42. Şura Suresi / 7.ayet
Şura 7 ayeti için diğer mealler.

Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
Ve işte sana, böylece Arapça Kur'an'ı vahyettik, şehirlerin aslı ve temeli olan Mekke'yi ve çevresindeki bütün şehirleri korkutman ve geleceğinde şüphe olmayan topluluk gününü haber vererek o günün dehşetiyle korkutman için; halkın bir bölüğü cennettedir ve bir bölüğü yakıp kavuran cehennemde.*
(Şura 7)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
(Ey Resulüm!) İşte Biz Sana böyle Arapça bir Kur’an vahyettik; şehirlerin anası (olan Mekke halkı) nı ve çevresinde olanları (tüm insanlığı) uyarman için ve kendisinde şüphe olmayan (mahşerde) toplanma gününü (haber verip onları) korkutman için de (Seni gönderdik. O gün onların) bir bölümü cennette, bir bölümü çılgınca yanan ateşin içerisindelerdir.
(Şura 7)Abdullah Parlıyan Meali:
Şehirlerin anası olan Mekke'lileri ve etrafında bulunan insanları uyarman ve meydana geleceğinde hiç şüphe olmayan, o toplanma gününü hatırlatıp korkutasın diye, sana böyle Arapça bir Kur'ân vahyettik. O gün insanların bir kısmı cennette, bir kısmı da yakıp kavuran cehennemdedir.
(Şura 7)Adem Uğur Meali:
Şehirlerin anası (olan Mekke'de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik. (İnsanların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir.
(Şura 7)Ahmet Hulusi Meali:
İşte böylece sana (Onu) Arapça bir Kur'an (olarak) vahyettik ki, hem Mekke halkını ve Onun yöresindekileri uyarasın; hem de kendisinde şüphe olmayan toplanma sürecinin dehşeti hakkında bilgi edinilsin! (Onlardan) bir bölümü cennettedir, bir bölümü de alev dalgaları yayılan ateştedir.
(Şura 7)Ahmet Tekin Meali:
Senin sorumluluk sınırlarını belirlediğimiz gibi, görevlerini de hatırlatarak biz sana bütün ilâhî kitaplardaki dinî-ilmî esasları içeren, açık, edebî, Arapça, okunan bir kitap, Kur'ân vahyettik. Manevî merkez Mekke'yi ve çevresindeki bütün dünyayı, bütün insanları uyarasın, gerçekleşeceği ve hesap sorulacağı konusunda şüphe olmayan toplanma günü, hesap günü ile ilgili insanları ikaz edesin diye vahyettik. Buna rağmen insanların bir kısmı cennette, bir kısmı körüklenen alev püsküren dehşetli Cehennem ateşindedir.*
(Şura 7)Ahmet Varol Meali
İşte biz sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik ki şehirlerin anası (Mekke halkı)nı ve etrafında olanları uyarasın. Hakkında hiçbir şüphe olmayan toplanış günü konusunda uyarıda bulunasın. (O gün) bir grup cennette bir grup da alevli ateştedir.
(Şura 7)Ali Bulaç Meali:
İşte biz sana, böyle Arapça bir Kur'an vahyettik; şehirlerin anası (olan Mekke halkı)nı ve çevresinde olanları uyarman için ve kendisinde şüphe olmayan toplanma gününü (haber verip onları) uyarman için de. (O gün onların) Bir bölümü cennette, bir bölümü çılgınca yanan ateşin içerisindedirler.
(Şura 7)Ali Fikri Yavuz Meali:
Şehirlerin esası olan Mekke halkını ve bütün etrafındaki memleketler halkını sakındırasın ve hakkında şübhe olmıyan o kıyamet gününün dehşetini haber veresin diye, sana böyle Arabca bir Kur'an vahyettik. O kıyamet gününde toplananlardan bir kısmı (müminler) cennettedir, bir kısmı (kâfirler) de cehennemdedir.
(Şura 7)Ali Rıza Sefa Meali:
Ve işte böylece, sana, çok kolay anlaşılacak Kur'an'ı bildirdik. Kentlerin anasını ve tüm çevresini, hakkında kuşku olmayan Toplanma Günü'yle uyarman için.[413] Bir küme cennette, bir küme de yakıcı ateşte olacaktır.
413)Kentlerin anası tanımı Mekke kenti için bildirilmiştir. Tüm çevresi tanımı ise kimi yorumculara göre tüm insanlığı belirtir. Aynı tanımlar, 6:92 ayetinde de vardır.
Ali Ünal Meali:
İşte (nasıl senden önceki peygamberlere vahiyde bulunmuşsak,) sana da Arapça bir Kur’ân (okunacak bir Kitap) vahyediyoruz ki, merkez şehir olan Mekke halkı ile etrafındaki insanları uyarasın; gerçekleşeceğinde asla şüphe bulunmayan o Toplanma Günü ile uyarasın. (Neticede o gün onların) bir kısmı Cennet’te, bir kısmı da Alevli Ateş’te olacaktır.
(Şura 7)Bahaeddin Sağlam Meali:
İşte böylece sana Arapça bir Kur’an vahyettik ki ana şehri ve etrafındakileri uyarasın, kendisinde hiçbir şüphe olmayan toplanma (kıyamet) gününü de hatırlatasın. (O gün) bir grup Cennette, bir grup da şiddetli ateş içindedirler.
(Şura 7)Bayraktar Bayraklı Meali:
İşte böylece şehirlerin anası Mekke ve çevresindekileri uyarman ve gerçekleşmesinde şüphe bulunmayan toplanma günü hakkında korkutman için sana Arapça bir Kur'an indirdik. O gün insanların bir kısmı cennette, bir kısmı da alevli ateşte olacaktır.
(Şura 7)Bekir Sadak Meali:
Boylece sehirlerin anasi olan Mekke'de ve cevresinde bulunanlari uyarman, suphe goturmeyen toplanma gunu ile uyarman icin sana arabca okunan bir Kitap vahyettik. Insanlarin bir takimi cennete, bir takimi da cilgin alevli cehenneme girer.
(Şura 7)Besim Atalay Meali:
İşte böyle, Mekkelilerle, yüresinde olanları — hiç şüphe bulunmayan— toplanma gününden kocundurmakçin Arapça olarak Kur'-anı sana vahiy ettik; birtakım kimseler cennettedirler, birtakımı ateşte!
(Şura 7)Celal Yıldırım Meali:
İşte böylece biz sana Arapça Kur'ân indirdik ki, Ümmü'l-Kurâ'yı (Mekke halkını) ve çevresindekileri uyarasın ve meydana geleceğinde hiç şüphe olmayan o toplanma (Kıyamet) gününü hatırlatıp korkutasın. (O gün insanların) bir kısmı Cennette, bir kısmı da çılgın ateşli Cehennem'dedir.
(Şura 7)Cemal Külünkoğlu Meali:
(Ey Muhammed!) Şehirlerin anası (durumunda olan) Mekke'de ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve hakkında asla şüphe olmayan toplanma gününün dehşeti hakkında bilgi vermen için sana Arapça bir Kur'an vahyettik. O gün onların bir kısmı cennette, bir kısmı da alevli ateştedir. *
(Şura 7)Diyanet İşleri Eski Meali:
Böylece şehirlerin anası olan Mekke'de ve çevresinde bulunanları uyarman, şüphe götürmeyen toplanma günü ile uyarman için sana Arapça okunan bir Kitap vahyettik. İnsanların bir takımı cennete, bir takımı da çılgın alevli cehenneme girer.
(Şura 7)Diyanet İşleri Yeni Meali:
Böylece biz sana Arapça bir Kur'an vahyettik ki, şehirlerin anası olan Mekke'de ve çevresinde bulunanları uyarasın. Hakkında asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları uyarasın. Bir grup cennette, bir grup ise cehennemdedir.
(Şura 7)Diyanet Vakfı Meali:
Şehirlerin anası (olan Mekke'de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik. (İnsanların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir. *
(Şura 7)Edip Yüksel Meali:
Başkent ve çevresini uyarman için ve gerçekleşecek olan Toplanma Gününe karşı uyarman için biz kusursuz bir dile sahip olan bir Kuran'ı böylece sana vahyediyoruz. Onlardan bir kısmı cennete, bir kısmı da cehenneme girecektir.
(Şura 7)Elmalılı Orjinal Meali:
Ve işte böyle sana Arabi bir Kur'an vahiyetmekteyiz ki Ümmülkurayı ve çevresindekileri sakındırasın ve o toplama gününün dehşetini haber veresin onda şübhe yok, bir fırka Cennette, bir fırka sairde
(Şura 7)Elmalılı Yeni Meali:
İşte böylece sana Arapça bir Kur'an vahyetmekteyiz ki, Anaşehir (Mekke) halkını ve çevresindekileri uyarasın ve hakkında şüphe olmayan o toplama (kıyamet) gününün dehşetini haber veresin. Bir grup cennette, bir grup da cehennemdedir.
(Şura 7)Erhan Aktaş Meali:
Kentlerin anası[1] ve civarındakileri, hakkında kuşku olmayan toplanma günü ile uyarman için sana Arapça bir Kur'an vahyettik. Onların bir kısmı Cennet'tedir, bir kısmı da alevli ateştedir.
1)Mekke.
Gültekin Onan Meali:
İşte biz sana böyle Arapça bir Kuran vahyettik; şehirlerin anası (ümmelkur'a) (olan Mekke halkı)nı ve çevresinde olanları uyarman için ve kendisinde şüphe olmayan toplanma gününü (haber verip onları) uyarman için de. (O gün onların) bir bölümü cennette, bir bölümü çılgınca yanan ateşin içerisindedirler.
(Şura 7)Hakkı Yılmaz Meali:
İşte böylece Biz, kentlerin anasını ve onun kıyısındaki kişileri uyarasın ve kendisinde hiç şüphe olmayan toplanma günü ile uyarasın diye sana Arapça bir Kur’ân vahyettik. Bir grup cennettedir, bir grup da cehennemdedir.
(Şura 7)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
Böylece şehirlerin anası olan (Mekke’yi) ve çevresini uyarman ve (insanları) kendisinde şüphe olmayan toplanma günüyle uyarman için, sana Arapça bir Kur’ân vahyettik. (Kıyamet Günü) bir grup cennette, bir grup alevleri dehşet saçan ateştedir.
(Şura 7)Harun Yıldırım Meali:
Hem şehirlerin anasını ve onun etrafında bulunanları uyarıp korkutasın, hem de kendisinde şüphe bulunmayan toplanma günü ile uyarıp korkutasın diye, sana da böylece arapça bir Kur’an vahyettik. Bir bölümü cennette, bir bölümü çılgınca yanan ateşin içerisindedirler.
(Şura 7)Hasan Basri Çantay:
Şehirlerin anası (halkı) na ve etrafında bulunanlara gelecek tehlikeleri haber vermen için ve hakkında hiçbir şübhe bulunmayan o toplanma gününün dehşetiyle korkutman için sana böyle Arabca bir Kur'an vahyetdik. (Onlardan) bir takımı cennetde, bir takımı cehennemdedir.
(Şura 7)Hayrat Neşriyat Meali:
İşte sana böyle Arabca bir Kur'ân vahyettik ki, şehirlerin anasını (Mekke'yi) ve onun etrâfındaki (bütün yeryüzü belde)leri(ni) korkutasın ve (geleceği) hakkında hiç şübhe olmayan o toplanma günü (kıyâmet) ile (onları) korkutasın! (O gün) bir kısım (insanlar) Cennette, bir kısım (insanlar) da alevli ateştedir.
(Şura 7)Hubeyb Öndeş Meali: /
Kentlerin annesini [baş kenti] ve çevresindekileri uyarman ve kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan toplanma gününe [karşı] uyarman için açık-anlaşılır [bir dile sahibi]¹ bir kur'an olarak bunun gibisini sana vahiy ettik. [O gün] bir grup, (o) cennetin içindedir; bir grup, (o) alevin içindedir.
(Şura 7)Hüseyin Atay Meali:
Böylece ana kenti ve çevresindekileri uyarman ve hiçbir şüphe bulunmayan toplanma günü ile de uyarman için, sana Arapça bir Kur'an vahyettik. İnsanların bir bölüğü cennette, bir bölüğü de alevli ateşdedir.
(Şura 7)İbni Kesir Meali:
Şehirlerin anasını ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve hakkında hiç bir şüphe bulunmayan o toplanma günüyle korkutman için, sana böyle arabça bir Kur'an vahyettik. Bir fırka cennette, bir fırka da çılgın alevli cehennemdedir.
(Şura 7)İlyas Yorulmaz Meali:
Böylece sana, Mekke halkını ve Mekke civarında yaşayanları, geleceğinde hiçbir şüphenin olmadığı toplanma (hesap) günü ile uyarman için, Arapça bir Kur'an olarak vahyettik. Onlardan bir gurup cennete girecekler ve yine onlardan bir gurupta, yakıcı ateşin içine girecek.
(Şura 7)İskender Ali Mihr Meali:
İşte böylece sana, Arapça Kur’ân’ı vahyettik, şehirlerin anasını (Mekke halkını) ve onun etrafındakileri, hakkında şüphe olmayan toplanma günü (kıyâmet günü) ile uyarman için. Onların bir kısmı cennette ve bir kısmı alevli ateştedir (cehennemde)dir.
(Şura 7)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
Biz senin gönlüne böyle arapça bir Kur'an bildirdik ki iller ili Mekke'yi, onun dolayındakileri şüphe götürmiyen o toplanma günüyle uyarasın diye. Onlardan bir kısmı Cennet'te, bir kısmı da kızgın ateşte olacaklardır.
(Şura 7)Kadri Çelik Meali:
Böylece şehirlerin anasını (Mekke halkını) ve çevresinde olanları uyarman ve kendisinden şüphe olmayan toplanma günü ile uyarıp korkutman için sana Arapça bir Kur'an vahyettik. (O gün onların) Bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgınca yanan ateşin içindedir.
(Şura 7)Mahmut Kısa Meali:
Ey şanlı Elçi! Daha önceki Peygamberlere nasıl kendi halkının konuştuğu dilde kitap gönderdiysek, işte sana da Arapça okunan bir hitabe olan bu Kur’an’ı gönderdik ki, asıl adı Mekke olan ve dünya kentlerinin merkezi konumunda bulunan Anakent halkını ve aşama aşama çevresindeki diğer bütün şehirleri, toplumları, ülkeleri ve tüm dünyayı uyarasın ve böylece, gerçekleşeceğinde asla şüphe olmayan okıyamet günü, o Toplanma Gününe karşı onları ikaz etmiş olasın.Çünkü O Gün gelip çatınca, insanların bir kısmı cennete girecek, bir kısmı da çılgın bir ateşe!
(Şura 7)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
Arapça Kur'an vahyettik sana, şehirlerin anası olan ( Mekke halkı) ve çevresinde olanlar Şüphe olmayan toplanma gününü haberdar olmaları ve onları bununla uyarman içindir. Usulünce onların bir bölümü çılgınca yanan ateşin içinde, bir kısmı da cennettedir.
(Şura 7)Mehmet Türk Meali:
Böylece Biz, sana şehirlerin anası (olan Mekke)1 ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve (insanların) bir bölümünün cennette, bir bölümünün de çılgın alevli cehennemde olacağı ve hakkında asla şüphe olmayan toplanma günüyle, onları korkutman için Arapça bir Kur’an vahyettik.*
(Şura 7)Muhammed Celal Şems Meali:
Aynı şekilde yerleşimlerin anasını ve onun etrafındakileri uyarasın diye, Biz sana Arabî Kur’an’ı vahyettik. (Keza) hakkında (hiç) şüphe bulunmayan (bütün insanların bir arada) toplanacakları gün hakkında (da onları) uyarman (için, Biz Kur’an’ı indirdik). Bir topluluk Cennet’te ve bir topluluk (da Cehennem) ateşinde (olacak.)
(Şura 7)Muhammed Esed Meali:
(Sana sadece Bizim mesajımız emanet edilmiştir:) işte Biz sana Arap dilinde bir hitabe gönderdik ki, bütün kentlerin atasını ve çevresinde oturanları uyarabilesin; yani, (varlığı) her türlü şüphenin üstünde olan Toplanma Günü'ne karşı (onları) uyarasın. (O Gün) bazısı cennete girecek, bazısı da yakıcı ateşe.
(Şura 7)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
Biz sana kentlerin anası olan Mekke'de ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve kendisi hakkında kesinlikle kuşku olmayan toplanma günüyle onları korkutman için böyle Arapça bir Kur'an bildirdik. O gün bir bölük Cennette, bir bölük de çılgın alevli Cehennemdedir.
(Şura 7)Mustafa Çavdar Meali:
Biz, Mekke ve civarındaki şehir halklarını hem uyarman hem de hakkında hiç şüphe olmayan o toplanma günü ile ikaz etmen için sana işte böyle Arapça bir Kuran vahyettik. O gün insanların bir kısmı cennettedir, bir kısmı da çılgın alevler içinde!Bknz: (6/19) - (6/92) - (50/45)
(Şura 7)Mustafa Çevik Meali:
5-7 İnsanların büyük çoğunluğunun Allah’a nankörlük edip şirk koşmaları ve asılsız iftiralarda bulunmaları sebebi ile yeryüzünde fesat çıkmış, düzen bozulmuş ve neredeyse gökyüzü çatlayıp parçalanacak duruma gelmiştir. Buna şahit olan melekler ise bir taraftan Rablerine şükredip hamd ederken bir yandan da insanlar için bağışlanma dilemekteler. Onlar bilmektedir ki, Allah çok merhametli ve tevbe edip doğruya yönelenleri bağışlayıcıdır. Ey Peygamber! Sen insanların hayat tarzlarını seçimlerinden sorumlu değilsin. Onlara geleceği kesin olan Kıyamet ve Hesap Günü’nde, davete karşı takındıkları tavırdan dolayı yargılanacaklarını tebliğ etmekle görevlisin. Bunun için sana Kur’an’ı kavminin dili olan Arapça olarak indirmekteyiz. Hesap Günü geldiğinde, davet edildiklerine iman edip sorumluluklarını yerine getirenler cennete girerken, yüz çevirip reddedenler hak ettikleri cehennem ateşine atılacaklar.
(Şura 7)Mustafa İslamoğlu Meali:
İşte Biz sana, hem Şehirlerin Anası'nı ve onun çevresindekileri uyarman, hem de kendisinde asla kuşku bulunmayan Toplanma Günü'ne karşı (insanlığı) ikaz etmen için Arapça bir Kur'an vahyettik: (Sonuçta) bir kısmı cennete girecek, bir kısmı da ateşe.
(Şura 7)Osman Okur Meali:
(Ey Muhammed!) İşte sana böyle Arabca bir Kur’ân vahyettik ki, şehirlerin anasını (Mekke’yi) ve onun etrâfındaki (bütün yeryüzü belde)leri(ni) uyarasın ve (geleceği) hakkında hiç şübhe olmayan o toplanma günü (kıyâmet) ile (onları) uyarasın! (O gün) bir kısım (insanlar) Cennette, bir kısım (insanlar) da alevli ateştedir.
(Şura 7)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
Ve işte sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik ki, Ümmü'lKurâ'yı ve onun çevresinde bulunanları korkutasın ve kendinde şüphe olmayan o toplanma gününden korkutasın. Bir fırka cennettedir ve bir fırka da cehennemdedir.
(Şura 7)Ömer Öngüt Meali:
Şehirlerin anası olan Mekke'de ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve aslâ şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böylece Arapça bir Kur'an vahyettik. O gün bir fırka cennette, bir fırka da çılgın alevli cehennemdedir.
(Şura 7)Ömer Sevinçgül Meali:
Böylece, şehirlerin merkezini ve çevresini uyarasın, gerçekleşecek olan toplanma gününün dehşetini insanlara haber veresin diye sana arapça bir Kur’an ‘okunacak bir metin’ vahyediyoruz. O gün ‘dirilip yargılanma süreci gelince’ insanların bir kısmı cennete, bir kısmı da yakıcı ateşe girecek.
(Şura 7)Sadık Türkmen Meali:
İşte böylece sana, Arapça (anladıkları dilde okunan) bir Kur’an vahyettik ki, kentlerin anasını (başkentleri) ve çevresindeki(kasaba ve köy)leri uyarasın! Ve hiç şüphe olmayan, toplanma gününün dehşetinden onları uyarıp sakındırasın. Bir bölük cennettedir, bir bölük kızgın ateştedir.
(Şura 7)Seyyid Kutub Meali:
Ey Muhammed! Şehirlerin anası Mekke'de ve onun çevresinde bulunanları uyarman; hakkında asla şüphe olmayan toplanma gününe karşı korkutman için sana Arapça bir Kur'an vahyettik. O gün insanların bir kısmı cennete, bir kısmı da çılgın alevli cehenneme girerler.
(Şura 7)Suat Yıldırım Meali:
Böylece sana Arapça bir Kur'an vahyettik ki sen Anakent olan Mekke ile bütün etrafını uyarıp irşad edesin ve gerçekleşeceğinde hiç şüphe olmayan mahşer günündeki büyük buluşmayı haber veresin. O ne müthiş manzara: Bir kısım cennette… Bir kısım alevli cehennemde!
(Şura 7)Süleyman Ateş Meali:
Biz sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik ki Anakent (Mekke'y)i ve çevresinde bulunanları ikaz edip; (vukuunda) asla kuşku bulunmayan toplanma gününe karşı uyarasın. (O gün), bir bölük cennette, bir bölük ateştedir.
(Şura 7)Süleymaniye Vakfı Meali:
İşte böyle. Bunu sana, Arapça kur'anlar (ayet kümeleri) halinde vahyettik ki Anakent'te (Mekke'de) ve çevresinde olanları uyarasın. Geleceğinden şüphe olmayan toplanma günü konusunda da uyarasın. Bir kesim Cennette, bir kesim de alevli ateşin içinde olacaktır.
(Şura 7)Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
Sana, anakenti ve çevresindekileri, gerçekleşeceğinde hiçbir kuşku olmayan Toplanma Günü'ne karşı uyarman için apaçık bir mesaj vahyettik. O Gün insanların kimi cennete girecek, kimi de yakıcı ateşe.
(Şura 7)Şaban Piriş Meali:
Mekke ve çevresindekileri uyarman için, hakkında hiçbir kuşkunun bulunmadığı toplanma günü ile uyarasın diye; işte sana, böyle Arapça bir Kur'an vahyettik. O gün insanların bir takımı cennettedir, bir takımı da çılgın alevler içinde.
(Şura 7)Talat Koçyiğit Meali:
(Ey Muhammed!) Mekke ve çevresindekileri uyarman ve kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan toplanma gününden onları korkutman için, sana böyle arapça bir Kur'ân vahyettik. O gün insanların bir kısmı cennette bir kısmı da ateştedir.
(Şura 7)Tefhimul Kuran Meali:
İşte biz sana, böyle Arapça bir Kur'an vahyettik; şehirlerin anası (olan Mekke halkı)nı ve çevresinde olanları uyarıp korkutman için ve kendisinden şüphe olmayan toplanma gününü (haber verip onları) uyarıp korkutman için de. (O gün onların) Bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgınca yanan ateşin içerisindedirler.
(Şura 7)Ümit Şimşek Meali:
Beldelerin anası ile onun çevresindekileri(3) uyarman ve geleceğinde kuşku olmayan toplanma gününden sakındırman için, sana böylece Arapça bir Kur'ân vahyetmiş bulunuyoruz. O gün insanların bir kısmı Cennette, bir kısmı da çılgın alevlerin içindedir.*
(Şura 7)Yaşar Nuri Öztürk Meali
İşte böyle! Biz sana Arapça bir Kur'an vahyettik ki, ülke ve medeniyetlerin anasını ve çevresindekileri uyarasın. Ve toplama günü konusunda da uyarıda bulunasın. Hiç kuşku yok o günde. Bir bölük cennettedir, bir bölük ateşte.
(Şura 7)