25. Furkan Suresi / 19.ayet
Furkan 19 ayeti için diğer mealler.

Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
Gerçekten de söylediklerinizi reddedip yalanlar sizi ve sizden ne azabı gidermeye güçleri yeter, ne size yardıma kudretleri var. Ve sizden kim zulmederse ona. büyük bir azap tattırırız.
(Furkan 19)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
(Müşriklere ve Müslüman geçinip sahte şefaatçiler edinenlere:) “İşte (ilahlarınız) sizin söylediklerinizi yalanladılar; bundan böyle (azabı) ne geri çevirmeye gücünüz yetebilir, ne de bir yardım (temin edebilirsiniz) . Sizden kim zulmederse, ona büyük bir azap tattırırız” (denilecektir).
(Furkan 19)Abdullah Parlıyan Meali:
Gerçekten taptıklarınız, söylediğiniz şeyler hakkında sizi yalanladılar. Artık bu durumda ne başınıza gelen azabı savmaya gücünüz yeter, ne de bir yardım bulabilirsiniz. Sizden kim haksızlık ederse, ona büyük bir azap tattırırız.
(Furkan 19)Adem Uğur Meali:
(Bunun üzerine ötekilere hitaben şöyle denir:) İşte (taptıklarınız), söylediklerinizde sizi yalancı çıkardılar. Artık ne (azabınızı) geri çevirebilir, ne de bir yardım temin edebilirsiniz. İçinizden zulmedenlere büyük bir azap tattıracağız!
(Furkan 19)Ahmet Hulusi Meali:
(Allah dunundakilere tapanlara): "İşte söylediklerinizi gerçekten yalanladılar... Artık ne (azabı) kendinizden savmaya ve ne de yardım bulmaya gücünüz yetmez! Sizden kim zulmederse, ona büyük bir azap tattırırız. "
(Furkan 19)Ahmet Tekin Meali:
Ötekilere hitaben: “İşte taptıklarınız, kendilerinin tanrı olduğu konusundaki söylediklerinizi, sizi yalanladılar. Artık ne azâbımızı geri çevirebilir, ne de bir yardım temin edebilirsiniz, sizden kim baskı, zulüm ve işkence yapar, zulme âlet olur, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engellerse ona büyük bir azap tattıracağız.” denir.
(Furkan 19)Ahmet Varol Meali
Böylece sizi, söyledikleriniz konusunda kesinlikle yalanlamışlardır. Artık ne (azabı) geri çevirmeye ne de yardıma [4] güç yetirebilirsiniz. Sizden kim zulmederse ona büyük bir azap tattırırız.*
(Furkan 19)Ali Bulaç Meali:
"İşte (ilahlarınız) sizin söylediklerinizi yalanladılar; bundan böyle (azabı) ne geri çevirmeye gücünüz yetebilir, ne de bir yardıma. Sizden kim zulmederse, ona büyük bir azab taddırırız."
(Furkan 19)Ali Fikri Yavuz Meali:
İşte (ey kâfirler, taptıklarınız) sizi, sözünüzde yalancı çıkarmışlardır. Artık (azabı) ne savmağa, ne de bir yardım görmiye çare bulamıyacaksınız. Sizden kim zulüm yaparsa, ona büyük bir azab tattıracağız.
(Furkan 19)Ali Rıza Sefa Meali:
İşte, sizin söylediklerinizi yalanladılar. Artık, geri çevirmeye ve yardıma gücünüz yetmez. Aranızdan, haksızlık yapanlara da büyük bir ceza tattıracağız.
(Furkan 19)Ali Ünal Meali:
“İşte,” buyurur Allah, (“işlerinizi gördürmek için Benimla aranızda aracı olurlar, başınız sıkıştığında yardım ederler diye ilâhlaştırıp taptıklarınız!) Haklarındaki iddialarınızı yüzünüze çarptılar. Artık ne azabı savabilecek, ne de herhangi bir yerden yardım temin edebilecek durumdasınız.” (Ey insanlar!) Bilin ki, içinizden kim (Allah’a şirk koşma) zulmünü işlerse, ona büyük bir azap tattıracağız.
(Furkan 19)Bahaeddin Sağlam Meali:
(Allah o ilahlara tapanlara:) “İşte, ilahlarınız dahi dediklerinizi yalanladılar. Artık sizler ne azabı geri çevirebilirsiniz nede kendinize yardım edebilirsiniz. Demek, sizden kim zulmederse (Allah’a eş koşarsa,) ona büyük bir azap tattırırız.
(Furkan 19)Bayraktar Bayraklı Meali:
İşte, tanrı dedikleriniz de sizi yalanladılar. Artık ne azabı geri çevirmeye gücünüz yeter, ne de bir yardım bulabilirsiniz! İçinizden, haksızlık eden kimseye büyük bir azap tattırırız.
(Furkan 19)Bekir Sadak Meali:
«Söylediklerinizde sizi yalanci cikardilar, artik kendinizden azabi ceviremez, yardim da goremezsiniz. Zulmedenlerinize buyuk bir azap tattiracagiz» denir.
(Furkan 19)Besim Atalay Meali:
Dediğiniz şeyleri, işte yalanladılar, ne işi döndürmeğe, ne de yardım etmeğe, sizin gücünüz yeter İçinizden zulmedene büyük azap tattırırız
(Furkan 19)Celal Yıldırım Meali:
Gerçekten, taptıklarınız, söyledikleriniz şeyler hakkında sizi yalanladılar. Artık bu durumda ne (azabı) savmaya, ne de bir yardım (görmeye) gücünüz yeter. Sizden kim haksızlık ederse, ona da büyük bir azâb tattırırız.
(Furkan 19)Cemal Külünkoğlu Meali:
(Bunun üzerine Allah müşriklere der ki:) “İşte düzmece ilahlarınız, sizin sözlerinizi yalanladılar. Artık ne azabımı başınızdan savabilirsiniz ve ne de size yardım edecek birini bulabilirsiniz. Sizden kim zulmederse (Allah'tan başka varlıklara tanrısal nitelikler yüklerse) ona büyük bir azap tattıracağız.”
(Furkan 19)Diyanet İşleri Eski Meali:
"Söylediklerinizde sizi yalancı çıkardılar, artık kendinizden azabı çeviremez, yardım da göremezsiniz. Zulmedenlerinize büyük bir azap tattıracağız" denir.
(Furkan 19)Diyanet İşleri Yeni Meali:
(İlah edindikleriniz) söyledikleriniz konusunda sizi yalancı çıkardılar. Artık kendinizden azabı savmaya gücünüz yetmeyecek ve kendinize yardım da edemeyeceksiniz. Sizden kim de zulüm ve haksızlık ederse, ona büyük bir azap tattırırız.
(Furkan 19)Diyanet Vakfı Meali:
(Bunun üzerine ötekilere hitaben şöyle denir:) İşte (taptıklarınız), söylediklerinizde sizi yalancı çıkardılar. Artık ne (azabınızı) geri çevirebilir, ne de bir yardım temin edebilirsiniz. İçinizden zulmedenlere büyük bir azap tattıracağız!
(Furkan 19)Edip Yüksel Meali:
Onlar sizin bu söylediklerinizi yalanlamış bulunuyorlar. Siz ne veto edebilir, ne de yardım edebilirsiniz. Hatta sizden zulmeden olursa ona da büyük bir azap tattırırız.
(Furkan 19)Elmalılı Orjinal Meali:
Demek sizi sözünüzde yalancı çıkarmışlardır, artık ne savmağa ne de bir yardıma çare bulamıyacaksınız ve içinizden her kim zulmederse ona büyük bir azab tattıracağız
(Furkan 19)Elmalılı Yeni Meali:
Demek ki, sizi sözünüzde yalancı çıkarmışlardır. Artık ne azabı savmaya, ne de bir yardıma çare bulamayacaksınız ve içinizden her kim zulmederse ona büyük bir azap tattıracağız!
(Furkan 19)Erhan Aktaş Meali:
İşte onlar[1] söylediklerinizden dolayı sizi yalanladılar. Artık uzaklaştırmaya[2] ve yardım almaya güç yetiremezsiniz. Ve sizden kim haksızlık etmişse ona büyük azabı tattıracağız.
1)Allah'tan başka kulluk ettikleriniz.
2)Azabı uzaklaştırmaya.
Gültekin Onan Meali:
"İşte (tanrılarınız) sizin söylediklerinizi yalanladılar; bundan böyle (azabı) ne geri çevirmeye gücünüz yetebilir, ne de bir yardıma. Sizden kim zulmederse, ona büyük bir azab tattırırız."
(Furkan 19)Hakkı Yılmaz Meali:
İşte taptıklarınız sizi söylediklerinizde yalanladılar. Artık geri çevirmeye ve bir yardıma güç yetiremezsiniz. Ve sizden kim şirk koşarak yanlış; kendi zararına iş yaparsa, Biz ona büyük bir azabı tattıracağız.
(Furkan 19)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
Kuşkusuz (ilah edindikleriniz), söylediklerinizi yalanladılar. Artık ne (azabı) çevirmeye ne de (kendinize) yardıma gücünüz yeter. Sizden her kim zulmederse, ona büyük azabı tattırırız.
(Furkan 19)Harun Yıldırım Meali:
(Bunun üzerine ötekilere hitaben şöyle denir:) İşte (taptıklarınız), söylediklerinizde sizi yalancı çıkardılar. Artık ne (azabınızı) geri çevirebilir, ne de bir yardım temin edebilirsiniz. İçinizden zulmedenlere büyük bir azap tattıracağız!
(Furkan 19)Hasan Basri Çantay:
İşte (tapdıklarınız) sizi, dedikleriniz hakkında, kat'i suretde yalancı çıkarmışlardır. O halde ne (azabınızı) döndürmiye, ne de (bu hususda) herhangi bir yardıma asla muktedir olamayacaksınız. Sizden kim zulmederse ona büyük bir azab tatdırırız.
(Furkan 19)Hayrat Neşriyat Meali:
(Bunun üzerine diğerlerine şöyle denir:) “İşte (taptıklarınız) söylemekte olduklarınızda sizi gerçekten yalancı çıkardılar; şimdi ne (azâbı) geri çevirmeye, ne de(kendinize) bir yardıma güç yetirebilirsiniz.” Artık içinizden kim zulmederse (bilsin ki), ona(pek) büyük bir azab tattıracağız!
(Furkan 19)Hubeyb Öndeş Meali: /
Artık onlar [kulluk ettikleriniz] söyledikleriniz sebebiyle sizi yalanlamışlardır. Artık, (azaptan) herhangi bir çevirmeye ve herhangi bir yardıma güç yetiremezsiniz. Sizden kim zulüm ederse, ona oldukça büyük bir azabı tattırırız.
(Furkan 19)Hüseyin Atay Meali:
Söylediklerinizde sizi yalancı çıkardılar, artık kendinizden azabı çeviremez, yardım da görmezsiniz. Haksızlık edenlerinize büyük bir azap tattıracağız.
(Furkan 19)İbni Kesir Meali:
İşte sizi söylediklerinizde yalancı çıkardılar. Artık üzerinizden azabı çeviremez ve yardım göremezsiniz. Sizden zulmedenlere büyük bir azab tattıracağız, denir.
(Furkan 19)İlyas Yorulmaz Meali:
Bunlar sizin söylediklerinizi yalanladılar. Artık kulluk ettikleriniz sizi ne ateşten kurtarabilecek, nede size yardım edeceklerdir. Artık sizden kim haddi aşıp haksızlık yapmışsa, ona büyük bir azap tattıracağız.
(Furkan 19)İskender Ali Mihr Meali:
İşte böylece (Allah’tan başka taptıklarınız), söylediklerinizden dolayı sizi yalanladılar. Artık (azabı) uzaklaştırmaya ve yardım almaya muktedir olamazsınız. Ve sizden kim zulmederse ona büyük azap tattırırız.
(Furkan 19)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
İşte bütün söylediklerinizi yalanladılar. Onlar sizi ne azaptan kurtarabilirler, ne de size yardım edebilirler. Sizin içinizden herkim kıyıcılık edecek olursa ona büyük bir azap tattırırız.
(Furkan 19)Kadri Çelik Meali:
“İşte (ilahlarınız) sizin söylemekte olduklarınızı yalanladılar; bundan böyle (azabı) ne geri çevirmeye gücünüz yetebilir, ne de bir yardıma. Sizden kim zulmederse, ona büyük bir azap tattırırız.”
(Furkan 19)Mahmut Kısa Meali:
Bunun üzerine Allah kâfirlere seslenerek, “İşte görüyorsunuz ya!” diyecek,“Tanrı yerine koyduğunuz bu varlıklar, ileri sürdüğünüz bütün iddialarınızın yalan olduğunu ortaya koydular! Artık ne başınıza gelecek azâbı geri çevirebilirsiniz, ne de kendinize bir yardımcı bulabilirsiniz! Çünkü içinizden her kim böyle bir zulüm işlemişse, ona büyük bir azap tattıracağız!” İşte kâfirlerin tanrılaştırdığı kimseler, onları Kıyâmet Gününde böyle reddedecek. Fakat yine de, Peygamberlerde olağanüstü özellikler arayanlar var. Oysa ki:
(Furkan 19)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
Artık söylediklerinizle sizin taptıklarınız sizi, nasıl da yalancı çıkardılar. Neticede azabı çeviremezsiniz. Yardım da göremezsiniz. Zalimlere azabı tattırırız.
(Furkan 19)Mehmet Türk Meali:
(Bunun üzerine ötekilere): “işte bakın, (ilâhlarınız,) sizin söylediklerinizi yalanlıyorlar. Artık (bundan sonra azabı) da uzaklaştıramazsınız, (kendinize) yardım edecek birini de bulamazsınız. Sizden kim de (dünyada) zulmetmişse, ona büyük bir azap tattıracağız.” (denilir.)
(Furkan 19)Muhammed Celal Şems Meali:
(Kendilerine,) “Bu (sahte tanrılar) söylediklerinizi yalanladıkları için artık ne azabı (uzaklaştırabilirsiniz,) ne (de) yardım (alabilirsiniz.) Aranızdan kim zalim olursa, Biz kendisini büyük bir azaba uğratacağız,” (denilecek.)
(Furkan 19)Muhammed Esed Meali:
(Bunun üzerine, Allah da, müşriklere): "İşte (sizin tanrı yerine koyduğunuz kimseler, geçmişte) ileri sürdüğünüz iddiaların yalan olduğunu ortaya koydular" diyecek, "artık ne (hak ettiğiniz azabı) savuşturabilirsiniz, ne de kendinize bir destek bulabilirsiniz! Çünkü içinizden her kim (böyle bir) kötülük işlemişse, ona büyük bir azap tattıracağız!"
(Furkan 19)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
İşte söyledikleriniz konusunda sizi yalancı çıkardılar. Artık ne azabı geri çevirmeye gücünüz yeter, ne de bir yardım bulmaya. İçinizden kim zulmederse biz ona büyük bir azap tattırırız.
(Furkan 19)Mustafa Çavdar Meali:
İşte bak söylediklerinizin tümünde sizi yalancı çıkardılar. Artık ne azabı başınızdan savabilirsiniz ne de herhangi bir yardım alabilirsiniz. İçinizden kim zulme batarsa biz ona büyük azabı tattıracağız.Bknz: (2/166)»(2/167) - (6/94) - (7/53) - (10/28)»(10/29)
(Furkan 19)Mustafa Çevik Meali:
Bunun üzerine Allah, onların peşinden gidenlere şöyle diyecek: “Bakın işte! Dünya hayatınızda kendilerini ilah edindikleriniz, sizi kendilerine uymaya mecbur etmediklerini, sizin bu konuda yalan söylediğinizi iddia ediyorlar. Şimdi artık, ne hak ettiğiniz azabı başınızdan savabilir ne de kendinize bir destekçi bulabilirsiniz.” Allah adına yapılan daveti ters yüz edenler, O’na sırtını dönenler hak ettikleri azabı tadacaklar.
(Furkan 19)Mustafa İslamoğlu Meali:
Bunun üzerine (Allah şirk koşanlara şöyle demişti): "Doğrusu o (tanrılık yakıştırdıklarınız), söylediklerinizin tümünde sizin yalancı olduğunuzu ortaya çıkarıyorlar. Artık ne (cezayı) atlatmaya mecaliniz yeter, ne de yardım almaya: zira sizden her kim (hakikati) tersyüz ederse, ona büyük bir azap tattıracağız.
(Furkan 19)Osman Okur Meali:
(Bu kez hitap, bunlara tanrı diye medet umduklarına yönelir.) İşte (tanrı) dedikleriniz de sizi yalanladılar. Artık ne (azâbı geri) çevirmeye gücünüz yeter, ne de (kendinize) bir yardım bulabilirsiniz!. Zulmedenlerinize büyük bir azap tattıracağız" denir.
(Furkan 19)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
(Ey müşrikler!) «İşte sizi söyler olduğunuz şeylerde tekzîp ettiler. Artık ne (azabı) bertaraf etmeğe ve ne de yardıma muktedir olamayacaksınız ve sizden her kim ki zulmeder ise ona büyük bir azap tattıracağız.»
(Furkan 19)Ömer Öngüt Meali:
Söylediklerinizde sizi yalancı çıkardılar. Artık ne kendinizden azabı çevirmeye gücünüz yeter, ne de bir yardım görebilirsiniz. Sizden kim zulmederse büyük bir azap tattıracağız.
(Furkan 19)Ömer Sevinçgül Meali:
‘Allah onlara’ “İşte ‘tanrı diye taptıklarınız kendileriyle ilgili olarak dünyadayken’ söylediklerinizi yalanladılar. Artık azabı kendinizden savamazsınız. Size yardım da edilmez. Çünkü, ‘sözümüz var’ zalimlerinize büyük bir azap tattıracağız!” der.
(Furkan 19)Sadık Türkmen Meali:
Işte onlar söylediğiniz hususlarda sizi yalanladılar. Bundan böyle ne azabı geri çevirmeye, ne de kendinize yardım etmeye gücünüz yetmez. Sizden kim zulmederse kendisine büyük bir azap tattırırız.
(Furkan 19)Seyyid Kutub Meali:
Bunun üzerine Allah, müşriklere der ki; «İşte düzmece ilahlarınız, sizin sözlerinizi yalanladılar. Artık ne azabımı başınızdan savabilirsiniz ve ne size yardım edecek birini bulabilirsiniz. Aranızdaki zalimlere büyük bir azap taddıracağız.»
(Furkan 19)Suat Yıldırım Meali:
"İşte gördünüz a!" denir o müşriklere, "Taptığınız nesneler söylediklerinizde sizi yalancı çıkardılar. Artık ne azabı savmaya, ne yardım temin etmeye çare bulamazsınız."(İşte ey bütün insanlar! Bilin ki:) İçinizden kim bu şirk koşma zulmünü işlerse, ona büyük bir azap tattıracağız.
(Furkan 19)Süleyman Ateş Meali:
(Bu kez hitap, bunlara tanrı diye tapanlara yönelir.) İşte (tanrı) dedikleriniz de sizi yalanladılar. Artık ne (azabı geri) çevirmeğe gücünüz yeter, ne de (kendinize) bir yardım bulabilirsiniz! Sizden kim zulmederse ona büyük bir azab taddırırız.
(Furkan 19)Süleymaniye Vakfı Meali:
(Allah Teala diyecek ki;) bunlar, anlattıklarınızı yalan saymışlardı. Bugün bunları ne azaptan kurtarabilirsiniz ne de yardım edebilirsiniz. Sizin içinizden yanlışa Allah'ı ikinci sıraya koymuşsa[1] ona büyük bir azap tattırırcağız.
1) إِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظِيمٌ لقمان 13 Şirke düşmek
Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
Bunun üzerine Allah, ortak koşanlara: "Kulluk ettiğiniz kimseler de söylediğinizi yalanladı. Artık ne hak ettiğiniz azaba engel olabilirsiniz, ne de kendinize yardım edebilecek birini bulabilirsiniz. İçinizden kim haksızlık ederse, ona şiddetli bir azap tattıracağız" der.
(Furkan 19)Şaban Piriş Meali:
İşte söyledikleriniz de sizi yalancı çıkardılar. Artık kendinizden azabı defetmeye de yardım etmeye de gücünüz yetmez. Sizden zalimlik edenlere büyük azabı tattırırız.
(Furkan 19)Talat Koçyiğit Meali:
(Ey kâfirler!) işte ibadet ettikleriniz, söylediklerinizde sizi yalanlıyorlar. Artık kendinizden azabı ne çevirebilirsiniz, ne de kendinize bir yardım bulabilirsiniz. İçinizden kim (küfrü ile) zulmederse, ona büyük bir azâb tattıracağız.
(Furkan 19)Tefhimul Kuran Meali:
«İşte (ilahlarınız) sizin söylemekte olduklarınızı yalanladılar; bundan böyle (azabı) ne geri çevirmeye gücünüz yetebilir, ne de bir yardıma. Sizden kim zulmederse, ona büyük bir azab taddırırız.»
(Furkan 19)Ümit Şimşek Meali:
İşte, onlar sizi sözünüzde yalancı çıkardılar. Artık ne azabı geri çevirmeye gücünüz yeter, ne bir yardım bulmaya. İçinizden kim zulmederse Biz ona büyük bir azap tattırırız.
(Furkan 19)Yaşar Nuri Öztürk Meali
İşte haklarında söz söyledikleriniz de sizi yalanladılar. Artık ne azabı savabilirsiniz ne de yardımcı olabilirsiniz. Zulmedenlerinize zorlu bir azap tattıracağız.
(Furkan 19)