37. Saffat Suresi / 47.ayet

O içecekler ne baş ağrıtır ne de sarhoş eder.

Mustafa Çavdar Meali

Saffat 47 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Orada ne bir sersemlik var, ne de sarhoş olurlar.

(Saffat 47)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Bu cennet şaraplarında) On(lar) dan (dolayı) ne bir bulantı ve sıkıntı (doğacaktır), ne de (içenler sersemleyip) kendilerinden geçerek, akılları çelinmiş olacaktır.

(Saffat 47)

Abdullah Parlıyan Meali:

Çarpıp sersem etmeyen ve sarhoşluk da vermeyen bir içki.

(Saffat 47)

Adem Uğur Meali:

O içkide ne sersemletme vardır ne de onunla sarhoş olurlar.

(Saffat 47)

Ahmet Hulusi Meali:

Aklı yanlışa yönlendiren bir özellik yoktur onda... Onlar ondan sarhoş da olmazlar (neyi nasıl yaptıklarının bilincini hiç yitirmezler)!

(Saffat 47)

Ahmet Tekin Meali:

Orada hiçbir keder, sıkıntı, zarar, baş ağrısı, aklı giderme, mide sancısı söz konusu değildir. İçtiklerinden sarhoş da olmazlar.*

(Saffat 47)

Ahmet Varol Meali

Onda ne bir sersemletme vardır ne de ondan dolayı sarhoş olurlar.

(Saffat 47)

Ali Bulaç Meali:

Onda ne bir gaile vardır, ne de kendilerinden geçip, akılları çelinir.

(Saffat 47)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onu içmekte bir gaile yok ve onlar, ondan sarhoş da olmazlar.

(Saffat 47)

Ali Rıza Sefa Meali:

Baş ağrısı yapmaz; sarhoş da olmazlar.

(Saffat 47)

Ali Ünal Meali:

İçinde zararlı ve sersemletici hiçbir şey bulunmaz; ondan içmekle sarhoş da olmazlar.

(Saffat 47)

Bahaeddin Sağlam Meali:

45, 46, 47. Onlara başağrısı vermeyen, sarhoş etmeyen içenlere zevk veren, berrak bir kaynaktan doldurulmuş kadeh(ler) sunulur.

(Saffat 47)

Bayraktar Bayraklı Meali:

O içecekte ne sersemletme vardır, ne de ondan dolayı sarhoş olurlar.

(Saffat 47)

Bekir Sadak Meali:

(45-47) Basagrisi vermeyen, sarhos etmeyen, icenlere zevk bahseden bembeyaz bir kaynaktan doldurulmus kadehler sunulur.

(Saffat 47)

Besim Atalay Meali:

45,46,47. Ne bir ağrı yapan, ne de başı döndüren, içenlere tatlı, ak, pak olan bir ırmaktan doldurulmuş olan bardaklarla su verilir onlara

(Saffat 47)

Celal Yıldırım Meali:

İçinde tiksindirici hiçbir şey yoktur ve onlar bundan sarhoş da olmazlar, kendilerinden de geçmezler.

(Saffat 47)

Cemal Külünkoğlu Meali:

45,46,47. Aralarında bembeyaz, içenlere pek hoş gelen dupduru pınardan (doldurulmuş) bir kâse dolaştırılır. Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar.

(Saffat 47)

Diyanet İşleri Eski Meali:

45,46,47. Baş ağrısı vermeyen, sarhoş etmeyen, içenlere zevk bahşeden bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kadehler sunulur.

(Saffat 47)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar.

(Saffat 47)

Diyanet Vakfı Meali:

O içkide ne sersemletme vardır ne de onunla sarhoş olurlar.

(Saffat 47)

Edip Yüksel Meali:

Onda ne başağrısı ne de sarhoşluk vardır.

(Saffat 47)

Elmalılı Orjinal Meali:

Onda ne bir gaile vardır, ne de başlarına vurur

(Saffat 47)

Elmalılı Yeni Meali:

Onda ne bir zarar vardır ne de başlarına vurur.

(Saffat 47)

Erhan Aktaş Meali:

İçinde kötü etkisi olan bir şey yoktur. Ve onlar, ondan sarhoş olmazlar.

(Saffat 47)

Gültekin Onan Meali:

Onda ne bir gaile vardır, ne de kendilerinden geçip, akılları çelinir.

(Saffat 47)

Hakkı Yılmaz Meali:

(41-49) İşte Allah'ın arıtılmış kulları, kendileri için belli bir rızık/meyveler olanlardır. Bol nimet cennetlerinde karşılıklı olarak tahtlar üzerinde ikram görenlerdir. İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş, kendisinde zararlı bir yön olmayan, sarhoşluk da vermeyen bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır. Yanlarında da gözlerini kendilerine dikmiş iri gözlüler vardır. Korunmuş yumurta gibidir onlar.

(Saffat 47)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Ondan dolayı ne bir baş ağrısı (çekerler), ne de sarhoş olurlar.

(Saffat 47)

Harun Yıldırım Meali:

O içkide ne sersemletme vardır ne de onunla sarhoş olurlar.

(Saffat 47)

Hasan Basri Çantay:

Orada bir humar (baş ağrısı) da yok, onların bundan bihuş olacakları da yok.

(Saffat 47)

Hayrat Neşriyat Meali:

Onda ne bir sersemletme vardır, ne de onlar ondan sarhoş olurlar.

(Saffat 47)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(45-47) kendisinde bir bozukluk [rahatsızlık] olmayan, İçenlere lezzetin berrağı olan, bir pınardan kase, karşılarında dönüp dolaştırılır. Onlar, ondan [o pınardan] dolayı, sarhoş edilmezler.

(Saffat 47)

Hüseyin Atay Meali:

45-47 Baş ağrısı vermeyen, sarhoş etmeyen, içenlere zevk veren bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş içecekler aralarında dolaştırılır.

(Saffat 47)

İbni Kesir Meali:

Başağrısı yoktur onda ve sarhoş da etmez.

(Saffat 47)

İlyas Yorulmaz Meali:

İçerisinde ne sarhoş eden bir şey var, nede ondan dolayı uyuşup kalırlar.

(Saffat 47)

İskender Ali Mihr Meali:

Onun içinde aklı gideren bir şey yoktur. Ve onlar, ondan (o maiden) sarhoş olmazlar.

(Saffat 47)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ne başağrısı verir, ne de sarhoşluk.

(Saffat 47)

Kadri Çelik Meali:

Onda ne bir zarar vardır, ne de onunla sarhoş olurlar.

(Saffat 47)

Mahmut Kısa Meali:

Ne dünyadaki içkiler gibi sağlığa zararlıdır, ne de sarhoş eder.

(Saffat 47)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(46-47) Saf bembeyaz içenlere lezzetlidir. Onda ne sarhoşluk, ne de sersemleşen akıllar olur.

(Saffat 47)

Mehmet Türk Meali:

45,46,47. (Cennette onlara) berrak, içenlere lezzet veren, zararsız ve sarhoş etmeyen cennet içecekleriyle (dolu) kâseler,1 sunulur.*

(Saffat 47)

Muhammed Celal Şems Meali:

O (içeceklerde) sarhoşluk (veren bir etki) bulunmayacak. Onları (içenler de,) bilinçlerini kaybetmeyecekler.

(Saffat 47)

Muhammed Esed Meali:

çarpmayan ve sarhoşluk vermeyen.

(Saffat 47)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Ne rahatsızlık verir, ne de sarhoş eder.

(Saffat 47)

Mustafa Çavdar Meali:

O içecekler ne baş ağrıtır ne de sarhoş eder.(Saffat 47)

Mustafa Çevik Meali:

40-49 Allah’ın davetine iman edip, ona uygun yaşamak için ellerinden gelen çabayı gösterenleri ise, cennette hazırlanmış sayısız nimetler beklemektedir. Onlar mutluluk tahtları üzerinde oturup, birbirlerine sevgi ve saygı ile bakışıp sohbet edecekler, kaynağından doldurulmuş lezzetli, tertemiz içecekler ikram edilecek, yanlarında da gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş, ceylan bakışlı, yumuşak huylu, sanki kumda gizlenmiş deve yumurtası gibi bembeyaz eşler olacak.

(Saffat 47)

Mustafa İslamoğlu Meali:

ne zahmet verecek ne de sarhoş edecek;

(Saffat 47)

Osman Okur Meali:

O içkide ne sersemletme vardır ne de onunla sarhoş olurlar.

(Saffat 47)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Kendisinde ne bir gâile vardır, ve ne de onlar ondan sarhoş olacaklardır.

(Saffat 47)

Ömer Öngüt Meali:

O içkide ne sersemletme vardır, ne de onunla sarhoş olurlar.

(Saffat 47)

Ömer Sevinçgül Meali:

‘içki ama insanı’ ne çarpar, ne sarhoş eder.

(Saffat 47)

Sadık Türkmen Meali:

Onda sersemletme yoktur, ondan sarhoş da olmazlar!

(Saffat 47)

Seyyid Kutub Meali:

O içkide ne sersemletme var, ne de onunla sarhoş olurlar.

(Saffat 47)

Suat Yıldırım Meali:

(43-47) Naim cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde otururlar. Kaynağından taze doldurulmuş, berrak mı berrak, içenlere pek hoş gelen, içinde zararlı ve sersemletici şey olmayan, sarhoş da etmeyen içecekler, dolu dolu kadehlerle etraflarında fır dönen hizmetçiler tarafından ikram edilir.

(Saffat 47)

Süleyman Ateş Meali:

Onda ne sersemletme var, ne onunla sarhoş olurlar.

(Saffat 47)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlarda ne baş ağrıtıcı bir şey bulunur ne de ondan dolayı sarhoş olurlar.

(Saffat 47)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(41-49) İşte onlar, yaptıklarına karşılık nimet cennetlerinde ağırlanır ve onlara, bildikleri bir rızık hazırlanır. Karşılıklı koltuklara otururlar. Onlara, baş ağrısı yapmayan, sarhoş etmeyen ve içenlere zevk veren, tertemiz kaynaklardan doldurulmuş içecekler sunulur. Yanlarında, tatlı bakışlı, güzel gözlü, el değmemiş eşler vardır.

(Saffat 47)

Şaban Piriş Meali:

O, ne baş ağrısı verir, ne de ondan sarhoş olurlar.

(Saffat 47)

Talat Koçyiğit Meali:

O, ne baş ağrısı verir; ne de ondan sarhoş olurlar,

(Saffat 47)

Tefhimul Kuran Meali:

Onda ne bir gaile vardır, ne de kendilerinden geçip, akılları çelinir.

(Saffat 47)

Ümit Şimşek Meali:

Ne rahatsızlık verir, ne sarhoş eder.

(Saffat 47)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sersemletme/başağrısı yok onda. Sarhoş da olmazlar ondan.

(Saffat 47)