37. Saffat Suresi / 92.ayet

– Ne oldu size niye konuşmuyorsunuz?

Bknz: (21/52)»(21/68)

Mustafa Çavdar Meali

Saffat 92 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ne oldu size, niçin konuşmuyorsunuz?

(Saffat 92)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Hayret nasıl ilahsınız!) "Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?" (diye çıkışmıştı).

(Saffat 92)

Abdullah Parlıyan Meali:

Neyiniz var ki, konuşmuyorsunuz?” dedi.

(Saffat 92)

Adem Uğur Meali:

Neden konuşmuyorsunuz? dedi.

(Saffat 92)

Ahmet Hulusi Meali:

"Niye konuşmuyorsunuz?"

(Saffat 92)

Ahmet Tekin Meali:

“Derdiniz ne ki, konuşmuyorsunuz?”

(Saffat 92)

Ahmet Varol Meali

"Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?"

(Saffat 92)

Ali Bulaç Meali:

"Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?"

(Saffat 92)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Ne oluyor size, konuşmuyorsunuz?”

(Saffat 92)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Size ne oldu da konuşmuyorsunuz?"

(Saffat 92)

Ali Ünal Meali:

“Neyiniz var, neden konuşmuyorsunuz ki?”

(Saffat 92)

Bahaeddin Sağlam Meali:

“Ne oluyor size, neden konuşmuyorsunuz?”

(Saffat 92)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Neyiniz var; konuşmuyorsunuz!"

(Saffat 92)

Bekir Sadak Meali:

(91-92) O da onlarin tanrilarina gizlice yonelip: «Sunduklari yiyecekleri yemiyor musunuz? Ne o, konusmuyor musunuz?» dedi.

(Saffat 92)

Besim Atalay Meali:

91,92. Gizlice, İbrahim putlara giderek: «Yiyip içmez misiniz? Niçin söylemezsiniz?»

(Saffat 92)

Celal Yıldırım Meali:

«Neden konuşmuyorsunuz ?» dedi.

(Saffat 92)

Cemal Külünkoğlu Meali:

91,92,93. O da onların tanrılarına gizlice yönelip: “Yemek yemiyor musunuz? Ne diye konuşmuyorsunuz?” diyerek onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi.

(Saffat 92)

Diyanet İşleri Eski Meali:

91,92. O da onların tanrılarına gizlice yönelip: "Sundukları yiyecekleri yemiyor musunuz? Ne o, konuşmuyor musunuz?" dedi.

(Saffat 92)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

"Ne diye konuşmuyorsunuz?"

(Saffat 92)

Diyanet Vakfı Meali:

91, 92. Yavaşça putlarının yanına vardı. (Oraya konmuş yemekleri görünce:) Yemiyor musunuz? Neden konuşmuyorsunuz? dedi.

(Saffat 92)

Edip Yüksel Meali:

'Neyiniz var, neden konuşmuyorsunuz?'

(Saffat 92)

Elmalılı Orjinal Meali:

Neyiniz var söylemiyorsunuz

(Saffat 92)

Elmalılı Yeni Meali:

(92-93) "Neyiniz var konuşmuyorsunuz?" diyerek yaklaşıp onlara kuvvetli bir darbe indirdi.

(Saffat 92)

Erhan Aktaş Meali:

Neyiniz var? Neden konuşmuyorsunuz?

(Saffat 92)

Gültekin Onan Meali:

"Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?"

(Saffat 92)

Hakkı Yılmaz Meali:

(91,92) Sonra da o, onların ilâhlarına sokulup “Yemez misiniz/ nasiplenmez misiniz? Neyiniz var ki, konuşmuyorsunuz?” dedi.

(Saffat 92)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Ne oluyor size? Konuşmuyorsunuz.”

(Saffat 92)

Harun Yıldırım Meali:

“Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?”

(Saffat 92)

Hasan Basri Çantay:

"Ne oluyor size konuşmuyorsunuz"?!

(Saffat 92)

Hayrat Neşriyat Meali:

“Size ne oldu da konuşmuyorsunuz?”

(Saffat 92)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(91-92) Ardından [İbrahim] onların Tanrılarına kurnazlık yaptı, "Yemiyor musunuz? Neyiniz var ki konuşmuyorsunuz?" dedi.

(Saffat 92)

Hüseyin Atay Meali:

91-92 O da onların tanrılarına gizlice yaklaşıp, "Yemiyor musunuz? Ne o konuşmuyorsunuz?" dedi.

(Saffat 92)

İbni Kesir Meali:

Ne o, konuşmuyor musunuz?

(Saffat 92)

İlyas Yorulmaz Meali:

(Ey ilahlar) Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?

(Saffat 92)

İskender Ali Mihr Meali:

Yoksa siz konuşmuyor musunuz?

(Saffat 92)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Hem size ne oldu da böyle konuşmuyorsunuz?»

(Saffat 92)

Kadri Çelik Meali:

“Size ne oluyor da konuşmuyorsunuz?”

(Saffat 92)

Mahmut Kısa Meali:

“Neyiniz var sizin, niçin konuşmuyorsunuz?” Hâliyle, putlardan bir cevap çıkmadı.

(Saffat 92)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(92-93) "Ferinize ne oldu niye konuşmuyorsunuz?" diyerek, iyice yaklaşıp sağ eliyle darbe indirir.

(Saffat 92)

Mehmet Türk Meali:

91,92. Bunun üzerine (o,) onların ilâhlarının yanına gizlice varıp: “(Şu önünüzdekileri) yemiyor musunuz?1 Neyiniz var? (Niye) konuşmuyorsunuz?” dedi.*

(Saffat 92)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Ne oldu size, (hiç de) konuşmazsınız?”

(Saffat 92)

Muhammed Esed Meali:

Neyiniz var ki konuşmuyorsunuz?" dedi.

(Saffat 92)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Niye konuşmuyorsunuz?"

(Saffat 92)

Mustafa Çavdar Meali:

– Ne oldu size niye konuşmuyorsunuz?

Bknz: (21/52)»(21/68)

(Saffat 92)

Mustafa Çevik Meali:

88-96 Sonra da İbrahim başını gökyüzüne doğru kaldırıp, yanında bulunanlara dedi ki: “Siz bu asılsız, düzmece uydurmalarınızla Allah’ın yarattığı yıldızları, ayı, güneşi de hurafelerinize alet ediyorsunuz, sizin bu tutumunuz beni hasta etti.” Bunun üzerine yanında bulunanlar İbrahim’den uzaklaştılar. Böylece yalnız kalan İbrahim kavminin putperestliğini, onlara başka bir yol ile de göstermeyi düşündü ve kalkıp putların yanına gitti. Putperest halkın onların önüne koydukları yemekleri de görünce iyice sinirlenerek putlara, “Haydi buyursanız ya niçin yemiyorsunuz, neyiniz var, niçin konuşmuyorsunuz?” diyerek üzerlerine yürüyüp şiddetle vurarak putları parçaladı. Olanların haberini alan kavminden birçok insan, koşarak oraya geldiler. İbrahim de onlara dönüp, “Siz kendi ellerinizle yontup, heykellerini yaptığınız bu dünyadan göçüp gitmiş, kendilerini benden korumaktan da aciz, size de hiçbir yararı dokunmayan şu putlarınızdan mı sorunlarınızın çözümünü bekliyorsunuz? Hâlbuki putlaştırdıklarınızı da sizleri de yaratan Allah’tır.” dedi.

(Saffat 92)

Mustafa İslamoğlu Meali:

"Size ne oldu böyle, yoksa konuşamıyor musunuz?"

(Saffat 92)

Osman Okur Meali:

(91-92) O da onların tanrılarına gizlice yönelip: "Sundukları yiyecekleri yemiyor musunuz? Ne o, konuşmuyor musunuz?" dedi.

(Saffat 92)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«Size ne oluyor ki, konuşamıyorsunuz?»

(Saffat 92)

Ömer Öngüt Meali:

"Neden konuşmuyorsunuz?"

(Saffat 92)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Neyiniz var, niye konuşmuyorsunuz?!”

(Saffat 92)

Sadık Türkmen Meali:

Neyiniz var, neden konuşmuyorsunuz?”

(Saffat 92)

Seyyid Kutub Meali:

Neyiniz var konuşamıyor musunuz? dedi.

(Saffat 92)

Suat Yıldırım Meali:

(91-92) O da çaktırmadan putların yanına sokuldu. Onlara takdim edilmiş öylece duran yemekleri görünce: "Buyursanıza, neden yemiyorsunuz?" "Neyiniz var, neden konuşmuyorsunuz?" dedi.

(Saffat 92)

Süleyman Ateş Meali:

"Neyiniz var ki konuşmuyorsunuz?"

(Saffat 92)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Neyiniz var ki, konuşmuyorsunuz?"

(Saffat 92)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(91-92) İbrahim, onların ilahlarına yaklaşıp: "Önünüze konulan nimetlerden neden yemiyorsunuz, neden konuşmuyorsunuz?" dedi.

(Saffat 92)

Şaban Piriş Meali:

Size ne oldu da konuşmuyorsunuz?

(Saffat 92)

Talat Koçyiğit Meali:

91-92 O da gizlice onların putlarına gitmiş ve demişti ki: "Hiç yemiyor musunuz? Neyiniz var ki konuşmuyorsunuz"?

(Saffat 92)

Tefhimul Kuran Meali:

«Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?»

(Saffat 92)

Ümit Şimşek Meali:

“Neyiniz var ki konuşmuyorsunuz?”

(Saffat 92)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Neniz var ki, konuşmuyorsunuz!"

(Saffat 92)