20. Taha Suresi / 37.ayet

Andolsun ki biz sana geçmişte bir ikramda daha bulunmuştuk.

Bknz: (28/3)»(28/6)

Mustafa Çavdar Meali

Taha 37 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Andolsun ki bir kere daha lutfetmiştik sana.

(Taha 37)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

"Andolsun, Biz sana (daha önce) bir defa daha lütufta bulunmuş idik."

(Taha 37)

Abdullah Parlıyan Meali:

“Zaten sana, geçmişte bir kere daha lütufta bulunmuştuk.

(Taha 37)

Adem Uğur Meali:

Andolsun biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk.

(Taha 37)

Ahmet Hulusi Meali:

"Andolsun ki (bundan önce) sana bir kere daha lütufta bulunmuştuk. "

(Taha 37)

Ahmet Tekin Meali:

“Andolsun, biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk.”*

(Taha 37)

Ahmet Varol Meali

Andolsun biz sana bir başka defa gene lütufta bulunmuştuk.

(Taha 37)

Ali Bulaç Meali:

"Andolsun, biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk."

(Taha 37)

Ali Fikri Yavuz Meali:

And olsun, biz, sana diğer bir defa daha ihsan etmiştik.”

(Taha 37)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Gerçek şu ki, sana, bir kez daha lütufta bulunmuştuk!"

(Taha 37)

Ali Ünal Meali:

“Nitekim sana daha önce de bir lütufta bulunmuştuk.

(Taha 37)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Bir kere daha sana ikram ve ihsan etmiştik:

(Taha 37)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Andolsun biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk."

(Taha 37)

Bekir Sadak Meali:

(36-39) Allah: «Ey Musa! istedigin sana verildi» dedi, «Zaten sana baska bir defa da iyilikte bulunmus ve annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmistik: Musa'yi bir sandiga koy da suya birak; su onu kiyiya atar, Bana da, ona da dusman olan biri onu alir. Ey Musa! Gözumun önünde yetisesin diye seni sevimli kildim.»

(Taha 37)

Besim Atalay Meali:

Başka kez de seni nimetlemiştik

(Taha 37)

Celal Yıldırım Meali:

And olsun ki, biz bir başka defa da sana minnette bulunup lütfetmiştik.

(Taha 37)

Cemal Külünkoğlu Meali:

36,37. Allah, şöyle buyurdu: “İstediğin sana verildi ey Musa! Andolsun ki, biz sana bir kere daha (şöyle) iyilikte bulunmuştuk:”

(Taha 37)

Diyanet İşleri Eski Meali:

36,37,38,39. Allah: "Ey Musa! İstediğin sana verildi" dedi, "Zaten sana başka bir defa da iyilikte bulunmuş ve annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik: Musa'yı bir sandığa koy da suya bırak; su onu kıyıya atar, Bana da, ona da düşman olan biri onu alır. Ey Musa! Gözümün önünde yetişesin diye seni sevimli kıldım."

(Taha 37)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

"Andolsun, biz sana bir kere daha iyilikte bulunmuştuk."

(Taha 37)

Diyanet Vakfı Meali:

Andolsun biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk.

(Taha 37)

Edip Yüksel Meali:

'Sana bir kez daha lütufta bulunduk.'

(Taha 37)

Elmalılı Orjinal Meali:

Şanım hakkı için biz lutfeylemiştik sana diğer bir def'a daha

(Taha 37)

Elmalılı Yeni Meali:

Şanıma andolsun ki, Biz sana diğer bir defa daha lütufta bulunmuştuk.

(Taha 37)

Erhan Aktaş Meali:

Gerçek şu ki, Biz sana daha önce de lütufta bulunmuştuk.

(Taha 37)

Gültekin Onan Meali:

"Andolsun, biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk."

(Taha 37)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve andolsun Biz, sana diğer bir defa daha iyilik yapmıştık:

(Taha 37)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Andolsun ki, bir seferinde daha sana iyilikte bulunmuştuk.”

(Taha 37)

Harun Yıldırım Meali:

Andolsun biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk.

(Taha 37)

Hasan Basri Çantay:

(37-38-39) "Andolsun ki biz sana diğer bir zamanda, anana vahyolunacak şey'i ilham etdiğimiz vakıtda da lutf etmiş ve (kendisine): — Onu tabuta koy da denize at ki deniz onu kıyıya bıraksın, onu benim de, kendisinin de düşmanı olan biri alacak diye (emreylemişdik). Sana karşı (Ey Musa) gözümün önünde yetişdirilmen için kendimden bir sevgi bırakmışdım.

(Taha 37)

Hayrat Neşriyat Meali:

“Ve and olsun ki, sana başka bir def'a daha lütufta bulunmuştuk.”

(Taha 37)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(36-40) [Allah] "İstediğin sana verilmiştir Ey Musa! Elbetteki, sana diğer seferinde de büyük iyilikte bulunmuştuk: hani vahiy edileni annene "Onu (Musa'yı) tabutun içine at, ardından onu denize¹ at, deniz onu sahile atsın, bana bir düşman ve ona (Musa'ya) bir düşman olan onu alsın" diye vahiy etmiştik. Sana benden bir sevgi atmıştım. Gözetimim altında bakımının yapılması için [bunu yaptım]². Bir vakit, kız kardeşin gidip-gelip 'onun (Musa'nın bakımına) kefil olacak bir kimseyi size göstereyim mi?' demişti. Böylece, [annenin] gözü aydın olsun ve üzülmesin diye seni annene geri döndürmüştük. Sen, bir canı öldürmüştün, ardından seni dertten kurtarmış ve seni iyice fitnelemiş/sınamıştık. Senelerce, medyen halkının içinde kalmıştın sonra bir kader üzerine geldin ey Musa!" dedi.

(Taha 37)

Hüseyin Atay Meali:

36-37 "Ey Musa! İstediğin sana verildi ve andolsun bir keresinde de sana iyilikte bulunmuştuk" dedi.

(Taha 37)

İbni Kesir Meali:

Zaten sana, başka bir defa daha lutufta bulunmuştuk.

(Taha 37)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Sana (daha önceden de) başka bir iyilik yapmıştık” dedi.

(Taha 37)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve andolsun ki seni, bir kere daha ni’metlendirdik (ni’metlendirmiştik).

(Taha 37)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ant olsun ki, Biz sana bundan önce de iyilikte bulunmuştuk.

(Taha 37)

Kadri Çelik Meali:

“Şüphesiz biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk.

(Taha 37)

Mahmut Kısa Meali:

Gerçekten sana, geçmişte bir kez, daha büyük bir lütufta bulunmuştuk.

(Taha 37)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(36-37) "Tamam, dileğin verildi Ey Musa!" "Andolsun, sana bir kez daha lütufta bulunmuşuzdur."

(Taha 37)

Mehmet Türk Meali:

Ve devamla: “Yemin olsun Biz sana (daha önce) bir defa daha lütufta bulunmuştuk.”

(Taha 37)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Biz sana (bundan önce de,) muhakkak bir kere daha lütufta bulunmuştuk.”

(Taha 37)

Muhammed Esed Meali:

"Zaten sana geçmişte bir kere daha lütufda bulunmuştuk;

(Taha 37)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Andolsun ki, biz sana bir defa daha sunumda bulunmuştuk."

(Taha 37)

Mustafa Çavdar Meali:

Andolsun ki biz sana geçmişte bir ikramda daha bulunmuştuk.

Bknz: (28/3)»(28/6)

(Taha 37)

Mustafa Çevik Meali:

36-44 Allah Musa’ya, “Ey Musa! Dileğin kabul edildi. Harun da sana yardımcı olarak görevlendirildi. Bir zamanlar annene de yardım etmiş, ona ilham ederek, “Bebeğini bir sandığa koyarak nehrin akıntısına bırak, akıntı onu kıyıya ulaştıracak, kıyıdan da onu alıp hem bana hem de ona düşman olan birinin evinde, ona evlatlık olarak sahip çıkartacağız.” diye bildirmiştik. İşte ey Musa! Seni ta o zamandan beri şefkat ve merhametle gözetimim altında yetiştirip olgunlaşmanı sağladım. Kız kardeşinin de seni kıyıdan alan Firavun’un ailesine gidip, “O bebeğe bakacak birini size önerebilirim.” dediği zamanda, onun böyle olmasını Biz takdir edip, oraya yönlendirmiştik. Böylece seni annene yeniden kavuşturduk ki onun da yüzü gülsün ve üzülmesin. Derken erişkin bir yaşa gelince de, kazaen bir cana kıyıp birini öldürmüştün ve Biz seni bu tasadan da kurtarmıştık. Ey Musa! Seni birtakım sınavlardan geçirip olgunlaştırdık ve sonra da yıllarca doğup büyüdüğün yerden uzakta, Medyen halkının arasında kaldın, sonunda yine Bizim takdirimiz gereği tekrar buraya geldin. Ey Musa! Seni kendime elçi olarak seçip, hazırladım. Şimdi sen ve kardeşin Harun, sana bağışladığım mucize belgelerle Firavun’a gidin ve sakın onu ve beraberindekileri, yalnız Benim Rabliğime ve ilahlığıma davet konusunda gevşeklik, ürkeklik göstermeyin. İkiniz birden o nankör, azgın, küstahın karşısına çıkın ve ona erdemli, nezaketli bir üslupla hitap ederek, insanların yaratıcısı Allah’ın onların gerçek Rabbi ve ilahı olduğunu dolayısıyla insanlar üzerinde nizam kurmak, ahlak kuralları belirlemek yetkisinin yalnızca Allah’a ait olduğunu tebliğ edin. Belki bu gerçeği anlayıp da aklını başına alıp, düşünmeye başlar yahut yüreğine Allah korkusu düşer de gerçeğe yönelir.”

(Taha 37)

Mustafa İslamoğlu Meali:

ve zaten geçmişte bir kez daha sana (bu şekilde) ikramda bulunmuştuk.

(Taha 37)

Osman Okur Meali:

"Andolsun, biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk."

(Taha 37)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«Ve andolsun ki, sana başka defa da ihsanda bulunmuşuzdur.»

(Taha 37)

Ömer Öngüt Meali:

“Andolsun ki sana başka bir defa daha lütufta bulunmuştuk. ”

(Taha 37)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Hatırla, sana bir kez daha ihsan etmiştik.

(Taha 37)

Sadık Türkmen Meali:

“ANT OLSUN, başka bir kere daha sana lütufta bulunmuştuk.

(Taha 37)

Seyyid Kutub Meali:

Biz, bundan önce de bir kere daha sana lütufta bulunmuştuk.

(Taha 37)

Suat Yıldırım Meali:

(36-37) "Musa!" dedi, "istediklerin sana verildi. Zaten başka bir sefer de sana lütufta bulunmuştuk."

(Taha 37)

Süleyman Ateş Meali:

"Zaten biz sana bir kez daha lutufta bulunmuştuk."

(Taha 37)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sana bir iyiliğimiz daha olmuştu.

(Taha 37)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

"Sana daha önce de iyilikte bulunmuş"

(Taha 37)

Şaban Piriş Meali:

Sana bir defa daha iyilikte bulunmuştuk.

(Taha 37)

Talat Koçyiğit Meali:

"Sana başka bir defa daha lutufta bulunmuştuk."

(Taha 37)

Tefhimul Kuran Meali:

«Andolsun, biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk.»

(Taha 37)

Ümit Şimşek Meali:

“Başka bir sefer daha Biz sana lütufta bulunmuştuk.

(Taha 37)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Yemin olsun, sana bir kez daha lütufta bulunmuştuk."

(Taha 37)