini görürdün. Çünkü onun geniş boşluğundaydılar. İşte bu, Allah'ın göstergelerindendir. Allah, kime yol gösterirse, artık, o, doğru yolu bulmuştur. Ve kimi saptırırsa, artık, ona yol gösteren bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Ali Ünal Meali:

(Mağaraya girdiler ve derin bir uykuya daldılar). Onlara baksaydın görürdün ki, güneş doğduğu zaman içinde bulundukları mağaranın sağından dolaşıyor, batarken sol taraftan onları makaslıyordu; onlar ise, mağaranın tam içinde geniş bir alanda idiler. Onların bu durumu, Allah’ın âyetlerindendir. Allah kimi doğru yola iletirse doğru yolda olan sadece odur. Kimi de saptırırsa, artık onun için doğruyu gösterecek bir dost, bir sahip bulamazsın.

(Kehf 17)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Güneş doğduğu zaman, sağ taraflarından, mağaralarını sıyırarak geçer. Battığı zaman da sollarını sıyırarak (ışık değmeden) batar.(*) Onlar o mağaranın geniş bir yerinde idiler. Bunlar, Allah’ın belgelerindendir. Allah kime yol gösterirse, o doğru yolu bulmuş demektir. Kimi de saptırırsa, artık sen ona doğru yol gösterici bir sahip bulamazsın.*

(Kehf 17)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Güneş doğduğu zaman mağaradakilerin sağından meylederek geçtiğini ve battığı zaman da sol taraflarından geçtiğini görürdün. Onlar da mağaranın içinde boşlukta bulunuyorlardı. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Allah kimi doğru yola koymuşsa o, doğru yoldadır. Kimi de şaşırtmış ise, ona yol gösterecek yakın bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Bekir Sadak Meali:

Baksaydin, gunesin magaralarinin sag tarafindan dogup meylettigini, sol tarafindan onlara dokunmadan battigini, onlarin da Magaranin genisce bir yerinde bulundugunu gorurdun. Bu, Allah'in mucizelerindendir; Allah'in dogru yola eristirdigi kimse hak yoldadir. Kimi de saptirirsa artik ona, dogru yola goturecek bir rehber bulamazsin.*

(Kehf 17)

Besim Atalay Meali:

İşte böylecene «Soruşalar?» diye aralarında, uyandırdık onları, «Biz burada ne kadar kaldık?» diyerek, onlardan birisi sordu, dediler ki: «Ya bir gün, ya da yarım gün!», burada ne kadar zaman kaldığınızı, Tanrınız daha iyi bilir, şu parayla birinizi kente gönderin de baka temiz yeygi hangisi ise, ordan size azık getire, güler yüz göstere, sizi bir kimseye sezdirmeye de

(Kehf 17)

Celal Yıldırım Meali:

Bir görsen, Güneş doğunca mağaralarının sağına meyleder; batınca da onların sol tarafını kesip geçer. Onlar mağaranın genişçe bir yerinde idiler. Bu, Allah'ın açık belgelerinden biridir. Allah kimi doğru yola iletirse, o doğru yolu bulmuştur. Kimi de saptırırsa, artık onun için irşâd edecek bir dost ve yardımcı bulamazsın.

(Kehf 17)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Eğer orada olsaydın) görecektin ki, doğan güneş mağaralarının sağına sapıyor, batan güneş ise sol tarafa kayıyordu. Böylece mağara tabanının geniş bir alanına dağılmış olarak uyudukları halde güneşten rahatsız olmuyorlardı. Bu olay, Allah'ın mucizelerinden biridir. Allah kimi (iyi niyetinden dolayı) doğru yola iletirse, o doğru yolu bulur. O kimi de (kötü eylemlerinden dolayı) sapıklıkta bırakırsa, artık onun için asla yol gösteren bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Baksaydın, güneşin mağaralarının sağ tarafından doğup meylettiğini, sol tarafından onlara dokunmadan battığını, onların da mağaranın genişçe bir yerinde bulunduğunu görürdün. Bu, Allah'ın mucizelerindendir; Allah'ın doğru yola eriştirdiği kimse hak yoldadır. Kimi de saptırırsa artık ona, doğru yola götürecek bir rehber bulamazsın.*

(Kehf 17)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(Orada olsaydın) güneş doğduğunda onun; mağaralarının sağ tarafına kaydığını, batarken de onlara dokunmadan sol tarafa gittiğini görürdün. Kendileri ise mağaranın geniş bir yerinde idiler. Bu, Allah'ın mucizelerindendir. Allah, kime hidayet ederse işte o, doğru yolu bulandır. Kimi de şaşırtırsa, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Diyanet Vakfı Meali:

(Resûlüm! Orada bulunsaydın) güneşi görürdün: Doğduğu zaman mağaralarının sağına meyleder; batarken de sol taraftan onlara isabet etmeden geçerdi. (Böylece) onlar (güneş ışığından rahatsız olmaksızın) mağaranın bir köşesinde (uyurlardı). İşte bu, Allah'ın âyetlerindendir. Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır, kimi de hidayetten mahrum ederse artık onu doğruya yöneltecek bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Edip Yüksel Meali:

Tan ağardığında, onlar mağara boşluğunda iken, mağaralarının üzerinden Güneşin sağa doğru hareket ettiğini, battığı zaman da onları yalayıp sola doğru kaydığını görürdün. Bu, ALLAH'ın işaretlerindendir. ALLAH kime yol gösterirse o kişi doğruyu bulmuştur; kimi de saptırırsa onun için aydınlatıcı bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Elmalılı Orjinal Meali:

Güneşi görüyorsun a doğduğu vakıt kehiflerinden sağ tarafa meyleder, battığı vakıt da onları sol tarafa makaslar ve onlar, onun içinde bir geniş sahadadır, bu işte Allahın ayatındandır, Allah her kime hidayet ederse işte o, irmiştir, her kimi de saptırırsa artık onu irşad edecek bir veliy bulamazsın

(Kehf 17)

Elmalılı Yeni Meali:

Güneşi görüyorsun ya, doğduğu vakit mağaralarından sağ tarafa meyleder, battığı vakit de onları sol tarafa makaslar. Onlar mağaranın geniş bir yerindedir. İşte bu Allah'ın mucizelerindendir. Allah kime hidayet ederse, işte o hidayete ermiştir; kimi de saptırırsa artık ona doğru yolu gösterecek bir yardımcı bulamazsın.

(Kehf 17)

Erhan Aktaş Meali:

Onlar geniş bir alanda bulunurlarken, Güneş'in doğduğu zaman, mağaranın sağ tarafına yöneldiğini, battığı zaman da onların sol yanlarından geçtiğini görürsün. Bu Allah'ın ayetlerindendir.[1] Allah, kimi doğru yola iletirse[2], işte o doğru yolu bulmuştur. Kimi de dalalette bırakırsa[2], artık sen ona yol gösterecek bir yardımcı ve yol gösterici bulamazsın.

1)Mucizelerindendir.
2)Uygun gördüğünü. Bu terkip; Allah, doğru yola iletilmeyi hak edeni, isteyeni doğru yola iletir; sapkınlıkta kalmayı hak edeni, isteyeni de sapkınlıkta bırakır; sapkınlığı gerektiren şeyler yapanı saptırır; doğru yola iletilmeyi gerektiren şeyleri yapanı da doğru yola iletir, demektir -Kim delalette kalmayı hak ederse.

(Kehf 17)

Gültekin Onan Meali:

(Onlara baktığında) Görürsün ki, güneş doğduğunda mağaralarına sağ yandan yönelir, battığında onları sol yandan keser geçerdi ve onlar da onun (mağaranın) geniş boşluğundalardı. Bu, Tanrı'nın ayetlerindendir. Tanrı, kime hidayet verirse, işte hidayet bulan odur, kimi saptırırsa onun için asla doğru yolu gösterici bir veli bulamazsın.

(Kehf 17)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve sen, doğduğu zaman, güneşi, onların o büyük mağaralarından sağ yana yöneldiğini, battığı zaman da onları sol yandan keser-geçer göreceksin. Kendileri de ondan geniş bir boşluktadırlar. Bu, Allah'ın alâmetlerinden/göstergelerindendir. Allah kime kılavuzluk ettiyse artık o, kılavuzlanan doğru yolu bulmuştur. Allah kimi şaşırttıysa da, artık sen ona yol gösteren bir Yakın Kimseyi asla bulamazsın.

(Kehf 17)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Güneş’in, doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafına yöneldiğini, battığı zaman da onları sol taraftan kestiğini görürsün. Onlar (mağaranın) genişçe bir alanındaydılar. Bu, Allah’ın (kudret ve azametine delalet eden) ayetlerindendir. Allah kimi hidayet ederse, o doğru yolu bulmuştur. Kimi de saptırırsa, sen ona yol gösterecek bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Harun Yıldırım Meali:

(Resûlüm! Orada bulunsaydın) güneşi görürdün: Doğduğu zaman mağaralarının sağına meyleder; batarken de sol taraftan onlara isabet etmeden geçerdi. (Böylece) onlar (güneş ışığından rahatsız olmaksızın) mağaranın bir köşesinde (uyurlardı). İşte bu, Allah'ın âyetlerindendir. Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır, kimi de hidayetten mahrum ederse artık onu doğruya yöneltecek bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Hasan Basri Çantay:

(Onlara baksaydın) görürdün ki güneş doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafına yönelir, batdığı vakit da onların sol yanını kesib giderdi. Kendileri ise oranın geniş bir yerinde idiler. Bu, Allahın ayetlerindendir. Allah kime hidayet ederse o, doğru yola erdirilmiş, kimi de şaşırırsa artık onun için hiç bir zaman irşad edici bir yar bulamazsın.

(Kehf 17)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Habîbim, yâ Muhammed!) Hem (sen onlara bir baksaydın) güneşi görürdün ki, doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafına meylediyor, battığı zaman ise onların sol tarafını kesiyordu (böylece ışığı onları rahatsız etmiyordu) ve onlar oranın genişçe bir yerinde idiler. (Onların) bu (hâlleri), Allah'ın delillerindendir. Allah, kime (hikmetine binâen fazlından) hidâyet (nasîb) ederse, işte hidâyete eren odur. Kimi de (kendi küfrü sebebiyle)dalâlete atarsa, artık onun için aslâ bir yardımcı ve (hak yolu gösteren) bir mürşid bulamazsın.(1)*

(Kehf 17)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Onlar, ondan [dağdaki mağaradan] geniş bir alanda iken, Güneşi, doğduğu zaman, onların dağdaki geniş mağaradan sağ tarafa meyil ederken ve battığı zaman da onları sol tarafa makasladığını[onları teğet geçtiğini] görürsün. İşte bu, Allah'ın ayetlerinden[mucizelerindendir]. Kime yol gösterirse, artık o yol bulanın ta kendisidir. Kime yolu kaybettirirse ona doğruluğu gösteren bir veli asla bulamazsın.

(Kehf 17)

Hüseyin Atay Meali:

Ve onlar mağaranın ortasında iken, güneş doğduğunda onların mağarasının sağından yanlanarak geçtiğini ve battığı zaman da sol taraftan onlardan saptığını görürdün. Bu, Allah'ın belgelerindendir. Allah kimi doğru yola koymuşsa, o, doğru yoldadır. Kimi de şaşırtmış ise, ona yol gösterecek bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

İbni Kesir Meali:

Güneşin doğduğu zaman; mağaralarının sağ tarafına yöneldiğini, battığı zaman da; sol tarafa gittiğini görürsün. Kendileri de mağaranın iç tarafında idiler. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Allah, kimi hidayete erdirirse; o, doğru yola ermiştir, kimi de şaşıracak olursa; artık onun için yol gösterici bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sen, güneşin doğduğunda mağaralarının sağ tarafından yükselerek geçtiğini, batarken de mağaranın sol tarafından dönüp gittiğini görürdün. Mağara arkadaşları da mağaranın genişçe bir yerinde yatıyorlardı. Bunlar Allah'ın ayetlerinden (işaretlerinden) birisi idi. Allah, kimi doğru yola iletti ise, yalnızca doğru yolda olan o dur. Allah, kimi de sapıklık içinde bıraktı ise, artık o sapkın kişiyi sahiplenecek, ne bir kimseyi, nede doğru yolu onlara öğretecek (mürşit) birisini bulabilirsin.

(Kehf 17)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve güneşin doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafından geldiğini ve battığı zaman sol taraftan onların yanlarından geçtiğini görürsün. Ve onlar, onun (mağaranın) geniş sahası içinde bulunuyorlardı. İşte bu, Allah’ın âyetlerinden (mucizelerinden)dir. Allah, kimi Kendisine ulaştırırsa, işte o hidayete ermiştir. Ve kimi dalâlette bırakırsa (kim Allah’a ulaşmayı dilemezse) artık onun için velî mürşid (irşad eden evliya) bulunmaz.

(Kehf 17)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Bir görseydin, güneş doğunca inlerinin sağ yanına eğilir, batınca da sol yanını yalar geçerdi. Onlar ise inin geniş yerinde idiler. İşte bu, Allah'ın belgelerindendir. Allah kime doğru yolu gösterirse o doğru yolu tutar, kimi yoldan saptırırsa artık o da kendisine doğru yolu gösterecek bir koruyucu bulamaz.

(Kehf 17)

Kadri Çelik Meali:

Baksaydın güneşin doğduğu zaman mağaranın sağ tarafına yöneldiğini, batarken de sol taraftan onları makaslayıp geçtiğini görürdün. Onlar ise, mağaranın geniş bir yerinde idiler. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Allah, kime hidayet verirse, işte hidayet bulan odur; kimi de saptırırsa onun için asla doğru yolu gösterici bir veli bulamazsın.*

(Kehf 17)

Mahmut Kısa Meali:

Ey Müslüman! Eğer orada bulunup bu acayip manzarayı seyretmiş olsaydın, Güneşin doğduğu zaman, girişi kuzeye bakan mağaranın sağ tarafına nasıl yöneldiğini, batarken de sol taraflarından onları hiç rahatsız etmeyecek şekilde nasıl yalayıp geçtiğini görürdün. Onlar ise her şeyden habersiz, mağaranın genişçe bir dehlizinde uzanmış uymakta idiler. Ve bunların hiçbirisi, kendiliğinden meydana gelmiş olaylar değildi. Aksine bu, Allah’ın sınırsız kudret ve merhametini gözler önüne seren delillerinden birisiydi. O hâlde, bu delilleri doğru okuyarak Rabb’inizin gösterdiği yolda yürüyün. Unutmayın; Allah kimi doğru yola iletirse, işte odur doğru yolda yürüyen; kimi de —hak ettiği için— sapıklık içinde bırakırsa, artık böyle birine, kendisini doğru yola iletecek bir yardımcı, bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Eğer onlara baksaydın görürdün ki, güneş doğduğunda mağaranın sağındadır Ha bir de batarken sağ taraftan geçerdi. Onlar mağaranın dehlizlerindedir Farklı olan bu şeyler Allah'ın ayetlerindendir. Allah kime hidayet ederse eğer, Kesinlikle hidayet bulan odur. Kimi de saptırırsa eğer artık kimse ona Elbette doğru yolu gösteremez ve doğruyu gösterici veli bulunmaz ona

(Kehf 17)

Mehmet Türk Meali:

(Eğer onlar o mağarada iken bir baksaydın;) güneşin doğduğunda mağaralarının sağına yöneldiğini, batarken de onların sol tarafından geçtiğini ve onların da o (mağaranın) geniş boşluğunda olduklarını1 görürdün. İşte bu, Allah’ın mûcizelerindendir. Allah kime yol gösterirse o, hak yolu bulmuştur, kimi de saptırırsa artık onlara, Allah’tan başka hak yolu gösteren dostlar bulamazsın. *

(Kehf 17)

Muhammed Celal Şems Meali:

Güneş doğduğunda, (onun) mağaralarının sağına doğru uzaklaştığını, batarken (de) onlara isabet etmeden, soldan battığını görürsün. Onlar, orada ferah bir yerdeydiler. Bu, Allah’ın alâmetlerindendir. Allah kime hidayet verirse, hidayeti bulmuş olan (da,) ancak odur. Kimin sapmış olduğuna karar verirse (de,) onun için asla hidayet veren bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Muhammed Esed Meali:

Ve (yıllarca) güneşin, doğarken onların mağarasını sağ yandan yalayıp geçtiğini, batarken de onlara dokunmadan sol yandan geçip gittiğini ve onların, mağaranın genişçe bir odasında bulunduğunu görürdün: Rabbinin alametlerinden biriydi bu; Allah kime yol gösterirse doğru yolu bulan odur ve kimi de sapıklık içinde bıraksa, artık onun için doğru yolu gösteren bir dost, bir koruyucu bulamazsın.

(Kehf 17)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Güneşin doğarken mağaranın sağ tarafına eğildiğini, batarken de onları sol yanından makaslayıp geçtiğini görürdün ki, onlar mağaranın genişçe bir yerindeydiler. İşte bu, Allah'ın tansıklarındandır. Allah kime yol gösterirse, işte o doğru yolu bulmuştur. Onun saptırdığı kimse için ise doğru yolu gösterecek bir dost asla bulamazsın.

(Kehf 17)

Mustafa Çavdar Meali:

Güneş doğup yükselirken mağaranın sağ tarafına vurup geçtiğini, batarken de sol tarafına vurup geçtiğini içeriye güneş ışığının girmediğini görürdün. Onlar, mağaranın dip tarafında geniş kısımda idiler. İşte bu Allah’ın ayetlerinden biridir. Kim Allah’ın gösterdiği yoldaysa o doğru yoldadır. Kim de saparsa onun için bir veli/dost ve yol gösterici bulamazsın.

Bknz: (4/115) - (6/153)

(Kehf 17)

Mustafa Çevik Meali:

16-18 Zalim hükümdar ve onun şirke dayalı zulüm nizamından kurtulmak için, sığınıp uykuya daldıkları mağaranın, güneş sabah doğarken sağ yanını, akşam batarken de sol yanını yalayıp geçiyordu. Onlar da mağaranın içinde genişçe bir kısmında idiler, uykuda oldukları halde sen onları görseydin bile uyanık sanırdın. Biz onları bazen sağ, bazen de sol yanlarına döndürüyorduk, köpekleri de mağaranın girişinde ayaklarını uzatmış uyuyordu. Onların bu hallerini görsen korkup oradan uzaklaşırdın. İşte bu da Allah’ın mucizelerinden biridir. Kim doğru olana talip olur, ona ulaşmak için gayret gösterirse, Allah da ona yardım eder, doğru olana kavuşturur.

(Kehf 17)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ve onlar o mekanın geniş bir bölümünde bulunuyorlarken, sen, güneş doğarken onların mağarasını sağ tarafından teğet geçip gittiğini, batarken de sol tarafından teğet geçip gittiğini gözünde canlandırabilirsin: Allah'ın ayetlerinden biriydi bu. Allah kimi doğru yola yöneltirse, işte odur doğru yolu bulan, ama kimi de sapıklığa terk ederse, artık onun için ne bir dost, ne bir mürşit bulabilirsin.

(Kehf 17)

Osman Okur Meali:

(Onlara baktığında) Görürsün ki, güneş doğduğunda mağaralarına sağ yandan yönelir, battığında onları sol yandan keser geçerdi ve onlarda onun (mağaranın) geniş boşluğundalardı. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Allah, kimi doğru yolda kabul etmişse, işte doğru yolu bulan odur, kimi (yaptığı inadından dolayı) sapık sayarsa (kendisi istemeden) onun için asla doğru yolu gösterici bir veli bulamazsın.

(Kehf 17)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve güneşi görürsün ki, doğduğu zaman onların mağaralarının sağ tarafına meyleder ve gurub ettiği vakit de onların sol taraflarına dönüverir ve onlar ondan bir geniş orta yerdedirler. Bu, Allah'ın âyetlerindendir. Allah kime hidâyet ederse o hidâyet bulmuş olur ve kimi de idlâl ederse artık onun için bir irşat edici yardımcı bulamazsın.

(Kehf 17)

Ömer Öngüt Meali:

Güneşi görürsün ki, doğduğu zaman mağaralarının sağına meyleder, batınca da onların sol tarafını kesip geçer. Onlar mağaranın genişçe bir yerinde idiler. Bu, Allah'ın âyetlerindendir. Allah kime hidayet ederse, o kimse hak yoldadır. Kimi de sapıklığında bırakırsa, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bir mürşid bulamazsın.

(Kehf 17)

Ömer Sevinçgül Meali:

Güneşi görürsün, doğunca mağaralarının sağ tarafına meyleder. Batarken onların sol taraflarına dönüverir. Kendileri ortadaki boşluktadırlar. Allah’ın ibretlik eserlerinden biridir bu. Allah kime yol gösterirse o doğru yola erişir! Kimi de saptırırsa, ona ne bir koruyucu bulabilirsin, ne de bir yol gösterici!

(Kehf 17)

Sadık Türkmen Meali:

VE güneşi bir görseydin, doğduğu zaman mağaralarından sağa doğru eğiliyor, battığı zaman da sola doğru dokunarak giderdi. Ve onlar mağaranın genişçe bir odası içinde idiler. İşte bu Allah’ın ayetlerinden/işâretlerinden biriydi! Allah; doğruyu dileyenleri/isteyenleri doğru yola ilettiğinde, işte o kimse doğru yolu bulmuştur. Sapıklığı isteyenleri de sapıklıkta bıraktığında, kesinlikle ona doğru yolu gösteren bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Seyyid Kutub Meali:

Eğer orada olsaydın görecektin ki, doğan güneşin ışınları mağaralarının sağına sapıyor, batan güneşin ışınları ise sol tarafa kayıyordu. Böylece mağara tabanının geniş bir alanına dağılmış olarak uyudukları halde güneşten rahatsız olmuyorlardı. Bu olay, Allah'ın mucizelerinden biridir. Allah kimi doğru yola iletirse, o doğru yolu bulur. O kimi saptırırsa sen ona, doğru yola iletici bir önder bulamazsın.

(Kehf 17)

Suat Yıldırım Meali:

Onlara baksaydın görürdün ki güneş doğunca mağaralarının sağından dolaşır, batarken de sol taraftan onları makaslardı. Onlar da mağaranın genişçe dehlizinde bulunuyorlardı. İşte onların böylece uyumaları Allah'ın alametlerindendir. Allah kime hidayet verirse doğru yolda olan odur; kimi de hidayetten mahrum eder şaşırtırsa, artık imkanı yok, ona yol gösterecek bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Süleyman Ateş Meali:

Güneşi görürsün, doğduğu zaman mağaralarından sağa doğru eğiliyor, battığı zaman da sola doğru onları makaslayıp geçiyor (hiçbir halde onların üzerine düşüp kendilerini rahatsız etmiyor) ve onlar, mağaranın geniş bir dehlizi içindedirler. Bu (durum), Allah'ın ayetlerindendir. Allah kimi doğru yola iletirse o, yolu bulmuştur; kimi de sapıklıkta bırakırsa, artık onun için yol gösteren bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlar mağaranın geniş yerindeydiler. Güneş doğunca bakarsın ki mağaralarının sağından yüzlerine vuruyor, battığı sırada sol taraftan onları yalayıp geçiyor. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Allah kimi yola gelmiş sayarsa doğru yolda olan odur. Kimi de sapık sayarsa onu doğruya ulaştıracak (olgunlaştıracak) bir dost (veli) bulamazsın.

(Kehf 17)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Güneş doğduğu zaman ışığı o mağaranın sağına, batacağı zaman da soluna vururdu. Onlar ise mağaranın ortasına uzanmışlardı. İşte bu, Allah'ın âyetlerinden biridir. Allah kime doğru yolu gösterirse, işte o, doğru yolu bulmuştur. Kimi de saptırırsa, ona ne bir yol gösterici, ne de bir koruyucu bulabilirsin.

(Kehf 17)

Şaban Piriş Meali:

Güneş doğduğunda mağaranın sağ tarafından meyledip, batarken de sol yanından onları makaslayıp geçtiğini görürdün. Onlar, mağarada geniş bir alan içinde idiler. İşte bu Allah'ın ayetlerindendir. Allah kime yol gösterirse o, doğru yolu bulmuştur. Kimi de dalalette bırakırsa, ona da yol gösterecek bir veli bulamazsın.

(Kehf 17)

Talat Koçyiğit Meali:

Baksaydın, güneşin doğduğu zaman mağaranın sağ tarafına meylettiğini, battığı zaman da sol taraftan onları makaslayıp geçtiğini ve onların da, mağaranın içinde (rahatsız olmadan) geniş bir sahada bulunduklarını görürdün. İşte bu, Allah'ın âyetlerindendir. Allah, kime hidayet ederse, o doğru yoldadır. Kimi de sapıklıkta bırakırsa, artık onun için doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Tefhimul Kuran Meali:

(Onlara baktığında) Görürsün ki, güneş doğduğunda onların mağaralarına sağ yandan yönelir, battığında onları sol yandan keser geçerdi ve onlar da onun (mağaranın) geniş boşluğundalardı. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Allah, kime hidayet verirse, işte hidayet bulan odur, kimi de saptırırsa onun için asla doğru yolu gösterici bir veli bulamazsın.

(Kehf 17)

Ümit Şimşek Meali:

Güneşin doğarken mağaranın sağ tarafına meylettiğini, batarken de onları sol tarafından makaslayıp geçtiğini görürdün ki, onlar mağaranın genişçe bir yerindeydiler. İşte bu Allah'ın âyetlerindendir. Allah kime yol gösterirse, işte o doğru yolu bulmuştur. Onun saptırdığı kimse için ise doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.

(Kehf 17)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Güneş'i görüyorsun: Doğduğu vakit mağaralarından sağ tarafa kayar, battığı vakit ise onları sol tarafa doğru makaslayıp geçer. Böylece onlar mağaranın geniş boşluğu içindedirler. Bu, Allah'ın mucizelerindendir. Allah'ın kılavuzluk ettiği, doğruyu bulmuştur. Şaşırttığına gelince, sen ona yol gösteren bir veli asla bulamazsın.

(Kehf 17)