37. Saffat Suresi / 104.ayet

Biz:
Ey İbrahim! Diye seslendik.

Bknz: (2/124)

Mustafa Çavdar Meali

Saffat 104 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve biz, ona ey İbrahim diye nida etmiştik.

(Saffat 104)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Biz ona: "Ey İbrahim!" diye seslendik.

(Saffat 104)

Abdullah Parlıyan Meali:

kendisine seslendik: Ey İbrahim!

(Saffat 104)

Adem Uğur Meali:

Biz ona: "Ey İbrahim!" diye seslendik.

(Saffat 104)

Ahmet Hulusi Meali:

Biz Ona: "Ey İbrahim!" diye seslendik.

(Saffat 104)

Ahmet Tekin Meali:

Ona: “Ey İbrâhim!” diye seslendik.

(Saffat 104)

Ahmet Varol Meali

Ona şöyle seslendik: "Ey İbrahim!

(Saffat 104)

Ali Bulaç Meali:

Biz ona: "Ey İbrahim" diye seslendik.

(Saffat 104)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Biz de ona şöyle nida ettik: “- Ey İbrahîm!

(Saffat 104)

Ali Rıza Sefa Meali:

Bu sırada, Ona seslendik: "Ey İbrahim!"

(Saffat 104)

Ali Ünal Meali:

“Ey İbrahim” diye seslendik;

(Saffat 104)

Bahaeddin Sağlam Meali:

104, 105. Biz: Ey İbrahim! Sen gerçekten rüyanı doğru çıkardın. (Artık onu kesme!) diye ona seslendik. İşte Biz, iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.

(Saffat 104)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Biz ona şöyle seslendik: "Ey İbrahim! Sen kesinlikle rüyanı doğruladın. İşte biz, iyileri böyle ödüllendiririz."

(Saffat 104)

Bekir Sadak Meali:

(103-105) Boylece ikisi de Allah' a teslimiyet gosterip, babasi oglunu alni uzerine yatirinca Biz: «Ey Ibrahim! Ruyayi gercek yaptin; iste biz iyi davrananlari boylece mukafatlandiririz» diye seslendik.

(Saffat 104)

Besim Atalay Meali:

Biz de ona çağırdık, dedik ki: «Ey İbrahim !

(Saffat 104)

Celal Yıldırım Meali:

(104-105) Biz de Ona şöyle seslendik : Ey İbrâhim! Rüyayı cidden gerçekleşirdin. Şüphesiz biz, iyiliği, güzelliği, yararlı işleri huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız.

(Saffat 104)

Cemal Külünkoğlu Meali:

103,104,105. Böylece ikisi de teslim olup (babası, İsmail'i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı. Biz de ona: “Ey İbrahim! Rüyanın hükmünü yerine getirdin (imtihanı kazandın)” dedik. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.”

(Saffat 104)

Diyanet İşleri Eski Meali:

103,104,105. Böylece ikisi de Allah' a teslimiyet gösterip, babası oğlunu alnı üzerine yatırınca Biz: "Ey İbrahim! Rüyayı gerçek yaptın; işte biz iyi davrananları böylece mükafatlandırırız" diye seslendik.

(Saffat 104)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(103-104) Nihayet her ikisi de (Allah'ın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik: "Ey İbrahim!"

(Saffat 104)

Diyanet Vakfı Meali:

103, 104, 105, 106. Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır, diye seslendik.

(Saffat 104)

Edip Yüksel Meali:

Kendisine, 'İbrahim!' diye seslendik,

(Saffat 104)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve şöyle ona nida ettik: ya İbrahim!

(Saffat 104)

Elmalılı Yeni Meali:

Ve ona şöyle seslendik: "Ey İbrahim!

(Saffat 104)

Erhan Aktaş Meali:

"Ey İbrahim!" diye ona seslendik.

(Saffat 104)

Gültekin Onan Meali:

Biz ona: "Ey İbrahim" diye seslendik.

(Saffat 104)

Hakkı Yılmaz Meali:

(103-105) Sonra ne zaman ki ikisi de İslâmlaştılar ve İbrâhîm, o'nu alnı üzere yatırdı [yüzüstü bıraktı, mağdur etti] ve Biz o'na, “Ey İbrâhîm! Sen o rüyayı kesinlikle onayladın” diye seslendik… –Şüphesiz Biz, iyilik-güzellik üretenleri işte o'nun gibi karşılıklandırırız/ödüllendiririz.–

(Saffat 104)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Ona: “Ey İbrahim!” diye seslendik.

(Saffat 104)

Harun Yıldırım Meali:

Biz ona: “Ey İbrahim!” diye seslendik.

(Saffat 104)

Hasan Basri Çantay:

(104-105) Biz ona: "Ya Ibrahim, rü'yana sadakat gösterdin. Şübhesiz ki biz iyi hareket edenleri böyle mükafatlandırırız" diye nida etdik.

(Saffat 104)

Hayrat Neşriyat Meali:

103,104,105,106. Böylece (ikisi de) teslîm olup (İbrâhîm) onu alnının bir tarafı (yere gelecek şekilde, yanı) üzerine yere yatırınca, artık ona: “Ey İbrâhîm! Hakikaten rüyâya sadâkat gösterdin! İşte biz iyilik edenleri böyle mükâfâtlandırırız. Şübhesiz ki bu, gerçekten apaçık bir imtihandır!” diye seslendik.

(Saffat 104)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(103-106) İkisi de teslim olunca¹ ve [İbrahim] onu [çocuğunu] iki yan [alın] üzerine yatırınca "Ey İbrahim! Rüyayı doğrulamış bulunuyorsun. Gerçekten biz, güzellik [iyilik] edenlere bunun gibi karşılığını veririz. Gerçekten bu, apaçık bir sınamadır" diye ona seslendik.

(Saffat 104)

Hüseyin Atay Meali:

103-105 Böylece ikisi de içtenlikle boyun eğdiler. Babası oğlunu alnı üzerine yatırınca, Biz seslendik: "Ey İbrahim, rüyayı gerçekleştirdin, doğrusu, Biz iyi işler yapanları böylece ödüllendiririz"

(Saffat 104)

İbni Kesir Meali:

Biz, ona şöyle seslendik: Ey İbrahim;

(Saffat 104)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Ey İbrahim” diye seslendik.

(Saffat 104)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve ona "Ey İbrâhîm!" diye nida ettik (seslendik).

(Saffat 104)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Biz de ona şöyle ünledik: «Ey İbrahim!

(Saffat 104)

Kadri Çelik Meali:

Biz ona, “Ey İbrahim!” diye seslendik.

(Saffat 104)

Mahmut Kısa Meali:

İşte tam o sırada, ona “Ey İbrahim!” diye seslendik:

(Saffat 104)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(103-104) Sonunda ikisi de teslim olup alnını yere koydu. Ona "Ey İbrahim!" diye nida etmişizdir.

(Saffat 104)

Mehmet Türk Meali:

104,105. Biz, ona: “Ey İbrahim! Gerçekten sen, rüyayı doğru anladın (ve uyguladın.) Şüphesiz Biz iyilik yapanları, böyle ödüllendiririz.” diye seslendik.

(Saffat 104)

Muhammed Celal Şems Meali:

(104-105) Biz, İbrahim’e, “Ey İbrahim! Sen rüyanı gerçekleştirdin. Şüphesiz Biz, iyi amellerde bulunanları böylece mükâfatlandırırız,” (diye) seslendik.

(Saffat 104)

Muhammed Esed Meali:

kendisine seslendik: "Ey İbrahim,

(Saffat 104)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Biz ona şöyle seslendik: "Ey İbrahim!"

(Saffat 104)

Mustafa Çavdar Meali:

Biz: Ey İbrahim! Diye seslendik.

Bknz: (2/124)

(Saffat 104)

Mustafa Çevik Meali:

101-108 İbrahim’in duasından sonra Biz de ona güzel huylu, hoşgörülü, halim selim bir erkek evlat müjdesi verdik. Çocuk doğru ile yanlışı birbirinden ayırabileceği ergenlik çağına erişince de, İbrahim ona, “Yavrucuğum, rüyamda seni kurban ederken görüyorum, bir düşün bakalım, bu işe ne dersin?” diye sordu. Oğlu da babasına, “Sen rüyanda gördüğün şeyi yap, inşallah beni de buna itiraz etmeyip sabreden biri olarak bulacaksın” dedi. Sonra her ikisi de Allah’ın emri olarak algıladıklarına kendilerini teslim edince, İbrahim oğlunu alnı üzerine yatırdı. O sırada Biz de ona: “Ey İbrahim! Sen şimdi rüyanda gördüğünü gerçekleştirmeye kalkıştın. Biz teslimiyetini bildiğimiz kullarımızı yanlışlar yapmaktan koruruz.” diye vahyettik. Bu, İbrahim’in kendi kendini imtihan ettiği, yanlış ve çok zor bir sınama idi. Biz ona çocuğunu kurban etmek yerine fidye olarak büyük bir kurban verdik ve onu kesmesini emredip, yanlışından kurtardık.” Gelecek nesiller arasında İbrahim, bu yanlışının Allah tarafından düzeltilmesi ile de anılacaktır.

(Saffat 104)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Biz kendisine "Ey İbrahim!" diye seslendik:

(Saffat 104)

Osman Okur Meali:

(103-105) Sonra ne zaman ki ikisi de teslim oldular ve O [İbrâhîm], onu alnı üzere yatırdı [yüzüstü bıraktı, mağdur etti] ve Biz ona ‚"Ey İbrahim! Sen o rüyayı kesinlikle onayladın" diye seslendik, Şüphesiz Biz, muhsinleri işte böyle ödüllendiririz.

(Saffat 104)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve O'na: «Ya İbrahim!» diye nidâ ettik ki,

(Saffat 104)

Ömer Öngüt Meali:

Biz ona: "Yâ İbrahim!" diye seslendik.

(Saffat 104)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Ey İbrahim!” diye seslendik,

(Saffat 104)

Sadık Türkmen Meali:

Ve Biz de: “Ey İbrahim!” diye ona seslendik.

(Saffat 104)

Seyyid Kutub Meali:

Biz ona «Ey İbrahim» diye seslendik.

(Saffat 104)

Suat Yıldırım Meali:

(103-105) Her ikisi de Allah'ın emrine teslim olup, İbrahim oğlunu şakağı üzere yere yatırıp, Biz de ona: "İbrahim! Rüyanın gereğini yerine getirdin (onu kurban etmekten seni muaf tuttuk)" deyince (onları büyük bir sevinç kapladı). Biz iyileri işte böyle ödüllendiririz!

(Saffat 104)

Süleyman Ateş Meali:

Biz ona: "İbrahim!" diye ünledik.

(Saffat 104)

Süleymaniye Vakfı Meali:

O zaman ona; "Ey İbrahim!" diye seslendik.

(Saffat 104)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(104-105) "Ey İbrahim! Düşünün gereğini yerine getirdin" diye seslendik. İşte Biz, iyi davrananları böyle ödüllendiririz.

(Saffat 104)

Şaban Piriş Meali:

-Ey İbrahim! diye seslendik.

(Saffat 104)

Talat Koçyiğit Meali:

Ey ibrahim!" diye seslenmiştik

(Saffat 104)

Tefhimul Kuran Meali:

Biz ona: «Ey İbrahim» diye seslendik.

(Saffat 104)

Ümit Şimşek Meali:

O zaman Biz “Ey İbrahim,” diye seslendik.

(Saffat 104)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Biz şöyle seslendik: "Ey İbrahim!"

(Saffat 104)