21. Enbiya Suresi / 68.ayet

Onlar, “Eğer bir şey yapacaksanız onu yakın böylece ilahlarınıza sahip çıkmış olursunuz.” dediler.

Bknz: (21/51)»(21/67)

Mustafa Çavdar Meali

Enbiya 68 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bir şey yapacaksanız dediler, yakın onu da mabutlarınıza yardım edin.

(Enbiya 68)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Kâfirler hiddetlenip) Dediler ki: “Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun.” (Âleme de ibret olsun diyerek korkunç bir ateş hazırlayıp Hz. İbrahim’i içine mancınıkla fırlatmışlardı.)

(Enbiya 68)

Abdullah Parlıyan Meali:

Onlar: “Eğer İbrahim'e ceza olarak birşey yapacaksanız, O'nu yakın ki, tanrılarınıza arka çıkın ve yardımcı olun” dediler.

(Enbiya 68)

Adem Uğur Meali:

(Bir kısmı:) Eğer iş yapacaksanız, yakın onu da tanrılarınıza yardım edin! dediler.

(Enbiya 68)

Ahmet Hulusi Meali:

Dediler ki: "Onu (İbrahim'i) yakarak tanrılarınıza destek verin... Eğer elinizden bir şey gelirse (bunu yapın). "

(Enbiya 68)

Ahmet Tekin Meali:

Bir kısmı, saray ileri gelenleri: “Eğer bir şey yapmakta kararlı iseniz, şunu yakın da, tanrılarınıza yardım edin, öclerini alın” dediler.*

(Enbiya 68)

Ahmet Varol Meali

Dediler ki: "Eğer bir şey yapacaksanız, onu yakın da ilahlarınıza yardım edin!"

(Enbiya 68)

Ali Bulaç Meali:

Dediler ki: "Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun."

(Enbiya 68)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Nemrud ve kavmi şöyle) dediler: “- Bunu (İbrâhîm'i) yakın da İlâhlarınızın öcünü alın; eğer bir iş yapacaksanız...”

(Enbiya 68)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Onu yakın ve tanrılarınızı destekleyin; eğer bir şey yapacaksanız?" dediler.

(Enbiya 68)

Ali Ünal Meali:

“Yapmanız gereken bir şey varsa, yakın O’nu ve ilâhlarınıza sahip çıkın!” dediler.

(Enbiya 68)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlar: “Onu yakın ve ilahlarınıza yardım edin, eğer (bir şey) yapacaksanız…” dediler. (Onlar, onu ateşe atınca;)

(Enbiya 68)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Putperestler, "Eğer bir şey yapacaksanız, onu yakın da, tanrılarınıza yardım edin" dediler.

(Enbiya 68)

Bekir Sadak Meali:

Onlar: «Bir sey yapacaksaniz, sunu yakin da tanrilariniza yardim edin» dediler.

(Enbiya 68)

Besim Atalay Meali:

Dediler ki: «Eğer yapacaksanız, onu yakarak, yardım edin Tanrılarınıza»

(Enbiya 68)

Celal Yıldırım Meali:

Onlar, «eğer (İbrahim'e ceza olarak bir şey) yapacaksanız onu ateşte yakın da tanrılarınıza yardımcı olun» dediler.

(Enbiya 68)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Onlardan bazıları:) “Eğer yapacağınız bir şey varsa, o da bunu (İbrahim'i) yakmaktır. Böyle yapın da tanrılarınıza sahip çıkın!” dediler. *

(Enbiya 68)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Onlar: "Bir şey yapacaksanız, şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin" dediler.

(Enbiya 68)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(İçlerinden bazıları), "Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın da ilahlarınıza yardım edin" dediler.

(Enbiya 68)

Diyanet Vakfı Meali:

(Bir kısmı:) Eğer iş yapacaksanız, yakın onu da tanrılarınıza yardım edin! dediler.  *

(Enbiya 68)

Edip Yüksel Meali:

'Bir şey yapacaksanız onu yakın da tanrılarınızı destekleyin,' dediler.

(Enbiya 68)

Elmalılı Orjinal Meali:

Siz bunu, dediler: yakın da ilahlarınızın öcünü alın, bir iş yapacaksınız

(Enbiya 68)

Elmalılı Yeni Meali:

(Onlar): "Siz bunu yakın da tanrılarınızın öcünü alın, eğer birşey yapacaksanız!" dediler.

(Enbiya 68)

Erhan Aktaş Meali:

Halk: "Eğer yapabilirseniz, onu yakın! İlahlarınızın intikamını alın!" dediler.

(Enbiya 68)

Gültekin Onan Meali:

Dediler ki: "Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın ve tanrılarınıza yardımda bulunun."

(Enbiya 68)

Hakkı Yılmaz Meali:

Toplumu: “Eğer yapanlarsanız, şunu yandırın [ateşe verin, sıkıntıya sokun] ve tanrılarınıza yardım edin” dediler.

(Enbiya 68)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Demişlerdi ki: “Şayet bir şeyler yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardım edin.”

(Enbiya 68)

Harun Yıldırım Meali:

Dediler ki: “Eğer yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun.”

(Enbiya 68)

Hasan Basri Çantay:

Dediler: "Ona yakın! (bu suretle) Tanrılarınıza yardım edin, eğer (bir iş) yapanlarsanız".

(Enbiya 68)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Bazıları:) “Eğer (bir iş) yapacak kimseler iseniz, onu yakın da ilâhlarınıza yardım edin!” dediler.

(Enbiya 68)

Hubeyb Öndeş Meali: /

"Eğer, (bir şeyler) yapıcı olduysanız, onu [İbrahim'i] yakın! Ve Tanrılarınıza yardım edin." dediler

(Enbiya 68)

Hüseyin Atay Meali:

"Bir şey yapacaksanız, şunu yakın da, tanrılarınıza yardım edin" dediler.

(Enbiya 68)

İbni Kesir Meali:

Onlar: Bir şey yapacaksanız şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin, dedi

(Enbiya 68)

İlyas Yorulmaz Meali:

Kavmi “İbrahim'i ateşe atın. Eğer onu yakarsanız, ilahlarınıza yardım etmiş olursunuz” dediler.

(Enbiya 68)

İskender Ali Mihr Meali:

“Eğer yapabilirseniz, onu (İbrâhîm A.S’ı) yakın! Ve ilâhlarınıza yardım edin.” dediler.

(Enbiya 68)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Dediler: «Yakın onu! Eğer elinden iş gelen kimselerseniz tanrılarımıza yardım edin.»

(Enbiya 68)

Kadri Çelik Meali:

Dediler ki: “Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun.”

(Enbiya 68)

Mahmut Kısa Meali:

Bunun üzerine, küfrün elebaşları, halkı kışkırtarak, “Bu adamın hakaretlerine daha ne kadar sessiz kalacaksınız?” dediler, “Haydi, durmayın; onurunuzu kurtarmak için bir şeyler yapacaksanız, bari onu ateşe atın da, böylece ilâhlarınıza arka çıkın!” Böylece, dev bir ateş hazırladılar ve İbrahim’i mancınığa koyup ateşin ortasına attılar. Fakat bilmiyorlardı ki, Allah dilemedikçe ateş yakamaz, bıçak kesemez, kurşun öldüremezdi. Nitekim:

(Enbiya 68)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Nasıl yani, eğer yapacaksanız bir şey, O'nu yakın! İlahlarınıza yardım edin" dediler.

(Enbiya 68)

Mehmet Türk Meali:

(Onlardan bir kısmı): “Eğer siz bir iş yapacaksanız, (haydi) onu yakarak ilâhlarınıza yardımda bulunun.”1 dediler.*

(Enbiya 68)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar dediler ki: “Eğer bir şey yapacaksanız, onu yakın ve tanrılarınıza yardım edin.”

(Enbiya 68)

Muhammed Esed Meali:

"Eğer (bir şey) yapacaksanız" dediler, "bari o'nu yakın da, böylece tanrılarınıza arka çıkmış olun!"

(Enbiya 68)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Dediler ki; "Eğer bir şey yapacaksanız, onu yakın da ilahlarınıza yardım edin."

(Enbiya 68)

Mustafa Çavdar Meali:

Onlar, “Eğer bir şey yapacaksanız onu yakın böylece ilahlarınıza sahip çıkmış olursunuz.” dediler.

Bknz: (21/51)»(21/67)

(Enbiya 68)

Mustafa Çevik Meali:

64-70 Bunu dinleyenler biraz düşünüp sonra kendi kendilerine, “Bu cansız ve aciz, kendilerine bile faydası olmayan yaratıkları ilah edinip de yardımlarını ummak, her şeyi yaratıp yaşatan Allah’a nankörlük etmektir. Doğrusu biz böyle inanıp yaşamakla kendimize yazık etmişiz, İbrahim’in söyledikleri doğru.” dediler. Bu gerçeği görüp, anlamalarına rağmen çok geçmeden tekrar o eski çarpık, sahte, sapık inançlarına döndüler ve İbrahim’e: “Ey İbrahim! Sen de biliyorsun ki onlar konuşmazlar ama yine de bizim ilahlarımızdır.” deyince İbrahim onlara: “Yazıklar olsun size ve Allah’la birlikte ilah edindiklerinize, neden gerçek apaçık ortada dururken size hiçbir faydası olmayan bu şeylere ilahlık yakıştırıyorsunuz, siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız?” dedi. İbrahim’den bunu duyanlar: “Şunu ateşe atalım da bir daha ilahlarımız hakkında ileri geri konuşmasın, böylece inancımıza ve nizamımıza sahip çıktığımızı herkese gösterelim.” dediler. Bunun üzerine Biz de: “Ey ateş İbrahim’e karşı serin ol, onu yakma.” diye emrettik. Böylece müşriklerin İbrahim’i ortadan kaldırma planlarını boşa çıkarıp, onları hüsrana uğrattık.

(Enbiya 68)

Mustafa İslamoğlu Meali:

"Onu yakın!" diye bağrıştılar; "İlle de bir şey yapacaksanız (böyle yapın) ki, ilahlarınızı desteklemiş olasınız!"

(Enbiya 68)

Osman Okur Meali:

Onlar: "Bir şey yapacaksanız, şunu yakın da ilahlarınıza yardım edin" dediler.

(Enbiya 68)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Dediler ki: «O'nu yakınız ve ilâhlarınıza yardım ediniz. Eğer yapacak kimseler iseniz.»

(Enbiya 68)

Ömer Öngüt Meali:

Dediler ki: “Eğer bir iş yapacaksanız, şunu yakın da ilâhlarınıza yardım edin!”

(Enbiya 68)

Ömer Sevinçgül Meali:

‘Puta tapanlar kendi aralarında konuşurlarken’ “Bir iş yapacaksanız, şunu yakın da tanrılarınızın öcünü alın!” dediler.

(Enbiya 68)

Sadık Türkmen Meali:

DEDİLER Kİ: “Onu yakın ve böylece ilâhlarınıza arka çıkın/yardım edin! Eğer bir iş yapacaksanız.”

(Enbiya 68)

Seyyid Kutub Meali:

O zaman soydaşları «Eğer ilahlarınızın tarafını tutacaksanız İbrahim'i ateşe atınız da böylece onları destekleyiniz» dediler.

(Enbiya 68)

Suat Yıldırım Meali:

"Eğer yapacağınız bir şey varsa, dediler, o da bunu yakmaktır. Böyle yapın da tanrılarınıza sahip çıkın!"

(Enbiya 68)

Süleyman Ateş Meali:

Dediler: "Onu yakın, tanrılarınıza yardım edin, eğer bir iş yapacaksanız."

(Enbiya 68)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Dediler ki "Bir şey yapacaksanız, yakın şunu! Yakın da ilahlarınıza destek verin."

(Enbiya 68)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

"Eğer bir şey yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza arka çıkın" dediler.

(Enbiya 68)

Şaban Piriş Meali:

-Eğer bir şey yapacaksanız, şunu yakın da, ilahlarınıza yardım edin, dediler.

(Enbiya 68)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlar da demişlerdi ki: "Eğer bir şey yapacaksanız, onu yakın ve ilâhlarınıza yardım edin".

(Enbiya 68)

Tefhimul Kuran Meali:

Dediler ki: «Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun.»

(Enbiya 68)

Ümit Şimşek Meali:

“Eğer bir iş yapacaksanız,” dediler, “onu yakarak tanrılarınıza yardımcı olun.”

(Enbiya 68)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dediler: "Yakın bunu! Eğer birşey yapacak kişilerseniz, ilahlarınıza yardım edin."

(Enbiya 68)