43. Zuhruf Suresi / 42.ayet

Yahut onlara vaat ettiğimiz azabı sağlığında sana göstersek ki, her durumda bizim onları cezalandırmaya gücümüz yeter.

Bknz: (39/68)»(39/71)

Mustafa Çavdar Meali

Zuhruf 42 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Yahut da onlara vaadettiğimiz azabı mutlaka sana gösteririz, gerçekten de onlara gücümüz yeter bizim.

(Zuhruf 42)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Ya da (henüz Sen hayatta iken) kendilerine va'ad ettiğimiz şeyi Sana gösterip (onları cezalandıracağız) ki, Biz gerçekten onlara karşı Muktedir durumdayız.

(Zuhruf 42)

Abdullah Parlıyan Meali:

Yahut onları tehdit ettiğimiz şeyi sana gösteririz, yani senin gözlerinin önünde, onları azaba uğratırız. Şüphesiz biz onların hakkından geliriz.

(Zuhruf 42)

Adem Uğur Meali:

Yahut onlara vâdettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.

(Zuhruf 42)

Ahmet Hulusi Meali:

Yahut da onlara vadettiğimizi sana gösteririz... Biz onlar üzerinde istediğimizi yapma gücüne sahibiz!

(Zuhruf 42)

Ahmet Tekin Meali:

Yahut da, onları tehdit ettiğimiz azâbı sana gösteririz. Kesinkes bizim onları cezalandırmaya gücümüz yeter.

(Zuhruf 42)

Ahmet Varol Meali

Yahut onlara vaadettiğimizi sana gösteririz. Şüphesiz bizim onlara gücümüz yeter.

(Zuhruf 42)

Ali Bulaç Meali:

Ya da kendilerine va'dettiğimiz şeyi onlara gösteririz ki, biz gerçekten onların üstünde güç yetirenleriz.

(Zuhruf 42)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Yahud onlara (azab olarak) vaad ettiğimizi, (hayatında) muhakkak sana göstereceğiz. Elbette onlara azab etmeğe kadiriz.

(Zuhruf 42)

Ali Rıza Sefa Meali:

Veya onlara sözünü verdiğimizi sana gösteririz. Kuşkusuz, onların üzerinde gücümüz vardır.

(Zuhruf 42)

Ali Ünal Meali:

Veya onlara va’dettiğimiz (azabı, mağlûbiyeti sen hayatta iken kendilerine tattırırız da, onu) sana da gösteririz; hiç şüphesiz Biz, onlara dilediğimizi yapabilecek güçteyiz.

(Zuhruf 42)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Veya onlara vaadettiğimiz azabı sana göstersek, şüphesiz Biz onların hakkından gelebiliriz.

(Zuhruf 42)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Yahut onlara vaad ettiğimiz azabı sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.

(Zuhruf 42)

Bekir Sadak Meali:

(41-42) Seni onlardan uzaklastirsak bile dogrusu Biz kendilerinden oc aliriz; yahut onlara vadettigimizi sana gosteririz. Cunku onlara karsi gucu yetenleriz.

(Zuhruf 42)

Besim Atalay Meali:

Ya da söz vermiş bulunduğumuz şeyi, sana da gösteririz, onlara gücümüz yetişir bizim

(Zuhruf 42)

Celal Yıldırım Meali:

Ya da onlara va'dettiğimiz şeyi (azabı) sana göstereceğiz. Çünkü bizim, onlara kudretimiz elbette yeter.

(Zuhruf 42)

Cemal Külünkoğlu Meali:

41,42. (Ey Resulüm!) Biz seni onların arasından (vefat ettirip) yanımıza alsak da, onlardan yine (yaptıkları kötülüklerin karşılığını vererek) intikamı alacağız. Yahut onlara vaad ettiğimiz azabı, dünyada sana göstereceğiz. Çünkü onlara karşı biz her zaman güçlüyüz.

(Zuhruf 42)

Diyanet İşleri Eski Meali:

41,42. Seni onlardan uzaklaştırsak bile doğrusu Biz kendilerinden öç alırız; yahut onlara vadettiğimizi sana gösteririz. Çünkü onlara karşı gücü yetenleriz.

(Zuhruf 42)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Yahut da, onlara yaptığımız tehdidi sana gösteririz ki, bizim onlara gücümüz yeter.

(Zuhruf 42)

Diyanet Vakfı Meali:

Yahut onlara vâdettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.

(Zuhruf 42)

Edip Yüksel Meali:

Yahut, onlara söz verdiğimizi sana gösteririz; bizim onlara gücümüz yeter.

(Zuhruf 42)

Elmalılı Orjinal Meali:

Yahud onlara yaptığımız vaidi sana gösterirsek şübhe yok ki biz ona da muktediriz

(Zuhruf 42)

Elmalılı Yeni Meali:

Yahut onlara yaptığımız tehdidi sana gösterirsek! Şüphesiz Biz onlara bunu yapmaya da muktediriz

(Zuhruf 42)

Erhan Aktaş Meali:

Veya onları uyardığımız azabı sana gösteririz. Elbette Bizim onlara gücümüz yeter.

(Zuhruf 42)

Gültekin Onan Meali:

Ya da kendilerine vaadettiğimiz şeyi onlara gösteririz ki, biz gerçekten onların üstünde güç yetirenleriz.

(Zuhruf 42)

Hakkı Yılmaz Meali:

Yahut da onlara vaat ettiğimiz azabı sana gösteririz. Çünkü Biz, onların aleyhlerine güç yetirenleriz.

(Zuhruf 42)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Ya da onlara vadettiğimiz (azabı) sana gösteririz. Şüphesiz ki biz, onlara güç yetirenleriz.

(Zuhruf 42)

Harun Yıldırım Meali:

Ya da kendilerine va’dettiğimiz şeyi onlara gösteririz ki, biz gerçekten onların üstünde güç yetirenleriz.

(Zuhruf 42)

Hasan Basri Çantay:

Yahud onlara va'd (ve tehdid) etdiğimiz (azab) ı (senin hayatında) behemehal kendine göstereceğiz. Çünkü biz onların üstünde iktidar saahibleriyiz.

(Zuhruf 42)

Hayrat Neşriyat Meali:

Yâhut onlara va'd ettiğimiz (azâb)ı sana (hayâtında) gösteririz; çünki şübhesiz biz, onların üzerine muktedir olanlarız.

(Zuhruf 42)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Veya onlara söz verdiğimizi sana kesinlikle gösterirsek, [bil ki] kesinlikle biz onların üzerinde iktidarız.

(Zuhruf 42)

Hüseyin Atay Meali:

41-42 Seni uzaklaştırsak bile, doğrusu, Biz onları cezalandırırız; yahut onlara söz verdiğimizi sana gösteririz. Doğrusu Bizim onlara gücümüz yeter.

(Zuhruf 42)

İbni Kesir Meali:

Yahut da onlara vaadettiğimizi sana gösteririz. Çünkü Biz, onlara karşı gücü yetenleriz.

(Zuhruf 42)

İlyas Yorulmaz Meali:

Veyahut, onlara vaat ettiğimiz azabı sana gösterirsek ki, bizim buna gücümüz yeter.

(Zuhruf 42)

İskender Ali Mihr Meali:

Ya da onlara vaadettiğimizi (azabı) sana mutlaka göstereceğiz. Çünkü Biz, onların üzerinde mutlaka muktedir olanlarız (gücü yetenleriz).

(Zuhruf 42)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

ya da onlara adadığımız azabı sana gösteririz. Çünkü Bizim onlara karşı gücümüz yeticidir.

(Zuhruf 42)

Kadri Çelik Meali:

Ya da onlara vaat ettiğimiz azabı sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.

(Zuhruf 42)

Mahmut Kısa Meali:

Yâhut onlara söz verdiğimiz azap vaadini gerçekleştirerek, bu dünyada zafer ve başarıyı sana hemen göstersek de sonuç aynı olacak: Her hâlükârda sana mükâfâtını, zâlimlere de cezalarını mutlaka vereceğiz! Çünkü Biz, onlar üzerinde tam bir otoriteye sahibiz! Unutma, bu dinin sahibi Benim; senin görevin ise, sadece mesajı tebliğ etmekten ibarettir.

(Zuhruf 42)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ziyadesiyle vaad ettiğimiz şeyleri onlara gösteririz. Biz gerçekten onlara güç yetiririzdir.

(Zuhruf 42)

Mehmet Türk Meali:

Ya da (dilersek) onlara vâdettiğimiz (azabı) sana gösteririz. Çünkü onlara azap etmeye Bizim gücümüz, elbette yeter.

(Zuhruf 42)

Muhammed Celal Şems Meali:

Yahut onlara vadettiklerimizi sana (da) gösteririz. (Yani, kâfirlere vadedilen azap ya Hz. Resûlüllah’ın (s.a.v.) hayatında ya da onun ölümünden sonra mutlaka gelecektir.) (İyi bilsinler ki) gücümüz kesinlikle onlara yeter.

(Zuhruf 42)

Muhammed Esed Meali:

ve onlara vaad ettiğimiz şeyi yerine getirdiğimizi (bu dünyada) sana göstersek de (göstermesek de) onlar üzerinde kesin bir otoriteye sahibiz!

(Zuhruf 42)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Yahut onlara söz verdiğimiz azabı senin de görmeni sağlarız. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.

(Zuhruf 42)

Mustafa Çavdar Meali:

Yahut onlara vaat ettiğimiz azabı sağlığında sana göstersek ki, her durumda bizim onları cezalandırmaya gücümüz yeter.

Bknz: (39/68)»(39/71)

(Zuhruf 42)

Mustafa Çevik Meali:

40-44 Ey Peygamber! Sen gerçeği duymak istemeyene duyuramaz; görmek istemeyene de gösteremezsin. Sen, müşrik ve kâfir kalmak için inatla direneni asla doğru yola getiremezsin. Biz senin dünya hayatına son verip, onların içinden çekip alsak da almasak da onları mutlaka hak ettikleri azaba çarptırır ve intikam alırız. Sen, sana vahyolunan Kur’an’ın davetine sımsıkı sarıl. Çünkü ancak böylece doğru yolda olabilirsin. Kur’an (zikir) ile davet edilen hayat, senin ve kavmin için şeref, itibar ve güç kaynağıdır. İyi bilin ki günü gelince hepiniz buna uyup uymadığınızdan dolayı hesaba çekileceksiniz.

(Zuhruf 42)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(istersek, onları tehdit ettiğimiz (azabı) sana da gösteririz: Her durumda Biz, elbette onları alt edecek bir güce sahibiz.

(Zuhruf 42)

Osman Okur Meali:

(41-42) (Ey Resulüm!) Biz seni onların arasından (vefat ettirip) yanımıza alsak da, onlardan yine (yaptıkları kötülüklerin karşılığını vererek) intikamı alacağız. Yahut onlara vaad ettiğimiz azabı, dünyada sana göstereceğiz. Çünkü onlara karşı biz her zaman güçlüyüz.

(Zuhruf 42)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Yahut onlara vaadettiğimizi sana göstereceğizdir. Çünkü Biz, muhakkak ki onların üzerlerine muktedirleriz.

(Zuhruf 42)

Ömer Öngüt Meali:

Yahut onlara vâdettiğimiz azabı sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.

(Zuhruf 42)

Ömer Sevinçgül Meali:

Ya da onlara olan tehdidimizi ‘azap etme sözümüzün gerçekleşmesini’ sana gösteririz, buna gücümüz yeter.

(Zuhruf 42)

Sadık Türkmen Meali:

Ya da onları tehdit ettiğimiz (azabı) sana gösteririz. Elbette Biz, onlara güç yetiricileriz.

(Zuhruf 42)

Seyyid Kutub Meali:

Yahut onları tehdit ettiğimiz şeyi sana gösteririz. Bizim onlara gücümüz yeter.

(Zuhruf 42)

Suat Yıldırım Meali:

(41-42) Ey Resulüm! Biz seni vefat ettirip yanımıza alsak da, yine onlardan müminlerin intikamını alırız. Yahut onlara vad ettiğimiz azabı, sana sağlığında gösteririz. Çünkü onlara karşı Biz her zaman güçlüyüz.

(Zuhruf 42)

Süleyman Ateş Meali:

Yahut onları uyardığımız şeyi sana gösteririz (senin gözlerinin önünde onları azaba uğratırız); bizim onlara gücümüz yeter.

(Zuhruf 42)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlara söz verdiğimiz azabı sana gösterebiliriz de. Çünkü kıskıvrak elimizdedirler.

(Zuhruf 42)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(41-42) Seni vefat ettirsek de ettirmesek de onları mutlaka cezalandıracağız. Onlara söz verdiğimizi sana göstersek de göstermesek de, onların üzerinde mutlak bir otoriteye sahibiz.

(Zuhruf 42)

Şaban Piriş Meali:

Onlara vaadettiğimizi sana göstersek de.. Elbette biz, onlara güç yetiririz!

(Zuhruf 42)

Talat Koçyiğit Meali:

41-42 Bu itibarla biz, ya seni alıp götürecek ve sonra da onlardan intikam alacağız: yahutta onlara vadettiğimizi sana da göstereceğiz. Biz onlara karşı elbette muktediriz.

(Zuhruf 42)

Tefhimul Kuran Meali:

Ya da kendilerine va'dettiğimiz şeyi onlara gösteririz ki, biz gerçekten onların üstünde güç yetirenleriz.

(Zuhruf 42)

Ümit Şimşek Meali:

Yahut onlara vaad ettiğimiz şeyi sana da gösteririz. Nasıl olsa Bizim onlara gücümüz yeter.

(Zuhruf 42)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yahut da onlara yönelttiğimiz tehdidi sana gösteririz. Biz onlarla başa çıkacak güçteyiz.

(Zuhruf 42)