Haccı da umreyi de Allah için tam yapın. Eğer hac yapmaktan alıkonursanız, oraya kolayınıza gelen bir kurban gönderin. Kurban yerine ulaşıncaya kadar da başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olan ya da başından bir rahatsızlığı bulunan bir kimsenin fidye olarak ya oruç tutması ya sadaka vermesi ya da kurban kesmesi gerekir. Güven içinde olursanız, hacca kadar umre ile faydalanmak isteyen kimseye, kolayına gelen bir kurban kesmek; bulamayana hac esnasında üç gün, döndüğünüz vakit de yedi gün -ki bu tam on gün eder- oruç tutmak gerekir. Bu, ailesi Mescid-i Haram’da oturmayan kimseler içindir. Allah’tan sakının, Allah’ın cezasının şiddetli olacağını bilin.
Allah, yakılarak sunulan bir kurban getirmedikçe hiçbir elçiye inanmamamız için bizden ahit/söz aldı, diyenlere de ki: “Benden önce size nice elçiler apaçık belgelerle ve sözünü ettiğiniz o şeyler ile gelmişti. Eğer doğru sözlü iseniz peki onları niçin öldürdünüz?”
Ey iman edenler! Allah’ın dini sembollerine, dokunulmaz kutsal aya, hac kurbanlarına ve gerdanlık takılmış kurbanlık hayvanlara, Rablerinin lütfunu aramak/ticaret yapmak ve onun rızasına ulaşmak için Beyt-i Harama gelenlere saygısızlık etmeyin. (1) . İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi daha önce Mescid-i Haram’a girmenizi engellediği için bir topluma olan öfkeniz, onlara karşı saldırganlığa sebep olmasın. (3) . İyilik ve kötülüklerden korunma hususunda yardımlaşın, günah ve düşmanlık hususunda yardımlaşmayın.(4) Allah’tan korkun. Allah’ın cezalandırması çok şiddetlidir.
Ve sen onlara, Adem’in iki oğlunun haberini gerçek bir amaç için anlat. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlar, birinin ki kabul edilmiş, diğerinin ki edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen): “Kesinlikle seni öldüreceğim!” dedi. Diğeri: “Allah, ancak sorumlu davrananlardan kabul eder.” Dedi.
Ey İman edenler! İhramlı iken av hayvanını öldürmeyin. Sizden kim bu yasağı bilerek onu öldürürse, onun cezası, içinizden adil iki kişinin belirlediği evcil hayvanı Kâbe’ye ulaştırarak kurban etmektir. Ya da buna denk bir miktarda yoksulları doyurmaktır veya buna denk bir oruç tutmaktır ki işlediği günahın cezasını böylece çekmiş olsun. Allah, geçmişte yapılanları affetmiştir. Fakat her kim bir daha bu suçları işlerse Allah ona yaptığının acısını tattırır. Çünkü Allah, güçlüdür ve hak edeni cezalandırandır.
Allah, Beyt-ül Haram olan Kâbe’yi, dokunulmaz ayı, (Savaşın yasak olduğu haram aylar) gerdanlıklı ve gerdanlıksız kurban hayvanlarını, dini semboller ve ticari hayatın canlanması için vesile kıldı. İşte bu, Allah’ın göklerde ve yerde olanları bildiğini ve Allah’ın her şeyi bilen olduğunu anlamanız içindir.
De ki: “Bana vahyolunan hükümler arasında; leş, akıtılmış kan, domuz eti ki o katıksız bir pisliktir ve Allah’tan başkası adına, putperestçe kurban edilen hayvandan başka, yiyecek kimse için yenilmesi haram herhangi bir şey bulamıyorum. Fakat zorda kalan kimse de iştah duymadan ve sınırı aşmadan bunlardan yerse, iyi bilsin ki senin Rabbin eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz rahmet sahibidir.
Böylece haccın kendilerine sağlayacağı yararlara şahit olsunlar ve belirli günlerde O’nun kendilerine ihsan ettiği kurbanlık hayvanları, üzerine Allah’ın adını anarak kessinler. Artık bu kurbanların etinden hem siz yiyin, hem de darda olan yoksula yedirin.
Kurbanlık hayvanlardan belirli bir vakte kadar istifade edebilirsiniz nihayet onların kurban edilmek üzere varacakları son yer Beyti’l- Atik’tir Kâbe’dir.
Biz her ümmete kurban kesmeyi ibadet kıldık ki, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine O’nun adını ansınlar. Unutmayın ki sizin ilahınız tek bir ilahtır. Öyleyse tüm benliğinizle O’na teslim olun. Sen, Allah’a yürekten boyun eğenleri müjdele!
Biz develerin kurban edilmesini de Allah’ın sembollerinden kıldık, bu hayvanlarda sizin için birçok faydalar vardır. Onları sıra sıra diz çöktürülmüş bir halde kurban ederken üzerlerine Allah’ın adını anın, nihayet yan üstü yere düşünce de onlardan hem siz yiyin hem de isteyebilen ve isteyemeyen muhtaçlara yedirin. İşte böylece nimetlerin hakkını veresiniz diye biz bu hayvanları sizin istifadenize sunduk.
Çocuk, onun çaba ve tasasına ortak olacak yaşa gelince, ona dedi ki;
– Yavrucuğum, rüyamda seni kurban ettiğimi görüyorum, bir düşün ne dersin bu işe? Çocuk;
– Babacığım, sen sana emrolunanı yap! Dedi. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın!
Biz ona çocuğun yerine fidye olarak büyük bir kurban kesmesini emrettik.
Evet sizin mescidi harama girmenizi engelleyen, kurbanlarınızın oraya ulaşmasına imkân vermeyenler işte o kâfirlerdir. Fakat orada henüz tanımadığınız mümin erkek ve kadınları bilmeden canlarına kıyarak bir vebal altına girecek olmasaydınız elbette onlarla savaşmanıza izin verilirdi. İşte Allah böylece iman ederek korunmayı hak edeni rahmetiyle muhafaza etmek için size savaş izni vermedi, Şayet kâfirlerle müminlerin ayırt edilme imkânı olsaydı hiç kuşku yok ki kâfirleri acıklı bir azapla cezalandırırdık.
Arama Mustafa Çavdar Meali üzerinde yapılmıştır.
Farklı meallerde farklı sonuçlar çıkabilir.
Mustafa Çavdar Meali okuyorsunuz,
Değiştirmek için :