43. Zuhruf Suresi / 3.ayet

Biz bu Kuran’ı anlayıp kavrayasınız diye Arapça okunan bir mesaj yaptık.

Bknz: (19/97)(27/14)(41/44)

Mustafa Çavdar Meali

Zuhruf 3 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Şüphe yok ki biz, akıl edesiniz, anlayasınız diye Kur'an'ı Arap diliyle meydana getirdik.

(Zuhruf 3)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Gerçekten Biz Onu, olur ki aklınızı kullanır (anlamaya ve uygulamaya çalışır) sınız diye (ilk indirdiğimiz kavmin diliyle) Arapça bir Kur’an kılıverdik.

(Zuhruf 3)

Abdullah Parlıyan Meali:

O'nu düşünüp kavrayabilmeniz için, Arapça bir kitap olarak indirdik.

(Zuhruf 3)

Adem Uğur Meali:

Biz, anlayıp düşünmeniz için onu Arapça bir Kur'an kıldık.

(Zuhruf 3)

Ahmet Hulusi Meali:

Kesinlikle biz Onu Arapça bir Kur'an olarak meydana getirdik, ta ki (anlayıp) aklınızı kullanarak (değerlendiresiniz)!

(Zuhruf 3)

Ahmet Tekin Meali:

Biz Kur'ân'ı bütün ilâhî kitaplardaki dinî-ilmî esasları içeren, açık, edebî, Arapça, okunan bir kitap halinde planlayıp hazırlayarak açıkladık. Umulur ki, aklınızı kullanarak anlarsınız.*

(Zuhruf 3)

Ahmet Varol Meali

Olur ki akıl edersiniz diye onu Arapça bir Kur'an kıldık.

(Zuhruf 3)

Ali Bulaç Meali:

Gerçekten Biz onu, belki aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kur'an kıldık.

(Zuhruf 3)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Biz onu, anlayasınız diye, Arabca bir Kur'an yaptık.

(Zuhruf 3)

Ali Rıza Sefa Meali:

Aslında, Onu, çok kolay anlaşılacak Kur'an yaptık; belki aklınızı kullanırsınız diye.

(Zuhruf 3)

Ali Ünal Meali:

Biz onu, düşünüp akleder ve gerekli dersleri alırsınız diye fasih Arapça, okunur bir kitap (Kur’ân) kıldık.

(Zuhruf 3)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Biz, onu düşünüp idrak etmeniz için, Arapça bir Kur’an yaptık.

(Zuhruf 3)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Biz, anlayasınız diye onu Arapça bir Kur'an yaptık.

(Zuhruf 3)

Bekir Sadak Meali:

(2-3) Apacik Kitap'a and olsun ki, akledesiniz diye Kuran'i arapca okunan bir Kitap kilmisizdir.

(Zuhruf 3)

Besim Atalay Meali:

«Aklınız ersin» diye biz onu, Arapça Kur'an kılmışız

(Zuhruf 3)

Celal Yıldırım Meali:

Biz, aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kur'ân indirdik.

(Zuhruf 3)

Cemal Külünkoğlu Meali:

2,3. (Gerçekleri) apaçık (gösteren) Kitab'a andolsun ki, aklınızı kullanarak iyice anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur'an yaptık.

(Zuhruf 3)

Diyanet İşleri Eski Meali:

2,3. Apaçık Kitap'a and olsun ki, akledesiniz diye Kuran'ı Arapça okunan bir Kitap kılmışızdır.

(Zuhruf 3)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(2-3) Apaçık Kitab'a andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur'an yaptık.

(Zuhruf 3)

Diyanet Vakfı Meali:

2, 3. Apaçık Kitab'a andolsun ki biz, anlayıp düşünmeniz için onu Arapça bir Kur'an kıldık.

(Zuhruf 3)

Edip Yüksel Meali:

Anlamanız için onu kusursuz bir dile sahip bir Kuran yaptık.

(Zuhruf 3)

Elmalılı Orjinal Meali:

Hakka biz onu Arabi olarak okunacak bir Kur'an kıldık ki akıl irdiresiniz

(Zuhruf 3)

Elmalılı Yeni Meali:

Doğrusu, Biz onu Arapça olarak okunacak bir Kur'an yaptık ki akıl erdiresiniz.

(Zuhruf 3)

Erhan Aktaş Meali:

Biz onu düşünüp anlayasınız diye Arapça bir kur'an[1] yaptık.

1)Okunan. Çevirilerde Kur'an sözcüğüne, yaygın olarak Allah'tan gelen vahyin kitaplaşmış hali anlamı verilmektedir. Bu tek başına doğru bir tanımlama değildir. Zira vahyin kitaplaşmış haline kimi ayetlerde bağlamından dolayı isim olarak Kur'an denmiş olsa da esas isim, "Mushaf"tır, "Kitap"tır. Aslında Kara'e kökünden türeyen Kur'an, kök anlamı itibariyle Kitap veya Mushaf demek değil, "okumak", "toplamak" "bir araya getirmek", "nakletmek", "aktarmak" demektir.

(Zuhruf 3)

Gültekin Onan Meali:

Gerçekten biz onu Arapça bir Kuran kıldık ki akledesiniz.

(Zuhruf 3)

Hakkı Yılmaz Meali:

(2,3) Apaçık/açıklayan kitap kanıttır ki Biz onu aklınızı kullanasınız diye Arapça bir okuma yaptık.

(Zuhruf 3)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Akletmeniz için onu Arapça bir Kitap kıldık.

(Zuhruf 3)

Harun Yıldırım Meali:

Gerçekten Biz onu, belki aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kur’an kıldık.

(Zuhruf 3)

Hasan Basri Çantay:

Hakıykat biz onu, (Onun manalarını) anlayasınız diye, Arabca bir Kur'an yapdık.

(Zuhruf 3)

Hayrat Neşriyat Meali:

2,3. Apaçık beyân eden Kitâb'a and olsun ki, şübhesiz biz, (anlayıp) akıl erdiresiniz diye onu Arabca bir Kur'ân kıldık.

(Zuhruf 3)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(2-3) Apaçık kitap işarettir ki, gerçekten biz onu açık-anlaşılır¹ bir kur'an yaptık. Akıl etmeniz beklenir.

(Zuhruf 3)

Hüseyin Atay Meali:

2-3 Apaçık Kitab’a andolsun! Doğrusu, düşünmeniz için onu arapça bir okuma kılmışızdır.

(Zuhruf 3)

İbni Kesir Meali:

Düşünüp anlayasınız diye gerçekten Biz, onu arabça bir Kur'an kılmışızdır

(Zuhruf 3)

İlyas Yorulmaz Meali:

Biz o kitabı Arapça bir Kur'an olarak indirdik. Umulur ki akledersiniz.

(Zuhruf 3)

İskender Ali Mihr Meali:

Muhakkak ki Biz, O’nu Arapça Kur’ân kıldık. Umulur ki böylece akıl edersiniz.

(Zuhruf 3)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Gerçekten Biz Kur'an'ı arapça olarak varettik, anlayabilesiniz diye.

(Zuhruf 3)

Kadri Çelik Meali:

Gerçekten biz onu, belki aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kur'an kıldık.

(Zuhruf 3)

Mahmut Kısa Meali:

Biz onu, içindeki öğüt ve uyarıları düşünüp anlayasınız diye Arapça bir kitap yaptık. Kur’an’ın ilk muhatabı olan Araplar, eğer başka bir dili konuşuyor olsalardı, o zaman ayetlerimizi o dilde gönderecektik. Çünkü;

(Zuhruf 3)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(2-3) Zahiren, apaçık Kitap'a andolsun. Anlayıp düşünmeniz için Kur'an'ı Arapça yapmışızdır.

(Zuhruf 3)

Mehmet Türk Meali:

Gerçekten Biz onu anlayasınız diye Arapça1 bir Kur’an, yaptık.*

(Zuhruf 3)

Muhammed Celal Şems Meali:

Şüphesiz Biz onu, akıl edesiniz diye Kur’an ve Arabî kıldık. (Çok okunacak olan ve kendi manalarını açıklayan ve konularının anlaşılması kolay olan demektir.)

(Zuhruf 3)

Muhammed Esed Meali:

Onu, düşünüp kavrayabilmeniz için Arapça bir hitabe yaptık.

(Zuhruf 3)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Biz onu Arapça bir Kur'an kıldık.

(Zuhruf 3)

Mustafa Çavdar Meali:

Biz bu Kuran’ı anlayıp kavrayasınız diye Arapça okunan bir mesaj yaptık.

Bknz: (19/97) - (27/14) - (41/44)

(Zuhruf 3)

Mustafa Çevik Meali:

1-4 Hâ. Mim. Yaratılışınızın sebebini ve nasıl yaşamanız gerektiğini, size kendi dilinizin sesleri ile apaçık bildiren Kur’an âyetleri üzerinde düşünün. Bu Kur’an katımızda bulunan ana kitapta kayıtlıdır ve asla bir beşer sözü değildir. Hayatınızla ilgili en doğru hükümleri (yasaları) tebliğ için indirilmiştir.

(Zuhruf 3)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ki zaten Biz, onu anlayabilesiniz diye Arapça bir hitap kıldık.

(Zuhruf 3)

Osman Okur Meali:

(2-3) (Gerçekleri) apaçık (gösteren) Kitab'a andolsun ki, aklınızı kullanarak iyice anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur'an yaptık.

(Zuhruf 3)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Muhakkak Biz onu bir Arapça Kur'an kıldık, umulur ki, siz akıl erdirirsiniz.

(Zuhruf 3)

Ömer Öngüt Meali:

Muhakkak ki biz onu düşünüp anlayasınız diye Arapça bir Kur'an kılmışızdır.

(Zuhruf 3)

Ömer Sevinçgül Meali:

Düşünüp kavrayabilmeniz için onu arapça bir okuma metni yaptık.

(Zuhruf 3)

Sadık Türkmen Meali:

Biz onu, Arapça (anladıkları dilde) bir Kur’an kıldık/yaptık. Aklınızı kullanasınız diye!

(Zuhruf 3)

Seyyid Kutub Meali:

Düşünüp anlamanız için onu Arapça bir Kur'an yaptık.

(Zuhruf 3)

Suat Yıldırım Meali:

Biz düşünüp anlamanız için onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.

(Zuhruf 3)

Süleyman Ateş Meali:

Biz, düşünüp anlamanız için onu Arapça bir Kur'an yaptık.

(Zuhruf 3)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onu, Arapça (ayetler) kümesi haline (kuranlar haline)[1] getirdik; belki aklınızı kullanırsınız.

1)Arapçada  "Kur'an" kelimesinin bir anlamı da kümedir. Kelimenin bu anlamda kullanıldığı ayet için bakınız İsra 17/78

(Zuhruf 3)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onu, anlayıp üzerinde düşünebilesiniz diye apaçık bir mesaj olarak gönderdik.

(Zuhruf 3)

Şaban Piriş Meali:

Biz onu anlayasınız diye Arapça okuma/Kur'an kıldık.

(Zuhruf 3)

Talat Koçyiğit Meali:

2-3 Apaçık Kitab'a yemin ederiz ki, biz bu Kitab'ı, aklınızı kullanasınız diye arapça bir Kur'ân kıldık.

(Zuhruf 3)

Tefhimul Kuran Meali:

Gerçekten biz onu, belki aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kur'an kıldık.

(Zuhruf 3)

Ümit Şimşek Meali:

Düşünüp anlamanız için Biz onu Arapça bir Kur'ân olarak indirdik.

(Zuhruf 3)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Biz onu akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an yaptık.

(Zuhruf 3)