40. Mümin Suresi / 56.ayet

Kendilerine ulaşan hiçbir bilgi ve belge olmadığı halde Allah’ın ayetleri hakkında ileri geri konuşanlar var ya işte onların içlerinde hiçbir zaman ulaşıp tatmin olamayacakları bir kibir ve üstünlük tutkusu vardır. Artık sen sadece Allah’a sığın. Çünkü O, her şeyi işiten ve her şeyi görendir.

Bknz: (18/27)(40/75)

Mustafa Çavdar Meali

Mümin 56 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Allah'ın ayetleri hakkında, kendilerine hiçbir kesin delil gelmemişken çekişmeye girişenlerin gönüllerinde, ancak ulaşmalarına imkan olmayan bir büyüklenme duygusu var; artık Allah'a sığın, şüphe yok ki o, duyar, görür.

(Mümin 56)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Şüphesiz, kendilerine gelmiş bulunan hiçbir (kuvvetli ve geçerli) delil olmaksızın, Allah'ın ayetleri(ni değiştirmek ve dejenere etmek) konusunda mücadele edenlere gelince; onların göğüslerinde kendisine asla ulaşamayacakları bir büyüklük (arzusundan, şeytani kibir ve gururdan) başkası bulunmamaktadır. (Bu yüzden sapıtıp kayılmaktadır.) Artık Sen Allah'a sığın. Şüphesiz O hakkıyla İşiten, hakkıyla Görendir. (Güvenilip dayanılacak yegâne makamdır.)

(Mümin 56)

Abdullah Parlıyan Meali:

Allah'ın ayetleri hakkında, kendilerine hiçbir kesin delil gelmemişken, çekişmeye girişenlerin gönüllerinde, ancak ulaşmalarına imkan olmayan bir büyüklenme duygusu var. Sen her türlü şeyden olduğu gibi, bunların şerrinden de Allah'a sığın. Şüphe yok ki O, herşeyi duyar ve herşeyi görür.

(Mümin 56)

Adem Uğur Meali:

Kendilerine gelmiş kesin bir delil olmaksızın, Allah'ın âyetleri hakkında münakaşa edenler var ya, hiç şüphe yok ki, onların kalplerinde, asla yetişemeyecekleri bir büyüklük hevesinden başka bir şey yoktur. Sen Allah'a sığın. Kuşkusuz O, işiten ve görendir.

(Mümin 56)

Ahmet Hulusi Meali:

Kendilerine gelmiş bir reddedilemez delil olmaksızın Allah'ın işaretleri hakkında mücadele edenler var ya, onların içlerinde, asla ulaşamayacakları bir kibirden başka bir şey yoktur (Kibriya'nın farkındalığına asla ulaşamayacaklardır)! O halde sen, Esma'sıyla hakikatin olan Allah'a sığın... Muhakkak ki O, "HU"; Semi'dir, Basıyr'dir.

(Mümin 56)

Ahmet Tekin Meali:

Kendilerine gelmiş kesin bir delil, bir ferman, bir yetki olmaksızın, Allah'ın âyetleriyle ilgili tartışanların kalplerinde, asla sahip olamayacakları ille de bir büyüklük hevesi vardır. Sen Allah'a sığın. Kesinkes o işitir, bilir görür; duana icabet eder, doğru yolu gösterir.

(Mümin 56)

Ahmet Varol Meali

Kendilerine gelmiş açık bir delil olmaksızın Allah'ın ayetleri hakkında mücadele edenler var ya, onların göğüslerinde erişemeyecekleri bir büyüklükten başka bir şey yok. Artık sen Allah'a sığın. Şüphesiz O, duyandır, görendir.*

(Mümin 56)

Ali Bulaç Meali:

Şüphesiz, kendilerine gelmiş bulunan hiçbir delil olmaksızın, Allah'ın ayetleri konusunda mücadele edenlere gelince; onların göğüslerinde kendisine ulaşamayacakları bir büyüklük (isteğin)den başkası yoktur. Artık sen Allah'a sığın. Şüphesiz O hakkıyla işiten, hakkıyla görendir.

(Mümin 56)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Kendilerine (Allah'dan) gelmiş bir delil olmaksızın Allah'ın ayetlerini inkâr edenlerin kalblerinde ancak tekebbür var. Onlar, o tasarladıkları büyüklüğe asla eremiyeceklerdir. Sen, hemen (sana fenalık düşünenlerden) Allah'a sığın. Muhakkak ki O, Semîdir= sözlerini işitendir, Basîr'dir= yaptıklarını görendir...

(Mümin 56)

Ali Rıza Sefa Meali:

Kendilerine gelmiş hiçbir kanıtları olmadan, Allah'ın ayetleri hakkında tartışıyorlar. Onların yüreklerinde, ulaşamayacakları bir büyüklenmeden başkası yoktur. Artık, Allah'a sığın; kuşkusuz, O, Duyandır; Görendir.

(Mümin 56)

Ali Ünal Meali:

Kendilerine gelmiş hiçbir delil ve verilmiş hiçbir yetki olmaksızın Allah’ın âyetleri hakkında ileri geri tartışanlar, içlerinde taşıdıkları ama hiçbir zaman ulaşamayacakları büyüklük ve üstünlük özentisi sebebiyle böyle yapmaktadırlar. Sen, (onların her türlü hile, desise ve tuzaklarından) Allah’a sığın. Hiç şüphesiz O, O’dur Semî’ (her şeyi hakkıyla işiten), Basîr (her şeyi hakkıyla bilen).

(Mümin 56)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Kendilerine güçlü bir delil gelmeden Allah’ın ayetlerine karşı mücadele edenlerin ise, gönüllerinde hiçbir zaman ulaşamayacakları bir büyüklük vardır. Artık sen (onlara karşı) Allah’a sığın. Şüphesiz O, (her sesi) işiten ve (her ihtiyacı) görendir.

(Mümin 56)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Kendilerine gelmiş herhangi bir delil olmadan Allah'ın ayetleri konusunda mücadele edenlerin gönüllerinde, asla ulaşamayacakları büyüklenme arzusundan başka bir şey yoktur. Artık sen, Allah'a sığın! Şüphesiz O, her şeyi işitir; görür.

(Mümin 56)

Bekir Sadak Meali:

Allah'in ayetleri uzerinde kendilerine gelen bir delil olmadan tartisanlarin gonullerinde, ulasamiyacaklari bir buyuklenme vardir. Sen Allah'a sigin. O suphesiz isitendir, gorendir.

(Mümin 56)

Besim Atalay Meali:

Onların, kendilerine gelmiş olan hiçbir hüccet yok iken, Allahın âyetlerinde tartışmış olanların, içlerinde kasalma var, ona hiç eremezler, Allaha sığınasın, O işitir, O görür

(Mümin 56)

Celal Yıldırım Meali:

Allah'ın âyetleri hakkında kendilerine gelen bir delil ve belge olmaksızın tartışıp iddialaşanların gerçekten içlerinde ulaşamıyacakları bir kibir (büyüklük, kendini beğenmişlik) vardır. Sen artık Allah'a sığın. Şüphesiz ki O, işitendir, görendir.

(Mümin 56)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Allah'ın ayetleri hakkında, kendilerine gelmiş bir delilleri olmaksızın tartışanlar var ya, bu onların içlerindeki asla ulaşamayacakları bir büyüklük taslamadan başka bir şey değildir. Sen (onların şerrinden) Allah'a sığın. Şüphesiz O, (her şeyi) hakkıyla işitendir, (her şeyi) hakkıyla görendir.

(Mümin 56)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Allah'ın ayetleri üzerinde kendilerine gelen bir delil olmadan tartışanların gönüllerinde, ulaşamayacakları bir büyüklenme vardır. Sen Allah'a sığın. O şüphesiz işitendir, görendir.

(Mümin 56)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Allah'ın ayetleri hakkında, kendilerine gelmiş bir delilleri olmaksızın tartışanlar var ya, onların kalplerinde ancak bir büyüklük taslama vardır. Onlar, tasladıkları büyüklüğe asla ulaşmazlar. Sen Allah'a sığın. Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

(Mümin 56)

Diyanet Vakfı Meali:

Kendilerine gelmiş kesin bir delil olmaksızın, Allah'ın âyetleri hakkında münakaşa edenler var ya, hiç şüphe yok ki, onların kalplerinde, asla yetişemeyecekleri bir büyüklük hevesinden başka bir şey yoktur. Sen Allah'a sığın. Kuşkusuz O, işiten ve görendir.

(Mümin 56)

Edip Yüksel Meali:

Hiç bir delile sahip olmadan ALLAH'ın ayet ve mucizelerine karşı tartışanların göğüslerinde, erişemiyecekleri bir büyüklenme vardır. Öyleyse ALLAH'a sığın. O İşitendir, Görendir.

(Mümin 56)

Elmalılı Orjinal Meali:

Kendilerine gelmiş kat'i bir bürhan olmaksızın Allahın ayetlerinde mücadele edenler muhakkak ki onların siynelerinde ancak yetişemiyecekleri bir kibir vardır sen hemen Allaha sığın, çünkü o, semi odur, basir o

(Mümin 56)

Elmalılı Yeni Meali:

Çünkü kendilerine gelmiş kesin bir delil olmaksızın Allah'ın ayetleri hakkında mücadele edenlerin göğüslerinde, sadece yetişemeyecekleri bir kibir vardır. Sen hemen Allah'a sığın çünkü işiten O'dur, gören O!

(Mümin 56)

Erhan Aktaş Meali:

Yetkili kılınmadıkları[1] halde Allah'ın ayetleri hakkında ileri geri konuşanların kalplerinde, hiçbir zaman tatmin edemeyecekleri bir büyüklenme tutkusu vardır. Sen, Allah'a sığın. O, Her Şeyi Duyan, Her Şeyi Gören'dir.

1)Allah tarafından, kendilerinde mesajını insanlara iletme görevi (elçilik) verilmediği halde. Ayette "sultan" sözcüğü yer almaktadır. Bu sözcüğü "delil" olarak çevirmek doğru değildir. Sultan, bir kimsenin yetkili kılındığına; yetkili olduğuna dair verilen yetki belgesi anlamına gelmektedir. Söz ve yetki sahibi demek olan "Sultan" sözcüğü de bu sözcükten türemiştir.

(Mümin 56)

Gültekin Onan Meali:

Şüphesiz, kendilerine gelmiş bulunan hiçbir delil olmaksızın, Tanrı'nın ayetleri konusunda mücadele edenlere gelince; onların göğüslerinde kendisine ulaşamayacakları bir büyüklük (isteğin)den başkası yoktur. Artık sen Tanrı'ya sığın. Şüphesiz O hakkıyla işiten, hakkıyla görendir.

(Mümin 56)

Hakkı Yılmaz Meali:

Şüphesiz kendilerine gelmiş kesin bir delil olmaksızın, Allah'ın âyetleri/alâmetleri/göstergeleri hakkında mücâdele edenler; onların göğüslerinde ancak yetişemeyecekleri bir kibir vardır. Sen hemen Allah'a sığın. Şüphesiz O, en iyi işiten ve en iyi görendir.

(Mümin 56)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Kendilerine bir delil gelmemesine rağmen, Allah’ın ayetleri hakkında tartışanlar (var ya)! Onların göğüslerinde kendisine asla ulaşamayacakları bir kibirden başkası yoktur. (Öyleyse) Allah’a sığın. Şüphesiz ki O (evet o), (işiten ve dualara icabet eden) Es-Semi’, (her şeyi gören) El-Basîr’dir.

(Mümin 56)

Harun Yıldırım Meali:

Kendilerine gelmiş kesin bir delil olmaksızın, Allah'ın âyetleri hakkında münakaşa edenler var ya, hiç şüphe yok ki, onların kalplerinde, asla yetişemeyecekleri bir büyüklük hevesinden başka bir şey yoktur. Sen Allah'a sığın. Kuşkusuz O, işiten ve görendir.

(Mümin 56)

Hasan Basri Çantay:

Kendilerine gelmiş kat'i bir delil (ve salahiyyet) olmaksızın (körü körüne) Allahın ayetleri hakkında mücadele edenlerin göğüslerinde, hiç şübhe yok ki, asla yetişemeyecekleri bir büyüklük (hevesin) den başka bir şey yokdur. Hemen sen (onların şerrinden) Allaha sığın. Çünkü O, (dediklerini) bizzat işiden, (yapdıklarını) hakkıyle görendir.

(Mümin 56)

Hayrat Neşriyat Meali:

Şübhesiz o kimseler ki, kendilerine gelmiş bir delîl olmaksızın Allah'ın âyetleri hakkında mücâdele ederler. Onların sînelerinde, kendisine ulaşamayacakları bir kibirden (sana üstün gelme arzusundan) başka bir şey yoktur. (Sen) hemen Allah'a sığın! Çünki Semî'(herşeyi işiten), Basîr (hakkıyla gören) ancak O'dur.

(Mümin 56)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Kendilerine gelmiş herhangi bir yetki-delil olmaksızın Allah'ın ayetleri hakkında mücadele edenlerin kesinlikle göğüslerinde ancak kendisine ulaşmamış oldukları bir kibir bulunmaktadır. Artık, Allah'a sığınmayı dile. Gerçekten o devamlı işitendir, devamlı görendir.

(Mümin 56)

Hüseyin Atay Meali:

Doğrusu, kendilerine gelen bir belge olmadan Allah’ın ilkeleri üzerinde tartışanların gönüllerinde ulaşamayacakları bir büyüklenme vardır. Sen Allah’a sığın. Doğrusu O, işitendir, görendir.

(Mümin 56)

İbni Kesir Meali:

Kendilerine gelmiş kesin bir delil olmadan Allah'ın ayetleri üzerinde tartışanların göğüslerinde, şüphesiz ki ulaşamayacakları bir büyüklenme vardır. Öyleyse sen, Allah'a sığın. Muhakkak ki O'dur O, Semi, Basir.

(Mümin 56)

İlyas Yorulmaz Meali:

Kendilerine gelmiş sağlam bir kanıtları olmadığı halde, Allah hakkında çekişip duranların kalplerinde, hiçbir zaman ulaşamadıkları bir büyüklük duygusu vardır. (Bu büyüklük duygularından) Allah'a sığın. Şüphesiz ki O her şeyi işiten ve her şeyi görendir.

(Mümin 56)

İskender Ali Mihr Meali:

Muhakkak ki, kendilerine gelmiş bir sultan (delil) olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında mücâdele edenlerin sinelerinde sadece (Allah’a) ulaşamayacakları bir kibir vardır. Artık Allah’a sığın, muhakkak ki O, en iyi işiten ve en iyi görendir.

(Mümin 56)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

O kimseler ki kendilerine verilmiş hiç bir kanıt yokken Allah'ın belgeleri üzerinde çekişip dururlar, onların içinde doymak nedir bilmiyen bir büyüklük tutkusu vardır. Artık sen Allah'a sığın. Çünkü O, işiticidir, görücüdür.

(Mümin 56)

Kadri Çelik Meali:

Şüphesiz kendilerine gelmiş bulunan hiç bir delil olmaksızın Allah'ın ayetleri konusunda mücadele edenler (var ya), onların göğüslerinde kendisine ulaşamayacakları bir büyüklenmeden başkası yoktur. Artık sen Allah'a sığın. Şüphesiz O hakkıyla işiten, hakkıyla görendir.

(Mümin 56)

Mahmut Kısa Meali:

Hiçbir ikna edici delile dayanmaksızın, sırf önyargılardan yola çıkarak Allah’ın ayetleri hakkında körü körüne tartışmaya girişenler var ya; onların yüreklerinde, hiçbir zaman tatmin edemeyecekleri bir kibir, bir kendini beğenmişlik duygusundan başka bir şey yoktur! İşte bütün itirazlarının altında yatan gerçek sebep budur! Öyleyse, ey Müslüman! Bu gibi kimselerin şerrinden yalnızca Allah’a sığın! Hiç kuşkusuz O, her şeyi işiten, her şeyi görendir.

(Mümin 56)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

İleri geri tartışanların hissiyatı, asıl kendilerinedir. Allah'ın ayetleri hakkında gelen deliller Neticesinde değildir. Sırf bir büyüklük kompleksinden başka bir şey değildir. Ama onlar Maksatları olarak özendikleri şeye asla ulaşamazlar. Çünkü O, her şeyi tam işitir ve bilir.

(Mümin 56)

Mehmet Türk Meali:

Şüphesiz ellerinde kendilerine gelen bir delil bulunmaksızın, Allah’ın âyetleriyle mücadele edenlere gelince; onların içerisinde, asla tatmin olmayan küstahça bir kendini beğenmişlik duygusundan başka bir şey yoktur.1 Sen hemen Allah’a sığın. Şüphesiz O (Allah) her şeyi işitendir, görendir.2*

(Mümin 56)

Muhammed Celal Şems Meali:

Şüphe yok ki, kesin delilleri olmaksızın Allah’ın ayetleri hakkında tartışanların kalplerinde, hiçbir zaman elde edemeyecekleri büyüklük (hayalinden) başkası yoktur. Bunun için Allah’a sığınmayı dile. Şüphesiz O, çok işiten ve çok görendir.

(Mümin 56)

Muhammed Esed Meali:

Allah'ın mesajlarını hiçbir delilleri olmadan sorgulayanlara gelince; onların içinde hiçbir zaman tatmin edemeyecekleri küstahça bir kendini beğenmişlik (duygusun)dan başka bir şey yoktur, öyleyse sen Allah'a sığın çünkü her şeyi işiten, her şeyi gören yalnız O'dur!

(Mümin 56)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Allah'ın ayetleri hakkında, kendilerine hiçbir kesin kanıt gelmemişken çekişmeye girişenlerin gönüllerinde, yalnızca, ulaşmalarına olanak bulunmayan bir büyüklenme duygusu vardır. Öyleyse sen Allah'a sığın, kuşku yok ki o, gereğince işiten ve gereğince görendir.

(Mümin 56)

Mustafa Çavdar Meali:

Kendilerine ulaşan hiçbir bilgi ve belge olmadığı halde Allah’ın ayetleri hakkında ileri geri konuşanlar var ya işte onların içlerinde hiçbir zaman ulaşıp tatmin olamayacakları bir kibir ve üstünlük tutkusu vardır. Artık sen sadece Allah’a sığın. Çünkü O, her şeyi işiten ve her şeyi görendir.

Bknz: (18/27) - (40/75)

(Mümin 56)

Mustafa Çevik Meali:

Hiçbir bilgi ve delile sahip olmadıkları halde Allah’ın âyetleri konusunda ileri geri konuşanların içlerinde, aslında hiç tatmin olamayacakları bir büyüklenme ve yönetme tutkusu vardır. Sen onların şerrinden Rabbine sığın. O, her şeyi görüp gözetendir. Büyüklük de hükümranlık da yalnızca Allah’a aittir.

(Mümin 56)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Allah'ın ayetleri hakkında kendilerine ulaşmış hiçbir belge ve yetki olmadan tartışanlara gelince: onların içinde hiçbir zaman erişip (tatmin) olamayacakları bir büyüklenme tutkusu vardır, başkası değil. Artık sen sadece Allah'a sığın: çünkü O, evet O'dur her şeyi işiten, her şeyi görüp gözeten.

(Mümin 56)

Osman Okur Meali:

Allah’ın âyetleri hakkında, kendilerine gelmiş bir yetkileri olmaksızın tartışanlar var ya, onların kalplerinde ancak bir büyüklük taslama vardır. Onlar, tasladıkları büyüklüğe asla ulaşmazlar. Sen Allah’a sığın. Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

(Mümin 56)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Şüphe yok o kimseler ki, kendilerine gelmiş bir kat'i bürhan olmaksızın Allah'ın âyetlerinde mücadelede bulunurlar, onların sinelerinde kendilerinin yetişemeyecekleri bir böbürlenmeden başka bir şey yoktur. Sen hemen Allah'a sığın, şüphe yok ki bihakkın işitici, görücü olan O'dur O.

(Mümin 56)

Ömer Öngüt Meali:

Kendilerine verilmiş kesin bir delil ve salâhiyet olmaksızın, Allah'ın âyetleri üzerinde tartışanların gönüllerinde hiç şüphe yok ki aslâ erişemeyecekleri bir büyüklük taslamaktan başka bir şey yoktur. Öyleyse sen Allah'a sığın. Şüphesiz ki O işitendir, görendir.

(Mümin 56)

Ömer Sevinçgül Meali:

Kendilerine verilen kesin bir delil olmadan Allah’ın ayetleri hakkında ‘itiraz ederek’ tartışanların kalplerinde ulaşamayacakları bir kibir vardır. Sen, hemen Allah’a sığın. O her şeyi mutlaka işitir, görür.

(Mümin 56)

Sadık Türkmen Meali:

Allah’ın ayetleri hakkında, kendilerine gelmiş bir delil olmaksızın, tartışıp duran kimseler var ya; şüphesiz ki, onların göğüslerinde, kendisine asla erişemeyecekleri, bir büyüklük taslamaktan başka bir şey yoktur! Öyleyse sen Allah’a sığın/yönel. Şüphesiz O; işitendir, görendir.

(Mümin 56)

Seyyid Kutub Meali:

Allah'ın ayetleri üzerinde kendilerine gelen bir delil olmadan tartışanların gönüllerinde, ulaşamayacakları bir büyüklenme vardır. Sen Allah'a sığın. O şüphesiz işitendir, görendir.

(Mümin 56)

Suat Yıldırım Meali:

Kendilerine ulaşan hiçbir delil olmaksızın Allah'ın ayetleri hakkında ileri geri tartışanların içlerinde olan duygu, sırf bir büyüklük kompleksinden başka bir şey değildir, ama onlar o özendikleri dereceye asla ulaşamazlar. Sen onların şerrinden Allah'a sığın.Çünkü O, her şeyi tam manasıyla işitir ve bilir.

(Mümin 56)

Süleyman Ateş Meali:

Kendilerine gelmiş hiçbir delil olmadan Allah'ın ayetleri hakkında tartışanlar var ya, onların göğüslerinde, (hiçbir zaman) erişemeyecekleri bir büyüklük taslamaktan başka bir şey yoktur. Sen Allah'a sığın, çünkü işiten, gören O'dur.

(Mümin 56)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Ellerinde bir delil (dayanak) olmadan Allah'ın ayetleri hakkında tartışmaya girenlerin göğüslerinde, asla ulaşamıyacakları bir büyüklük duygusu vardır. Sen Allah'a sığın. O dinler ve görür.

(Mümin 56)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Ellerinde hiçbir delil olmadığı halde Allah'ın ayetleri hakkında tartışanların içinde hiçbir zaman tatmin edemeyecekleri bir kendini beğenmişlik duygusu vardır. Öyleyse Allah'a sığın. Çünkü O, her şeyi duyar ve görür.

(Mümin 56)

Şaban Piriş Meali:

Kendilerine gelen hiçbir delilleri olmadan, Allah'ın ayetleri hakkında tartışanların gönüllerinde kibirden başka bir şey yoktur. Onlar, ona ulaşamazlar. Öyleyse sen, Allah'a sığın. Çünkü O, işiten ve gören O'dur.

(Mümin 56)

Talat Koçyiğit Meali:

Kendilerine gelmiş herhangi bir delil olmaksızın Allah'ın âyetleri hakkında ateşli münâkaşa edenlerin göğüslerinde, hiçbir surette ulaşamayacakları bir büyüklükten başka bir şey yoktur. Bu itibarla Allah'a sığın; çünkü her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla gören O'dur.

(Mümin 56)

Tefhimul Kuran Meali:

Şüphesiz, kendilerine gelmiş bulunan hiçbir delil olmaksızın, Allah'ın ayetleri konusunda mücadele edenlere gelince; onların göğüslerinde kendisine ulaşamayacakları bir büyüklük (isteğin)den başkası yoktur. Artık sen Allah'a sığın. Şüphesiz O hakkıyla işiten, hakkıyla görendir.

(Mümin 56)

Ümit Şimşek Meali:

Kendilerine ulaşmış bir delile dayanmaksızın Allah'ın âyetleri hakkında tartışmaya girenlerin gönüllerinde yatan şey, hiçbir zaman erişemeyecekleri bir büyüklük hevesinden ibarettir. Sen Allah'a sığın. Çünkü O herşeyi işiten, herşeyi görendir.

(Mümin 56)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Kendilerine gelmiş hiçbir kanıt olmadan, Allah'ın ayetleri hakkında tartışıp duranlar var ya, onların göğüslerinde, asla ulaşamayacakları bir büyüklüğün kuruntusu vardır. Artık Allah'a sığın! O'dur Semi, O'dur Basir.

(Mümin 56)