28. Kasas Suresi / 86.ayet

Nitekim sen, bu ilahi vahyin sana indirileceğini bilmiyordun, bu sadece Rabbinin rahmeti sayesinde oldu öyleyse kâfirlere arka çıkma!

Bknz: (42/52)

Mustafa Çavdar Meali

Kasas 86 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sana ancak Rabbinden bir rahmet olarak kitabın vahyedilmesini umuyordun, artık kafirlere arka olma.

(Kasas 86)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ey Resulüm, Sen bu) Kitabın (Kur’an’ın) Sana (kalbine vahy ile) bırakılacağını umut edip beklemiyordun; (buna) Rabbinden ancak bir rahmet (ve fazilet olarak kavuşturuldun) . Öyleyse (en yakınların bile olsa) sakın kâfirlere arka çıkma. (Onlardan asla korkma ve bir şey umma; çünkü her şey Allah’ın elinde ve takdirindedir.)

(Kasas 86)

Abdullah Parlıyan Meali:

Sen, sana bu kitabın vahyedileceğini ummuyordun, ama bu ancak Rabbinden bir rahmet olarak sana verilmiştir. O halde, sakın Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlere arka çıkma, destekçi olma.

(Kasas 86)

Adem Uğur Meali:

Sen, bu Kitab'ın sana vahyolunacağını ummuyordun. (Bu) ancak Rabbinden bir rahmet (olarak gelmiş)tir. O halde sakın kâfirlere arka çıkma!

(Kasas 86)

Ahmet Hulusi Meali:

Kitabın (Hakikat ve Sünnetullah BİLGİsinin) sende açığa çıkarılacağını ummuyordun; Rabbinden bir rahmet oldu! Sakın hakikat bilgisini inkar edenlere arka çıkma!

(Kasas 86)

Ahmet Tekin Meali:

Sen peygamberlikle görevlendirilmeden önce, Kur'ân'ın sana vahyolunacağını ummuyordun. Bu, kesinlikle Rabbinden bir rahmet olarak gelmiştir. O halde sakın kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere arka çıkma.

(Kasas 86)

Ahmet Varol Meali

Sen Kitab'ın sana vahyedileceğini umuyor değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olarak (vahyedildi). Şu halde asla inkarcılara arka olma.

(Kasas 86)

Ali Bulaç Meali:

Kitabın sana (kalbine vahy ile) bırakılacağını umud etmezdin; (bu,) Rabbinden ancak bir rahmettir. Öyleyse sakın kafirlere arka olma.

(Kasas 86)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Ey Rasûlüm) Kur'an'ın sana vahy olunacağını ummuyordun; ancak Rabbinden bir rahmet (olarak sana indirildi). O halde sakın kâfirlere yardımcı olma...

(Kasas 86)

Ali Rıza Sefa Meali:

Kitap'ın, sana ulaşacağını da umut etmezdin. Ancak, Efendinden bir rahmettir. Artık, nankörlük edenlere sakın arka çıkma.

(Kasas 86)

Ali Ünal Meali:

Sen, bir gün gelip de bu Kitabın sana vahyedileceğini bekliyor değildin, ama Rabbinden bir rahmet olarak (o sana vahyolunuyor). Şu halde, (aflarını istemek, azap görecekleri endişesiyle yapman gerekende yavaş davranmak gibi yollarla) sakın kâfirlere arka çıkma!

(Kasas 86)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Sen, bu kitabın sana tebliğ edileceğini ummuyordun. Bu Kur’an, ancak Rabbinden gelen bir rahmettir. Artık, sakın o kâfirlere yardımcı olma!

(Kasas 86)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Bu kitabın sana indirileceğini ummuyordun. Ancak Rabbinin bir merhameti gereği sana indirildi. Artık asla inkar edenlere destek olma!

(Kasas 86)

Bekir Sadak Meali:

Sen, sana bu Kitap'in verilecegini ummazdin. O ancak Rabbinin bir rahmetidir. Oyleyse sakin inkarcilara yardimci olma.

(Kasas 86)

Besim Atalay Meali:

Sana kitap gelmesini, sen ummuyordun, bu ancak Tanrıdan rahmettir, kâfir olanlara arka çıkma sen

(Kasas 86)

Celal Yıldırım Meali:

Sen, sana bu Kitab'ın vahyolunacağını ummuyordun. Şüphen olmasın ki, bu ancak Rabbından bir rahmet (olarak sana verilmiş)tir. O halde sakın kâfirlere arka olma !

(Kasas 86)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Sen bu kitabın senin kalbine indirileceğini hiç ümit etmiş değildin. (Bu,) ancak Rabbinden bir rahmet (olarak indirilmiş)tir. O halde sakın inkarcılara arka çıkma!

(Kasas 86)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sen, sana bu Kitap'ın verileceğini ummazdın. O ancak Rabbinin bir rahmetidir. Öyleyse sakın inkarcılara yardımcı olma.

(Kasas 86)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Sen, bu kitabın sana verileceğini ummuyordun. Ancak o, Rabbinden bir rahmet olarak sana verildi. Öyle ise kafirlere sakın arka çıkma.

(Kasas 86)

Diyanet Vakfı Meali:

Sen, bu Kitab'ın sana vahyolunacağını ummuyordun. (Bu) ancak Rabbinden bir rahmet (olarak gelmiş) tir. O halde sakın kâfirlere arka çıkma!

(Kasas 86)

Edip Yüksel Meali:

Sana bu kitabın verileceğini ummazdın; ancak bu Rabbinden bir rahmettir. Kafirlere arka olma.

(Kasas 86)

Elmalılı Orjinal Meali:

Sen, sana kitab indirileceğini ümid eder değildin fakat rabbından bir rahmet, o halde sakın kafirlere zahir olma

(Kasas 86)

Elmalılı Yeni Meali:

Sen, sana kitap indirileceğini ümit etmiyordun; fakat Rabbinden bir rahmettir o. O halde sakın kafirlere arka çıkma!

(Kasas 86)

Erhan Aktaş Meali:

Sen, Kitap'ın sana iletileceğini beklemiyordun. O, ancak Rabb'inden bir rahmet olarak verildi. Öyleyse sakın gerçeği yalanlayan nankörlere destek[1] olma.

1)Onlara ödün vererek, gevşeklik göstererek yardımcı olma.

(Kasas 86)

Gültekin Onan Meali:

Kitabın sana (kalbine vahy ile) bırakılacağını umud etmezdin; (bu) rabbinden ancak bir rahmettir. Öyleyse sakın kafirlere arka olma.

(Kasas 86)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve sen Kitab'ın sana vahyedileceğini/indirileceğini ummuyordun. O, ancak Rabbinden bir rahmet olarak verildi. Öyleyse sakın kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlere arka çıkma/ yardımcı olma.

(Kasas 86)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Kitab’ın sana vahyedileceğini ummaz, beklemezdin. Lakin (o), Rabbinden bir rahmet olarak (sana vahyedildi). (Öyleyse) sakın kâfirlere destek olma.

(Kasas 86)

Harun Yıldırım Meali:

Sen, bu Kitab'ın sana vahyolunacağını ummuyordun. (Bu) ancak Rabbinden bir rahmettir. O halde sakın kâfirlere arka çıkma!

(Kasas 86)

Hasan Basri Çantay:

Sen (bu) kitabın sana vahyolunacağını ummuyordun. (Bu), ancak Rabbinden bir rahmetdir. O halde kafirlere arka olma sakın!

(Kasas 86)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hâlbuki (sen) bu Kitâb'ın sana vahyedileceğini ummuyordun; (bu) ancak Rabbinden bir rahmet olarak (sana vahyedildi); öyle ise sakın kâfirlere arka çıkma!

(Kasas 86)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Kitabın seninle karşılaştırılmasını beklemekte değildin. Ancak RAB'binden bir rahmet olarak [seninle karşılaştırıldı]. O halde, kafirler [gerçeği örtenler] için sakın sırt sırta veren [destek veren] olma!

(Kasas 86)

Hüseyin Atay Meali:

Sen, sana bu Kitab'ın verileceğini ummazdın. O ancak Rabbinden bir acımadır. Artık sakın inkârcılara arka çıkma.

(Kasas 86)

İbni Kesir Meali:

Sen; sana bu Kitab'ın verileceğini ummazdın. Bu; ancak Rabbının bir rahmetidir. Öyle ise, sakın kafirlere yardımcı olma.

(Kasas 86)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sen kitabın yalnızca Rabbinden bir rahmet olarak verileceğini zaten umuyordun. Sakın ola ki doğruları reddedenlere arka çıkıp ta destekleme.

(Kasas 86)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve Rabbin tarafından sadece bir rahmet olarak, bu kitabın sana ilka edileceğini (ulaştırılacağını) sen ümit etmezdin. Öyleyse sakın kâfirlere yardımcı olma!

(Kasas 86)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Bu Kitapın sana gönderileceğini ummuyordun. Ancak, çalabın bunu sana esirgeyiciliğinden ötürü gönderdi. Onun için sakın tanımazlara arka olmıyasın.

(Kasas 86)

Kadri Çelik Meali:

Kitabın sana (kalbine vahiy ile) bırakılacağını ummazdın; (bu,) senin Rabbinden ancak bir rahmettir. Öyleyse sakın kâfirlere arka olma.

(Kasas 86)

Mahmut Kısa Meali:

Ey Muhammed! Senin Peygamberliğini inkâr edenler, şunu bir düşünsünler: Sen, günün birinde bir Peygamber olacağını ve sana bu ilâhî Kitabın indirileceğini umuyor değildin; ancak Rabb’inin lütuf ve rahmeti sayesinde sana Kitap ve Peygamberlik verildi. Mekke halkı içerisinde, senin bir Peygamber olmaya hazırlandığını veya böyle bir heves ve beklenti içinde olduğunu söyleyecek kimse yoktu. O hâlde, Hira mağarasındaki o büyük değişimden bir gün öncesine kadar sâkin ve kendi hâlinde hayat süren bir insanın, hiçbir dünyevi menfaat gözetmeksizin, her şeyi göze alarak bu mesajı tebliğ etmesi onlar için bir şey ifâde etmiyor mu? O hâlde, ey şanlı elçi, Rabb’inin sana verdiği bu görevi lâyıkıyla yerine getirmeye çalış ve sakın inkârcıların propagandalarına aldanıp da, kâfirlere arka çıkma! Öyle ki:

(Kasas 86)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Açıkçası kitabın sana indirileceğini ummazdın. Bu Rabbinden rahmettir. Kafirlere arka çıkma.

(Kasas 86)

Mehmet Türk Meali:

Hem sen, sana kitap vahyolunacağına ancak Rabbinden bir rahmetle ulaşacağını umuyordun.1 Öyleyse sakın kâfirlere, kuvvet verme!2*

(Kasas 86)

Muhammed Celal Şems Meali:

Sen, en mükemmel Kitab’ın sana indirileceğini hiç ummazdın. (Bu,) ancak Rabbinden bir rahmettir. Onun için kâfirlere asla arka çıkma.

(Kasas 86)

Muhammed Esed Meali:

Ve (sen ey inanan kişi,) bu kitabın sana ulaşacağını ummazdın; fakat işte Rabbinden bir rahmet olarak (sana ulaştı). Öyleyse, artık hakkı inkara kalkışan kimselere asla arka çıkma;

(Kasas 86)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sen bu kitabın sana indirileceğini ummuyordun. O, rabbin¬ den bir rahmet olarak geldi. O halde inkarcılara sakın destekçi olma.

(Kasas 86)

Mustafa Çavdar Meali:

Nitekim sen, bu ilahi vahyin sana indirileceğini bilmiyordun, bu sadece Rabbinin rahmeti sayesinde oldu öyleyse kâfirlere arka çıkma!

Bknz: (42/52)

(Kasas 86)

Mustafa Çevik Meali:

Ey Allah’ın davetine iman edenler! Size böyle bir tebliğin ulaşacağını ummazdınız, Rabbiniz rahmet, merhamet ve şefkati ile sizi doğruya ulaştırdı. O halde sakın müşrik ve kâfirlere her ne sebepten olursa olsun arka çıkmayın.

(Kasas 86)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ve sen (ey bu vahyin muhatabı); bu ilahi mesajın sana kadar ulaşacağını ümit etmezdin! Sadece Rabbinin rahmeti sayesinde oldu bu: o halde inkar edenlere asla arka çıkma!

(Kasas 86)

Osman Okur Meali:

(Ey Rasûlüm) Sen, bu Kitab'ın sana vahyolunacağını ummuyordun. (Bu) ancak Rabbinden bir rahmet (olarak gelmiş)tir. O halde sakın kâfirlere arka çıkma!

(Kasas 86)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve sen kendine kitabın gönderileceğini ummuyordun. Ancak Rabbinden bir rahmet olarak (sana gönderilmiş) oldu. Binaen-aleyh sakın kâfirlere arka olma.

(Kasas 86)

Ömer Öngüt Meali:

Sen bu Kitab'ın sana indirileceğini ummuyordun. Bu sana Rabbinden bir rahmettir. O halde sakın kâfirlere arka çıkma.

(Kasas 86)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sen, sana bu kitabın verileceğini ummazdın. Rabbinden bir rahmet olarak ona kavuştun! İnkârcılara asla arkacı olma!

(Kasas 86)

Sadık Türkmen Meali:

(EY MUHAMMED!) SEN, kitabın sana (senin hafızana) bırakılacağını umuyor değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olarak (sana bırakıldı). O halde sakın kâfirlere destekçi olma!

(Kasas 86)

Seyyid Kutub Meali:

Sen Kitab'ın senin kalbine bırakılacağını ummazdın. O Rabb'inden bir rahmettir. O halde kâfirlere yardımcı olma.

(Kasas 86)

Suat Yıldırım Meali:

Sen bu kitabın senin kalbine indirileceğini hiç ümid etmiş değildin. O, ancak Rabbinden bir rahmet eseri olarak gönderildi. O halde sakın kafirlere arka çıkma!

(Kasas 86)

Süleyman Ateş Meali:

Sen, o Kitabın, senin kalbine bırakılacağını ummazdın. Ancak Rabbinden bir rahmet olarak (Kitap senin kalbine bırakıldı). O halde kafirlere arka olma.

(Kasas 86)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Böyle bir kitabın sana verileceğini hiç beklemiyordun. Bu, sadece Rabbinin bir ikramı olarak sana verildi. Sakın o nankörlere arka çıkma.

(Kasas 86)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Bu Kitab'ın sana indirileceğini ummuyordun. Ama Rabbinin rahmetinden dolayı sana ulaştı. Öyleyse artık kâfirlere arka çıkma.

(Kasas 86)

Şaban Piriş Meali:

Sen, kitabı sana indireceğimizi ummuyordun. Ancak o, Rabbin'den bir rahmettir. Öyleyse inkarcılara arka çıkma.

(Kasas 86)

Talat Koçyiğit Meali:

Sen, bu Kitab'ın sana indirileceğini beklemiyordun. Ancak Rabbından bir rahmet olmak üzere sana indirildi. Bu itibarla sakın kâfirlere arka çıkma.

(Kasas 86)

Tefhimul Kuran Meali:

Kitabın sana (kalbinde vahy ile) bırakılacağını umud etmezdin; (bu,) Senin Rabbinden ancak bir rahmettir. Öyleyse sakın kâfirlere arka olma.

(Kasas 86)

Ümit Şimşek Meali:

Sana kitap verileceğini aslında sen hiç ummuyordun. O Rabbinden bir rahmet eseri olarak sana indirildi. Onun için, sakın kâfirlere arka çıkma.

(Kasas 86)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sen bu Kitap'ın sana indirileceği ummuyordun; Rabbinden bir rahmet olarak geldi. O halde küfre sapanlara sakın destekçi olma.

(Kasas 86)